Adalet'te 7.816 kişilik ayıklama

Bakan Bozdağ, bu güne kadar 3 bin 581 hakim ve savcının, 4 bin 235 yardımcı personelin meslekten uzaklaştırılmasına karar verildiğini açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adli Veri Bankası töreninde yaptığı konuşmada, "Yargıyı işgal eden milletin yargısını FETÖ’nün yargısına dönüştürmek isteyen, tarafsızlığını yitirmiş, bağımsızlığını kaybetmiş yargı görevlilerinin devletine ve Anayasal düzenine sadakat vasfını yitirdiği gerekçesiyle yargı içerisinde de bir ayıklanmaya gidilmiş, bu güne kadar 3 bin 581 hakim ve savcının meslekten uzaklaştırılmasına, 4 bin 235 yardımcı personelin meslekten uzaklaştırılmasına karar verilmiştir" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım’ında katıldığı Adli Veri Bankası’nın hayata geçirilmesiyle ilgili törende yaptığı konuşmada, "Adli Veri Bankası adalet politikalarını oluşturma, doğru stratejiler geliştirmek, önleyici düzenlemeler yapmak, suç ve suçluyla daha etkin mücadele etmek, dava ve uyuşmazlıkların sebebini analiz ederek dava açılmadan suçlar işlenmeden önleyici adalet mekanizmasını hayata geçirerek çözümleyebilmek, davaların, tutuklu ve hükümlülerin sayısıyla artış hızı ve sebepleri değerlendirilerek Türkiye’nin geleceğinde daha güvenli bir adalet mekanizmasını oluşturmak bakımından son derece önemli sonuçlar ortaya koyacaktır. Özetle ifade etmem gerekirse Adli Veri Bankası Türkiye’nin suç haritasını ortaya çıkarmış olacaktır" şeklinde konuştu.

Hükümet politikalarının önemli rolü var

Adli Veri Bankası’nın hizmete girmesiyle yargıda görev yapan hakim ve savcıları, davaları, ihtilafları, bunların sebeplerini ve pek çok şeyi adeta tomografisini çekileceğini belirten Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü: "Adli Google diyoruz çünkü bugün google girdiğinizde cevabını aradığınız pek çok soruya anında cevap bulabiliyorsanız yargıyla ilgili de bu projeden sonra aynı şeyleri bulma imkanı olacaktır. Örneğin bir suç en çok hangi bölgede, hangi ilde, hangi ilçede, han mahallede, hangi köyde, hangi cadde de en çok işleniyor, gece- gündüz, saatler meslekler, mevsimler aklınıza ne kadar değişken detay geliyorsa bunların hepsini öğrenme imkanı olacaktır. Buna göre de bazı suçların yoğunlaştığı yerlerde, olaya henüz iş yargıya intikal etmeden, daha doğrusu suçların işlenmesine imkan veren zemini ortadan kaldırmaya dönük çalışmalar yapma imkanı olacaktır. Bu sadece adalet politikaları oluşturulmasında değil, aynı zamanda diğer bakanlıklarınızın başbakanlığımızın ve diğer hükümet politikalarımızın oluşturulmasında da son derece önemli vazifeyi yerine getirmiş olacaktır. Ben tekrar bu projenin ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.ö

Hakim savcılar demokrasiye ölümüne sahip çıkmalı

Bozdağ, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sırasında Türk yargısının bu güne kadar olduğundan çok farklı bir duruş ortaya koyduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:"Anayasasına, kanunlarına, Türk devletine, milli iradeye, milli iradenin seçtiklerine sahip çıkmıştır. O gece henüz darbenin başarılı veya başarısız olup olmayacağı belli olmadığı bir ortamda savcılıklar, yargı görevi yapan hakimler bu konuda kararlarını vermişler, darbe teşebbüsüne kalkışanların gözaltı, yakalanma ve tutuklanmasıyla ilgili tavırlar ortaya koymuşlardır. Demokrasiye ölümüne sahip çıkmışlardır. Ben bu vesile ile bu güne kadar darbecilere yol gösteren bir yargıdan darbeye ve Anayasaya darbecilere ve anayasaya yapılan müdahalelere karşı hukuka sahip çıktıkları için tüm savcılarımız, hakimlerimiz, yargı görevi yapan herkese huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı arz etmek istiyorum.

3 bin 581 hakim ve savcı uzaklaştırıldı

Yargıyı işgal eden milletin yargısını FETÖ’nün yargısına dönüştürmek isteyen, tarafsızlığını yitirmiş, bağımsızlığını kaybetmiş yargı görevlilerinin devletine ve Anayasal düzenine sadakat vasfını yitirdiği gerekçesiyle yargı içerisinde de bir ayıklanmaya gidilmiş, bu güne kadar 3 bin 581 hakim ve savcının meslekten uzaklaştırılmasına, 4 bin 235 yardımcı personelin meslekten uzaklaştırılmasına karar verilmiştir. Bu milletin yargısı vasfını koruma, hukuk devletini korumak ve yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına önem verme bakımından son derece önemli ve tarihi bir adımdır."

Yargı halkın denetimine açılıyor

Yargının hesap verilebilirliğini ve güvenilirliğini artırmak maksadıyla bu yıl mart ayından itibaren adli faaliyet raporlarının açıklanacağını belirten Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti: "Bunları başsavcılarımız ve komisyon başkanları müşterek imzalayacak ve kamuya ilan edecek böylelikle yargıyı halkımızın denetime açmış olacağız. Ayrıca Adli Zaman Yönetimi Projemizi de hayata geçiyoruz. Son rötuşları kaldı, bu proje ile bütün soruşturma ve davalarla ilgili hedef süreler belirliyoruz. Yani 10 yıllarca süren davaların kapandığı bir döneme, makul sürede yargılama dönemine geçmiş olacağız. Vatandaş şikayet bulunurken savcılara, dilekçesini verdiği an kendi şikayetinin kaç gün içerisinde iddianameye dönüşeceğini dair belgeyi de alacak.

Dava süreleri bilinecek

Davasının kaç gün içinde biteceğine dair belge verilecek. Yargıtay’a, Danıştay’a dosyası gittiği zaman kaç gün içerisinde dosyasının bitirileceğine dair belge verilecek. Böylelikle yargı görevi yapan hakimlerimiz ve savcılarımız, mahkemelerimiz vatandaşa karşı işi zamanında bitirme konusunda taahhüde girmiş olacak, vatandaşlarımız da bu taahhüdün takipçisi ve denetçisi olacaktır. Yargıda Zaman Yönetimi, bitmeyen davaları çabuk bitirme, makul sürede yargılama bakımında son derece önemli sonuçlar doğuracaktır."

İstinaf mahkemeleri hizmette

Bakan Bozdağ, Cumhuriyet tarihinin en önemli yargı reformu olan İstinaf Mahkemeleri’nin 20 Temmuz 2016’da faaliyete geçtiğini hatırlatarak, “Bir yanda darbeyi yaşayan Türkiye, öte yandan da hukuk devleti bakımından son derece önemli ve tarihi bir reformu darbenin hemen ardından sizin talimatlarınız doğrultusunda gerçekleştirmeyi başardı. Hakim ve savcı sayıları ile mahkeme sayıların da ciddi artışlar oldu. 2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız bu gün itibariyle 15 bin 943’e çıktı yaklaşık yüzde 70 artış. Bundan meslekten uzaklaştırılan 3 bin 500 civarında hakim ve savcı sayısı hariç. Bunlarda olduğunda tabi bu rakakamın daha yukarıda olduğunu ifade etmek isterim" dedi.

Mahkeme sayısında yüzde 73 artış

Bozdağ, "Adli Yargı 2002’de 3 bin 581 mahkeme varken, şu anda 6 bin 201 mahkeme olduğu mahkeme sayısında yüzde 73 artış oldu" dedi. Yargılama yapan hakim ve savcıların sayısının mahkemelerin sayısının artmasının, teknolojilerin ilerlemesi ve mevzuat değişikliklerinin çok büyük etkisinin olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şunları söyledi: "Adli tıp kurumu 2002’de 6 tane grup başkanlığı varken şu anda 9 oldu yüzde 50 artış oldu. Şube müdürlüğü 18 iken 70’e çıkardık bunu 81 ilimizi kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. 2002’den bu yana Adalet Sarayı konusunda tam 223 adliye sarayını faaliyete geçirmiş olduk. Çok büyük bir devrimi burada gerçekleştirmeyi bir kez de sizin huzurunda ifade etmekte fayda görüyorum. Yargıda sosyal devlet anlayışı konusunda da önemli adımlar atıldı. Daha önce sadece sanıkların avukatlarına adli yardım yapılırken, belirli cezai gerektiren suçlarda mağdurlara ilk defa avukat desteğiyle adımlar atıldı. Hukuk yargılamasında adli yardımın kapsamı genişletildi, adli yardıma ilişkin bütçe arttırıldı. İlk defa Mağdur Hakları Daire Başkanlığı kuruldu.

Alternatif yollar

Alternatif uyuşmazlıklar ülkemizde yer buldu ve geliştirildi. Uyuşmazlık ceza mahkemelerinde uzlaştırma müessesesi hem kuruldu hem etkinleştirildi hem geliştirildi. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk müessesesi İlk defa hukukumuza kazandırıldı, şimdi ikinci adımda da geliştirmeyi yapacağız ve iş uyuşmazlıklarını arabuluculuk marifetiyle çöen kanun tasarısını önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulumuza arz etmeyi planlıyoruz.

Yargıya güveni artıracağız

İstanbul Tahkim Merkezi de bu dönemde faaliyete geçti. Bir kişilik müsessesi adeta hakimleşen, savcılaşan yargı görevi yapan bilirkişileri kendi uzmanlık alanlarını sınırına çekmek ve bilirkişilik alanında yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldırmak maksadıyla sizin de talimatlarınız çerçevesinde ilk defa Türkiye de bilirkişilik müessesesi bir düzene kavuşturuldu. Sesli ve görüntülü bilişim sistemi yargıya kazandırıldı. yargı reformu strateji belgesiyle önümüzdeki yıllar içerisinde Türkiye’nin bu alanda atacığı adımları hem Türkiye kamuoyu hem de dünya kamuoyu ile paylaşacağız. Yargı alanında çok önemli reformlar olmaktadır. Ama ona rağmen yargı alanında milletimizin yargıya olan güveninde istediğimiz noktada olamadığımızı buradan ifade etmek isterim. Bu konuda üzüntülüyüz. Ama yargıya dönük yaşanmışlıklar ve yargıya dönük saldırılar, eleştirilere baktığınızda belki hiçbir kurum yargı kadar eleştirilmedi. Bu da yargıyı yıpratan bir durum. Yargıyı yıpratan durumları azaltmak maksadıyla Basın sözcülüğü diye müesseseyi hayata geçirdik. Gazete ve televizyonda çıkan yalan yanlış haberlerin aslı neyse doğru kişi tarafından kamuoyuna doğru bir biçimde aktararak yanlış bilgilendirmelerin yargıyı yıpratmasının önüne geçilecek çalışmalar yapıldı bundan sonra da yapılacak. Önümüzdeki dönemde atılacak her adım yargıya olan güveni daha ileri noktaya çekmek yargı hizmetlerinden memnuniyeti daha ileri noktalara taşımak bakımından önemli olacaktır. Yargı hizmetlerinden yüzde 45 iken şu anda 50,4’e çıktı ama yargıya güven konusunda sıkıntımız var. Bütün hedefimiz bu sıkıntıyı milletimizin güven duyduğu bir yargı oluşturacak şekilde değiştirerek yola devam etmek olacaktır."

Bu konularda ilginizi çekebilir