BDDK’ya zor görev

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Arzu Seçil DİZMAN

İstanbul Ticaret Odası Ekonomi Uzmanı
Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü - Akademisyen

"6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" Cumhurbaşkanının onayından geçti. Böylelikle uzun süreden beri gündemde olan ve özellikle bankalar ile tüketiciler arasındaki sorunlara tüketici dostu çözümler getirmesi umulan yasada sona yaklaşılmıştır.

Peki, yeni kanun sorunlara çare olacak mı?

Tasarıyı elimize aldığımızda bankaların aldığı ücret ve komisyonlara ilişkin yenilikler dikkat çekmektedir. Madde 4/3'e göre; “bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün ve hizmetlerde tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar bakanlığın görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından belirlenir."

Çıkan haberlere göz gezdirdiğimizde söz konusu madde bazı kesimleri memnun ederken, tüketici kesimine gerekli güveni telkin edememiş gibi gözükmektedir. Ancak bugüne kadar ki sürece bakıldığında düzenlemenin Türkiye'de önemli bir gri alanı çözüme kavuşturduğu şüphesizdir.

Tüketici hakkı BDDK’ya emanet

Konunun detayları karışık olmakla birlikte esasen bankaların aldığı ücret, masraf ve komisyonlar bugüne kadar en net olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesine dayandırılmaktaydı. Bu maddeye göre “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesi ile ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir.” 

Bu madde dışındaki diğer düzenlemeler ise net değildir. Söz konusu masrafları gerek Merkez Bankası Tebliği’ne, gerekse “Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi”ne dayandıran uygulamalara sıkça rastlanabilir. Tüketici derneklerinin bugüne kadar iddia ettiği kısım ise bankaların bu komisyonları talep etmeye yönelik net bir gerekçeleri bulunmadığı hususudur.

Ancak bu kanunla ücret ve komisyonlarda ilk defa resim netleşmektedir. Bankaların ücret ve komisyon isteyebileceği, ancak bunun bir usulü, esası olacağı, işin sahibinin de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu şeklinde belirlendiği açıkça hükme bağlanmaktadır. Yani artık tüketicinin hakkı BDDK'ya emanet edilmiştir.

Türkiye’de ücret ve komisyonların durumu ne?

Ülkemizde bankaların resmi olarak havale, EFT, hesap işletim ücreti gibi 31 adet komisyon kalemi var olup, bu kalemlerden alınan ücretler ise bankadan bankaya farklılık göstermektedir. 

Son beş yıla baktığımızda bankaların ücret gelirlerinin toplam faaliyet gelirlerine oranı %20 ile %23 arasında değişmektedir. Peki bu oran dünyada ne durumda? Ülkemiz Fransa, İspanya, İngiltere gibi bazı gelişmiş ülkelerle aynı düzeydedir. Diğer taraftan İsviçre’de %58, Almanya’da %44, Amerika’da %37 gibi yüksek oranlar dikkat çekmektedir. Tabi bu ülkelerde faiz oranlarının ülkemize göre oldukça düşük düzeyde olduğunu göz ardı etmemekte yarar vardır. Faiz oranları Türkiye'ye yakın gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise ücret ve komisyonların toplam gelire oranı Brezilya’da %28, Polonya’da %29, Meksika’da %21, Rusya’da %17, Endonezya’da ise%13. düzeyindedir. 
O halde bir hususun altını çizmekte fayda var. Türkiye’de alınan ücret ve komisyonun toplam gelirler içindeki oranı, aynı ligde koştuğu ülkelerle benzerlik göstermekte, hatta birkaç puan düşük seyretmektedir. Dolayısı ile Türkiye’de bankaların diğer ülkelere göre fahiş düzeyde ücret, komisyon geliri elde edildiği doğru bir tespit değildir.

Peki, kim haklı?

Bu noktadan hareketle; bankaların birer ticari işletme olarak, yaptıkları her işlemden ücret talep etmeleri normal karşılanmaktadır.

Ancak işin tüketici boyutuna geldiğimizde durum farklı bir görümüm arz etmektedir. Kredi kartı yıllık ücreti olarak 75 TL alan bankaların yanı sıra, hiç bir ücret talep etmeyen bankalar da mevcuttur. Kredi kartı işlemsizlik ücreti olarak kullanılmayan karta 7.99 TL, ayrıca her ay için 2.99 TL ücret yansıtılmaktadır. Hesap işletim ücreti olarak 6 ayda bir 40-50 TL tahsil edilmektedir. Mortgage kredilerinde 750 TL’ye varan ekspertiz ücretleri talep edilirken, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği bu hizmete 300 TL fiyat biçmektedir. Üstelik ekspertiz ücretini tüketiciye iki kere yansıtan bankalar olduğu bilinmektedir. Bir EFT ücreti 20 TL ile 300 TL arasında değişmekte olup, böyle bir farkın tüketici cephesinde hoş karşılanması olası bir ihtimal değildir.

Söz konusu uygulamalar "bankalar yıldan yıla düşen karlılıklarının maliyetini bu şekilde tüketicinin sırtına mı yüklüyor?" sorusunu akıllara getirmektedir. Ancak bu Kanun ile ücret ve komisyon konusunda yeni bir dönem başlamaktadır. İşin sahibi BDDK muhtemelen bir azami oran tarifesi belirleyecek ve bankalar bu tarifenin dışına çıkamayacaktır. Yani artık uygulamanın bir standardı mevcuttur. Sıkıntı bu standartların düşük ya da yüksek belirlenmesinden doğabilir. O vakitte itiraz mercii belli olup, BDDK ile yazışılır, görüşülür. Unutulmamalı ki BDDK'nın belirleyeceği standartlarda bakanlığın da onayı bulunacaktır. 

Bunun dışında yeni tüketici kanununda bankalarla ilgili daha birçok düzenleme mevcuttur. Erken kapanan kredilerde zorunlu indirim, ücretsiz, masrafsız kredi hesabı, aidatsız kredi kartı, konut finansmanına yönelik düzenlemeler ilk dikkat çekenler arasındadır.

Şimdi hamle sırası BDDK’ya geçecektir. Kredi kartı ve tüketici kredilerine getireceği sınırlama ile son günlerin popüler aktörü BDDK, şüphesiz gündemde kalmaya devam edecektir. Zira BDDK’nın işi zor. Masraf ve komisyonları düşürerek tüketicinin mağduriyetini giderirken, bankaları da memnun etmeyi başarabilecek midir? Peki ya bankalar artan kredi sınırlaması ve kart düzenlemeleri yanında masraf ve komisyon darbesini olumlu karşılayabilecek midir? Lafın kısası hem bankalar, hem de tüketiciler önümüzdeki günlerde BDDK’nın başını çokça ağrıtacak gibi gözükmektedir.

Bu konularda ilginizi çekebilir