Anti-dolar 1.27-1.28 bölgesini aşmakta zorlanabilir
Atılım MURAT
Euro, son bir haftada bütün para birimleri karşısında değerlendi. Bunun bir düzeltme hareketi olduğunu düşünüyor; görüşümü destekleyen bazı verileri paylaşmak istiyorum. Son yıllarda Euro'nun performansı ile gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının rezervleri arasında çok yakın bir ilişki var. IMF, ülkelerin rezerv değişimlerini COFER veri tabanından yayımlıyor. Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının rezervleri arttığında, Euro'nun performansı da yükseliyor. Rezervler düştüğünde, Euro zayıflıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları önemli, çünkü bu ülkeler çok rahat rezerv biriktirebiliyorlar. Gelişmekte olan ülkelerin rezervlerindeki Dolar ağırlığı yüzde 58, Euro'nun ağırlığı ise yüzde 30 civarında. Rezervler arttığında, çeşitlendirme anlamında Dolar'a alternatif olarak Euro tercih ediliyor. Yani Euro'ya 'anti-dolar' da diyebiliriz. Rezervlerdeki Yen ve Sterlin ağırlıkları oldukça düşük. Rezervler ile Euro arasındaki somut ilişkiyi göstermek amacıyla bazı zaman aralıklarını aldım. 2009'dan başlarsak; o yılın ocak-mart döneminde dünya borsalarında büyük kayıplar yaşanmış, küresel risk iştahının önemli göstergelerinden birisi olan S&P 500 Endeksi'ndeki kayıp yüzde 25'e ulaşmıştı. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelerin rezervlerindeki toplam düşüş 140 milyar dolar olurken, EUR/USD paritesindeki düşüş yüzde 6 oldu. Mart ayından yıl sonuna kadar S&P 500 Endeksi yüzde 55 yükseldi. 2009 mart-aralık döneminde gelişmekte olan merkez bankalarının rezerv artış hızı her çeyrekte yüzde 4 olarak gerçekleşirken, EUR/USD yüzde 13.5 yükseldi. 2010'nun ilk çeyreğinde gelişmekte olan ülkelerin rezervlerindeki artış hızı yüzde 1.5 oldu. Şubat ayının ortalarından mart sonuna kadar Euro'da bir toparlanma yaşandığından, rezervlerde hafif bir artışın olması da normal. 2010 ikinci çeyrek için elimizde IMF verileri olmasa da, nisan ve mayıs ayları için ülkelerin kendi yayımladıkları rezerv raporları var. Hindistan, Güney Kore, Singapur, Brezilya, Rusya, Tayvan ve Hong Kong merkez bankalarının rezerv raporlarını inceledim. Listemde Çin yok, çünkü Çin'in son yayımladığı rezerv verisi ilk çeyrek sonuna ait. Çin dışındaki ülkelerin rezervleri, nisan ayında toplam 31 milyar dolar yükselirken, nisan ayında EUR/USD paritesi 1.33'ten 1.37'ye kadar yükselmiş. Rezervler mayıs ayında 30 milyar dolar düşerken, EUR/USD paritesi 1.22'ye inmiş. Haziran ayı için elimizde bir rezerv raporu olmasa da, bazı tahminlerde bulunabiliriz. 7-18 Haziran tarihleri arasında piyasalarda bir toparlanma yaşandı. Rezervlerde muhtemelen bir artış olmuştur. Risk iştahının da artmasıyla, bu dönemde Euro, Dolar karşısında yüzde 3.6 değer kazandı.
Haziran sonuna geldiğimizde, küresel piyasalarda negatif bir ortam oluştu. Bu durumda gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının rezervlerinde belirgin bir artış olması zor. Ancak geçen çarşambadan beri risk iştahı düşük olmasına rağmen, EUR/USD yükseliyor. Euro'daki yükselişi, Avrupa Merkez Bankası'nın gerçekleştirdiği likidite operasyonuna dayandırmak yanlıştır. Euro yukarı yönlü hareketini sürdürmekte zorlanabilir. Risk iştahında ciddi bir artış yaşanmadığı takdirde, Euro'daki yükseliş 1.27-1.28 bölgesinde son bulabilir.