Ar-Ge'de en hızlı büyüyen iki ülkeden biriyiz
YASED, "Türkiye Ekonomisinde Yabancı Sermayeli Firmaların ARGE Etkinliklerinin Analizi" raporunu yayınladı.
İSTANBUL - Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) ''Türkiye Ekonomisinde Yabancı Sermayeli Firmaların ARGE Etkinliklerinin Analizi'' başlıklı raporunda, Türkiye'de yeterli ARGE teşviki bulunmasına karşın uygulamaların düzeltilmesi ve mevcut sorunların giderilmesi gerektiği belirtildi.
YASED'in, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi (TEKPOL) işbirliği ile hazırladığı rapor, YASED Yönetim Kurulu Üyesi Müjdat Altay ve YASED ARGE Çalışma Grubu Başkanı Barhan Özce, ODTÜ TEKPOL üyesi Prof. Dr. Erkan Erdil ve Doç. Dr. Teoman Pamukçu'nun katılımıyla düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıklandı.
Raporda yer alan karşılaştırmalar ışığında küresel düzeyde gözlemlenen temel eğilimlerden birinin ARGE harcamalarının GSYH içindeki payının özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde giderek yükselmeye başlaması olduğu, OECD verilerine göre 2007 itibariyle ARGE harcamalarının GSYH içindeki payının OECD ülkelerinde yüzde 2,28'e, AB'de yüzde 1,77'ye, 2008 yılı için ise ABD'de yüzde 2,77'ye yükseldiği, Finlandiya, İsveç ve İsrail gibi ülkelerde bu oranın yüzde 3'leri aşarak OECD ortalamasının üzerinde gerçekleştiği kaydedildi.
İzlanda ve Türkiye en hızlı büyüyen ülkeler
2000'li yılların başından itibaren ARGE harcamalarındaki en hızlı büyümenin yıllık ortalama yüzde 10'un üzerindeki artışla İzlanda ve Türkiye'de olduğu belirtilen raporda, OECD verilerinin; OECD ülkelerinde yabancı sermayeli şirketlerin toplam imalat sanayi ARGE harcamaları içindeki payının satış ve istihdamdaki paylarından az olmadığı, hatta birçok ülke için daha fazla olduğu sonucunu ortaya koyduğu bildirildi.
ARGE'nin küreselleşmesinin önündeki engellerin başında ARGE etkinliğini firma dışına taşımada karşılaşılan zorlukların geldiği, bu durumun etmenleri arasında teknolojik bilginin örtük olması, inovasyonun aktörler arasında etkileşim gerektirmesi, ulusal inovasyon sisteminin yapısının belirleyiciliği, firma dışı ARGE faaliyetlerinin koordinasyon maliyeti ve bu sürecin firma için stratejik önemi (inovatif avantajı kaybetmenin yüksek maliyeti) ile ülke ekonomisinin uzmanlaştığı sektörlerin öneminin geldiği ifade edildi.
ARGE harcamamız 122 dolar seviyelerinde
Altay, Türkiye'de ARGE alanındaki gelişmelere değinirken de, ''2009'da ARGE harcamasının GSYH içindeki payı binde 8,5'e yükseldi. Toplam ARGE harcamamız ise yüzde 137'lik artışla 8,5 milyar liraya çıktı. 2009 yılında kişi başına ARGE harcamamız 122 dolar seviyesinde gerçekleşti. Tam zaman eşdeğer ARGE personeli sayısı 70 bini geçti. Hükümetimizin hedeflediği yüzde 2'lik ARGE yoğunluğuna ulaşmak için özellikle sanayinin yapacağı ARGE çalışmaları çok büyük önem taşıyor'' şeklinde konuştu.
Çok uluslu şirketlerin ARGE yatırımlarının uluslararasılaşmasının inovasyon süreçlerinin düzenli değişmesiyle doğrudan ilintili olduğunu vurgulayan Altay, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve mükemmeliyet merkezlerinde yaratılan bilginin daha erişilir hale gelmesiyle birlikte azalan coğrafi engellerin yenilik süreçlerinin hızını artırdığını ve onları daha küresel hale getirdiğini, ''Küresel Inovatif ARGE'' olarak adlandırılan bu aşamada küresel ARGE yatırımlarına talip olan ülkelerin sahip oldukları ortamın yatırımcının beklentilerini ne kadar karşıladığının tespitinin gerektiğini söyledi.