ABD'de Mısır çıkmazı
Araştırmacılar Mısır'ın ABD için tam bir baş ağrısı olduğunu söylüyor.
WASHINGTON - Mısır'da olaylar başladığında ülkeyi "istikrarlı", hükümeti "sağlam" bulan Amerikan yönetimi, gösterilerin şiddetinin artması ve göstericilerin Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in bir an önce görevinden çekilmesi yönündeki taleplerinden vazgeçmemesi üzerine, neredeyse Mısır olaylarıyla "yatıp kalkmaya" başladı. Yönetim yetkililerine her gün Mısır ile ilgili sorular soruluyor, yönetimin de bazen yeni gelişmelere nasıl cevap vereceğini belirlemek için, Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığının bazı toplantılarını ertelediği veya iptal ettiği gözleniyor.
Bu süreçte bazıları tarafından "Mısır halkının yanında yer almadığı" için eleştirilen, bazılarınca da "iki tarafa da ölçülü davrandığı için doğru adım attığı" gerekçesiyle desteklenen ABD yönetimi için ortak genel görüş ise Mısır'ın bir "başağrısı" haline geldiği yönünde...
Yönetim söylem değiştirdi
Mısır hükümetinin barışçıl göstericilere karşı baskıcı tutumu nedeniyle olaylara kayıtsız kalamayan Amerikan yönetimi "itidal çağrısı" yapmış, bir yandan göstericilerin "haklı taleplerine ve ifade özgürlüklerine" gönderme yaparken, diğer taraftan Mısır yönetiminden, kamuoyu önünde sert dille eleştirmeden "reform yapması ve muhaliflerle diyaloğa girmesini" istemişti.
Gün geçtikçe büyüyen olaylar, ABD'nin söylemlerini artırma gerekliliğini doğurdu. Geçen Salı günü açıklama yapan ABD Başkanı Barack Obama, "sistemli değişim" mesajı verdi, ancak olaylar şiddete dönüşünce sistemli değişimin hemen başlaması gerektiğini söyledi.
Washington'ın söylemlerinde, "daha önce bölgedeki çıkarları dolayısıyla Mübarek'e karşı daha itidalli yaklaşan" Obama yönetiminin, artık kamuoyunda doğrudan belirtemese de Mübarek'ten desteğini çektiği yönünde ifadeler de yer alıyor. Ancak ABD'de, gösterilerin sonunun nereye gideceği, Mübarek'ten sonra kimin geleceği ve yeni hükümetin ABD ve İsrail ile ilişkilere nasıl bakacağı soruları kafaları kurcalıyor.
ABD'nin İslamist çıkmazı
Brookings Doha Merkezi Araştırma Direktörü Şadi Hamid, Batılı güçlerin, Mısır'daki demokratik bir yönetimin kendi güvenlik çıkarlarıyla uyumsuzluğuna dikkati çekti. Mısır'ın daha demokratik olmasının ABD'nin başını ağrıtabileceğini, "aşırı İslamcılık" ve Müslüman Kardeşlere ilişkin ABD'deki endişelere işaret etti. Hamid, "ABD'nin her zaman 'İslamist çıkmaz'ı olacak, ama bu halledilebilir. Mısır, bunu denemeye başlamak için iyi bir yer" ifadesini kullandı. Ayrıca Hamid, Mısır'ın gösteriler nedeniyle oluşan ekonomik kaybından sonra ABD'nin yıllık 1.5 milyarlık yardımına daha çok ihtiyacı olacağını savundu
Mısır ABD için baş ağrısı
George Washington Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Nathan Brown da, Mısır'da tamamen özgür bir ortamda yapılabilecek bir seçimde Müslüman Kardeşlerin yüzde 20-40 oy alabileceğini kaydetti. Brown, Mısır'ın şu anda ABD için "büyük bir başağrısı" olduğunu belirterek, "Şu anki görünümünde rejimin suyu ısındı. Bizim bölgeye yönelik politikamız ise 1974 yılından bu yana Mısır hükümetiyle çok yakın çalışmaya dayanıyor. Dolayısıyla ne yapılacağına dair esaslı şekilde tekrar düşünmemiz lazım. Müslüman Kardeşler ise bu başağrısının bir parçası, ama en büyük parçası değil. Endişelerimiz için neden var mı? Evet. Korku içeren bir tepki vermemiz için neden var mı? Kesinlikle hayır" ifadesini kullandı.
Mübarek'in kaldığı her gün Obama'ya azap
Washington Enstitüsü Direktörü Robert Satloff, "Mübarek'in koltuğunda oturduğu her günün Obama'ya azap olacağını" kaydetti. Satloff, "Müslüman Kardeşlere yönelik ortaya çıkan endişelerin de haklı olduğunu söyledi. Bu hareketin, protestocuların farklı versiyonu olmaktan ziyade, toplumu İslamlaştırmak ve Mısır'ı yeniden düzenlemek isteyen bir politik yapılanma olduğunu" ifade eden Satloff, hareketin, kendilerine teklif edilecek her fırsatı "kötüye kullanacağını" kaydetti.