Babacan: Karamsar olmaya gerek yok
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Önümüzdeki dönem ihtiyatlı olmamız gerekiyor ama Fed'in atacağı adımlar konusunda karamsar olmaya gerek yok" dedi
İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel finansın liderlerini buluşturan "5. İstanbul Finans Zirvesi"nin (IFS) ikinci gününün açılışında konuştu. Babacan konuşmasında Fed'in yapacağı toplantılarla ilgili, "Önümüzdeki dönem ihtiyatlı olmamız gerekiyor ama Fed'in atacağı adımlar konusunda karamsar olmaya gerek yok" dedi. Gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızının gelecek 10 yılda düşük seyredeceğini belirten Babacan "Cari açığı olan bir ülke olarak büyümenin kaynaklarına dikkat etmek gerekiyor. Saman alevi gibi değil, sürdürülebilir büyüme için büyümenin kalitesine dikkat etmemiz gerekiyor" dedi.
Babacan bunun için her anlamda yapısal reformlara gerek olduğunu söyledi. Türkiye'nin özel sektör odaklı bir büyüme yakaladığına dikkat çeken Babacan, dünyaya bakıldığında bunun kolay bir kombinasyon olmadığını vurguladı.
Babacan, 'halen yüksek düzeyde' olduğunu söylediği yüksek cari açıklar ve enflasyonu düşürmeye odaklanacaklarını vurguladı ve "Bunu yaparken, istihdamı koruyacak önlemleri de alacağız" dedi. Türkiye'nin "hukuk devleti" olması yolundaki çalışmaların da süreceğini belirterek, "Önümüzdeki dönemde yargı alanındaki reformlar da devam edecek" diye konuştu.
"İlk defa yayımladığımız plan, Türkiye'nin detaylı yol haritası olacak"
Babacan, hükümet olarak 5 yıllık 10. Kalkınma Planı'nın özel dönüşüm programları üzerinde çalıştıklarını belirterek, "İlk defa 25 konuda özel dönüşüm programıyla beraber yayımladığımız bir plan. 25 programında şu anda eylem planlarını hazırlıyoruz. Yaklaşık bin 200'ün üzerinde bir eylemin 2018'e kadar takvimlendirilmesini yapıyoruz. Ekim sonu kasım başı gibi başbakanımız tarafından açıklanacak bu eylem planı Türkiye'nin detaylı bir yol haritası olacak" dedi.
Gündemdeki konulara ilişkin soruları da yanıtlayan Ali Babacan, ekonomik büyüme tahmininde revizyon olup olmayacağına yönelik soru üzerine Babacan, geçen yılı yüzde 4.1'lik gerçekleşmeyle beklentilerden daha yüksek büyüme ile kapattıklarını söyledi.
Yılın ilk çeyreğinde tahminlerin üstünde 4.4'lük büyüme yakalandığını dile getiren Babacan, ikinci çeyrekte daha düşük büyüme rakamı görüldüğünü ifade etti. Babacan, şöyle konuştu:
"İlk yarının tamamına baktığınızda tablo çok da iç karartıcı değil. Bu yılın tamamıyla ilgili beklentimiz olumlu. Çok geniş bir aralık vermek gerekirse 3-4 aralığı oldukça emniyetli bir aralık olarak görülmekte. Orta Vadeli Programımızla beraber kesinleşmiş son tahminimizi resmen duyurmuş olacağız. Onu duyurmadan önce benim daha nokta atışı bir tahmin vermeme çok da doğru olmaz. Konsensüs rakamına ya da farklı uluslararası kuruluşlarının, piyasa analistlerinin yaptığı çalışmalara bakıldığında 3-3,5 arasındaki rakamları daha sık görüyorsunuz."
Büyümenin daha yüksek rakamlar yerine 3'lü rakamlarla ifade edilmesinin nedenlerini de değerlendiren Babacan, ihracat pazarlarındaki düşük performansın bu gelişmede önemli bir etken olduğunu belirtti. Babacan, özellikle Irak'taki gelişmelerin ve güvenlikle ilgili sıkıntıların ihracatın aksamasına neden olduğunu, Avrupa ekonomilerinin beklenenden düşük performansının da bir başka etken olduğunu söyledi.
Bankalar ile ilgili tek yetkili kurum BDDK'dır
Bank Asya ile ilgili soruyu yanıtlayan Babacan, "Banka bazında takip ve denetleme görevi BDDK'nın, burada temel oyuncu BDDK'dır. BDDK bankacılık kanununa göre hareket eder, buradaki kurallar da çok açıktır. Bankacılıkla ilgili kaynağı belirsiz bilgilerin önemli kısmı kasıtlıdır. Bankacılıkla ilgili kaynağı belirsiz bilgilerin önemli kısmı kasıtlıdır. Bütün dünya tarafından sağlamlığı tescil edilmiş bir bankacılık sektörümüz var. Bankalar ile ilgili konularda tek yetkili kurum BDDK'dır, gerektiğinde gözünü kırpmadan her adımı atar." dedi.
İç piyasada, "gelirimiz varsa harcayalım, borçlanarak harcama konusunda dikkatli olalım" yaklaşımında olduklarını ifade eden Babacan, önemli ölçüde arzu edilen tablonun gerçekleştiğini vurguladı. Babacan, toplam kredi hacmi artışının uzun vadeli dengeli rakam olarak görülen yüzde 15'e yaklaştığını, ticari krediler çok daha hızlı artarken tüketici kredilerinin artış hızının düştüğünü, KOBİ kredilerinin yüzde 20'nin de üzerinde arttığını dile getirdi.
Bundan sonrası için dengeli ama daha yüksek büyüme oranlarının önemli olacağını belirten Babacan, bunu yaparken de enflasyonu ve cari açığı kontrol altında tutabilmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Özel sektör yatırımları
Babacan, özel sektör yatırımlarının yavaşlaması konusundaki soruyu yanıtlarken, özel sektör yatırımlarının çok önemli olduğunu, en çok sevindikleri dönemlerin büyümenin özel sektör yatırımlarıyla gerçekleştiği dönemler olduğunu söyledi.
Büyümenin tüketim ve yatırım harcamalarından kaynaklandığına işaret eden Babacan, yatırım için yapılan harcamaların hem bugünün hem de geleceğin büyümesinin temelinin atılması açısından önemli olduğunu vurguladı. Babacan, "Son 1 yılda bu konuda maalesef arzu ettiğimiz tabloyu görmüyoruz. Yatırım harcamalarında, özellikle makine-teçhizat yatırım harcamalarında arzu ettiğimiz rakamları görmüyoruz. İmalat sanayine daha çok yatırımın olması önümüzdeki dönemde temel önceliklerimizden olacak. Bu sadece teşvik politikasıyla mümkün değil. Bu, ekonominin tüm sektörlerinde rasyonel kazancın oluşmasıyla mümkün" diye konuştu.
Babacan, inşaat sektörüne yönelik sözlerini anımsatarak, şunları kaydetti:
"İnşaat sektörü de desteklediğimiz çok önemli bir sektörümüzdür. Gelişmiş ülkelerde dahi milli gelirin yüzde 8'i inşaat sektöründen gelir ama bir inşaat sektörünün kendi kuralları içerisinde düzenleme ve denetlemelerle çalışması, bir de kısa vadeli küçük kalem oynatmalarla oluşan ölçüsüz rantlar var. Bu ölçüsüz rantların oluşmasıyla ilgili eleştirilerimiz var. Ölçüsüz rantların daha kontrollü, fırsat eşitliğine dayanan ve şeffaf şekilde yönetilmesi gerekiyor. Böyle olmalı ki hangi sektöre yatırım yapayım denildiğinde sektörler arasında kararlar daha sağlıklı verilebilsin. Aksi halde çok kolay ve bir gecede bir kalem değişikliğiyle, mevzuat değişikliğiyle sağlanan rantların olduğu bir alan varken, ister istemez sanayi gibi uzun vadeli, çok emek, ciddi fedakarlık isteyen bir sektöre ilgi düşebiliyor. Bunu yeniden dengelememiz gerekiyor."
Faizin yatırımcı, hele hele borçlanarak yatırım yapanlar için maliyet unsuru olduğunu, bunun da yatırımlar üzerinde etkisinin bulunduğunu ifade eden Babacan, bunun yanında yatırım kararları verilirken sadece faize bakılmadığını, en önemli unsurun güven olduğunu dile getirdi. Babacan, ülkenin demokrasisine, ekonomisine güven varsa, öngörülebilirlik varsa yatırım kararlarının büyük ölçüde verileceğini söyledi.
Babacan, şöyle konuştu:
"Bizim asıl amacımız önümüzdeki dönemde Hazine'nin borçlanma faizlerinin, yatırımcıların kredi kullanırkenki faizlerin düşük oranlara inmesi olacak. Faizler çeşit çeşit ama piyasayı asıl etkileyen Hazine'nin 2, 5, 10 yıllık borçlanma faizleri ya da sanayicimizin, iş dünyamızın iş yaparken kullandığı kredilerin faizleridir. Bunu da zaten BDDK ve Merkez Bankasının düzenlemeleriyle kredileri sanayi ve KOBİ'lere yönlendirecek adımları attık. Önümüzdeki dönemde gerekirse buna benzer adımlar başka enstrümanlar kullanılarak atılabilir. Yatırımı, sanayiyi daha cazip hale getirebilmek için makro ihtiyati tedbirleri de daha güçlü şekilde kullanabiliriz."