Altın, petrol ve bakır fiyatlarında düzeltme geliyor mu?
Atılım MURAT
Küresel piyasalardaki risk iştahını takip etmek için birçok gösterge var. Ben genel olarak emtia fiyatları ve bunlarla ilgili endeksleri takip ediyorum. Özellikle bakır, altın, petrol gibi emtialar son dönemde oldukça güçlü gözüküyorlar. Petrol fiyatı bu hafta $85.50 seviyesine kadar yükseldi. Benzer şekilde, bakır fiyatında da yükseliş var. ABD Dolar'ı son dönemde oldukça yükselirken altının genel gücünü koruması da dikkat çekici. Beş ay önce EUR/USD paritesi 1.51 seviyesindeyken altın $1,175 idi. EUR/USD geçtiğimiz cuma 1.32 iken altın $1,160 düzeyindeydi. Kısaca; Dolar son beş ayda yüzde 13 oranında değerlenirken, altın fiyatında pek bir değişiklik yaşanmamış.
Altın, petrol, bakır gibi önemli emtiaların fiyat hareketleri konusunda 'öncü gösterge' rolünü gören bir piyasa göstergesinden, Baltık Kuru Yük Endeksi'nden(Baltic Dry Index) söz etmek istiyorum. Kuru yük taşımacılığının günlük maliyetini gösteren endeks, küresel ekonomik aktivitenin en saf indikatörlerinden birisidir. Örneğin; tüketici harcamaları gibi aylık açıklanan veriler geçmiş ayın aktivitesini gösterirken; günlük olarak yayımlanan Baltık Endeksi dünyadaki ham madde talebinin gerçek fotoğrafını çekiyor. Üye şirketler arz ve talebe göre eşleştiğinden, hisse senedi ve döviz piyasalarında görülen spekülatif hareketler Baltık Endeksi'nde görülmüyor.
Endeksin öncü piyasa göstergesi rolüne dönersek; Baltık Endeksi zirveye ulaştıktan bir ay sonra, altın, petrol, bakır gibi emtialar zirve noktalara ulaşıyor. Son iki senede Baltık Endeksi'nin zirve yaşadığı dört dönem var. Bunlar sırasıyla; Haziran 2008, Haziran 2009, Kasım 2009, Mart 2010 dönemleri. Baltık Endeksi son zirvesini 3,574 değeri ile 15 Mart 2010 tarihinde görmüş. Bundan yaklaşık bir ay sonra petrol $87, bakır $8,000/ton ile son 17 ayın; altın $1,170 ile son dört ayın zirvesine çıkmış. Baltık Endeksi ham madde talebini gösterdiği için, küresel üretim dinamiklerindeki değişimin de habercisi oluyor. Üretim hedefli ham madde talebindeki gevşeme, spekülatif talepteki düşüşten daha önce başlıyor. Reel talep düşünce, organize piyasalar bunu gecikmeli olarak takip ediyor. Böyle bir analizin arz tarafındaki değişimleri göz ardı ettiğinin farkındayım. Her şeye rağmen mantığın geçerli olduğunu söyleyebilirim.
Endeks, 15 Mart'taki zirveden sonra yüzde 15'lik bir düşüş yaşadı. Önceki dönemlerde, endeks zirveye ulaşıp düşüş yaşadıktan sonra emtia fiyatlarında da bir düzeltme hareketi yaşanmış. Tabii bu denklemin içine Çin'i de katmak gerekiyor. Çin'in ham madde talebinin üretim değil, stoklama amaçlı olduğuna dair yayımlanan raporlar, emtia fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Emtia fiyatlarında yaşanacak olası bir gerileme risk iştahında bir düşüş olarak görülebilir. Borsa endeksleri de bunu muhtemelen takip eder.