Akşener: Asgari ücret tekrar açlık sınırı altına düşecek, düzenli güncelleme yapılması gerekiyor
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programında soruları yanıtladı. Akşener, "Ocak ayı sonunda (açlık sınırı) 8 bin 707 lira olacak. Dolayısıyla asgari ücret tekrar açlık sınırı altına düşecek. Enflasyonla mücadele edilmesi lazım, bu süreç içinde de düzenli güncelleme yapılması gerekiyor" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2023 yılı asgari ücretine ilişkin, "Biz bütün hesaplamaları yapıp 9 bin 600 lira açıklamıştık. Açlık sınırı 7 bin 786 liraydı. Böyle bakınca 8 bin 500 lira tamam ama ocak ayı sonunda (açlık sınırı) 8 bin 707 lira olacak. Dolayısıyla o tekrar açlık sınırı altına düşecek. Enflasyonla mücadele edilmesi lazım, bu süreç içinde de düzenli güncelleme yapılması gerekiyor." dedi.
Akşener, Fox TV'de canlı yayınlanan İlker Karagöz ile Çalar Saat programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Altılı masada neler oluyor?" sorusuna "İyi şeyler oluyor." yanıtını veren Akşener, asgari ücrete ilişkin soru üzerine de "Asgari ücreti dün Sayın Erdoğan 8 bin 500 lira açıkladı. Biz bütün hesaplamaları yapıp 9 bin 600 lira açıklamıştık. Açlık sınırı 7 bin 786 liraydı. Böyle bakınca 8 bin 500 lira tamam ama ocak ayı sonunda (açlık sınırı) 8 bin 707 lira olacak. Dolayısıyla o tekrar açlık sınırı altına düşecek. Enflasyonla mücadele edilmesi lazım, bu süreç içinde de düzenli güncelleme yapılması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
En düşük emekli maaşının asgari ücret kadar olması gerektiğini savunan Akşener, vergi dışı bırakılan asgari ücrette işverenin ödediği verginin de devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.
Akşener, ev ve dükkan kiralarının arttığını, ısınma, elektrik ve gıdaya erişimde problemler olduğunu belirterek, bu konularda önlem alınmasını istedi. Vergi dilimlerinin de düzenlenmesi gerektiğini belirten Akşener, vergiler sebebiyle asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan memurlar ve özel sektörde çalışanların da maaşlarının eridiğini ifade etti.
İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararı
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararını öğrendiği ana ilişkin videonun gösterilmesi üzerine, "Millet iradesine uzatılan her eli o millet iradesi sandıkta kırar." dedi.
Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu'na sarılmasının sebebinin de moral vermek olduğunu anlatan Akşener, savcının verilen cezayı az bularak istinafa gittiğini hatırlatarak, "Bu, Türkiye'de yargının, hukukun can çekiştiğini gösteren bir iştir." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti'nin hakaret suçunu siyasi yasak kapsamından çıkarmak için kanun teklifi verdiğinin hatırlatılması üzerine Akşener, "Diyoruz ki biz, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, bu yapılan bir yanlış. Bunu gelin Gazi Meclisimizde düzeltelim. Çok merak ediyorum, AK Partili milletvekilleri bu kanun teklifimize nasıl cevap verecek." diye konuştu.
Altılı masa liderlerinin İmamoğlu'na destek için Saraçhane'de buluşması
Meral Akşener, altılı masanın genel başkanlarının İmamoğlu'na destek için Saraçhane'de bir araya geldiği videonun gösterilmesi ve "Kemal Kılıçdaroğlu 16 milyon diye seslenmişti, siz 84 milyon dediniz. Bu bir adaylık işareti miydi?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"16 milyon İstanbullunun bugün iş başında bulunan, seçilmiş belediye başkanına ve İstanbullunun iradesine yani milli iradeye uzatılan bir el var. Milli iradeye el uzatma hadisesinin karşılığı olarak '84 milyon Türkiye'de yaşayan herkes senin yanında.' dedim. Yani sadece İstanbul'a özel bir çökme değil bu, Türkiye'nin milli iradesine çökme. Ona işaret ettim. Bu perspektiften bakılması gerektiğine inanıyorum. Sadece İstanbullunun ve Ekrem İmamoğlu'nun meselesi şeklinde bakarsak yanılırız."
İBB Başkanlığı yaptığı dönemde ceza aldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da destek olduğunu anlatan Akşener, "Sayın Erdoğan, oradan giderken 'Bu şarkı bitmeyecek.' dedi, gerçekten bitmedi, şimdi Cumhurbaşkanı. Şimdi Sayın İmamoğlu'nunki de bitmeyecek. Eğer sadece 16 milyon İstanbulluyla bırakırsanız işi, o çerçevenin içine koyarsanız o şarkılar biter. Sayın İmamoğlu'yla ilgili söylemiyorum. O zaman iddialar biter, şamar oğlanına dönersiniz." ifadelerini kullandı.
"Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağım?"
Kararın açıklandığı gün saat 11.00'de İYİ Parti'yi ziyaret eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'yla görüştüğünü, Kılıçdaroğlu'nu da aradığını ancak telefonunun kapalı olduğunu anlatan Akşener, güç oluşturmak için altılı masanın diğer liderlerini de aradığını kaydetti.
Akşener, şunları söyledi:
"Yanlış anlaşılmasın izin almak için aramadım. Öyle bir durum yok. Zaten kimseden izin alma mecburiyetim yok. Çünkü bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş belediye başkanları. Dolayısıyla bir tek Mersin hariç diğerlerinin tümü CHP'nin ve İYİ Parti'nin teşkilatlarının mensuplarının çalışarak seçtirdiği belediye başkanları. Dolayısıyla orada benim izne ihtiyacım yok. Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağım?"
Destek için İmamoğlu'nun yanına gitmesine ilişkin Akşener, "Bir kesim, 'Siyasi nezakete uymuyor.' dedi. Sonra siyasi saygısızlık, siyasi terbiyesizlik haline döndü. Demek ki Sayın İmamoğlu'nu orada yalnız bırakmak siyasi nezaket, siyasi feraset, siyasi irfan, siyasi saygı, siyasi terbiyeymiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim." ifadelerini kullandı.
"Siz çarşamba günü 'Bir saniye gecikmedik' dediniz. O gün Kılıçdaroğlu temasları nedeniyle Almanya'daydı. Siz gider miydiniz böyle bir dava süreci olsaydı?" sorusunu Akşener, "Bu konuda yorum yapmak bir siyasi partinin içişlerine karışmak olur. Yorum yapmayayım, hiç yapmadım bugüne kadar yapmayayım." yanıtını verdi.
Altılı masanın cumhurbaşkanı adayı
Kılıçdaroğlu'nun "Bir partinin içişlerine karışılmasını doğru bulmuyoruz." sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Akşener, şunları dile getirdi:
"Normalde Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği söz oraya gitmekle alakalı değil. Oraya gitmekle alakalı sözler genellikle kurmaylardan geldi. Dolayısıyla o beni, benim arkadaşlarımı incitse bile kenara koyduk. Sayın Kılıçdaroğlu'na, gazetecilerle yaptığı toplantıda şöyle bir soru soruldu: 'Meral Hanım diyor ki Ankara ve İstanbul belediye başkanlarından hangisinden birini getirirseler biz bunu kabul ederiz.' Bu bir buçuk yıl evvel Sayın Kılıçdaroğlu'yla beraber 5 arkadaşının, benimle beraber 5 arkadaşımızın karşılıklı olarak CHP'yi ziyaretimizde onlara söylediğim söz. Ondan sonraki fasılda da kamuoyuyla paylaştığım bir söz. O nedenle bu söz bu sırada yeniden öne çıktı ve sonuç itibarıyla bu soruyu sordular. Sayın Kılıçdaroğlu da içişlerine karışmakla ilgili bir cümle sarf etti. Şimdi burada bir siyasi partinin içişlerine karışma diye bir durum yok. O masaya Sayın Kılıçdaroğlu tarafından verilen görev, o masanın aday tespiti. Tespit konusunda herkes hür ve bağımsız."
Akşener, "Kazanacak adaylar içinde Ekrem İmamoğlu'nun da ismi geçiyor ama bu süreçte bir ceza, yasak çıkarsa İmamoğlu'nun adaylığı risk midir?" sorusu üzerine, "Daha henüz masada konuşulmayan bir konuyu burada konuşmayı doğru bulmuyorum." dedi.
Meral Akşener, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda resmi olarak parti içinde henüz bir çalışma yapmadıklarını belirtti.
"Masanın motivasyonu nasıl?" sorusunu Akşener, "Masa kazanacak. 13'üncü cumhurbaşkanı masanın adayı çıkacak. Göreceksiniz." diye yanıtladı.
"Ben cumhurbaşkanı olmak istemiyorum, başbakan olmak istiyorum." sözleri de hatırlatılan Akşener, "Halen oradayız. Bu bir feragattır, fedakarlık değil. Bu bir hak, şartları tutan herkesin hakkıdır. Ben bu haktan bir buçuk yıl evvel feragat ettim. 'Ben aday değilim.' diyerek seçmenime diyorum ki 'Biz tek adayla gitmeliyiz, kazanacak bir şahısla gitmeliyiz ve kazanmalıyız.' Tek adayla gitmeyi söyleyebilmek için bir feragatte bulundum. Bunun karşılığı nedir? Başbakan olmaktır." diye konuştu.
Akşener, "Kılıçdaroğlu masaya aday olma talebiyle gelirse tavrınız ne olur?" sorusu üzerine, "Gelsin görelim, bilmiyorum. Biz her şeyi partimizle konuşarak gittiğimiz için ona göre bir bakış açısı olacak." dedi.