Bahçeli'den Atalay'a sert yanıt

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "PKK açılımının koordinatörlüğü ve en hararetli militanlığını yapan bu şahsın Yüce Divan'a gitmesi artık kaçınılmazdır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - "MHP terörden besleniyor" diyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a yanıt veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türk milletine yönelik ihanet girişimlerinin hesabını vermelidirler ve sonra da yüzleri kalırsa bize laf yetiştirmeye çalışmalıdırlar" dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2010 yılında millet için adeta kader haline gelen "yoksulluk, işsizlik, açlık ve sefaletin" katlanılamaz boyutlara ulaşarak sürdüğünü savundu.

2010 yılında "yolsuzluk, vurgun ve talanın hız kazanarak sürdüğünü, kanunsuzluk ve asayişsizliğin çığ gibi büyüdüğünü, Türkiye'nin hukuksuzlukların ve ahlaksızlıkların diyarı haline geldiğini" ileri süren Bahçeli, "Gerçekten de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yaşattığı hayal kırıklıklarına ve tahribatlara koca bir yıl daha eklenmiş bulunmaktadır" dedi.

"Türk'ü küçülten, hakir gören, şerefli mazisini lekeleyen, saklı kalmış kinlerini kusmak için fırsat kollayan kim varsa iktidarın pusulası bozuk bölücülük gemisine bindiğini ve Başbakan Erdoğan'ın kaptanlığıyla hızla mesafe almaya başladığını" öne süren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Dağdaki cani AKP ile birlikte umutlanmış, Türkiye'yi ortadan ikiye ayırmak için uygun zamanı bekleyenler, bu iktidarla heyecanlanmıştır. Terörist elebaşısı, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında huzura ermiş, Mondros Mütarekesi'nden 92 yıl sonra zımnen imzalanan İmralı Mütarekesi'yle devlet bu defada teröre boyun eğmiştir. İnsaf, izan, merhamet ve milli duygulardan nasibini almamış olan AKP zihniyeti; deyim yerindeyse İmralı sahillerine beyaz bayrakla çıkarak, milletimizin haysiyetini iki paralık etmiştir.

Eli kanlı katilin yattığı yerden taşeron örgütünü yönetmesine müsamaha gösterilmiş, avukatları aracılığıyla ve AKP'nin görevlendirdiği kimliği meçhul kişiler vasıtasıyla dağdaki ve şehirdeki uzantılarına mesajlar ve hain projeler ulaştırılmıştır. Egemenlik haklarına sahip Türk Devleti, kendi cezaevinde yatan bir mahkumun tehditlerine maruz kalmış, ancak hükümet bunu üstüne almayarak her defasında topu devlete atmıştır. Biz İmralı canavarıyla yapılan görüşmeleri deşifre ettiğimizde, öfke nöbetlerine kapılan Başbakan bizi 'şerefsizlikle' itham ederek bu iddiamızı reddetmişti. Ancak bugün kimin şerefli, kimin şerefsiz olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmış ve muhataplarının alnına nesillerinden bile çıkmayacak kara bir leke olarak kazınmıştır."

"Yüce divan artık kaçınılmazdır"

"AK Parti ile birlikte çirkefliğin adı dik duruş, ikiyüzlülüğün adı bariyerleri yıkmak, tavizin adı tabuları kırmak ve sırnaşmanın adı ise ezberleri bozmak olmuştur" diyen Bahçeli, "demokratik açılım denilen yıkım projesinin" Türkiye'yi sonunda "uçurumun kenarına kadar getirdiğini" ifade etti.

"Damat Ferit kabinelerinin içişleri bakanlarını aratmayan bir zihniyete sahip ilgili koordinatör bakanın, geçen yıl açılım sürecinin iki somut sonucunun gerçekleşeceğinden bahsettiğini" anımsatan Bahçeli, "Bunlardan birincisi terörün sonlandırılması ya da minimum seviyeye indirilmesi; diğeri de demokrasi standartlarının yükseltilmesidir. Ne var ki bugün geldiğimiz bu aşamada, bölücü terör, devletle pazarlık yapar hale gelmiş ve demokrasi zedelenmiştir" dedi. Bahçeli, şunları söyledi:

"Partimizi zan ve töhmet altında bırakarak 'terör biterse MHP de biter, ekmeği suyu bu' diye nitelendiren çürümüş zihniyetlere diyebileceğim şimdilik şudur: MHP, kandan, karışıklıktan ve kavgadan beslenen ve bunların artmasını isteyen bir çarpık anlayışa hiçbir zaman sahip olmamıştır. Aksine iftiraları atanlar mahşeri vicdanda mahkum olacaklar ve yalpalayıp düşmekten başka bir sonları olmayacaktır. Sözümüz kardeşliğe, birliğe ve dirliğe yöneliktir, amacımız Türk milletinin bağımsız yaşaması, huzurlu olması ve sonsuza kadar son vatanında var olmasıdır. Bunun hilafına, bize gıybette bulunanlar müfteridir ve kötü niyetlerine esir olanlardır. Bizim ekmeğimiz de suyumuz da Türk'tür, Türkçe'dir, Türk tarihidir ve Türk milletine ait olan her değerdir. Bunu dışında, terörün ekmeğimiz ve suyumuz olduğuna dönük hayasızca iftira atanlar; önce ekmeğini yediği, suyunu içtiği Türk vatanına ve Türk milletine yönelik ihanet girişimlerinin hesabını vermelidirler ve sonra da yüzleri kalırsa bize laf yetiştirmeye çalışmalıdırlar. PKK açılımının koordinatörlüğü ve en hararetli militanlığını yapan bu şahsın da Yüce Divan'a gitmesi artık kaçınılmazdır."

"CHP açıklamaları soru işaretlerini gideremiyor"

Hain tahrikler ve girişimler karşısında CHP'nin "sessiz ve tepkisiz kalmasının endişe verici olduğunu" açıkladıklarını belirten Bahçeli, CHP Genel Başkanı'nın gecikmeli olarak yaptığı ve sadece dil konusu ve Belçika örneği üzerinde durduğu açıklamasının da soru işaretlerini gidermeye yetmeyeceği söyledi.

Irak Cumhurbaşkanı'nın bir toplantı için Türkiye'ye geldiğini, iç politikayı ilgilendiren konularda görüş ileri sürdüğünü dile getiren Bahçeli, "Kendi ülkesi işgalin ve saldırının ortasındayken, ülkemizde demokrasiyle ilgili görüşler serdetmesi düşündürücü olmuştur. Hiçbir yabancının, Türkiye'nin iç politikasıyla ilgili görüş ileri sürmesi, yorum yapması ve tavsiyelerde bulunması aymazlık ve densizliktir. Bizim aşiret reisliğinden kurtulamamış zihniyetlerden alacağımız ve öğreneceğimiz bir şey de yoktur" dedi.

Herkesin işine bakması ve kendi ülkesine odaklanması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Türkiye'nin cezaevinde yatan bölücü bir mahkuma milletimizin gözünün içine baka baka selam gönderilmesi diklenmektir, tavır koymaktır. Kendi topraklarını işgal edenlerle sarmaş dolaş olanların, benzer alçalmayı ülkemizde de sürdürmesi gafletten öte kendini bilmezliktir, hayasızlığın daniskasıdır" diye konuştu.

Gül'ün Diyarbakır gezisi

Gelinen bugünkü noktada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır'a yapacağı ziyaretin önem kazandığını söyleyen Bahçeli, "Devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır'da Anayasal konumuna ve yeminine uygun olarak bu konularda gereken hassasiyeti göstereceğini beklediğimizi ifade etmek isterim. Aksi takdirde, kaçınılmaz olarak Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki rol paylaşımının devam ettiği sonucuna varmamıza kimse karşı çıkamayacak, buna da itiraz edilemeyecektir. Bundan en başta yara alacak da Cumhurbaşkanlığı makamı olacaktır" dedi.

"Milli ve üniter devlet yapımızın korunması ve iki dilli hayata müsaade edilmemesinin" herkesin üstünde titremesi gereken bir husus olduğunu kaydeden Bahçeli, "Eğer özerklik talepleri, ayrı bayrak ve dil istekleri şirazesinden çıkarsa, milli ve üniter devlet yapısını muhafaza etmek mümkün olmayacaktır. İki dilli hayat talebi, siyasi bölücülerin Türk devleti eliyle yeni bir millet yaratması girişimidir ve kesinkes milletimizi ayıracaktır" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir