Bahçeli'nin OHAL önerisi yanlış
Başbakan Yardımcısı Arınç, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.
BURSA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bahçeli'nin OHAL önerisinin yanlış olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Bursa İl Başkanlığınca bir düğün salonunda düzenlenen istişare toplantısına katıldı.
Muhalefetin bugüne kadar iki şey söylediğini ve ikisinin de yanlış olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"MHP 'olağanüstü hal ilan edin bu iş bitsin' diyor. Bu ülke 20 yıldan fazla olağanüstü hal yönetiminde kaldı. İktidara gedik 15 gün sora olağanüstü hali kaldırdık. 20 yıl faili meçhul cinayetlerle, kanunsuz şebekelerin örgütlenmesiyle, adam kaçırmalarla, bunu bir sektör haline getirip bunun üzerinden rant devşirmekle Türkiye en karanlık günlerini yaşadı. Sen bana nasıl olağanüstü hali teklif edersin? Benim gücüm var. Bu gücümle ülkede huzuru sağlamaya çalışıyorum. Bu öneri yanlıştır. Kılıçdaroğlu da diyor ki 'hükümet istifa etsin.' Eğer önerileri buysa baştan yandık doğrusu. 4 ay olmuş, yüzde 50 ile iktidara gelmişiz. Gece gündüz elimizden geleni yapıyoruz. Peki PKK terör örgütü bu zalimce eylemlerini yaparak Türkiye'de AK Parti iktidarını yıpratmak istemiyor mu, 'AK Parti iktidarı bırakıp kaçsın' diye düşünmüyor mu, AK Parti'siz Türkiye'yi hayal etmiyor mu? Sen bana istifayı teklif etmekle PKK'nın amacına da bir konuda destek olmuyor musun? Bunu düşünmekten aciz misin?"
Arınç, 26 Ekim Çarşamba günü mecliste genel görüşme olacağını belirterek, "Umut ediyorum ki daha akılcı daha iyi yöntemlerle kürsüye çıkarlar, konuşma yaparlar, bizler de notlarımızı alırız. Onların varsa doğru, mantıklı, makul, iyi netice alacağımız işler, bunları yaparız. Utanmayız. Onlara teşekkür ederiz. 'Allah sizden razı olsun, biz bunu düşünmemiştik, bu eylemi şimdi yapıyoruz' diye teşekkür ederiz" diye konuştu.
Niye o bölgede CHP, MHP yok?
Bu konuda önerilerde bulunan Arınç, şunları kaydetti:
"Bu partilerimiz terörle mücadelede hükümete yardımcı olmayı arzuluyorlar, samimi olarak bunda fayda gördüklerini söylüyorlarsa onların tek şey yapmasını istiyorum, gidin oralarda siyaset yapın. Niye o bölgede CHP, MHP yok? Niye o bölgede BDP ve AK Parti dışında başka parti yok? Sizin o halka söyleyeceğiniz bir şey yok mu? 'Teröre karşı mücadelede böyle bir yöntem daha iyi olur, ben iktidara gelirsem şöyle yapacağım' diye bir şey yok mu? O bölgede sadece biz varız. Ne pahasına biliyor musunuz? Her gün ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız kaçırılıyor, çocukları kaçırılıyor, tehdit altındalar. İl ve ilçe binamıza molotofkokteyli atılıyor. Bir ilçe binasının önünde kum torbaların olduğunu biliyor musunuz? Patlamaya karşı her gün tedbir alınmak zorunda olunduğunu biliyor musunuz? Benim teşkilatım, Allah onlardan razı olsun. Onları tebrik ediyorum, alınlarından öpüyorum. AK Parti teşkilatı, oralarda hayatlarını ortaya koyarak, meydan okuyarak, AK Parti'nin bu ülkeye yaptığı hizmetlerin bekçiliğini yapıyorlar. Sen de git kardeşim. Seçimden önce Hakkari'ye yarım saat, Diyarbakır'a bir saat uğradınız. Van'da bir çay içip döndünüz. Cumhuriyeti kuran partinin, 80 küsür yıllık partinin o bölgede söyleyecek sözü yok mu? Neredesiniz siz. Nerede il, ilçe teşkilatlarınız? Ankara'da oturmanıza gerek yok. Gidin orada AK Parti'yi eleştirin."
"Herkes gitsin de sen de git kardeşim"
Arınç, CHP ve MHP'nin bölgeye giderek projelerini, hedeflerini anlatabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"(Türkiye için düşündüğüm budur, benim de bu bölgenin refahı için düşündüğüm budur. Bu AK Parti gitsin sizin işinize yaramıyor. O gitsin ama ben geleyim) deyin. Hadi bakalım, hadi babayiğitler, o bölgede siyasete marş marş. O bölgeye gidin ki bizi de eleştirin. Deyin ki 'CHP ve MHP var.' Bunların dünya görüşü budur. Kürt-Türk kardeşliğini söyleyin. Geçmişten bu yana yanlışlar varsa itiraf edin, doğru olanı büyütün. Hiç bunu ağızlarına alıyorlar mı? 'Sanatçılar gitsin o bölgeye' sayın Kılıçdaroğlu'nun tavsiyesi. İş adamları gitsin o bölgeye. Herkes gitsin de sen de git kardeşim. Partin de partililerin de gitsin.
Diyarbakır'ın baro başkanını Diyarbakır'dan değil İstanbul'dan aday yaptın. O bölgenin insanına doğru hareket değil. Kendi partini anlat. 'Ben daha iyiyim, doğruyum, akıllıyım, ben daha iyi iş yaparım' de. Ben sevineceğim. Bize yardımcı olun. Ben tek başımayım. Türk siyasetinin gücünü orada gösterin. Siyaset ne kadar güçlü olursa, demokrasi o kadar güçlü olur. Demokrasi ne kadar güçlü olursa terörün belasından o kadar çabuk kurtuluruz. Çok basit tavsiye gibi geldi ama tutacaklarından emin değilim. İnşallah bizi mahcup ederler."