”AKP 3 maddeyi seçim sonrasına bıraksın”
Baykal, AKP'nin 3 maddeyi askıya alarak seçim sonrasına bırakmasını istedi.
ANKARA- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak, "Bu tartışmalı üç maddeyi, böyle bir işbirliği şansının ortaya çıktığı bu dönemde bir gerilim ve tartışma konusu olarak takip etmeyelim. Bu üç maddeyi sayın Başbakan, AKP iktidarı askıya alsın" dedi.
Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, anayasa değişikliğine ilişkin maddelerin değerlendirildiğini belirterek, birbirinden oldukça farklı, bazı maddeleri derin tartışmalara yol açan bir paketin topluca kamuoyuna sunulmasının büyük bir yanlışlık olacağını söyledi.
Anayasa değişikliği teklifinde yer alan 27 maddenin, "anayasa aykırı olduğu hukuk kamuoyunun bir görüş birliği haline dönüşmüş olan üçünün diğerlerinden ayrılmasını talep ettiklerini belirten Baykal, bu yapılırsa kalan maddeleri destekleyeceklerini, 24 maddenin daha da iyileştirilmesi, amaca hizmet eder hale dönüştürülmesi için gerekli katkıyı iyi niyetle vermeye hazır olduklarını ifade ettiklerini hatırlattı.
Baykal, bunun, toplumu büyük bir ferahlama ve rahatlama duygusuna çektiğini ifade ederek, "Bu tartışmanın gereksiz bir çatışma haline dönüşmemesi için yapılmış iyi niyetli bir öneri olarak büyük bir kabul gördü. Bundan çok büyük mutluluk duydum. Kamuoyumuz, hatta bu konuda farklı değerlendirmeleri geçmişte yapan pek çok kişi, yazar, bunun değerlendirilmesi gereken bir öneri olduğunu ısrarla beyan ettiler" dedi.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu doğrultuda Sayın Başbakan'ın dün yurt dışına çıkarken yaptığı açıklama bizim bu girişimimizi kamuoyumuza ve AKP yönetimine, sayın Başbakana daha açık bir şekilde ifade etmemizi zorunlu kılmıştır diye düşünüyorum.
Bu konunun herkes tarafından çok iyi anlaşılması lazımdır. Önce Sayın Başbakan'ın giderken yaptığı değerlendirmelerden üzüntü duyduğumu ifade etmeliyim. Sayın Başbakan'a yakışmayan bir üslup kullanmıştır. Herhangi bir Başbakana yakışmayan bir üslup kullanmıştır, bu öneriyi yapanları şark kurnazlığıyla suçlamışlardır. Önce bir defa bu terminoloji iyi bir terminoloji değildir. Kurnazlığın şarkı garbı, şimali cenubu olmaz. Kurnazlık kurnazlıktır. Yani şarklıları kurnazlık yapmakla suçlama anlamına gelecek, ayrımcı, dışlayıcı, karalayıcı, tasnif edici ve üstelik de haksız, temelsiz olarak bunu yapan bir yaklaşımı Başbakan'ın ağzından duymak şaşırtıcıdır. Yani şarklılar kurnazlık yapıyor da garplılar kurnazlık yapmıyor mu? Kimdir o şarklılar, kurnazlık yapanlar, kurnazlık yapmayan garplılar kimdir? Yani buna girdiğimiz zaman perişan bir manzara çıkar."
"Başbakan üç maddede ısrarlı olursa tüm imkkanları kullanırız
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, anayasa değişiklik taslağına ilişkin olarak "O üç maddede ısrarlı olursa Sayın Başbakan, hukuki ve siyasi bütün imkanları kullanmak bizim görevimizdir, sorumluluğumuzdur. Bu konuda bir tereddüt yoktur" dedi.
Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, anayasa değişikliği konusunda üzerinde durulması gereken başka maddeler de olduğunu, şu anda hükümeti sıkıntıya sokmamak için gündeme getirmediklerini belirterek, "O konulardaki anlayışımız çok açıktır. Daha kapsamlı, daha yeni, bütün Türkiye'yi kucaklayacak bir anayasa değişikliği çerçevesi içinde bu yargı konusunu da ele alalım" dedi.
Yargı konusunun seçim öncesinde, telaşla, Anayasa'ya aykırı bir biçimde, bütün hukuk çevrelerinin tepkisini çeken bir şekilde Türkiye'ye dayatılmasının uygun olmadığını söyleyen Baykal, şöyle konuştu:
"Bu konuda Sayın Başbakan ısrar ederse takdir onundur. Yapacak bir şey yoktur. Biz bunları anlatırız, daha sonraki aşamalarda Türkiye hem hukuki hem siyasi değerlendirmesini gerekli şekilde yapar. Yalnız o süreç içinde yaşanacak olaylar iktidarı 'Keşke bu öneriyi de değerlendirseydik' pişmanlığına sürüklemesin isterim. Sıkıntılı bir tablo ortaya çıkmasın isterim. Bu dayatmanın Türkiye'yi yeniden bir gerginliğe, yeniden sıkıntılara, üzüntülere sürüklememesini isterim. Bu sorumluluk duygusu içinde bu öneriyi yapıyorum. Bu önerinin kabul görmesi halinde ben inanıyorum ki Türkiye çok büyük bir ferahlama, rahatlama içine girecektir. Anayasa konusu da en doğru çerçevede ele alınabilecektir."
Baykal, yeni önerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamaların ardından ortaya çıkmış bir tablo olmadığına işaret ederek, cuma günü grup başkanvekilleriyle bir değerlendirme yaptıklarını ve bugün için CHP Grup Başkanvekillerinin AK Parti Grup Başkanvekillerini ziyaret etmesine, önerinin yazılı halinin sunulmasına karar verdiklerini bildirdi.
Anayasa Komisyonu'nun, sıra gelmesi halinde bugünkü toplantısında ya da daha sonraki toplantılarında bu ayrımın gerçekleştirilmesinin önerileceğini ifade eden Baykal, "Umut ederim bu önerimiz gerekli ilgiyi, kabulü sağlar. O takdirde derhal bu ayrışmayı yaparız. Bunun bir suçlama, tartışma konusu haline gelmesine hiç gerek yok" diye konuştu.
"İhtiyaç olursa Erdoğan'la görüşme olabilir"
Deniz Baykal, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Yeni öneri doğrultusunda Başbakan Erdoğan ile yüz yüze görüşmeyi düşünüp düşünmeyeceği sorusuna Baykal, "Bir ihtiyaç olması halinde, elbette. Bir görüşme halinde bir sonuç alınabileceğinin ortaya çıkması durumunda, elbette. Neden olmasın?" yanıtını verdi.
@page@
Bir gazetecinin "İki öneriniz birbiriyle çakışıyorlar. İlk öneriniz şu an geçersiz mi oldu?" sorusu üzerine ise Baykal, şunları söyledi:
"Bağlantı kurulmasın dedim. İlk öneriyi yaptık. Orada işbirliği yapabiliriz. Hemen onu yapalım. Onu yaptıktan sonra, 'İkinci paketi uygun görürseniz seçimden sonraya bırakalım. O zaman da biz buna katkı yapabiliriz, değerlendirebiliriz. Bu konuda bir düzenleme nasıl gerçekleştirilebilir, toplumumuzu, hukuk dünyamızı bir kutuplaşmaya ve gerginliğe sürüklemeden ne yapabiliriz? Birlikte araştırırız ve iyi niyetle orada da belki bir paket üzerinde mutabakat sağlayabiliriz, ama şu aşamada olmaz. Bunu seçimden sonra yapalım' diyoruz. 'Hayır, bunu kabul etmiyoruz. Biz sadece birincisini kabul ediyoruz' diyorlarsa mesele yoktur. Birincisinde harekete geçeriz."
Baykal, "Üç maddeyi referanduma götürme konusunda eğer ayrılırsa bile Başbakan kararlı görünüyor. Size şöyle bir teklif gelebilir, 'Dediğinizi yapalım ama siz de bu üç maddeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmemeyi taahhüt edin' derlerse ne olur?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Biz oyun oynamıyoruz. Biz bu maddelerin bu şekliyle Türkiye'ye zarar vereceğini, yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bizim temel sorunumuz Türkiye'yi sahiplenmektir, Türkiye'yi savunmaktır. Türkiye'nin sırtından bir siyasi pazarlık yapmamız söz konusu olamaz. Bu konuda biz çok samimiyiz. Bu konuda, o üç maddede ısrarlı olursa Sayın Başbakan, hukuki ve siyasi elbette bütün imkanları kullanmak bizim görevimizdir, sorumluluğumuzdur. Bu konuda bir tereddüt yoktur.
Ben sadece o sürecin de iktidar bakımından değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum. Türkiye'de bir sonuç mu almak istiyoruz, bir kavga mı, hır mı çıkarmak istiyoruz? O konuda bir yerlerde bir engelle karşılaşırsa daha mı iyi olur? AKP'nin, Anayasa'nın özüne yönelik, Anayasa Mahkemesi'nin iptal edeceği bir değişiklik tasarısını kamuoyu önünde sahiplenir, savunur vaziyete çıkmasından ben üzüntü duyarım. Böyle bir görüntü ortaya çıksın istemiyorum. Böyle bir görüntünün yol açabileceği tartışmaları, hukuki ve siyasi tartışmaları Türkiye için sakıncalı buluyorum. Ama bunu önlemenin yolu bu yanlışı yapmamaktır. 'Ben o yanlışı yaparım sonra da o gerilimden şikayet ederim'. İşte bu doğru değildir. Çünkü herkes bilsin ki bu konuda ısrarlı davranmak, bu gerilimi göze almak, daha sonra o gerilimin ortaya koyacağı gelişmeler karşısında şikayet etme hakkını da ortadan kaldırır."
"İktidarın yarattığı gerginliği telafi ediyoruz"
Türkiye'de çok fazla bir kutuplaşmanın ortaya çıktığını dile getiren Baykal, muhalefet olarak Türkiye'ye gerginlik önermediklerini, "iktidarın yarattığı gerginliği telafi etmeye çalıştıklarını" ifade etti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, süreç başlamadan, anayasa değişikliği konusunda mutabakat sağlanması çağrısı yaptığını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki bütün hukuk kurumlarının yetkilileri ısrarla bir şey söylüyorlar. Onları siyasi tartışmanın hedefi yaparak, suçlayarak, 'cübbeni çıkar da siyasete gel' diyerek bu kaygılara cevap vermiş olmuyorsunuz. Bu kaygılar ciddi kaygılardır. Çok temel hukuki dayanakları var. Ortaya atılan iddialar çok haklı iddialardır. 'Efendim bir iddiayı siyasetçiler de söylüyor, hukukçular da söylüyor.' Ne olmuş? Doğru iddiayı herkes söyler. 'Ortada bir komplo var, hukukçu siyasetçi el ele verdi, size karşı savaş açtı'. Bunlar ciddiyetsiz değerlendirmeler. Yok böyle bir şey. Çok açık olan, yanlış yapıyorsunuz. Bu yanlış karşısında hukuk da siyaset de sesini yükseltiyor. Bunu değerlendirin."
Baykal, bu süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir görev düşüp düşmeyeceğine, herhangi bir tavır bekleyip beklemediklerine ilişkin soruyu yanıtlarken, kendileri için önemli olanın konunun çözümü olduğunu belirtti. Baykal, şunları kaydetti:
"Biz Cumhurbaşkanı'na, bu iktidarın bu konuda bir uyum ve uzlaşma içine girmeyeceği anlayışıyla yöneldik. Eğer iktidar bu konuda bir uzlaşma yapmış olsaydı zaten Sayın Cumhurbaşkanı'nı gündeme getirmeye gerek yoktu.
Sayın Cumhurbaşkanı'na yönelik önerimiz, hiçbir şekilde Cumhurbaşkanını siyasallaştırmaya yönelik bir öneri değildir. Cumhurbaşkanı yetkisi dahilinde olan bir konu, daha önceki Cumhurbaşkanı bu konuda çok açık bir örnek koymuş. 367'nin üzerinde oyla kabul edilen bir Anayasa değişikliği paketini cumhurbaşkanının ayırarak referanduma götürme hakkı vardır. Bu anayasal bir hakkıdır. Bu anayasal hakkını kullanmasını talep ettiğimi ve bunu kullanacağı konusunda bir bekleyiş içinde olduğumuzu ifade ettim. Bu çok doğal bir yaklaşımdır. Sayın Cumhurbaşkanını siyasallaştırmaya yönelik bir yaklaşım değildir. Sayın Cumhurbaşkanını siyasallaştıran başka uygulamalardır. Onlara bu aşamada girmek istemiyorum.
İktidarın bu konuda bizimle işbirliği içine girmesi söz konusu olacak ise, ben Sayın Başbakan'ın dün söylediklerinin içinden büyük bir iyi niyetle bunu çıkarmaya çalışıyorum; diyor ki 'yasal olanak varsa ben taraftarım'. Sen taraftarsan herkes taraftar. 'Yasal olanak varsa' diyor, yasal olanak var, hiç tartışma götürmez. Sadece irade eksik. AKP derse ki 'Ben paketi ayrıştırmaya hazırım' derhal yaparız. Eğer bu varsa Sayın Cumhurbaşkanı'na herhangi bir sorumluluk düşmeyecektir. O önüne gelen anayasa değişikliği tekliflerini uygun gördüğü şekilde değerlendirecektir."
İktidarla uzlaşma olmayınca Cumhurbaşkanı Gül'e çağrı yaptıklarını ifade eden Baykal, "Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda devreye girdi mi girmedi mi bilmiyorum. Bizim bu önerilerimiz bir biçimde hükümetin bu yeni zoraki esneklik görüntüsüne bir katkı yaptı mı yapmadı mı bilemem. Çok da önemli saymıyorum. Önemli olan iktidarın böyle bir kapıyı açabileceğini bize dünkü konuşmasıyla ifade etmiş olmasıdır" diye konuştu.
"Kimse çamura yatmak için bahane aramasın"
Bir gazetecinin anayasa değişikliğine ilişkin yeni önerisiyle ilgili AK Parti'den "Sayın Baykal bu önerisiyle uzlaşma kapılarını kapattı" yönünde bir ilk açıklama geldiğini ifade ederek, değerlendirmesini sormasının üzerine Baykal, önerisinin bir şarta bağlı olmadığını, iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu söyledi. Önerisinin kabul edip etmemenin kendi bilecekleri iş olduğunu ifade eden Baykal, ancak bunun üç maddenin tasarıdan ayrılması şeklindeki ilk önerilerini etkilemeyeceğini söyledi. Baykal, "Kimse çamura yatmak için bahane aramasın. Durum çok açıktır, çok nettir. Biz iyi niyetle düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz" diye konuştu.
Bir başka gazetecinin CHP ve AK Parti arasında geçmişteki uzlaşma çabalarının sonuçsuz kaldığını belirterek, "Aranızdaki güven sorununu aşabilecek misiniz?" şeklindeki sorusunu da Baykal, "Onlara en büyük güvensizlik duyan benim. Ama kamuoyu önünde çok açık bir şekilde tavrımı ortaya koyuyorum. Bu konuda eğer onlar bir işbirliği arayışı içine girerlerse kamuoyunun gözü önünde şeffaf bir biçimde gerekeni yaparız" şeklinde yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Baykal, "Referanduma gidilmesi ve 'evet' çıkması durumunda da Anayasa Mahkemesi'ne götürmek için yollar arayacak mısın?" sorusunu da "Bu referanduma gitmeden önce Anayasa Mahkemesi'ne gidecektir" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın da açıklamalarında gizli oylama nedeniyle güven konusuna atıfta bulunduğu belirtilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine de şöyle konuştu:
"Hukuk içinde kimin nasıl yaptığı daima sonuçta değerlendirilebilir. Neyle ilgili kuşku duyar, '24 maddeye oy vermeyeceksiniz mi' demek istiyor? E vermezsek sonuç ortaya çıkmış olur, o da gider. O zaman bunun 367'yi bulamaması halinde o da referanduma gider. Biz o konuda AKP'den çok daha önce oradaki pek çok maddenini sahibi konumundayız. Eğer böyle bir tablo ortaya çıkarsa AKP'den çok daha fazla biz üzülürüz. Eğer onlar kendileri içlerinde böyle bir planlama yapmamışlarsa, iyi niyetle bakıyorlarsa hiç mesele yok. Biz de iyi niyetle o 24 maddeyi destekleriz. Bu ana kadar söylediğimiz sözler, yaptığımız siyaset o 24 maddeye karşı çıkmamızı gerektiren bir şey ortaya koymuyor. Biz samimiyiz o konuda. Öbürlerinde de elbette oy vermeyeceğiz. Meclis'te de oy vermeyeceğiz, referandumda da oy vermeyeceğiz."
"Şark kurnazlığı onun olsun"
"Bunun Başbakan'a yakışmayan bir terminoloji olduğunu" söyleyen Baykal, şunları kaydetti: "Diyebilirsiniz ki 'bizim Başbakanın üslubu böyle. Sık sık kaba bir üslubu tercih ediyor, bunda da siyasi yarar görüyor.' Ben bunun uygun olmadığı kanısındayım. Önce bu üslubu dolayısıyla Sayın Başbakan'ı kınıyorum. Sayın Başbakan, anlaşılıyor bu şark kurnazlığı hakkında ikircikli bir tutum içinde. Şark kurnazlığı iddiasını Cumhuriyet Halk Partisine bıraksın mı bırakmasın mı kararsızlık sergiliyor. 'Biz şark kurnazlığının alasını yaparız' diye o konudaki iddiasını da sergiliyor. Şark kurnazlığı konusundaki bu kişisel itirafına ancak biz saygı gösterebiliriz. Şark kurnazlığı onun olsun ama yine de ona şark kurnazlığı demesin, kurnazlık desin hiç olmazsa. Ama bize böyle bir kurnazlık ithamı yapmaya hakkı yoktur."
Baykal, "yaptıkları önerinin çok açık, dürüst, iyi niyetli ve Türkiye yararına bir öneri olduğunu" belirterek, "Bunun arkasında bir başka düşünce tuzak aramak sağlıklı bir zihnin yapacağı iş değildir. Biz ne söylediğimizi açıkça ifade ettik" dedi.
Anayasa değişiklik teklifindeki üç madde dışındaki diğer maddelerin "düzeltilmesi, geliştirilmesi ve hep birlikte parlamentoda kabul edilmesi için katkı vermeye hazır olduklarını" yineleyen Baykal, "Sayın Başbakan 'yasal temeli varsa' diyor. Yasal temelinin olmaması diye bir şey düşünülemez, çok açık. Bu tamamen TBMM'nin yetkisi dahilinde bir iştir. Konu komisyon aşamasındadır. Komisyonda verilecek bir önergeyle bu konuda bir paket ayrıştırması yapılabilir. Kamuoyunda bir gerginliğe, tartışmaya yol açmayacak maddeler ayrıca oylanır ve kamuoyuna sunulur, tartışmalı maddeler ayrıca kamuoyuna sunulur ve mecliste oylanır. Bu ayrımı yapmanın hiçbir sakıncası yoktur. Tam tersine Türkiye'yi rahatlatacaktır, ferahlatacaktır" diye konuştu.
Baykal, "önerilerinin kamuoyunda destekleniyor olmasından ve AKP yönetimini de yeni bir değerlendirme arayışına çekmekte olduğu görmekten memnun olduğunu" ifade ederek, "Evet, siyaset böyle olur, siyaset böyle gelişir. Biz bir öneri yaptık, bu öneri kamuoyumuzun takdirine mazhar oldu. AKP de şimdi, ben şark kurnazlığı demiyorum, umut ediyorum iyi niyetle bunu değerlendirme aşamasındadır. Bu değerlendirmeyi bir an önce yapsınlar. El birliğiyle bu konuyu bir çözüme kavuşturalım" dedi.
"3 maddeyi tartışma konusu olarak takip etmeyelim"
Konunun olumlu bir gelişmeye yönelmiş olmasından aldığı cesaretle bir öneri daha yapmak istediğini ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geliniz bu tartışmalı üç maddeyi, yani Anayasa'ya aykırılığı konusunda hukuk dünyasında bir mutabakat oluşan bu üç maddeyi, büyük bir olasılıkla Anayasa Mahkemesinin değerlendirmesine söz konusu olacak olan bu üç maddeyi bu aşamada böyle bir mutabakatın, böyle bir işbirliği şansının ortaya çıktığı bu dönemde bir gerilim ve tartışma konusu olarak takip etmeyelim. Bu üç maddeyi, öneriyorum, Sayın Başbakan, AKP iktidarı askıya alsın. Bu maddelerle ilgili bu sıkıntılı dönem içinde değil ama önümüzdeki seçim sonrasında iyi niyetli bir çalışmayı, bir değerlendirmeyi Anayasaya aykırı düşmeyecek, hukuk kamuoyumuzun da içine sindireceği, Türkiye'de büyük bir gerginlik konusu olmayacak biçimde iyi niyetle ele alalım.
Şimdi telaşla ve ben yaptım oldu anlayışıyla, üstelik de çok ciddi hukuki ve siyasi hatalar içeren, yanlışlıklar içeren ve çok büyük bir olasılıkla Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek üç maddeli öneriyi bu aşamada ısrarla Türkiye'ye dayatmanın bir yararı yoktur. Bunu dayatanlara da bir yararı yoktur. Çünkü bu dayatma burada kalmayacaktır. Çok derin hukuk ve siyaset tartışmalarını beraberinde getirecektir."
"Bu tartışmaların Türkiye'ye bu aşamada bir yararının olmadığını" ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
"Bu konunun daha sakin bir ortamda, bir seçim sonrasında, sükunetle ve iyi niyetle ele alınması ve değerlendirilmesi mümkündür. Bunu bir yeni öneri olarak ortaya atıyorum. Aman kimse yanılmasın, bunu bir önceki öneriyle bağlantılı olarak düşünmüyorum. O öneri yapılmıştır. O öneride işbirliğini yapabiliriz ama geliniz bir olgunluk sergileme şansımız varsa, siyaset olarak, iktidar olarak, muhalefet olarak biz buna da katkı yapmaya hazırız. Bu üç maddeyi de daha uygun bir ortamda, bir yıl sonra, en geç bir yıl içinde aşağı yukarı seçim yapılacak, bu seçimlerden sonra iyi niyetle hep beraber ele alalım."
Ergin: Baykal'ın önerisini sizden duydum
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili önerisini gazetecilerden duyduğunu belirterek, "Bakalım, değerlendiririz" dedi.
Ergin, gazetecilerin, Baykal'ın, Anayasa değişikliği teklifinde bulunan parti kapatma, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısına ilişkin düzenlemelerin seçim sonuna bırakılması konusundaki öneriyle ilgili sorusuna, "Ben sabahtan beri Anayasa Komisyonundayım. Öneriyi sizden duyuyorum. Bakalım, değerlendiririz" karşılığını verdi.