Arınç'tan TSK'ya şok sözler
Arınç: "Sen benim emrimde memursun, anayasa babayasaya karışma. Artık topuk selamı veriyorlar, hepsi sıraya geçtiler."
İNEGÖL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 27 Nisan muhtırası ve sonrasını hakkında "28 Nisan sabahı derslerini aldılar. Sen benim emrimde memursun, anayasa babayasaya karışma. Artık topuk selamı veriyorlar, hepsi sıraya geçtiler" dedi.
Arınç, Bursa Girişimci İşadamları Derneği İnegöl Şubesi tarafından Hera Yaşam Merkezi'nde düzenlenen '2023 Yılında Nasıl Bir Türkiye" konulu yemekli toplantıda, Özal döneminden, başörtüsüne, iktidarları dönemindeki gelişmelerden asker faktörüne kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Arınç, Türkiye'de TBMM Başkanının, cumhurbaşkanının eşinin başında örtü olacaksa, buna herkesin saygı duyması gerektiğine dikkati çekti. Cumhurbaşkanı seçileceği zaman Abdullah Gül'ü aday gösterdiklerini anlatan Arınç, "300'den fazla milletvekilimiz var. Ortalığı birbirine kattılar. 'Efendim milli görüş geleneğinden geliyor, Cumhurbaşkanı olmaz', 'nerede yazıyor bu', 'yazmıyor ama ben öyle söylüyorum', 'eşinin başı örtülü cumhurbaşkanı olamaz', 'nerede yazıyor bu', 'yazmıyor ama ben öyle söylüyorum', sen kimsin be sen kimsin?"
Birileri şapkalarını zor kurtardı
Bülent Arınç, sonunda işin 27 Nisan akşamı bir bildiriye kadar vardığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"(Sözde değil özde laik olanlar seçilmeli, biz böylesine karşıyız, biz bunu istemiyoruz. Cumhuriyete, rejime sahip çıkmasını biliriz) Ooo bildik laflar depreşti yine darbecilik sevdası. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 27 Nisan akşamı bize aba altından sopa gösteriyorlar, 'siz bunu seçemezsiniz.' Sanıyorlar biz korkup kaçacağız. Geçmişte bunun örnekleri var. Şapkasını zor kurtardı birileri. Kaçarken ilk kurtarılacak şapka, onu aldı kaçtı.
Eskiden devlet dairelerinde dolapların üzerine kağıt yapıştırırlar kasaların üzerine, 'yangında ilk kurtarılacak' diye. Babanın da en kıymetli şeyi şapkası, aldı gitti. Sordular 'neden gittin?', 'Ne yapacaktım yani, elbette şapkamı alıp gidecektim' dedi. Bizi de öyle sandılar.
28 Nisan sabahı derslerini aldılar. Sen benim emrimde memursun, anayasa babayasaya karışma. Cumhurbaşkanını parlamento seçecek, bu görevini yapacak sen de oturduğun yerde oturacaksın. İş bitti cumhurbaşkanını seçtik. 2007'nin Ağustosu geldi. Ne garip şeyler. Türkiye nelerle meşgul? AK Parti'nin, Hükümetin yaptıklarını çocuklara ders olarak okutacaklar. Türkiye'nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi konusunda neler yapıldı, diye doktora tezleri hazırlayacaklar, mastırlar, yüksek lisans çalışmaları yapacaklar."
Artık topuk selamı veriyorlar
Seçimin ardından 30 Ağustos törenleri sırasında Cumhurbaşkanı Gül'ün Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne gittiğini anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı bulunduğu yerde selamlanır. 'Sayın Cumhurbaşkanım' diye selamlanır. Kürsüye geçti, sayın cumhurbaşkanı dedi. Zambiya'nın cumhurbaşkanından bahseder gibi, üçüncü kişi. Yurt dışına gitti arkasında hanımefendi var. Uçaktan iniyorlar. Sırayla herkesin elini sıkacaklar. Bu tarafta değerli bir komutan var. Eski oyuncakları aklına geldi köşe kapmaca oynamaya başladı. Oradan buraya zıpladı, atladı, hopladı. Hanımefendinin elini sıkmaktan kaçıyor. Aradan 3 yıl geçti her şey normalleşti. Artık topuk selamı veren, 'sayın Cumhurbaşkanım' diye söze başlıyor. Köşe kapmaca oynamaktan da vazgeçtiler. Şimdi hepsi sırada. 'Hanımefendi saygılar sunuyorum, hoşgeldiniz' diyorlar.
Bize düşen sabır. Türkiye'nin menfaati, hayrı için bize düşen sabırdır. Gelecek nesillerin daha özgür yaşaması için bize düşen sabırdır. Ben daha sabırsızım ama Allah Tayyip beyden razı olsun. O sabır örneği bir insan, Hazreti Eyüp gibi maşallah. Nelere sabrediyor bir bilseniz. Bir insan düşünün 22 saat ayakta. Millet için gözünü kırpmadan çalışıyor."