Avrupalılar 'gelin bizi alın' diyor

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, 2012'ye fırsatları yakalama penceresinden bakıyor. O'na göre eğer bir panik havası olmazsa Avrupa'da yaşanan dalgalanmalar Türkiye için yeni kapılar açacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem Ermiş Beyhan

İSTANBUL - Avrupa'daki kriz Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu'na göre Türkiye için çok önemli fırsatlar yaratacak. Bu fırsatlardan biri ihracatta Avrupa ağırlığının azalması ile Türk ihracatçısının yeni pazarlarda "mecburen" güçlenmesi. İkinci fırsat ise fiyatı ucuzlayan Avrupalı markaların Türk şirketlerce satın alınması. Sanko her iki fırsat için de çalışmalara başlamış. "2012 yılında Avrupa'dan şirket alabiliriz, teklifler geliyor. Yabancılar bizi satın almaya nasıl geliyorduysa artık satmaya da geliyorlar. Birkaç görüşmemiz oldu, bakıyoruz, düşünüyoruz. Göreceksiniz Türk şirketler Avrupalı şirketleri alacak, hayalimiz gerçek olacak" diyor. Görünen o ki yeni yılda Sanko Avrupa'da markalaşma yolunda önemli bir hamleye hazırlanıyor.

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu 2011 yılını iyi geçirdiklerini söylüyor. 2012 yılında ise kara bulutların göründüğünü belirten Konukoğlu, "İnşallah yağmura dönüşmeden geçer" diyor. ABD ve Avrupa'daki sıkıntıların ihracatı bir ölçüde etkileyeceğini belirten Konukoğlu, bu etkinin sınırlı kalacağı görüşünde: "Dünya bir tek Avrupa değil. Türkiye artık Afrika gibi pek çok farklı bölgeye de ihracat yapıyor.

Eğer yeni ihracat pazarları bulunur, Türkiye yeni bir dinamizme geçerse, bu dalgalanmalardan etkilenmeyiz."

Eski konutların yenilenmesi ekonomiye dinamizm getirir

Yeni bir dinamizm için anahtar Konukoğlu'na göre 'depreme karşı eski binaların yenilenmesi' olacak. "Başbakan'ın çok önemli bir açıklaması var: Türkiye'yi yeniden yapılandıracağız, eski konutları yıkıp yenilerini yapacağız diye. Bu ekonomiye çok önemli bir ivme kazandırır. Kendi iç yapınızda bunu gerçekleştirdiğinizde havuzdan su çıkmıyor. Cari açığı artırıcı bir etkisi yok bunun. Sadece iç dinamiği artırıyor. Bu açıdan bir kriz yaşanmayacağını düşünüyorum."

Konukoğlu, Türkiye'de durgunluğun bir inşaat hamlesiyle aşılacağını öngörürken kriz öngörüsünde bulunanları eleştirmeden de geçmiyor. Ona göre 2012'ye dair en  büyük risk de burada: Türk halkının paniğe kapılması...

"Birileri yine kriz olacak diye bağırmaya başladı, bu yanlış. Tabii ki Avrupa'da yaşananlar bizi de etkiler. Orası nezle olursa biz öksürüyoruz. Bu kriz aynen grip gibi yayılan, bulaşıcı bir hastalık gibi. Bu dalgalanma bize gelmeden inşallah atlatacağız. Avrupa'da dalga dalga yayılıyor ama biz Avrupa Birliği ülkesi değiliz, şu noktada bakınca iyi ki de olmamışız diyorum."

Avrupa'nın ihracatta payı yüzde 35'lere gerileyecek

Orta vadede Avrupa'nın ihracatımızdaki payının yüzde 35'lere doğru gerileyeceğini öngörüyor Konukoğlu. "Çünkü Avrupalı tüketici bizden daha ketum, bir kriz gördüğünde harcamayı hemen kesiyor." Peki ihracatta yeni rota neresi? Konukoğlu, "Dünya" diyerek başlıyor söze ve potansiyel gördüğü pazarları sıralıyor: "Rusya, İran, Türki Cumhuriyetler, Afrika ülkeleri, Asya ülkeleri... Çin'e bile ihracat yapmaya başladık biz. Nereyi bulursak satacağız, başka çaremiz yok. Bu belki de hayrımıza olacak, Türkiye'nin önünü açacak bu iş. Zorluklar insana farklı ufuklar açar. Harp olmadan kahramanlıklar olmaz derler."

Suriye, Libya gibi çabuk pes etmez

Bu noktada Gaziantepli işadamı Konukoğlu'na Suriye ile ilişkilerin ihracata etkisine dair öngörülerini soruyoruz. Bu noktada odağının ticaret değil, 'kardeşlik' ilişkisinin devamı olduğunun altını çizen bir yanıt veriyor:

"Türkiye ve Suriye kardeştir. Komşu ülkelerle zaman zaman gerginlikler olabilir. Orada sağduyunun bir an önce gerçekleşmesini faydalı görüyoruz. Orada demokrasinin olması, oradaki insanların iç savaş çıkmadan birbiriyle barışması, kan dökülmemesi, tüm dualarımız bu yönde. Ben bir Lübnan, bir Mısır, bir Libya gibi çok çabuk pes edecekleri kanaatinde de değilim. Umarım iki grup anlaşır, çünkü onların kendi aralarında demokrasi savaşı var. Ama Türkiye hiçbir zaman kardeşliğini unutmaz. İnsanlığını her zaman yapar. Biz bu gelişmelere insani açıdan bakıyoruz." Konukoğlu'na göre Suriye ile ticari ilişkilerin de çok abartılmaması gerekiyor. Bavul ticareti dışarıda bırakıldığında Türkiye'den Suriye'ye ihracatın 2.5 milyar dolar, Gaziantep'in ihracatının ise 87 milyon dolar civarında olduğunu belirtiyor. Gidip gelen otobüslerin durduğunu, taşımada sorun olduğunu anlatıyor ama "Geçer, bu da geçer" diyor.

Ciroda 3.5 milyar TL'yi buluruz

Sanko Holding 2010'de 3.3 milyar TL ciroya ulaşmış. Bu yıl ise 3.5 milyar TL'yi aşacağını söylüyor Konukoğlu. İhracatta ise 500 milyon doları aşacaklarını belirtiyor. 2012'de enflasyon oranında büyüme öngörüyor. Tekstilde teknoloji ve kapasite artışı yapacaklarını, enerjide planlanan yatırımlarının 2012'de devam edeceğini anlatan Konukoğlu, "Hızımızı kesmedik ama yeni projeleri de devreye sokmadık, biraz ihtiyatlı gidiyoruz" diyor. Tekstilde 60-70 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyor 2012'de. Enerjide ise 2012 yatırımı 200 milyon doları geçecek.

Atölyelerdeki canlanma asıl 2012'de ortaya çıkacak

Konukoğlu'na göre önümüzdeki dönemde tekstil sektörünün önü açık. Çünkü "Artık Çin kendi de giyinmeye başladı. Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde de ücretler yükseliyor. Çin'de 10 dolara adam çalıştırabiliyordunuz, şimdi orada da ücretler 150 dolarlara çıktı". Konukoğlu Çin'de 4 ayrı şehirde ofisleri olduğunu söylüyor ve bu pazarı yakından incelediklerini anlatıyor.

100 ülkeye ihracat yapıyor Sanko. Ofisleri olan ülke sayısı ise 30'u geçmiş durumda. Türkiye'de tekstil ithalatı tebliği sonrası atölyelerin yeniden açılmaya başladığını anlatan Konukoğlu, 2012 yılında asıl canlanmanın görüleceğini söylüyor. "Tebliğ öncesi inanılmaz miktarda ithalat yapıldı. Ağustos'ta mensucatta ithalat yüzde 40 azaldı. Ama hala yapılan stok eritilmedi. O stok eridikçe Türkiye'deki atölyelerde canlanma çok daha net ortaya çıkacak."

Tebliği destekleyen Konukoğlu, "Ben o gömleği 100 liraya bile giysem, para havuzun içinde kalıyor, Çin'e gitmiyor. Gömlek 1 lira olsa, işin olmasa nerede giyeceksin o gömleği. ABD bu hatayı yaptı, ithalat yapıp bazı sektörlerden çıktı, şimdi emek yoğun sektörleri yeniden canlandırmaya çalışıyorlar" diyor.

Türkiye'nin en önemli sorunu göç

Göç, Abdülkadir Konukoğlu'na göre Türkiye'nin en önemli sorunu... "Artık işadamının, işçinin, doktorun, herkesin kendi şehrinde kalması lazım. Büyük şehirlerde bu kadar zor yaşamlara nasıl dayanıyorlar, ben anlamıyorum" sözleriyle trafik sorunun ulaştığı boyutun altını çiziyor. "İstanbul'da 3 saat işe geliş gidişin, Gaziantep'te en uzak mesafe 20 dakikadır" diyor.

Peki bu sorun neden çözülemiyor? Konukoğlu göçün arkasında 'çocuklara daha iyi eğitim sağlama isteğinin' yattığını söylüyor. "Çocuğum daha iyi eğitim alsın diye İstanbul'a gelen çok var" diyen Konukoğlu eğtimdeki gelişme paralelinde bu sorunun azalacağını ümit ettiğini anlatıyor. Gaziantep'in artık "bölgenin İstanbul'u" olduğunu belirterek bunda ildeki hastane ve okul yatırımlarının çok etkili olduğunun da altını çiziyor. Konukoğlu ilde dördüncü üniversiteyi, sağlık bilimleri alanında eğitim verecek Sanko Üniversitesi'ni açıyor. Sanko'nun Gaziantep'teki 611 yataklı hastanesi de Türkiye'deki en büyük özel hastanesi konumunda. Konukoğlu, "Şimdiye kadar hastaneye yatırdığımız para 100 milyon doları geçti, henüz para kazanmadık. Biz bu işe para kazanmak olarak bakmıyoruz" diyor.

KONUKOĞLU 2013 YILINDA AKTİF GÖREVİ BIRAKIYOR

Abdülkadir Konukoğlu, 2012 yılına dair kişisel bir hedefi olup olmadığı sorumuza, "Holding'de görevi bırakacağım, 2013 sonunda işte 50'nci yılımı dolduruyorum. 65 yaşında emekli olacağım, en büyük planım bu" diyerek yanıt veriyor. Konukoğlu 2014 sonrasında tamamen Sani Konukoğlu Vakfı'na odaklanacak, holdinge sadece danışmanlık yapacak. Sanko Gaziantep'te dev bir AVM yatırımı yaptı. Konukoğlu, "Bu yeni binada kendime bir ofis yaptırıyorum, holdingde de durmayacağım artık" diyor. Peki Holding kime emanet? Konukoğlu, kardeşini işaret ederek "Zeki Konukoğlu artık yetişti" sözleri ile yeni başkanı açıklıyor.

Euro devam etmez ülkeler kendi parasına döner

"Euro'nun çok devam edeceğini düşünmüyorum. Ülkeler kendi para birimlerine döneceklerdir. Bunun nedenini şöyle anlatayım: Krizdeki ülkeler ücretleri düşüremiyorlar. O zaman otomatikman açık vermeye başlıyor. Düşürmek istese halk ayaklanıyor. Kendi paralarına döndüklerinde enflasyonla onu ayarlıyorlar. Türkiye'de hatırlayın yüzde 80 zam verirsiniz, enflasyonla 6 ay sonra o geri gider. Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi ülkelerin sonunda kendi paralarına dönerek tekrar iç revizyon yapmaları gerekiyor. Aksi halde bu sorun çözülemeyecek. Benim görüşüm bu. Ben Almanya'nın da çok dayanacağı kanaatinde değilim. Nereden verecek ki bu kadar parayı."

Türkiye'de yardımlaşma krize karşı amortisör oluyor

"Ben aslında 2013'ten korkuyorum. Avrupa toparlamazsa, daha zor bir yıl olur. Biz çabuk panikleriz ama çabuk da toparlanırız. Avrupa'da o panik olmaz, ama o kadar da kolay toparlanamaz. Ben o nedenle onların kolay toparlanacağı kanaatinde değilim.Türkiye'de ise dostlar, kardeşler arasında, orta ölçekli şirketler arasında arasında yardımlaşma, borç alıp verme devam ediyor. Bu, krizin bizim ülkemizde derinleşmesini engelliyor. Bu amortisör gibi, bizi krizlerden konuyor. Yani Türkiye ekmeğini paylaşıyor. Bunun yanında 2012 için herkese ayağını yorganına göre uzatmasını tavsiye ederim."

İşçi bulamaz olduk, Yeşil Kart'ta düzenleme şart

"İşçi bulunamıyor. Pek çok ilde bu sıkıntıların yaşandığını duyuyor, görüyorum. Kalifiye değil, yanlış anlaşılmasın, sıradan işçi yok. Yeşil Kart'a karşı değilim ama bu belirli bir yaş aralığında olmamalı.

Çalışabilecek insan Yeşil Kart'ta olmamalı. Kimse gelip çalışmak istemiyor, sigortasız dersen herkes geliyor ama bu bizim için mümkün değil. Benim hayalim hep işçi karaborsaya düşsün Türkiye'de. Şu anda o noktaya doğru gidiyoruz. Burada bence bazı şeylerin Hükümet tarafından gözden çıkarılması gerekiyor. Elbette ki ihtiyacı olanlara devlet bakmak zorunda, o kişi biz de olabilirdik. Onlara bakmak zorundayız, biz zaten bunu düşündüğümüz için Vakıf kurduk. Ama çalışabilecek durumda olan 25 yaşındaki bir insana bunu verirken düşünmek lazım."

Bu konularda ilginizi çekebilir