Askıda kalan vefa borcu
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Batı ülkeleri, hizmetleriyle saygınlık kazanmış toplum önderlerinin heykellerini dikip, onları anıtlaştırmayı onurlu bir görev kabul ediyor. Seyrek de olsa, benzer görüntülere zaman zaman bizde de rastlanıyor. Milli kültürümüze damgasını vuran değerleri yeni kuşaklara tanıtmak adına doğrusu övgüye değer bir gelişme.
Aslında, çoğu değerler gönüllerde anıtlaşmış, onlara duyulan sevgi, çoktan ülke sınırlarının dışına taşmıştır. Ancak bu yeterli görülmemelidir. Zira, dikilecek anıtlar o değerleri gelecek kuşaklara taşımakla kalmayacak, kalplerde yaşatılan sevgiyi pekiştirecek, dolayısıyla gözle gönlün bütünleşmesini sağlayacaktır.
Kayseri'nin tarihinde gerek sosyal ve kültürel nitelikleri, gerekse yaşadıkları dönemlerde topluma verdikleri hizmetlerle 'unutulmazlar' safında yer almış nice değerler var. Örneğin; saygınlıkta evrensel gururumuz Mimar Sinan… Mana dünyasının ulu önderi Seyyid Burhaneddin… Halk ozanı Dadaloğlu ve de ünlü mizah ustası İncili Çavuş…
Sadece onlar mı? Ya, hizmeti başka alanlarda sevdaya dönüştürenler... Örneğin; Osman Kavuncu… Bugün eğer; yaşamsal alanları, suyu, havası ve de aydınlık yüzüyle yaşanabilir bir şehirden söz edilebiliyorsa, Kayseri bunu, başlattığı imar faaliyetiyle yıllar önce şehrin çehresini değiştiren ve de modern kentleşmenin önünü açan dönemin belediye başkanı Osman Kavuncu'ya borçlu.
Melikgazi Belediyesi, bir zamanlar Kavuncu'nun heykelini dikmeye karar vermiş, dönemin ANAP, SHP, DYP, RP ve bağımsız üyelerden oluşan belediye meclisinin oybirliği ile aldığı bu karar, herkesin gururunu okşamıştı. Ne var ki, o heykeli görebilmek bugüne kadar mümkün olmadı.
Denilir ki; şehirler sadece alımlı binalar, parklar, dinlenme alanları, geniş cadde ve meydanlarla değil, kültürel dokunun korunmasıyla güzelleşir, yücelir ve de anlam kazanır. Eğer bir şehirdeki tarihsel değere sahip anıtsal yapılara, o şehirde yaşayan insanlar sahip çıkıyor, sanatsal etkinliklere, örneğin tiyatroya, sinemaya, operaya, güzel sanatların tümüne destek veriyorlarsa, o şehirde 'şehirli olma' bilincinin en güzel örmekleri sergileniyor demektir.
Büyükşehir Belediyesi'nin elinde yeni bir yatırım programı var. Programda turizm, ulaşım ve imara yönelik projeler ön plana çıkıyor. Kültür mirasını yakından ilgilendiren projelere de yer verilmiş bu programda. Örneğin; kale içi yeniden düzenlenerek, tarihi dokuya uyumlu Arkeoloji Müzesi kurulacak. Anadolu'nun ilk tıp okulu Şifaiye-Gıyasiye'de Selçuklu ve Tıp Tarihi müzeleri açılacak. Doğrusu, sevinilesi projeler…
Belli ki; Melikgazi Belediyesi üstesinden gelemeyecek. Askıda kalan 'vefa borcu'nu, kent adına bir de Büyükşehir Belediyesi üstlenip 'anıt heykel' projesine el atsa, acaba çok şey mi istenmiş olur?