Adnan Oktar suç örgütünün 'güncel yapılanması' davasında tutuklu 4 sanığa tahliye

Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu "güncel yapılanması"na yönelik 20 sanığın yargılandığı davada tutuklu sanıklardan 4'ü tahliye edildi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu.

Tutuklu sanıkların avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu söyleyerek tahliyelerini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Berat Kartal, Yusuf Erkan Özoğuz, Pınar Demir ve Dilşad Kurt'un tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak tahliyelerine karar verdi.

Heyet, aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 6 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Duruşma 10-11-12 Temmuz'a ertelendi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 20 kişi şüpheli olarak yer aldı.

Mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar'ın bu nedenle cezaevinde bulunduğu ve bu süreçte örgütsel faaliyetlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, Oktar'ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtildi.

Oktar'ın bunu yaparken, özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği vurgulanan iddianamede, ana çatı davasında ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektuplar ve avukatlar aracılığıyla iletişim kuran Oktar'ın, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı bilgisi verildi.

İddianamede, Adnan Oktar'ın özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı da belirtilerek, bu kişinin cezaevinde kaldığı dönemde, özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile olağan akışa uygun olmayacak şekilde, "hukuki yardım" adı altında görüşmeler gerçekleştirdiğine vurgu yapıldı.

"Bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçlamış, cezaevine giriş-çıkışı kanuni sınırlar çerçevesinde serbest olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel tavır ve davranışları yönlendirmeye çalışmıştır. Bu hususun tespit edilmesi neticesinde şüpheli hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidilmiştir" ifadelerine yer verilen iddianamede, Oktar'ın ayrıca, örgütü diri tutmanın yanı sıra hem yargılanan hem deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yeni örgüt üyeleri kazandırmayı amaçladığı ve en kolay yol olan avukatları vasıtasıyla talimatlarını aktarmaya çalıştığı bildirildi.

İddianamede, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 5 yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Bu sanıkların ayrıca, TCK'nin ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği tüm suçlardan dolayı fail olarak cezalandırılması talep edildi.

Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın bu kapsamda, "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan 10,5 yıldan 31,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, diğer 17 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan farklı sürelerde hapisle cezalandırılması talebi yer aldı.

​​​​​​​