Ayıplardan arındırılmış Anayasa gerekli
Başbakan Erdoğan yeni Anayasa'nın milletin iradesini yansıtan sivil bir yapıda olması gerektiğine vurgu yaptı.
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin demokrasinin askıya alındığı bir dönemin olağanüstü şartlarında hazırlanan bir anayasa ile yoluna devam edemeyeceğini belirtti.
Erdoğan, televizyonlardan yayınlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında 12 Haziran'da gerçekleşen genel seçimle birlikte, vatandaşların Türkiye'nin gelecek 4 yıllık süreçte izleyeceği rotayı, istikameti de belirlemiş olduğunu ifade etti.
Türkiye olarak her alanda başlatılan değişim sürecini yeni dönemde devam ettirmek, daha ileri hedeflere ulaşmak için mesafe kat etmek durumunda olunduğuna işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu doğrultuda en büyük görevimizin bugünün ihtiyaçlarına cevap veren, eksikliklerinden arındırılmış, demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa hazırlamak olduğuna inanıyorum. Milletimizin de bizden bu yönde çok büyük beklentileri var. Türkiye, demokrasinin askıya alındığı bir dönemin olağanüstü şartlarında hazırlanan bir anayasa ile yoluna devam edemez. Siyasetten ekonomiye, adaletten özgürlüklere, sosyal devlet anlayışından kültürel açılımlara kadar hemen her alanda büyük bir değişim yaşadığımız böyle bir dönemde en büyük ihtiyacımız bu değişim ruhunu taşıyan ve milletimizin iradesini yansıtan sivil bir anayasa yapılmalıdır. 12 Haziran'da sandıktan çıkan sonuç, yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan bir uzlaşma metni olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu anayasa, geçmiş dönemlerin demokratik ayıplarından arındırılmış, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olacaktır. Bireyi ve onun haklarını esas alan, milli birliğimizi ve ortak değerlerimizi koruyan, toplumsal çeşitliliği zenginlik kabul eden, tek sesliliği değil, çoğulculuğu öne çıkaran bir anayasa olacaktır."
Terörden beslenen sonuç alamaz
Türkiye olarak daha mutlu ve müreffeh bir ülke olma yolunda çok önemli mesafeler aldık; bunu iyi değerlendirmek, kazanımlarımızın ve istikrarımızın değerini iyi bilmek zorundayız" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, bölgesinde güçlü bir ülke olmasını çekemeyen güçler, bunu engellemek için devreye giriyor veya taşeronlarını devreye sokuyor. Şunun bilinmesini isterim ki terör, Türkiye'nin büyümesine, ilerlemesine, kalkınmasına, refahına ve en önemlisi de kardeşliğine kastetmektedir. Hükümet olarak başından itibaren terörle daha etkili mücadele yöntemleri geliştirirken, bir yandan da terörü minimize etmek için koordineli, güçlü, kararlı ve çok boyutlu bir mücadele ortaya koyuyoruz. Bu süreçte güvenlik ve özgürlük dengesinden asla taviz vermedik; bu dengeyi hassasiyetle muhafaza ediyoruz ve terörle mücadeleyi bu şekilde sürdürüyoruz.
74 milyon vatandaşımızın hak ve hukukunu koruyarak büyük bir restorasyon projesini hayata geçiriyor; ülkemizin birlik ve bütünlüğünü pekiştirecek adımları bir bir atıyoruz. Terörden medet umanlar, kandan ve kinden beslenenler, kardeşliği hedef alanlar hiçbir şekilde sonuç alamayacaklarını bilmelidir. Her insanımızın canı bizim için nasıl azizse, her bir insanımızın derdini, sıkıntısını, ihtiyacını gidermek de bizim için aynı derecede önemli bir görevdir.
Başta Silvan'da yaşananlar olmak üzere bu elim hadiseleri bütün boyutlarıyla inceliyoruz, soruşturuyoruz. Oluşan yeni şartları ilgili bütün kurumlarımızla birlikte kapsamlı olarak değerlendiriyoruz. Yeni stratejileri, yeni yöntemleri hayata geçirerek, terörle mücadeleyi hiçbir zaafa izin vermeden sürdüreceğiz. Altını çizerek ifade ediyorum; biz, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasına izin vermeyecek, demokrasi, özgürlük, güvenlik dengesinden asla ve asla taviz vermeyeceğiz."