Başbakan ailece mi oturacaktı

BURSA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yüksek Askeri Şura toplantısında yeni oturma düzenine ilişkin yapılan tartışmalara değindi ve "Nasıl olur da tek başına oturur?' Ailece mi oturacak? Kanun böyle diyor. İnanın birilerine zor geliyor" dedi.

Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığınca Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, YAŞ toplantısı öncesi Işık Koşaner ve 3 kuvvet komutanının emekliliklerini istemesine değindi.

Koşaner'in görev süresinin 1 yıl sonra dolacağını, diğerlerinin ise 3 gün sonra bittiğine dikkati çeken Arınç, "Bunu bir tepki olarak yorumlamak ne kadar haklıdır, takdirlerinize sunarım. Öyle olarak da görseniz düşük yoğunluklu tepkiydi" dedi.

Arın, bu konunun, Türkiye'nin önünü karartmadığımı ifade ederek, "Ben 10 yıl, 20 ve 30 yıl öncesini de biliyorum. YAŞ toplantısına 3 gün kala komuta kademesinin istifa etmesinin ya da emekliliği talep etmesinin, Türkiye'yi nasıl karıştıracağını, nasıl kaosa yol açacağını, felaket tellallarının senaryo üzerine senaryolar yazacağını, 'sabahlara kadar ışıklar yandı' diye nasıl manşetler atılacağını, 'acaba arkasından ne gelecek' diye telaffuz etmek istemediğim bazı kelimelerin konuşulacağını hepiniz biliyorsunuz değil mi? Bu yıl böyle mi oldu? Ertesi güne bile kalmadı. Ne sabaha kadar ışıklar yandı ne Ankara'da uykusuz geceler geçti. Başbakan, 'akşam İstanbul'a gidiyorum' dedi. Cumhurbaşkanı 'ben de geliyorum' dedi, 'gidelim bir çay içelim orada'. Arkadaşlar hepiniz arif insanlarsınız uzun söze hacet yok" diye konuştu.

Erbakan'ın sözlerini hatırlattı

Herkesin kendi işine bakacağını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

"Her şey normalleşiyor. Rahmetli (Necmettin) Erbakan Hocamız anlatırdı. Hamalın sırtında küfesi var. 30 yıl hamallık yapmakla geçmiş. Ayıp değil, meslek, işini böyle yapıyor, parayı böyle kazanıyor. Benim dayım da hamaldı, utanılacak bir şey değil. Bir gün acısanız, 'senin şu küfeni alıyorum, seni bundan kurtardım' deseniz, 3 gün sonra adam sırtında bir boşluk hissedecek, 'nereye gitti benim küfem? Buna alışmıştım. Ben bundan vazgeçemem, küfemi istiyorum' diyecek. Halbuki normalleşiyoruz. Ne oluyor yani. Anayasa ne yazdıysa hukuk ne yazdıysa o oluyor. Eskiden böyle değildi. Eskiden sırtımızda küfeler vardı kardeşim. Eskiden yanlış anlamalar, uygulamalar, geleneksel korkular vardı. Eskiden pat deyince korkanlar, kaşını çattığı zaman kaçıp gidenler, kitapçığı fırlattığı zaman büyük ekonomik felaketler vardı. Şimdi yok. şimdi normalleştik. Böyle olması lazım. 'Nasıl olur da tek başına oturur?' Ailece mi oturacak? Kanun böyle diyor. İnanın birilerine zor geliyor. Ben konuşmak için çıktım. Birisi ikide bir yanımda dursa huylanırım ben."

Şerefli ordumuzun şerefli komutanları,

Arınç, kurulun başkanı kimse o kişinin başkanlık edeceğini belirterek, "Milli Güvenlik Kurulu'nun başkanı kim? Cumhurbaşkanı. Oturuyor başkanlık kürsüsüne, ben üçüncü sıradaydım, şimdi ikinci sırada oldum. Arkadaşlar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ne Genelkurmay başkanını, kuvvet komutanını ne erini ne onbaşısını kimse küçümseyemez. Hepsi, şerefli ordumuzun şerefli komutanları, askerleri. Onların kendi içinde bile hiyerarşi vardır, alt üst ilişkisi vardır" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, üst kademesinin çok başarılı olacağına, ordunun itibarını daha çok güçlendireceğine, gücünün yeni teknolojiyle, profesyonelleşmiş işini bilen personelle çok daha etkili olacağına yürekten inandıklarını vurgulayarak, "Milletimizin ordusunu sevdiğine hiç şüphe yok. Biz zaten 'ordu milletiz'. Askerlik ocağına 'peygamber ocağı' diyen milletten başka bir şey beklenmez" dedi.

Aklı sıra alay ediyor

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın "Çevre Bakanlığına bağlansın' sözlerini de hatırlatan Arınç, "Aklı sıra alay ediyor. Asker de mıntıka temizliği yaparmış, o zaman Çevre Bakanlığına bağlanması daha uygun olurmuş. Bu kadar gayri ciddi, bu kadar sulu, bu kadar alayı içinde taşıyan bir konuşma ona yakışıyor doğrusu. Biz Silahlı Kuvvetlerimizin itibarını çok daha güçlendirecek çalışmanın içindeyiz. Biz hiç kimseyle rövanş içinde değiliz. Biz herkesle hukuk içinde hukukun gereğini yapmaya mecburuz" dedi.