”Bazı hukukçular tetikçi gibi kullanılıyor”
Özbek, "Arkadaşlarımızın görevden alınmasına yönelik kurul kararı yok." dedi.
ANKARA- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Adli Yargı 2010 Yaz Kararnamesi'yle ilgili olarak "Taslak kurulun gündemine alındıktan sonra kurulun malıdır. Gündemden çıkarılması kurul kararıyla olur" dedi.
HYSK'ya gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özbek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in bir televizyon kanalında "Madem iş yükü fazla neden hakimleri görevden almak istediniz" sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
"Öncelikle şunu ifade edeyim, bizi izleyenler buradaki ortamı göremiyorlar, gönül isterdi ki bu kapının önünde dün akşam olduğu gibi, sayın bakanın havaalanının kapısı önünde karşılıklı olarak, sizlerle konuşarak konuları gündeme getirerek değil, kurulda karşılıklı görüşelim. Görüyorum ki gittikçe bundan da da uzaklaşıyor. Dün akşam sizlere basın açıklamasından sonra şunları ifade ettim. Oradaki hakim ve savcılarımızın yani biz açıklamamakla beraber, birtakım hakim ve savcı arkadaşlarımızın görevden alınmasına yönelik kurul kararı yok. Bu arkadaşlarımızın durumlarının kurulda değerlendirilip tartışılması, gerekirse onun sonucuna göre karar verilmesi söz konusuydu. Yine tekrarlıyorum, kurulun gündeminde bunların tartışılması kurulun olağan işidir çünkü kurulun disiplin taslağı denilen bir bölümü vardır, orada tartışılabilir, hatta orada disiplin uygulaması yapılmış kişilerin durumları orada değerlendirilir, ayrıca soruşturma geçirmiş kişilerin durumları da yine soruşturmanın niteliğine göre kararnamede değerlendirilir. Bu bağlamda verilmiş önergenin daha değerlendirilmeden, tartışılmadan, belirttiğimiz gibi toplantıyı terk ve bu şekilde bir tartışmaya, görüşmeye katılmayacağı bildirildi, olay buydu."
Özbek, Adalet Bakanı Ergin'in "Bakanlık işlemlerine yargı yolu açık" şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Sayın Bakan maalesef bunu daha önce de bize söyledi. Kendisi hukukçudur, biz de hukukçuyuz. Yargı yolunun nerede açılıp açılmayacağını, ne şekilde kullanıp kullanılmayacağını biz de biliyoruz. Daha önce 'toplantıları erteledim, toplantı yapılmayacak' dediği zaman biz de "buna hakkınız yok, yanlış olur" dedik, bize verdiği cevap benzer bir cevaptı 'o halde dava açın' demişti kendisini uyardık ve güz kararnamesi sırasında da kararnamenin bir kısmını görüşerek kalan kısmını da gündeme getirmesi yoluyla yöntemiyle karar almıştık" dedi.
Kadir Özbek, "Kararnameyi görüşmeye devam edecek misiniz? Yoksa bakanı ve müsteşarı bekleyecek misiniz?" sorusuna ise "Onun için geldim, biraz da evde hazırlık yaptım, burada çalışmayı bekleyeceğiz" yanıtını verdi.
Özbek, "Adalet Bakanlığının işlemleriyle ilgili suç duyurusunda bulunacak mısınız?" sorusunu ise "Hukuki sonuçları olabilir, bunun hukuki sonuçları bizim tercihimiz midir, değil, çünkü buraya gelmiş gündemde yer almış bir kararnamenin soncunun bağlanması lazım. Sonucunun nasıl bağlanacağı, elbette hukuki birtakım kuralların işletilmesiyle söz konusu olabilir, değerlendireceğiz" diye yanıtladı.
Adalet Bakanı'nın "İş yükü fazla değil" şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Özbek, şunları kaydetti:
"Şimdi, iş var iş var. Bakınız ben söylemedim, hükümetimizin sayın üyelerinden birtakım açıklamalar geldi. Dediler ki '5 ay sonraya gün verilir mi' ama maalesef şimdi uygulamada 1 yıl sonraya gün verilen mahkemelerimiz de var. Onları da çözmeye çalışıyoruz ama tutuklu olaylarda 5 ay sonraya gün verilebiliyorsa siz iş yükü az diyemezsiniz, buna hakkınız yoktur. Kaldı ki buradaki işin durumunu değerlendirilecek olan, meslekte oldukça kıdemli sayılan, mahkemedeki hakim arkadaşlarımızdır, onların böyle bir talepte bulunmaları halinde bu talepleri kurulun gözardı etmesi, kendi içinde tartışmaması ve karşılamaması sorumluluğumuzu gerektirecek hususlardandır."
"Deniz kenarındaki bir dalga gibi değişik uygulamaları gördük"
Özbek, bir başka soru üzerine de şunları söyledi:
"Şimdi, basın yer aldı ancak son yılları hep beraber yaşadık, olayları hep beraber yaşadık, bir Habur olayı yaşadık. Habur olaylarında yargının kullanıldığından bahsedildi. Ne oldu, ne bitti, neler yapıldı, bunun tartışılacağı yer kuruldur, biraz önce de söylediğim gibi sonuca bağlanacağı yer kuruldur. İstanbul olayını son zamanda sanki deniz kenarındaki bir dalga gibi değişik uygulamaları gördük. Kamuoyunda hoş karşılanmayan birtakım sonuçları gördük, bunların değerlendirilmesi gerekirdi, bunlar niye oldu diye kurulun yapacağı bir şey var mı diye bir değerlendirmesi söz konusuydu, Erzurum'u yine birlikte yaşadık, bunları tekrar tekrar söylememize gerek yok. Bu kurulda konuşulmayacak, değerlendirilmeyecekse nerede konuşulacak. O zaman görüyorsunuz televizyonlarda, basının bir bölümünde geçmişte, kurulla, yargıyla hep sorun yaşamış bunu açıkça ifade edebilirim hepsinin dosyaları da buradadır, bakanlıktadır. Birtakım eski hukukçu arkadaşlarımız geçmişteki sıfatlarını da kullanarak sanki kurula karşı, yargıya karşı tetikçi gibi kullanılmaktadır. Bunları değerlendirmeyeceksek onlara da fırsat vermiş olacağız."
"Adalet Bakanlığının taslak kararnameyi çekme yetkisi yok demiştiniz. Adalet Bakanlığı da 'tamamlanmadığı için taslak geri çekilebilir' demişti. Böyle bir durumda yetki kime ait" sorusu üzerine de Özbek, şöyle konuştu:
"Dün ifade ettim, yazılı basın açıklamamızda da bunlar ayrıntılı şekilde belirtildi. Basın açıklamasının ayrıntılı şekilde yazılmış olmasının sebebi de kamuoyunda bir takım tereddütler oluşmasın, bunlar giderilsin diyeydi. Tekrar ediyorum, kararname taslağı, kararname imzalandıktan sonra kararname adını alır. Daha önceki safhada taslaktır. Taslak, personel genel müdürlüğünce ki bu personel genel müdürlüğü teşkilat kanuna göre, HSYK'nın sekreteryasını yerine getirir. Onun tarafından kurula sunulmak üzere hazırlanan taslak artık kurulun gündemine aldıktan sonra kurulun malıdır, o gündemin bir maddesidir. Gündemden çıkarılması ancak kurulun vereceği kararla olur, yoksa basit bir tabirle topunu getirip kendisine pas verilmediği için veya gol atamadığı için küsüp giden, topu koltuğunun altına alıp 'ben eve gidiyorum, ben oynamıyorum' diyen çocuğun işine benzer."