8 madencinin DNA testi sonuçlandı
Ermenek'teki madende cansız bedenlerine ulaşılan 8 işçiden birinin, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" diyerek acıyı hafızalara kazıyan Ayşe Gökçe'nin oğlu olduğu öğrenildi
KARAMAN - Ermenekte meydana gelen ve 18 işçinin göcük altında kaldığı maden ocağında 17 ve 18 Kasım tarihlerinde cansız bedenlerine ulaşılan 8 işçinin kimlikleri belli oldu. Cesetlerden alınarak helikopterle Ankara'ya gönderilen örnekler, Adli Tıp Kurumu'nda incelendi. Örnekler işçilerin yakınlarından alınan örneklerle karşılaştırıldı.
Yapılan DNA testinde, cenazelerin Hüsnü Çolak, Hüseyin Çolak, Tezcan Gökçe, Uğur İlhan, İsmail Gürses, Bahri Üzer, Mehmet Tokat ve Osman Çoksöyler'e ait olduğu tespit edildi.
Ermenek'te kömür ocağında 28 Ekim'de meydana gelen su baskını nedeniyle 18 işçi mahsur kalmış, arama kurtarma çalışmaları kapsamında 6 Kasım'da 2, 17 Kasım'da 2, 18 Kasım'da da 6 işçinin cansız bedenine ulaşılmıştı.
Madende mahsur kalan 8 işçinin kurtarılması için çalışmalar sürdürülüyor.
Ayşe ninenin oğlu da aralarında
Öte yandan Ermenek ilçesindeki maden ocağında işçilerin mahsur kalmasının ardından oğlu için; "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?", "Gitti mi benim oğlan şimdi, saklamayın" diyerek kazanın sembolü haline gelen Ayşe ve Recep Gökçe çiftinin evlatları Tezcan Gökçe'nin, cansız bedenlerine ulaşılan 8 işçiden biri olduğu öğrenildi.
Cansız bedenlerine ulaşıldıktan sonra DNA eşleştirmesi yapılan işçilerden biri de Tezcan Gökçe. Maden kazasının ardından, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" diyerek Türkiye'yi gözyaşına boğan 75 yaşındaki Ayşe Gökçe, adeta olayın sembolü olmuştu.
Kazanın ardından yapılan bir röportaj sırasında baba Recep Gökçe, "Gitti mi benim oğlan şimdi, saklamayın?" diye sorduğu muhabirden, "Henüz hiçbir şey belli değil. Çalışmalar sürüyor" cevabını alınca biraz rahatlamıştı.
Oğlu gelir diye hep pencerenin kenarında bekledi
Çift, umudunu yitirmemeye gayret göstermişti. Günlerce oğlunun eve dönmesini bekleyen, iki odalı evde yaşamını sürdüren Ayşe nine, tüm olumsuzlukları bir yana bırakıp oğlu için gözyaşı dökmüştü.
Parası olmadığından dişlerini bile yaptıramadığını belirten Gökçe'nin, yüzündeki derin çizgiler sanki, bu çetin coğrafyada yaşadığı 75 yıllık hayat çilesini özetliyordu.
Günlerce, "belki oğlum gelir" diye evinin penceresinin önünden ayrılmayan Ayşe Gökçe, "Şu koca dağlar eridi de göstermedi bana evladımı. Dört gündür şuradan gelecek diye beklerim ama yok. Gelir mi diye yola bakıyorum ama gelmiyor. Oğlum nereye gitti suyun içinde, bulamadım. Ağlıyorum. Yollara bakıyorum gelecek kuzum diye. Nerede yavrum? Hala yok" diyerek acısını dile getirmişti.