Avukatlardan Uludere raporu

Doğu ve Güneydoğu illeri barolarından oluşturulan heyet, mağdur, tanık ve resmi mercilerle görüşerek, çeşitli incelemelerde bulunarak, "Uludere olayı"na ilişkin bir rapor hazırladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
DİYARBAKIR - Doğu ve Güneydoğu illeri barolarından oluşturulan heyet, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki sınır bölgesinde meydana gelen ve 35 kişinin ölümü ile sonuçlanan olaya ilişkin çeşitli görüşme ve incelemelerde bulunarak, rapor hazırladı.
Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar'ın, basın toplantısıyla açıkladığı raporun, gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkı sunmak amacıyla hazırlandığı belirtildi.
Olayda ölenlerin yakınları ile görüşüldüğü ifade edilen raporda, bölgede gelir getirecek bir faaliyet olmadığı için vatandaşların genelde sınırın diğer tarafından sigara, mazot ve gıda ürünü getirerek geçimlerini sağladığı, olayda ölen sivillerin, askerlerince bilinen tanınan köy çocuk ve gençleri olduğu belirtildi.
Sağ kurtulanların, "Dur" ihtarı veya uyarı almadıkları, güvenlik güçlerinin sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden genelde haberdar oldukları, kendilerine müsamaha gösterildiği, olay günü yükleri ile sınıra geldiklerinde askerlerce dışarıda tutuldukları, dışarıda tutulan iki üç grubun biriktiği, önce aydınlatma fişeği ve top atışı yapıldığını, sonra da uçaklarla 1-1.5 saat bombalama yapıldığı anlatımlarına yer verilen raporda, özetle şunlar kaydedildi:
"İHA'larda ilk görüntü 18.39'da alınmış, bombardıman 21.37'de yapılmıştır. Aradan geçen 3 saat zarfında, bu hususta Başbakan yardımcısının en ince detayına kadar araştırılıp operasyona karar verildiği açıklaması karşısında, operasyona niçin, nasıl ve kimler tarafından karar verilmiştir, karar verenler bu kararı vermeye yetkili midir? Gruptakiler örgüt üyesi olsa bile herhangi bir uyarı yapılmadan bu şekilde bombalanmaları, öldürülmeleri kimin emri ile hangi mevzuata göre yapılmaktadır, yasal dayanağı nedir?"
"Güvensizlik duygusu ve duygusal kırılma oldu"
Raporda, "Resmi makamların cenazeleri almak için gitmeyişi, ölenler ve yakınlarına karşı tereddütlü ve kademeli yaklaşımı, taziye ziyaretinin sınırla kalmasının, ölenlerin yakınları ve yöre halkında, devletin resmi makamlarına karşı tepki, güvensizlik algısı ve duygusal kırılma yaratmıştır" vurgusu yapıldı.
Olayın, uluslararası mevzuat hükümleri çerçevesinde uluslararası kuruluşların ilgisine aday olduğu vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:
"Olayda kasıt, ihmal ve sorumluluğu olanların derhal soruşturularak, görevlerinden alınmaları ve yargılanarak eylemlerinin karşılığı olan cezayı almalarının sağlanmasının, ölümlerin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçaklar tarafından bombalaması sonucu meydana geldiği kesin olduğundan, bu hususta vatandaşlardan özür dilenmesinin, ayrıca TBMM'de bu hususta meclis soruşturması açılmasının ve bir araştırma komisyonu kurulmasının hukuk devleti olmanın, temel insan haklarına saygının, adaletin gereği olduğu kanaatine varılmıştır."
Bu konularda ilginizi çekebilir