Avcı'dan 'din dersi' açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Avcı, AİHM'in zorunlu din dersi kararına ilişkin, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün karar üzerine çalışmasının bulunduğunu, bir savunma metni hazırlandığını belirtti
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlara ve "zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi" dersine ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Avcı, MEB’in Hristiyanlık, Musevilik derslerinin seçmeli olarak verilmesi şeklinde bir önerisinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Musevi vatandaşlar öneri yaparlarsa..."
"Öneri yapılmadı çünkü zaten Talim Terbiye Kurulunda onaylanmış bir seçmeli Hristiyanlık dersi programı var. Musevi vatandaşlarımız da azınlık okullarında okutulmak üzere, bir ders programı hazırlamaları halinde onu da Talim Terbiye Kurulunda görüşeceğimizi biliyorlar. Bu Ermeni vatandaşlarımız için de Musevi vatandaşlarımız için de söz konusu. Mesela biz tavsiye kararı olmamasına rağmen geçen yıl İstanbul’da Süryanice eğitim gören okulumuzu açtık. Süryaniler, Lozan’da sanki azınlık statüsünde unutulmuş gibi. Onların bu taleplerini karşıladık."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) din kültürü ve ahlak bilgisi dersine mevcut uygulamada farklı inanç gruplarının yeterli temsil edilmediği ve dersin zorunlu olmasına yönelik bir eleştirilerinin de şura gündemine geldiğinin hatırlatılması üzerine Avcı, tüm bu konuların Türkiye koşullarında bir arada düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Alevi-Bektaşi inancı ve kültürüne dair pek çok konunun programlarda, kitaplarda ve ünitelerde yer aldığını belirten Avcı, şunları kaydetti:
"Yüzde yüz herkesi memnun edecek kararlar üretmek zor"
"Bu yine de bazı kesimlerin az bulduğu bir uygulama olabilir. Şurada da diğer uygulamalarda da yüzde yüz herkesi memnun edecek kararlar üretmeniz çok zor. Tabii biz de olabildiğince çok kesimi ve mümkün olduğu kadar yüksek düzeyde tatmin edici kararlar almayı ve uygulamayı isteriz. Ama her zaman bunu sağlayamıyoruz. Bu tartışma, bizim ortaokul ve liselerdeki Anayasa gereği zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, bir anayasa konusu. Ben bu konunun önümüzdeki dönemde Anayasa değişikliği bağlamında yeniden düşünüleceğini, tartışılacağını ve belki Avrupa’daki uygulamalarında göz önüne alınacağı bir düzenlemeyle, olabildiğince değişik kesimleri bir asgari müşterekte buluşturacak bir çözümün üretileceğini düşünüyorum.
Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüzün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı üzerine yaptığı bir çalışma var. Ona yönelik bir savunma metni de hazırlanmıştı. Bunlar zaten, İçişleri ve Adalet Bakanlığı üzerinden, Hükümet gündemine de alınabiliyor. Bu müşterek yürüyen bir çalışma. Tek başına Milli Eğitim Bakanlığı'nın değil Adalet Bakanlığını, Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Bakanlığımızın ortaklaşa yürüttüğü bir çalışma. Mevcut durumu, uygulamayı anlatıyoruz."
"İmam hatipleri anlatmakta zorlandık"
Bu kararın, Türkiye’de laik okullarının yanı sıra Avrupa’da olduğu gibi din kurumlarının yönetiminde laik olmayan eğitim kurumlarının bulunduğu şeklinde yanlış bir bilgiden kaynaklandığını anlatan Avcı, Fransa’da devletin açtığı laik liselere olduğu gibi Katolik kilisesinin açtığı kendi müfredatını, kurallarını belirleyen okullar bulunduğunu anlattı.
Bu nedenle Türkiye’de de okulların aynı şekilde yapılandığının düşünüldüğünü aktaran Avcı, "Hatta biz bu yüzden imam hatip okullarının sadece dini eğitimi veren okullar olmadığını anlatmakta her zaman zorlanmışızdır. Hala buraları sadece imam ve hatip yetiştiren okullar zanneden, içeride de dışarıda da kesimler var. Oysa buraların normal lise müfredatı uygulayan diğer liselerde okutulan her türlü sosyal ve fen bilgisi dersinin okutulduğu artı bazı dini bilgilerin de okutulduğunu okullar olduğunu hala anlatmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Öğretmen ücretleri:
'Olsa dükkan senin'
Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi yönündeki kararı değerlendirilmesi istenmesi üzerine Avcı, teklifin şurada sadece öğretmenlerle ilgili bir teklif gibi konuşulduğunu söyledi.
Ancak bir kesime verilen imkanın diğer kesimleri de harekete geçirdiğini, dolayısıyla bunun sadece öğretmenlerle sınırlı düşünülemeyeceğini ifade eden Avcı, "Maliye bunun hesabını yaparken; gelebilecek başka talepleri de toparladıktan sonra ortaya bir rakam çıkar. Bu rakamın gerçekçi olup olmadığı, bütçe imkanları ve bütçe dengeleri açısından karşılanabilir nitelikte olup olmadığı o zaman görülür ve dolayısıyla bizi çok zorlayacak tekliflerdir" dedi.
"Öğretmen ücretleri konusunda gönlünüzden ne geçiyor" sözleri üzerine Avcı, "Bizim gönlümüzden geçen çok daha fazla ama 'olsa dükkan senin tabiri' tam buraya oturuyor. Tabii ki öğretmenlerimizin de okul yöneticilerimizin de sadece onların da değil, bütün çalışanların da gelirlerinin artmasını çok daha mesleklerinin taleplerine uygun bir hayat standardı oluşturmasını biz de çok isteriz. Ama yapılabilecekler, zaman içinde yapılabilecekler, uzun vadede yapılabilecekler var. Bunların bir denge içerisinde kararlaştırılması konuşulması lazım" değerlendirmesinde bulundu.
"Karma eğitim zaten zorunlu değil"
Bakan Avcı, "Bir önceki şurada 4+4+4 sistemine ilişkin öneri kabul edildi. Dolayısıyla bu yıl karma eğitim konusundaki önerinin de genel kuruldan geçeceği düşünüldü. Bu konudaki yorumunuz nedir?" şeklindeki soruya karşılık, konuya ilişkin pek çok yanlış anlamanın üst üste geldiğini vurguladı.
Avcı, şurada bir sendikanın karma eğitimin bütünüyle sonlandırılması ve bütün okullarda ayrı ayrı eğitim yapılması yönünde bir teklif getirdiği şeklinde algı oluşturulduğunu, ancak daha sonra sendika yöneticilerinin o yanlış algıyı düzeltmek için bütün okullarda karma eğitimin sonlandırılması tekliflerinin bulunmadığı, özellikle kız okullarının önünün açılmasına dair bir tekliflerinin bulunduğunu açıkladığını anımsattı.
Bakan Avcı, "Karma eğitim, bütün kurumlarda zorunlu bir eğitim türü değil. Bugün de bizim pek çok okulumuzda kız öğrencilerimiz için ayrı okullarımız var zaten. Kız meslek liselerimiz var, kız anadolu imam hatip liselerimiz var, kız anadolu liselerimiz var. Dolayısıyla bunların sayısının artması, farklı bölgelerde bu konudaki taleplerin daha çok karşılanması gibi talepler de var" şeklinde konuştu.
Karma eğitim konusunun şurada tartışılmasına karşı çıkmalarının nedeninin şura gündeminde yer almaması olduğunu vurgulayan Avcı, gündem dışında başka önerilerin de geldiğini ancak yönetmelik gereği bu konularda karar alamadıklarını söyledi. Avcı, "Başka bir şurada başka bir çalıştayda bunlar yine konuşulur, tartışılır, artılarıyla, eksileriyle değerlendirilir" dedi.
"Değerler eğitimi tek bir dersin konusu olmaz"
Şurada değerler eğitiminin okul öncesinde verilmesine ilişkin kararlar alındığının anımsatılması üzerine Bakan Avcı, ortak yaşam bilgisinin, toplumun önem ve öncelik verdiği her türlü hayat kuralını, birlikte yaşamanın incelikleri ve bunların nasıl içselleştirileceğinin değerler eğitiminin konusu olduğunu anlattı.
Avcı, "Bu tek bir dersin konusu olmaz. Onun için zaten farklı farklı derslerde de bunun tezahürleri, öğretmenlerimiz tarafından öğrencilerle paylaşılıyor ama değerler eğiminin temeli bunun biraz daha çerçevelenmiş, netleşmiş ve eğitimi verilmiş olarak öğretmenlerimiz tarafından öğrencilerimize aktarılmasıdır" dedi.