Amik'te çiftçi olmak zor
İrfan O. HATİPOĞLU / Antakya Tarım Platformu Başkanı
Ülkemizde tarımsal üretimi sürdürmek zordur. Her geçen gün tarımsal üretimde kullanılan girdiler pahalanıyor, verim azalıyor ve ürünler değerinde satılamıyor. Amik Ovası'nda da en pahalı girdiyi tarımsal üretimde kullanılan su oluşturuyor. Amik Gölü'nün kurutulması ile ovanın ekolojik yapısı değişmiş, yeraltı su depoları aşırı su çekme nedeniyle boşalmıştır. Boşalan yeraltı su depolarına deniz suyu doluyor. Ovada yeraltı sularının derine çekilmesi, yüzey köklü bitkilerin yetişmesini zorlaştırıyor, Yeraltından çekilen tuzlu suların kullanıldığı topraklar da tuzlanıyor. Önceleri 50-100 metre aralığından çekilen sular bugün 350-400 metre aralığından çekilebiliyor. Bu durum suyun pahalı girdi olmasına neden oluyor. Amik çiftçisinin tamamının TEDAŞ'a elektrik borcu var. Yarısı da elektrik borcu nedeniyle TEDAŞ ile icralık.
Amik Ovası'nda toprak mülkiyeti sorunu bulunuyor. Çiftçilerin tarımsal desteklerden yararlanmaları için toprağın sahibi olması ya da toprak sahibi ile toprak kullanım sözleşmesi imzalamış olması gerekiyor Ekimi yapılan topraklar mirasçılar arasında resmi olarak bölüşülmediğinden ya da satışı yapılan toprakların devri yapılmadığından toprakların tapuları bulunmuyor. Kısacası büyük toprak sahipleri topraklarını parçalayarak satmışlar, fakat tapularını devretmediklerinden toprakların sahipliği sorunu yaşanıyor.Amik'li çiftçilerin desteklemelerden yararlanması için ovada mülkiyet sorunu artık çözülmelidir.
Geniş çaplı tapulama çalışmaları yapılarak mülk sahipleri belirlenmelidir. Bu yapılmadığı zaman sorun her geçen gün büyüyecektir.
Amik Ovası'nda köylü olmak gerçekten zor. Ülkemizin her yerinden göçmenler buraya getirilip yerleştirilmiş. Bu yerleştirme sırasında Amikli köylülerin tedirgin edildiği, onlarca yıldır ekip biçtikleri toprakları ellerinden alınıp göçmenlere verildi. Özellikle kurutulan göl havzasında bulunan hazine arazilerinden köylülere dağıtılan topraklar, ülkenin değişik yerlerinden gelen göçerlere verilmiş.
Göçerler uyum sağlayamadıkları için ülkenin değişik yerlerine tekrar göçtüler. Fakat verilen toprakları terk etmelerine karşın kullanım hakları onlarda olduğu için yerleşik köylülere kiralanıyor. 10 -15 yıl önce toprak sahibi olan köylüler kendi topraklarında kiracı durumuna gelmiştir. Mevcut durum yerinde saptanarak topraklar eski kullanıcılara geri verilmelidir. Çiftçilerimiz mülkün sahibi olmadıkları için toprağın verimini arttırıcı çalışmalarda çekingen davrandıklarından topraklarımız verimsizleşiyor.
Ülkemizde son 10 yıldır tarımsal üretim ile uğraşanlar emeklerinin karşılığını alamıyor. Borçlarını öteleyerek üretimlerine sürdürüyorlar. Anadolu'nun değişik yerlerinde topraklar el değiştiriyor. Köylerden kentlere göç var. Ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi Amik çiftçisi de borçlu. Uzun süredir ürünlerini değerinde satamadıkları için tefecilere, petrolcülere, tarım ilacı, gübre ve diğer girdi satıcılarına borçları var. Çiftçilerimiz toprak mülkiyetlerini tefecilere devrediyor.. Bankalardan kullandıkları kredileri ödeyemiyorlar. Amik çiftçisi her geçen gün yoksullaşıyor. Artık çiftçilik Amik köylüleri için bir yük haline gelmiştir.
Amik Ovasında tarım üretimi kazançlı kılmak istiyorsak çiftçileri sürekli eğitimden geçirmek zorundayız. Çiftçilerimiz eğitimsiz olduğu için gelişen yeni tarım tekniklerinden yararlanamıyor. Örneğin damlama suluma yöntemine geçmekte geç kalınmıştır. Çiftçi bu yöntemle kullandığı sudan ve enerjiden büyük oranda tasarruf sağlayacağını bilmiyor. Amik çiftçisi ürünlerini değerinde satamıyor. Ürünlerini değerinde satabilmeleri için ziraat odaları ve ticaret borsası daha aktif duruma getirilmelidir. Çiftçilerin ürün bazında üretici örgütlenmeleri kurmalarına öncülük yapılmalıdır. Bugün çiftçilerimiz tefecilere, tefeciden farksız çalışan sanayici olma kültürüne sahip olmayan atölye sahiplerine, fiyatı sonradan belirlenmek üzere ürünlerini teslim ediyorlar. Amik çiftçisinin iş her geçen gün zorlaşıyor. Kurtuluşu nerede derseniz? Çiftçilerin örgütlenmesinde tabi ki.