AB'ye yol gösterdi
OECD topantısına başkanlık eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan AB ülkelerinde krizden çıkış için yol göstererek "Avrupalılar için bu yılki anahtar kelime 'uygulama' olacaktır" dedi.
PARİS - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Kredi derecelendirme sistemleri adil bir şekilde düzeltilmeli ki ülke değerlendirmeleri nesnel bir şekilde gerçekleştirilebilsin" dedi. Babacan, kendi başkanlığında toplanan OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, küresel krizden çıkışın ileriyi görüşü, uzun vadeli politikaları ve yeterli eylemin hayata geçirilmesini gerektirdiğini vurguladı.
Yeterli ölçüde bu güçlü sinyallerin piyasalara ulaştırılması ve sürdürülebilirliği için gerekli konsolidasyonların uygulanmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Babacan, şöyle devam etti: "Pratik liderlerin, doğru dengeyi ve adaleti bulması bugünkü neslimiz ve gelecek nesiller için çok önemlidir. Merkez bankalarının faaliyetleri, mali önlemleri ve yapısal reformları etkileyecektir. Hükümetler, merkez bankalarının yarattığı fırsat pencerelerini iyi kullanmalıdır. Günümüzün tamamıyla bütünleşmiş dünyasında krizin bulaşma etkisi çok daha yaygın bir şekilde telaffuz edilmektedir. Daha tutarlı parasal, ticari ve finansal politikalar ile açıklığı, adaleti ve eşitliği kapsamlı olmayı garanti altına almalıdır ki dünyadaki güven yeniden kazanılabilsin. Kredi derecelendirme sistemleri adil bir şekilde düzeltilmeli ki ülke değerlendirmeleri nesnel bir şekilde gerçekleştirilebilsin."
Babacan, çoğu analistlerin Euro Bölgesi'ni krizin merkez üssü olarak adlandırdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Avrupalı yetkililer bazı adımlar attı. Bu adımlar, finansal piyasalardaki gerginliği hafifletmek adına doğru adımlardı. Bu adımların, ek adımlarla desteklenmesi çok önemli ki bankacılık sektörünün gücü verimli bir şekilde korunabilsin. Kimi Euro ülkelerinin problemleri çok daha derin, bu sebeple daha tutarlı ve derin eylemler gerekmektedir. Eğer yapısal reformlar yeteri kadar hayata geçirilemezse, bu durum global ekonomide bir kısırdöngüye sebep olabilir. Avrupalılar için bu yılki anahtar kelime 'uygulama' olacaktır. Politikaların olumlu etkileri, çok ciddi ve geniş ölçüde görülebilir, eğer koordineli iletişim içerisinde daha şeffaf ve etkili bir şekilde halka da anlatılabilirse... Her ülke gerekli adımları atarken, Euro Bölgesi içerisindeki birlik giderek önemli hale gelecektir."
Mevcut konjonktürde yavaş global toparlanma gerçekleşirken, potansiyel büyümenin kötüleşmesi, işsizlik rakamlarının yüksek seyretmesi ve artmış olan gelir eşitsizliği sebebiyle daha kapsamlı bir büyüme yaklaşımının oluşturulması gerektiğini ifade eden Babacan, "Dolayısıyla OECD girişimlerini, ekonomik zorluklara karşı yeni yaklaşımları, farklı boyutlarla istikrarı ele almayı, sürdürebilirliği, fırsat eşitliğini ve büyüme faktörlerini destekliyoruz. Makroekonomik politikalar için sınırlı hareket alanı olduğu için bu zorlukları kontrol altına almak daha da zor olabilir" dedi.
İstihdam yaratmak esas faktör
İstihdam yaratmanın global toparlanma için esas faktör olması gerektiğine dikkati çeken Babacan, uzun vadede istihdama odaklanılmasının büyük önem taşıdığını, kadınların işgücüne katılımının çok önemli olduğunu söyledi. Döngüsel işsizliğin kalıcı olmamasının sağlanması gerektiğini, bu nedenle yetenek, kabiliyet ve eğitime yatırımın çok büyük önem taşıdığını ifade eden Babacan, cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele için girişimcilik ve eğitimin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Son yarım yüzyıl içinde global genişlemenin özellikle ticaret ve ekonomiyi çok etkilediğine işaret eden Babacan, bunun rekabet, inovasyon ve yetenek ekonomisini, kaynakların daha verimli kullanılmasını beraberinde getirdiğini, dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde ticaret meselelerine ve hizmet alanlarına yoğunlaşmak gerektiğini, Türkiye'nin OECD'nin ticaret alanındaki çalışmalarını memnuniyetle karşıladığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mevcut global koşullarda korumacı önlemlerin giderek arttığının da farkında olunması gerektiğinin altını çizerek, korumacılıktan her şekilde kaçınılması gerektiğini söyledi. Global ekonomik toparlanmayı güçlü ve daha sürdürülebilir yapmak adına finansal sistemin gücünü artırmanın olmazsa olmaz bir koşul olduğunu ifade eden Babacan, ekonomik reformların etkisinin finansal kuruluşların güçlü olması halinde artacağını, mevcut ülke problemlerinin finansal kuruluşlar üzerinde çok ciddi bir yük oluşturduğunu, bu ülkelerdeki zayıf finansal kuruluşların güçlenmesi ve kayba dayanıklı olma kapasitelerini artırmaları gerektiğini söyledi.
"Kalkınma stratejilerine bağlı kalınmalı"
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Uzun vadede OECD üyesi olmayan ülkelerin, OECD ülkelerinden daha hızlı büyümesi beklenmektedir. Bu da büyük bir değişikliğe yol açacaktır, global ekonomideki ülkeler dengesinde... Bir yandan yoksul ülkelerde beklenen kişi başına düşen milli gelir artışıyla birlikte, ekonomilerdeki standartların artması da beklenmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hayat standartlarının farklılığı, öngörülebilir gelecekte de sürecektir. Ama kalkınma üzerine ciddi bir değişim bekliyoruz. Bunun için hızlanmak, bu farklılığın azaltılması adına çalışmaları hızla yapmak önemli. Etkin şekilde kalkınmanın da verimliliğini artırmamız gerekmektedir."
Ülkelerin kalkınma stratejilerine bağlı kalması gerektiğine dikkati çeken Babacan, bu noktada OECD'nin koordinasyon adına çok ciddi bir rolü bulunduğunu, OECD'nin kalkınma stratejilerini memnuniyetle karşıladıklarını, söz konusu stratejilerin ortak bir gündemle global kalkınmayı hedeflediğini söyledi. Bu stratejinin 2015 için, milenyum kalkınma hedefleri için paralel gerçekleşmesini beklediklerini dile getiren Babacan, stratejinin çabaların artmasını ve kalkınmayı desteklemesini öngördüklerini ifade etti.