Bakan Albayrak, nükleer santral için tarih verdi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Akkuyu Nükleer Santrali'nin bu yıl sonu veya gelecek yıl başında temelinin atılacağını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, "Akkuyu Nükleer Santrali'nde bu yıl sonu veya gelecek yıl başında temel atmayı iki ülkenin devlet başkanları düzeyinde gerçekleştirmek için çalışmalarımız devam ediyor. 29 Ekim 2023'e, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yetiştirebilirsek bizim için bundan daha onurlu, şerefli bir hediye olamaz." dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Antalya'da düzenlenen 8. Türkiye Enerji Zirvesi'nde konuştu.
Enerji piyasasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Albayrak, enerjide dışa bağımlılığı minimuma indirmek için çalıştıklarını belirtti.
Albayrak, Türkiye'nin yaklaşık 300-350 milyar dolarlık bir kömür varlığı olduğunu ifade ederek, yerli kömür kullanımının elektrik üretimindeki payının artırılacağını kaydetti.
Enerji Bakanı, bununla ilgili yerli kömür teşvikleri sistemi üzerinde çalıştıklarını, bu konuda piyasadan görüşleri aldığını söyledi.
Albayrak, döviz etkisinden arındırılmış bir enerji piyasası istediklerini sözlerine ekledi.
"Akdeniz'de gelecek yıl ilk derin sondajı yapacağız"
Türkiye'nin Akdeniz'de gelecek yıl ilk derin sondajı yapacağını aktaran Albayrak, "Akdeniz'de gelecek yıl ilk derin sondajı yapacağız. Akdeniz'de daha aktif sondaj çalışması yapılacak. Akdeniz özelinde çok ümitliyiz" dedi.
Akkuyu nükleer santralinin temelinin inşaat iznine bağlı olarak bu yıl sonu ya da gelecek yıl başında atılmasını beklediklerini ifade eden Albayrak, "Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100.yılı olan 29 Ekim 2023 tarihinde devreye almak" diye konuştu.
Enerji Bakanı, bu kış büyük bir sorun olmazsa doğal gazda bir sıkıntı yaşanmasını beklemediklerini belirtti.
"Rüzgarda fiyatlar fazla düştü"
Albayrak'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
"Rüzgarda fiyatlar tahmin ettiğimizden daha fazla düşmüş. Son dönemlerde yerli üretimlerle alakalı üretim kaleminden bahsediyoruz. Türkiye'deki sanayicilerimizin devreye girmesi ile önü açılıyor. Sonrası ne olacak? YEKA üzerinde baktığımızda, yeni üretim tesisi çerçeveleri görüşmelerimiz devam ediyor.
Yaklaşık 2 bin-3 bin megavatlık bekleyen portföy var. Rüzgar ile alakalı adımları atacağız. YEKA özelinde konuşursak 2020 devamını pek düşünmüyoruz. Bu modelin amacı Türkiye'ye katkı sağlaması, maliyetlerin düşmesiydi.
"Enerjide bağımlılık yüzde 49"
Türkiye büyümeye devam ediyorsa enerjide bağımlılığı minimuma indirmesi gerekir. Bunun sac ayaklarından birisi üçte iki yerlilik. Geçtiğimiz yıl yüzde 49'ları bulduk. Bu sene hakikaten barajlarımızdaki seviye geçen yılın yarısı olmasına rağmen toplam üretim olarak (yerlilik) artacak. En büyük artışı yaşayacağız bu yıl. Özel sektör ve kamu düzeninde süreci destekleyeceğiz. Türkiye tüm bu alanlarda büyük bir potansiyele sahip. Türkiye ekonomisine baktığımızda, üçlü bir kazan kazan sistemini devreye alacağız. 2023 ve sonrasında (nükleer reaktör ilk kez devreye girecek) bu oranları yaklaşık olarak yakalamayı ön görüyoruz. Büyüyen talep karşılanacak, yerlilik artacak. İthal kaynakların yerliye dönmesi için farklı teşvikler üzerinde çalışıyoruz.
“Yerli kömürle ilgili teşvik ve destek mekanizmasını 2018 başında devreye alacağız”
Yerli portföy içinde yerli kömür var. Hep şunu ifade ettim. Türkiye'deki toplam üretilen elektriğin içinde kömürün payında büyük bir artış görmüyoruz. Yüzde 30'lar civarında bir kömür portföyümüz var. Yılda 30 milyon kömür ithal ediyoruz.
Sadece son 10 yılda 8 milyar tondan fazla kömür rezervi katmış olduk. 15,9'dan 3 milyar tona çıktı. Yeni keşiflerle potansiyel rezervimiz artıyor. Kalitede artıyor. Yüksek kalorili kömürler. Bu toplam kömür rezervi noktasında 300-350 milyar dolarlık bir değerden bahsediyoruz. Böyle bir varlığımız var.
Bundan kesinlikle faydalanmamız lazım. Peki nasıl? En son teknoloji, en çevreci kriterlerle... Bunu teşvik açısından, yerli kömürle ilgili bir model başlattık.
O da alım garantisi... Anlamlı bir süre, çalışıyoruz. Burada 2 gündür neler konuşuluyor biliyorum. Bir yola giriyoruz, merak etmeyin. Sektörün liberizasyonu ki en önemli konu bu.
Sektördeki bütün oyuncular biliyor, enerji sektörünün sorunlarını kamudan ayrı düşünmemeliyiz. Her ortamda söylüyorum, akıllı olan aklını kullanır, daha akıllı olan herkesin aklını kullanır. Kamu menfaati, müşteri memnuniyeti birlikte oluşturmanız lazım.
Sessiz sessiz bir dönüşümü başlattık. Dövüzden arındırılmış bir modele başlıyoruz, alım garantisi verilen miktarı artırarak yerli kömürle ilgili teşvik ve destek mekanizmasını 2018 başında devreye alacağız.
"Yerli kömür için süreç yıl başı itibarıyla başlıyor"
İthal santrallerin de yerliye dönüşüm oranına göre sektöre dahil edilmesi gündemde. Sektörü göz ardı ederek düşünmemeye çalışıyoruz. Türkiye'de ciddi bir kömür kaynağımız var. Bu santrallerin sahibi olan firmalarımız, bu sahalar üzerinde iş birliğine gittiğinde teşvik edecek bir çalışma. Yerli kömür için süreç yıl başı itibarıyla başlıyor. Öngörülebilirlik, uzun vadeli, adımları inşallah teker teker atacağız.
“Dağıtıcılar özelinde zor dönemlerden geçiyoruz”
Dağıtıcılar özelinde zor dönemlerden geçiyoruz. Türkiye'de özelleştirmeler hayata geçti, yatırımlar yapıldı, riskler alındı. Sektör son birkaç yılda yaşanan döviz krizine dayalı sıkıntılar yaşadı. Sektörü bir şekilde tüm paydaşların menfaatleri ölçüsünde göz artı etmemek lazım.
2018 sonrası süreçle alakalı performansa dayalı, her iki tarafın da kazanacağı bir modelle düzenlemeler çalışılıyor. Dolayısıyla 7-8 kalemde her iki tarafın da kazanacağı hem müşterinin hem hizmeti sağlayan kesimin üçüncü bir paydaş olarak bizim de kazanacağımız bir düzenlemenin son adımlarını atıyoruz.
Şu an uygulanan oranın rakamlar detaylı çalışıyor, bu ay ve önümüzdeki ay netleştireceğiz. 2018 sonrası atılacak adımlarla, dah güçlü sağlıklı ilerleyebilmesi için dağıtım bölgelerinde dönüşümle iyileştirme görüyoruz.
“TÜPRAŞ’TA vefat eden işçilerin ailelerine başsağlığı diliyorum”
TÜPRAŞ'ta patlama olmuş. Birkaç kişi hayatını kaybetti. Başta vefat eden işçilerin ailelerine başsağlığı diliyorum. TÜPRAŞ camiasına başsağlığı dileklerimi iletiyorum
"Doğalgaz kullanmayan şehrimiz kalmayacak"
2015 kışı Rusya krizi yaşadık. Doğalgaz artık Türkiye'nin enerji portföyünde yatsınamaz bir gerçek.Kalan 3 şehrimize de doğalgaz getirerek, doğalgaz kullanmayan şehrimiz kalmayacak. Gazda, kömürde, güneşte inşallah nükleerin de devreye girmesi ile 2023 ile birlikte eşit bir portföy olacak.
“Bu yıl kesinti olmayacak”
Kış aylarında tüketimin arttığı dönemlerde 250 milyon metreküp olduğu zamanlarda kısıntılara gidiyorduk. Bu kış büyük bir sıkıntı olmazsa kesinti olmayacak.
Yılda 55 milyar dolar ithalat yapan ülke, 10 sene sonra enerji ihraç eden ülke olmuş.
Bağımlı olduğumuz ithalat konusunda ciddi paralar ödediğimzi bir seçeneğimiz var. Kendiniz arayacaksınız. Bu çerçevede de çok önemli bir adımın sürecin başladığını ön görebiliriz. İkinci sismik gemimizin de devreye girmesi ile kendi sondaj gemimizle Karadeniz'de de rol alacağız. Bu yıl bitmeden gemimiz geliyor. İlk Akdeniz sondajını 2018 içerisinde yapacağız.
“İlk Akdeniz sondajı 2018’de”
Kendiniz arayacaksınız. Bu çerçevede de çok önemli bir adımın sürecin başladığını öngörebiliriz. İkinci sismik gemimizin de devreye girmesi ile kendi sondaj gemimizle Karadeniz'de de rol alacağız. Bu yıl bitmeden gemimiz geliyor. İlk Akdeniz derin sondajını 2018 içerisinde yapacağız.
Önce kendimiz sonra özel sektör ile birlikte bu noktada Akdeniz başta olmak üzere Karadeniz'de de daha aktif bir sondajcılık gerçekleştireceğiz. Maliyeti avantajı da sağlayacak. Başkasının bir kuyuya harcadığı para ile siz iki kuyu açıyorsunuz. Bu çerçevede de Akdeniz özelinde çok ümitli ve umutluyuz.
"Akkuyu'nun temeli yıl sonu ya da gelecek yıl atılır"
Nükleer reaktör için atom enerjisi kurumumuzda çalışmalar devam ediyor. En ufak bir riski gözardı etme lüksünüz yok. 10 kere düşünüyoruz. İnşaat izni çalışmalarımız devam ediyor.
Akkuyu'nun temeli yıl sonu ya da gelecek yıl atılır. Esas husus şu; hedef 2023'ü koyduk. Tarih olarak Cumhuriyetimiz için 29 Ekim'e yetiştirebilirsek bizden onurlu, şerefli bir tarih olmaz. Çalışmaya devam ediyoruz.
Türkiye yeni dünya düzeninde çok farklı bir yere doğru yol alıyor. Küresel çatışmalar zor olunca ciddi bir bağışıklık oluşuyor. Uzun caddeli hedeflerle önünü gören bir Türkiye oluştu."