Başbakan iddia ediyor, sektör uygulanamaz diyor

Başbakan'ın 'sıfır reel faiz' söylemi kafaları karıştırdı. Reel faizin zaman zaman eksiye inebildiğine işaret eden uzmanlar, 'sıfır faiz'in ise sürdürülebilirliği 'yok' diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YAKUP SAYAR

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "sıfır reel faiz" istediğini açıklayınca kafalar karıştı.  Kimileri sıfır reel faize tam destek verirken, kimileri bunun uygulanamaz olduğunu dile getirmeye başladı.

Başbakan Erdoğan'ın "ABD yüzde 0.25 uyguluyor, Japonya uyguluyor. İsrail'de yüzde 2.3, Türkiye'de niye sıfır olmasın" sözleri ise kimileri tarafından reel faizin değil, faiz oranlarının sıfıra inmesi olarak yorumlandı. Ancak Başbakan Erdoğan'ın ilk olarak 2003'te dile getirdiği ve üstüne basa basa birkaç kez tekrar ettiği "sıfır reel faiz" söylemi, bütün ilgiyi reel faizlere çevirdi.

Bankacılar: Sıfır faiz sürdürülebilir değil

Gazeteniz DÜNYA da enflasyondan arındırıldıktan sonra gerçek anlamda hiçbir getirisi olmayan sistemi işaret eden "sıfır reel faiz"i masaya yatırdı. Konunun en öncelikli tarafı olan finans sektörü temsilcileri isim vermeden görüş bildirmek istediler ve sıfır reel faizin bankacılık açısından sürdürülebilir bir tarafının olmayacağını söylediler.

Bir ülkede reel faizin sıfır olmasının yabancı yatırımcı açısından gösterge olmayacağını belirten bankacılar, yabancı yatırımcıların ülkesel değerleme yaparak hangi ülkede ne kadar getiri elde edeceğini hesapladığını ve yatırımlarını buna göre şekillendirdiğini söylediler.

Adının açıklanmasını istemeyen bir bankacı, sıfır faiz durumunun tasarruftan vazgeçilerek, insanları tüketime yönelterek enflasyonu tetikleyerek farklı bir sonucu ortaya çıkaracağının da unutulmaması gerektiğini ve bu nedenle bankacılık açısından sürdürülebilir görülmesinin yanlış olacağını belirtti.

Vatandaş açısından bakıldığında ise reel faizin sıfır olmasının politik olarak iyi bir izlenim yaratabileceğini, Hazine'den faize ödenen rakamın olmamasının bütçe açısından olumlu bir sonuç ortaya çıkarabileceğini belirten bankacı, politikacıların bu yönde çıkışlarının vatandaşlar açısından olumlu olarak görülebileceğini fakat bunun da gerçekçi bir yaklaşım olmadığının altını çizdi.

Bir başka bankacı ise şu anda bir yıl sonraki enflasyon hedefi olan yüzde 6.73 ile bir yıllık bir Hazine kağıdının bileşik faizi olan 8.30'dan yapılan bir hesaplama ile yüzde 1.6 civarında olan reel faizin zaman zaman eksilere dahi düşebildiğini, fakat sıfır reel faiz politikasının sürdürülebilir bir durum olmayacağını söyledi. Uzun vadeli bir sıfır faiz politikasının Türkiye gibi temel ekonomik sorunları olan ve bunları çözememiş bir ülke açısından hayalci bir yaklaşım olacağını söyleyen söz konusu bankacı, "Reel faizi hangi faiz üzerinde düşündüğünüz önemli. Farklı bir gösterge altından farklı bir reel faiz oranına ulaşabilirsiniz. Başbakanımızın hangi göstergeyi dikkate aldığını bilemiyoruz.  Fakat başbakanımız söz konusu hedefini hemen olabilecek bir şey gibi söylememiş, zamanla olabileceğini söylemiştir" dedi.

Başbakan iddia etti

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta TUSKON'da yaptığı konuşmasında,"Enflasyon, faizin neticesidir. Hedef nedir? Hedef inşallah faizle enflasyonu aynı seviyeye getirmektir. Faizi sıfırlamak için bunu yapmaya mecburuz. Bu adımları atacağız. Türkiye ona doğru gidiyor" demiş "Şu anda Amerika 0.25'i uyguluyorsa, Japonya uyguluyorsa, bakın İsrail 2.3... Buralarda dolaşıyor. Biz de niye olmasın? Bizde de olması lazım. Bunu bu ülkede yapacağız er veya geç buraya gelecek" şeklinde konuşmuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  dün ise bu hedefini iddialı bir şekilde tekrar dile getirdi. Erdoğan, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nce Haliç Kongre Merkezi'nde dün düzenlenen 4. İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmasında  ''Reel faiz düşecek, düşmeli. Benim Merkez Bankasına müdahale etme yetkim yok. Ama arazide Merkez Bankası yok, ben varım. Halkın karşısında ben varım. Birisi faizden mutazarrır olduğu zaman gidip Merkez Bankası'nın yetkililerini bulmuyor beni buluyor. Hakaret ise bana hakaret ediyor, onlara hakaret etmiyor. Ben de düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''paradan 6 sıfırı atacağız'' dediklerinde '''enflasyon patlar'' denildiğini, ancak patlamadığını, tam aksine gerilediğini ve bugün yüzde 4,3 seviyesinde olduğunu söyledi. Enflasyonun Türkiye'de 3 haneli rakamları gördüğünü, ama bugünkü noktalara geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ama hala bir şeyleri kabullenemiyorlar. Hala enflasyon ile faizi ters orantılı olarak görme gayreti içinde olanlar var. Sebep netice ilişkisini görmek istemeyenler var. 'Faizi yükseltirseniz enflasyon düşer' Hayır, tam aksine faiz ile enflasyon doğru orantılıdır. Ben de bunu iddia ediyorum. Yaşadıklarımla iddia ediyorum. Eğer reel faizi daha düşük seviyelere indireceksek, bizim faizle enflasyonu at başı götürmemiz lazım. Bunu başarırsak o zaman göreceksiniz ki reel faiz çok daha düşük seviyeye inecek. Düşecek, düşmeli. 'İş dünyasının içinde sizsiniz, bankaya kredi için giden sizsiniz. Yeri geldiği zaman kredi vermeme noktasında da ne çileler çekildiği küresel finans krizi döneminde gördük.''

DÜNYA yazarları köşelerinde yorumladı

Sıfır faiz tartışmalarına DÜNYA yazarları da köşelerinde katıldı. Taner Berksoy, 4 Mayıs tarihindeki "0 faiz" başlıklı yazısında sıfır faiz beyanını ciddiye alınıp irdelenirse altından epey çapanoğlu çıktığının görülebileceğini belirterek: "Faiz oranı ekonominin temel fiyatlarından birisi.  Faiz özel tasarruf ve yatırım kararlarının belirlenmesinde en büyük etkiye sahip bir fiyat. Faiz fon arzı ile fon talebini dengeleyen bir fiyat. Faiz fonların ekonomiye akması ya da dışarıya kaçması üzerinde büyük etkiye sahip bir fiyat. Piyasa ekonomilerinde işler böyle yürüyor. Kapitalizm böyle çalışıyor. Dünya ekonomisinin düzeni yüzyıllardır böyle işliyor. Bugünün küresel ekonomisi hepten böyle." şeklinde ifadelere yer verdi.

Tuğrul Belli ise 5 Mayıs tarihindeki "Korkutucu bir hedef : "Sıfır" reel faiz!" başlıklı yazısında Kapitalizmin ismi üzerinde kapital'in (sermaye) dolaşımı üzerine kurulmuş bir sistem olduğuna değinerek:" Kapital'in farklı yatırımlara ne miktarda, hangi vade ile dağılacağını belirleyen en önemli unsur faiz'dir. Faiz olmadan sağlıklı bir sermaye dağılımı sağlamak imkansızdır. Yatırımların risk-getiri ilişkisini doğru kurmak için "risk primi" olarak da ifade edilen pozitif faiz şarttır. Son yüzyıllık döneme bakıldığında kapitalist sistemin sağlıklı işlemesi için sermayenin "reel" getirisinin ortalama olarak %3 civarında olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Kısacası, faizsiz veya "sıfır" reel faizli bir kapitalist sistem düşünülemez. Başbakan'ın "faiz enflasyonun sonucu değil, sebebidir" şeklindeki görüşü de doğru değildir" şeklinde yazdı.

Siyasilerden farklı tepkiler

ANKARA / Canan SAKARYA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta gündeme getirdiği sıfır reel faiz hedefine partilerin ekonomi kurmaylarından farklı yorumlar geldi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli konhjonktür gereği artık paradan para kazanma dönemi bittiğini belirtirken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, sıfır reel faizin mümkün olduğunu ancak bunun için yapısal değişikliğin şart olduğunu bildirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, ie söz konusu hedefin bir ideolojik yaklaşım olduğunu savundu.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, reel faizlerin yüzde 2'ye düştüğünü hatırlatarak, sıfır reel faizin dünya gerçeklerini dikkate alan ulaşılabilir bir hedef olduğunu söyledi. Yeni kurulan dünyada faizin sıfır bile olmadığını, ABD'de eksi olduğunu dile getiren Gedikli,  "Japonya da da öyle. Bunun anlamı paradan para kazanma döneminin bitmesidir. Başka bir ifade ile bundan sonra yatırımdan, ticaretten üretimden para kazanma dönemi başlamıştır. Artık para bolluğunda bir sorun yok. Paranın getirisi iyice düşmüş vaziyette. Prensip olarak artık reel sektöre, üretime yönelik yatırımlar yapılmasını gerektiriyor. Dolayısıyla reel faiz yaklaşımı karlılık için çalışılmalıdır" diye konuştu.

Yapısal değişiklik olmadan olmaz

Sıfır reel faiz hedefini koyabilmek için öncelikle ciddi bir yapısal değişikliğe ihtiyaç olduğuğnu belirten MHP Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Cihan Paçacı, "Bunu öngörmek ya da bu hedefe telafuz etmek olabilir ABD'de faiz 0.25 ama Türkiye'de bunu gerçekleştirmek çok kolay değil" dedi. Yüksek cari açığın sözkonusu olduğu bir ekonomide bunu başarmanın kolay olmadığını belirten Paçacı şunları söyledi: "Ekonomiyi bütün olarak bu hedefe göre dizayn etmek gerekir. Maliye politikası merkez bankası ve diğer kurumlar iç içe girmiş konulardır. Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlere, Hazine uyumlu bir süreç izlemezse gerçekleştirmek zor olur. Bir ekonomi bakanlığının  kurulması bütün kurumların burada burada toplanması  ve koordinasyonun sağlanması gerekiyor. Hedeflemek doğru ama gerçekleştirmek kolay değil. Bu hedef yadırganacak bir konu değil ama uygulamak için ciddi tedbirler gerekir" 

'Faiz sebep değil, sonuçtur'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "Başbakan Erdoğan, 'faiz sebeptir sonuç değildir' diyor. Bu bir ideolojik yaklaşımdır. Faiz sonuçtur. Türkiye'de faiz benzer ülkelere göre yüksektir. Gösterge kağıtlarda faiz yüzse de 8.5'tir, enflasyon yüzde 4'tür. Bunun nedeni hükümetin yanlış politikalarıdır ve zamanında önlem almaması nedeniyle ortaya çıkan cari açıktır. Bulunulan durumu sürdürebilmek için dışarıdan çok fazla fon transferine ihtiyaç vardır. Yüksek faiz bunun yarattığı sonuçtur" dedi.

Ergün: Kademeli bir süreç

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, insanların faizden değil, üretimden kazanmayı tercih etmesi gerektiğini söyledi. Bakan Ergün, CNBC-e Televizyonu'nda katıldığı bir programda, sıfır reel faiz ile ilgili soru üzerine, reel faizin süreç içerisinde daha aşağı seviyelere gelmesi gerektiğine işaret etti. Bunun kademeli yapılabilecek bir şey olduğunu belirten Ergün, radikal önlemler getirilmesinin yaratacağı açıkları giderme şansının bulunmadığını anlattı. Ergün, harcama reformu ve vergi reformu açısından da vergi oranının aşağı çekilebileceğini kaydederek, ''Ama ortaya çıkan açık nasıl kapanır? Ortaya çıkan bütçe açığını karşılayacağınız kaynak, borçlanma olacaktır. O zaman sıfır reel faize nasıl geleceksiniz? Bunların birbiriyle çelişmeden, vadelendirilmesi gerekiyor. Bunu da yapıyoruz. Emir komuta ekonomisi olmayacağına göre, faiz piyasada dengesini bulur'' diye konuştu.

Reel faiz nedir?

Nominal faizin enflasyon oranıyla deflate edilmiş yani arındırılmış halidir. Teknik olarak, nominal faiz oranından, beklenen enflasyon oranının çıkarılması ile bulunur. Örneğin, faiz oranı yüzde 7, beklenen enflasyon oranı yüzde 6 ise, reel faiz oranı yüzde 1'dir.

Dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerindeki oranlara baktığımız zaman bir yıl vadeli Hazine kağıdı üzerinden ve 12 ay sonrasının enflasyon hedefi ile hesaplandığında Türkiye'de reel faiz yüzde 1.6 civarında. Buna karşın başını İngiltere, ABD ve Euro Bölgesi'nin çektiği gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ekonomilerin büyük çoğunluğunda reel faiz getiri yüzdesi sıfıra yakın ya da eksi seviyelerde gözüküyor.

Seçilmiş ülkelerde faiz ve enflasyon oranları

ÜlkePolitika faizi TÜFE (yıllık) 
Türkiye 6.254.26  
ABD 0.252.70
Brezilya 126.30
G.Afrika 5.54.10
Hindistan 7.258.82
İsrail 2.504.30
AB 1.252.7
Bu konularda ilginizi çekebilir