Baykal: Bu olayın arkasındaki fail hükümettir
CHP lideri Baykal, yargıda yaşanan krizin Savcıyı etkisizleştirmeye korkutmaya yönelik bir uygulama olduğunu söyledi
İSTANBUL - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yargı yaşanan krizle ilgili olarak "Türkiye'de ilk kez bir Adliye başka bir Adliye'yi basmıştır" dedi.
Baykal, CHP genel Merkezi'nde gündeme ilişkin yaptığı açıklamada, HSYK’nın Erzurum Adliyesi’ne tebligatın yerinde olduğunu belirtti.
''Türkiye'de ilk kez cumhuriyet tarihi boyunca bir adliye, bir başka adliyeyi basmıştır'' diyen Baykal, şunları söyledi:
''Türkiye'de ilk kez bir başsavcı bir başka savcı tarafından tutuklanmıştır. Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinin, demokrasi tarihinin, hukuk tarihinin kaydetmediği bir olayla karşı karşıyayız. Böylesine olağanüstü, böylesine tarihimiz boyunca tanık olmadığımız bir uygulamayı haklı kılacak gerekçenin hangi usul, yetki, yöntem anlayışında saklı olduğunu düşünmek mümkündür. Bunun nazari, bir teorik hukuki, bir ihtilaf gibi anlamak çok vahim bir yanılgıdır. Türkiye'de ilk kez oluyor. İlk kez bir adliye basılıyor, bir adliye aranıyor ve bir başsavcı tutuklanıyor.''
"Bu olayın bir tarafı hükümettir"
CHP lideri Baykal, yaşanan olayların Savcıyı etkisizleştirmeye korkutmaya yönelik bir uygulama olduğunu söyledi.
Hükümetin, tutuklama kararına karşı, ''Hukuka uygun, hukukun icrasına uygun, inandırıcı, doğru dürüst, saygın bir hukuki süreç olarak anlıyoruz'' yaklaşımına girdiğini ifade eden Deniz Baykal, ''Herkes hükümetin bu olayın arkasındaki fail olduğunu, bu sürecin hükümetin kararı ve tercihi doğrultusunda işletilmekte olduğunu, sağduyusunu kaybetmemiş herkes görmektedir. Biz de görüyoruz. Bu iş hukuk işi değildir, bu iş savcı işi değildir, bu iş hükümetin hukuka, yetkili savcılara, kamuoyunun vicdanına, aklına mantığına karşı kendi mücadelesini götürmekteki inadı olayıdır. Hükümet bu inadı sergilemektedir. Bu olayın bir tarafı hükümettir. Daha açık ifade edeyim AKP'dir. Hükümet olanaklarını, devlet olanaklarını kullanarak AKP, kendi siyasi dünya görüşünü yargıya dayatmaktadır. O dünya görüşü doğrultusunda siyasetin kendisinden beklediğini yerine getirmeyen yargı mensuplarını ezme, sindirme, etkisizleştirme mücadelesini götürmektedir. Bunu da hukuk olarak saygıyla karşılamamızı beklemektedir. Bunun hiç bir inandırıcı tarafı yoktur'' dedi.
"Hükümet boğazına kadar bu işe battı"
Bu manzaranın ülkede çok önemli gelişmelere yol açabileceğini belirten Baykal, şöyle devam etti:
"Adaleti tehdit eden en büyük tehlike, adaletin siyasetin emrine girmesidir, siyasallaştırılmasıdır. Hükümetlerin ve siyasal partilerin adaletin bir parçası olarak adalete müdahale etmesi, bizatihi adaletin kendisinin ortadan kalkması anlamına gelir. Bugün Türkiye'de adaletin işleyişi konusunda hükümet boğazına kadar bu işe batmıştır. Hükümet, adalete yönelik suçlamaların merkezindedir ve sadece adaleti tahrip etmiyor, devleti de tahrip ediyor. Bu tutum, siyaseti adalete yerleştirme, savcılara, hakimlere emir kumanda etme, hükümetin talepleri doğrultusunda tetikçi hukukçuların, yargıçların, savcıların devreye sokulmak istenmesi, böyle arayışların ortaya çıkması, siyasete göre savcı aranması, başbakanların savcı aradıklarını ilan ederek yola çıkmaları, başbakanların savcı arayışları doğrultusunda dava kurgulamaları, Türkiye'de adaletin temelinin çatırdamakta olduğunu bize göstermektedir. Adaletin temelinin çatırdaması bilinmelidir ki devletin temelinin çatırdaması sonucunu doğuracaktır. O nedenle bu konu toplumun, Türkiye'nin, hukukun, devletin bildiğimiz anlamda bekası sorunudur."
''Freni kalmadı bu iktidarın"
Deniz Baykal, ''Vatandaşın kaygılarının giderilmesi için çözüm nedir? Erken seçim çağrınız var mı?'' sorusu üzerine, bu gidişatı engelleyecek bir imkanın devletin bugünkü işleyişi içinde bulunmadığını söyledi. Çoğunluğu elinde bulundurduğu için ''ezerim'' anlayışı içinde olanlarla demokrasiden söz edilemeyeceğini savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun çaresi seçimdir, halktır. Çare milletin konuya el koymasıdır, sorunu çözmesidir, başka çare demokraside tasavvur edemiyorum. Türkiye'yi yıpratmaya, yormaya kimsenin hakkı yok. Bu gidişin sonu kötü. Bir başkasından dolayı değil doğrudan iktidardan dolayı kötü. Sağ salim, kazasız belasız, bir an önce Türkiye'nin yeni bir tabloya taşınmasına imkan verecek bir seçimin gerçekleştirilmesini, milletimizin de bu gidişe kendi özgür, demokratik iradesiyle yön vermesini talep ediyoruz.''
Yargının iktidarın yanlış uygulamaları karşısında ''bir fren'' niteliğinde olması gerektiğini belirten Baykal, ''Freni kalmadı bu iktidarın. Yargı frendir. Demokratik toplumlarda, hukuk devletlerinde yargı iktidara frendir ve herkesin frene ihtiyacı var. Hele bu iktidarın özellikle ihtiyacı var. Bu iktidar da freni kendisine engel zannediyor'' dedi.
"Adalet Bakanı yargı ile savaşıyor"
Yargının saldırılar karşısında ''Kendi canını kurtarma çabası içinde bırakıldığını, Adalet Bakanı'nın yargı ile savaştığını'' öne süren Baykal, bunun kabul edilemez bir tablo olduğunu söyledi.
Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de hükümetin herhangi bir reform yapma şansını kaybettiğinin Türkiye'nin bugünkü manzarasıyla ortaya çıktığını kaydetti. Baykal, ''Bu hükümetin bu ülkeye yapabileceği en büyük iyilik biran önce memleketi seçime götürmektir ve iktidarı devretmektir'' dedi.