AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen: Nobel Barış Ödülü Recep Tayyip Erdoğan'a verilmeli
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen, "Tahıl krizinde Cumhurbaşkanı'mızın öncülüğünde 400 milyon insanın açlık sorununun çözülmesi, çok büyük bir insani krizin ortadan kaldırılmış olması, onun çok büyük bir siyasi lider olduğunu gösterdi. Nobel Barış Ödülü Recep Tayyip Erdoğan'a verilmeli" dedi.
AK Parti Araştırma, Geliştirme ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, 2023 seçimlerine yönelik hazırlıkları anlattı. Şen, aralık ayı itibarıyla bütün partilerin oy oranının 2018 seçimlerine çok yakın bir noktada olduğunu belirtti.
Şen, AK Parti geleneğinin, seçimin ertesi günü bir sonraki seçime çalışmaya başlamayı emrettiğini söyledi. AK Parti'nin, 2023'teki seçimler için geçen yıl, il ve ilçe teşkilatlarıyla mahalle ve sandık teşkilatlarından oluşan büyük bir kitleyi aynı anda harekete geçirdiğini anlatan Şen, "AK Parti'nin harekete geçirdiği ve seçime hazırlanan bu kitlenin toplamı, diğer pek çok partinin üye sayısından ve bazılarının da seçmen sayısından fazla. Büyük bir makineyi, 'teşkilat makinemizi' seçimler için harekete geçirdik. AK Parti teşkilat makinesi harekete geçtiğinde onun önünde kimse duramaz." diye konuştu.
Seçim anketlerinde son durum
Teşkilatlarının çalışmaları sonucu oy oranlarının sürekli arttığını belirten Şen, eğilimin yukarıya doğru devam ettiğini söyledi. Şen, "Halihazırdaki durum, diğer partileri bir bütün olarak söyleyecek olursam, aralık ayı itibarıyla bütün partiler ilginç bir şekilde 2018 Haziran'ında yapılan seçim sonuçlarıyla hemen hemen aynı noktadalar. Yani düşüşler oldu, yükselişler oldu derken bugünkü nokta, 2018'deki çizgi. Fakat, analizler AK Parti'nin yüzde 45'in üzerine, Cumhurbaşkanımızın oyunun yüzde 55'in üzerine, Cumhur İttifakı oyunun da yüzde 55'in üzerine çıkabileceğini gösteriyor" diye konuştu.
"Nobel Barış Ödülü Recep Tayyip Erdoğan'a verilmeli"
Şen, dünyadaki ekonomik kriz, Kovid-19, Ukrayna-Rusya savaşı gibi küresel nedenlerin Türkiye'yi de etkilediğini, buna bağlı olarak AK Parti'nin oy oranlarında zaman zaman düşüşlerin yaşandığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel ölçekte ortaya koyduğu güçlü liderliğin vatandaşın gözünde ayrı bir yeri olduğunu belirten Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaşımız, 'Evet, bir sorun var ama bu sorunu yine Tayyip Erdoğan liderliğinde Cumhur İttifakı çözecek.' diyor, bunu görüyor. Bu süreçte özellikle Ukrayna-Rusya savaşında çözümü getiren toplantıların Türkiye'de yapılması, bunlara Cumhurbaşkanı'mızın liderlik etmesi, onu bütün dünyada ön plana çıkardı. Tahıl krizinde Cumhurbaşkanı'mızın öncülüğünde 400 milyon insanın açlık sorununun çözülmesi, çok büyük bir insani krizin ortadan kaldırılmış olması, onun çok büyük bir siyasi lider olduğunu gösterdi. Nobel Barış Ödülü Recep Tayyip Erdoğan'a verilmeli."
AK Parti'nin yoğun bir şekilde sahaya çıkmasının da bunda etkili olduğunu dile getiren Şen, "Biz seçmenimizden bazı sitemler, olumsuz yaklaşımlar görüyorduk ama buna rağmen seçmene, halka gitmekten vazgeçmedik, sürekli mahallede, sokakta, caddede, pazarda olduk. Binalarımızda durmadık. Ne kadar binaların, odanızın dışındaysanız, halkın içindeyseniz o kadar iyi siyaset yapıyorsunuz demektir. İşte biz bunu yaptık. Sürekli halkın içinde olduk. Derdi, sıkıntıyı, sorunu yerinde gördük. Böylece bizden biraz uzaklaşmış olan seçmenimiz tekrar geri geldi" şeklinde konuştu.
"Altılı masa yerli ve milli değil"
Seçmenin bu süreçte altılı masanın çalışmalarını da gördüğünü dile getiren Şen, "Altılı masanın bir kısır döngü içerisinde bulunması, yerli ve milli olmadığını vatandaşın anlaması hatta bir 'Biden masası' olduğunun görülmesi, seçmene, oradan bir şey çıkmayacağını gösterdi. Onlar masanın etrafında toplanıp yemek yiyip dağılıp mesai harcarken biz bütün teşkilat olarak halkın içindeydik." ifadelerini kullandı.
"Altılı masadaki küçük partiler bindelik rakamlardalar"
Her ay 3-4 anket yaptırdıklarını ve sürekli sahayı takip ettiklerini belirten Şen, kendi çalıştıkları şirketler dışındaki anket firmalarından meslektaşlarıyla fikir alışverişinde bulunduklarını da anlattı. Anket yapmayıp yalan söyleyen bir güruhun bulunduğunu ifade eden Şen, "Sadece yalan söylüyorlar, manipülasyon yapıyorlar, gayriahlaki davranıyorlar. Araştırma etiğine, bilimsel etiğe asla riayet etmiyorlar. Bilimsel bir uzmanlık da yok onlarda zaten." diye konuştu.
CHP'den istifa eden avukat Mustafa Kemal Çiçek'in bir kısım anket şirketlerine ve medyaya 650 milyon lira dağıtıldığı yönündeki iddiasını da anımsatan Şen, "Mustafa Kemal Çiçek'i mahkemeye vermekle tehdit etmişler. Haydi versinler mahkemeye, netleşsin durum. Para nereden geldi, nereye gidiyor, bu paralarla neler yapıldı? Bu paralarla yalan, manipülasyon, dezenformasyon çalışmaları yapıldı" değerlendirmesini yaptı.
Altılı masanın anketlerdeki oy oranlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Şen, "Hepsi geçen seçimde aldıkları oy oranları civarındalar. Altılı masadaki küçük partiler bindelik rakamlardalar. Bazen yüzdelik oranda da gördüğümüz olur, yüzde 1 ve biraz üstünde de oluyorlar ama çoğunlukla yüzde 1'in altındalar." diye konuştu.
"Gençlerin siyaseti okuma biçimleri farklı"
Genç seçmenden Kürt vatandaşlara, mülteci algısından ekonomik konulara kadar çeşitli kategorilerde ayrı ayrı çalışmalarının bulunduğunu bildiren Şen, ayrıca bu anketlerde, bir önceki seçimde AK Parti'ye oy vermiş ama şimdi oy vermeyeceğini söyleyen vatandaşlara da sorular yöneltildiğini vurguladı. AK Parti'ye 2023 seçimlerinde oy vermeyeceğini ifade eden seçmene, "Bu sebepler üzerine çalışırsak tekrar AK Parti'ye oy verir misin?" diye sorulduğunda "Evet" yanıtını aldıklarını aktaran Şen, gençlere yönelik izlenimlerini şöyle anlattı:
"Gençler umut ve gelecek üzerine odaklılar. Bu konuda da haklılar. 'Gençler, apolitik ya da depolitize' gibi korkunç derecede büyük bir yanlış söz söyleniyor. Tam tersi, gençler siyasetle ilgileniyorlar fakat siyaset yapma, siyaseti okuma biçimleri farklı. Zaten öyle olması gerekmez mi? Yani 18 yaşındaki bir insanla 78 yaşındaki bir insanın dünyayı okuma biçimi aynı mı olmalıdır? Aynı olursa o zaman genç yok, herkes ihtiyarladı demektir. Genç, tabii ki farklı bakacak, farklı okuyacak, farklı şeyler isteyecek. Hayatı dinamik tutan, gençlerin o farklılığı zaten. Gençler farklı görmekte ve farklı şeyler istemekte haklılar. Ama odaklandıkları şey, kendi gelecekleri ne olacak, ülkelerinin geleceği ne olacak, bu kavga, gürültü, bu savaş niye? Haklılar ve kaygı taşıyorlar."
Türkiye'nin politize olmuş siyasal yapıya sahip olduğuna işaret eden Şen, "Böyle toplumlarda kararsızlar yüzde 15-20-30 olmaz. Araştırma açıklıyorum diyen bir kısım insanların söylediği yalanlardan biri de budur. Teoriye ters şeyler söylüyorlar. Gençlerde yüzde 10 ya da birkaç puan daha yukarıda olabiliyor, bu da normaldir. Çünkü genç, tanımaya çalışıyor. Gencin birinci meşguliyet alanı siyaset değil. Üçüncü, dördüncü, beşinci sırada geliyor bunlar. Çünkü onun hayatında birinci sırada, ikinci sırada yer eden şeyler daha farklı. Mesela en başta eğitim almak zorunda. Yani, 'Gençlerde kararsızlar daha fazlaymış ne yapacağız?' demek saçma, tabii ki genç öyle olacak." ifadelerini kullandı.
"15 seçimi üst üste kazanmamızın sebebi bütün kesimlerden oy almamızdır"
Şen, kadınların erkeklere oranlara birkaç puan daha yüksek oranda AK Parti'yi desteklediğini bildirdi. Bütün toplumsal kesimlerden oy alanın seçimi kazanabileceğini dile getiren Şen, "AK Parti'nin 15 seçimi üst üste kazanmasının sebebi bütün illerden, bütün kesimlerden, bütün bölgelerden yüksek düzeyde oy almasıdır. Oylarını da yüzde 34 ile başlayıp yüzde 50'ye kadar çıkarmasının sebebi bu" şeklinde konuştu.