BDDK, Basel III'ü anlattı

Kurum, kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanan "Sorularla Basel III" başlıklı bir çalışma yayımlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurumu'nca (BDDK) kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanan "Sorularla Basel III" başlıklı bir çalışma yayımlandı. Çalışmada, Basel III uygulamasının, Basel II gibi sermaye gereksinimi hesaplanma usulünü tümden değiştiren bir devrim değil, Basel II'nin özellikle son finansal krizdeki gözlemlenen eksikliklerini tamamlayan bir "ek düzenlemeler seti" niteliğinde olduğu bilgisine yer verildi.

Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurumu (BDDK) Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığının, son dönemde gündeme gelen BASEL III'ün beraberinde getirdiği muhtemel düzenleme değişikliklerine ilişkin olarak hazırladığı "Sorularla Basel III" çalışması yayımlandı.

BDDK'nın internet sayfasında da yer alan çalışmanın yönetici özetinde, Basel Bankacılık Denetim Komitesinin alt çalışma gruplarında uzun süredir üzerinde tartışılarak geliştirilen değişiklik önerilerinin 12 Eylül 2010 tarihli Merkez Bankası Başkanları ve Denetim Otoritesi Başkanları toplantısında kabul edildiği ve nihai uygulama kararlarının açıklandığı hatırlatıldı.

Kurum tarafından Komiteye iletilen ve Türk bankacılık sektörünün uzun dönem istikrarına fayda sağlayacağı düşünülen pek çok önerinin kabul görerek Basel III uzlaşısı olarak da anılmaya başlanan düzenlemelerin içerisinde yer aldığı belirtilen çalışmanın yönetici özetinde, şunlar kaydedildi:

"12 Eylül 2010 tarihi itibarıyla kamuoyuna açıklanan kurallar etkileri itibarıyla ciddi finansal sonuçlara yol açsa da sermaye yeterliliği hesaplama felsefesinde önemli sapmalar meydana getirmemektedir. Başka bir deyişle Basel III, Basel II gibi sermaye gereksinimi hesaplanma usulünü tümden değiştiren bir devrim değil ancak Basel II'nin özellikle son finansal krizdeki gözlemlenen eksikliklerini tamamlayan bir ek düzenlemeler seti niteliğindedir. Yeni kurallar setinde, mevcut özkaynak ve sermaye yeterliliği hesaplamasında önem arz eden sermayenin niteliğinin ve niceliğinin artırılmasına ilişkin standartlar ile dönemselliğe bağlı olarak kullanılacak ilave sermaye tamponu oluşturulması gibi başlıklar mevcuttur. Bahsi geçen hususlara ilave olarak daha önce Basel II uygulamalarının en büyük eksikliği olarak görülen likidite yeterlilik ve risk bazlı olmayan kaldıraç oranları gibi hususlarda yeni düzenlemeler ihdas edilmiştir."

Çalışmanın, kamuoyunu Basel III kuralları ve bu kuralların Dünya ve Türkiye'ye olası etkileri hususunda bilgilendirdiği bildirildi.

BASEL III'ün amaçları

Çalışmada, Basel III ile, kaynağı ne olursa olsun finansal ve ekonomik şoklara karşı bankacılık sisteminin dayanıklılığının artırılması, kurumsal yönetişim ve risk yönetimi uygulamalarının geliştirilmesi, bankaların şeffaflığının ve kamuya bilgi verme özelliklerinin artırılması, mikro bazda yapılan düzenlemelerle bireysel olarak bankaların dayanıklılığının artırılması, makro bazda düzenlemelerle finansal sistemin şoklara karşı direncinin artırılmasının amaçlandığı kaydedildi. Bu amaçların gerçekleştirilmesi için yapılan çalışmalar ise şöyle sıralandı:

"-Halihazırda kullanılan asgari sermayenin nicelik olarak artırılması, niteliğinde değişiklikler yapılması ve mevcut uygulamaya ilaveten risk bazlı olmayan, diğer bir ifadeyle muhasebesel bazlı bir asgari sermaye gerekliliği standardının getirilmesi.

-Tutulması gereken sermaye ihtiyacının ekonominin çevrim dönemlerine göre artırılabilmesi ya da azaltılabilmesi.

-Asgari likidite oranlarına yönelik düzenlemeler yapılması.

-Alım-satım hesaplarına (Trading Book) ilişkin sermaye yeterliliği hesaplamalarında değişiklik yapılması.

-Karşı taraf kredi riskinin (Counterparty Credit Risk) hesaplanmasına ilişkin değişiklik yapılması."

Uluslararası Ödeme Bankası (BIS) tarafından söz konusu değişikliklerin "Basel III" başlığı altında yayımlanmış olmasının kamuoyunda Basel II'nin tamamen yürürlükten kalktığı ve yerine Basel III kurallarının ikame edildiği izlenimine yol açtığı ifade edilen çalışmada, "Ancak bu algılamanın yanlış olduğu üzerinde durulması gereken bir noktadır. Basel III'ün yeni finansal düzenlemelerin önemli bir parçası olsa da tek parçası olmadığıdır" denildi.

Düzenlemelere tam uyum 2013-2019'da

Basel III olarak lanse edilen yeni dönem düzenlemelerin, yasal özkaynak hesaplamasına, finansal kaldıraca, likiditeye ve diğer konulara ilişkin düzenlemeler olmak üzere başlıklara ayrılabileceğine dikkat çekilen çalışmada, bunun yanı sıra Türk mevzuatında henüz uygulaması bulunmayan "(Çekirdek Sermaye-Common Equity)/(Risk Ağırlıklı Varlıklar-Risk Weighted Assets)" oranının artırıldığı, sermaye koruma tamponu (Capital Conservation Buffer) ve döngüsel sermaye (Countercyclical Capital) isimli oranların ihdas edildiği kaydedildi.

Söz konusu değişikliklerin Basel II'nin temel felsefesinden ciddi sapmalar göstermeyen ve yükümlülükleri daha da sıkılaştıran bir özellik gösterdiğine işaret edilen çalışmada, söz konusu düzenlemelere tam uyumun sağlanmasının 2013-2019 arasındaki dönemde gerçekleştirilmesinin planlandığı bildirildi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir