64 bin 348 kişi adres bilgilerindeki eksiklik için başvurdu

İçişleri Bakanı Soylu, "Adres bilgilerinde eksiklik olduğunu tespit ettiğimiz 363 bin 555 vatandaşımıza çağrıda bulunduk, SMS ile bildirim yaptık. 64 bin 348 vatandaşımız başvuruda bulundu." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin'de bir otelde düzenlenen "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı"nda, 31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek yerel seçimlerin, huzur ve güven içinde geçmesine yönelik alınacak önlemleri değerlendirmek üzere, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren ve 13 ilin valileri, il emniyet müdürleri, il jandarma komutanları ile bir araya geldiklerini belirtti.

Bakan Soylu, bu seçimin, istikrarı, kardeşliği, siyasal istikrarı tahkim eden, perçinleyen bir seçim olacağını vurgulayarak, İçişleri Bakanlığı olarak sorumluluklarının açık olduğunu, kanunla belirlenmiş yetki ve sorumluluklar çerçevesinde her türlü şaibeden uzak, güvenliğin, oy kullanma hakkının, propaganda hürriyetinin tam olarak tesis edildiği, seçim sonuçlarının sağlıklı ve hızlı şekilde alındığı, millet iradesinin sandıkta tam olarak tecelli ettiği bir seçim ortamını temin etmenin, bu sorumluluğun en net tarifi olduğunu aktardı.

Bakanlık ve ülke olarak bu konuda iyi bir karne ve yüksek bir tecrübenin bulunduğuna işaret eden Soylu, önümüzdeki seçimde de buna bir yenisini daha ekleyeceklerini, mutlu bir seçim yaşayacaklarını bildirdi.

Seçmen listeleri ve adres bildirimi

Hemen her seçimde, klişeleşmiş belli konular üzerinden seçimlerin sıhhatine gölge düşürmeye yönelik bazı tartışmaların ortaya atıldığını gördüklerini belirten Soylu, son günlerde özellikle, seçmen listeleri ve adres bildirimine ilişkin birtakım yayınların söz konusu olduğunu ifade etti.

Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız da geçtiğimiz günlerde herkesin kendi yaşadığı yerde oy kullanması, farklı davranışlar ve arayışlar içine girmemesi gerektiğini, bunu tasvip etmediklerini, hatta bundan şikayetçi olduklarını ifade ettiler. Hepinizin bildiği gibi seçim süreçlerinin yönetimi, anayasamızın verdiği yetkiyle Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) aittir. Seçmen listeleriyle ilgili bütün durumlarda da itiraz mercii, yine YSK il, ilçe seçim kurullarıdır. Listelere esas teşkil eden nüfus ve adres bilgileri ise Nüfus Vatandaşlık Genel Müdürlüğü bünyesinde tutulmaktadır. YSK'nin oluşturduğu listelerdeki adres veya kişi bilgilerine ilişkin herhangi bir olumsuzluk tespit edilmesi halinde siyasi partilerimizin zaten YSK il ve ilçe seçim kurullarına da itiraz başvuruları olmaktadır."

İtirazların YSK tarafından alındığını, ilgili kurumlardan bilgi ve belge istendiğini, yapılan değerlendirme sonucunda da karara bağlandığını anımsatan Soylu, bir yanlış tespit edildiğinde de düzeltildiğine işaret etti.

Halihazırda bu şekilde partilerinin yaptığı itirazlar neticesinde yapılan düzeltmelerin olduğunu, tahkikatı devam edenlerin bulunduğunu aktaran Soylu, çeşitli nedenlerle meydana gelmiş eksiklikler varsa, bunu düzeltecek hukuki yolların açık olduğunu belirtti.

Devam eden süreçleri, yapılan düzeltmeleri, seçimin sıhhatine gölge düşürecek şekilde gündem maddesi haline getirmenin doğru olmadığını vurgulayan Soylu, kendileri için her vatandaşın oyunu kullanabilmesinin esas olduğunu anlattı.

"Sokakta gördüğünüz her Suriyelinin oy kullanma hakkı yoktur"

İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu noktadan hareketle İçişleri Bakanlığı olarak adres bilgilerinde eksiklik olduğunu tespit ettiğimiz 363 bin 555 vatandaşımıza çağrıda bulunduk, SMS ile bildirim yaptık. 64 bin 348 vatandaşımız başvuruda bulundu ve bu sayede bilgilerini güncelleyerek oy kullanmalarının önündeki engeli kaldırmış olduk. Bakanlık olarak görev ve sorumluluğumuz, her vatandaşın oyunu hür ve özgürce kullanabilmesini temin etmektir, çalışmalarımız da buna yöneliktir. Artık klişe haline gelen bir tartışma konusu da Suriyelilerin oy kullanması meselesidir. Hukuk da devlet yönetimi de söylentilerle değil, gerçeklerle, resmi kayıtlarla, gerçek bilgi ve rakamlarla yapılan bir iştir. Türkiye'deki 3 milyon 632 bin 622 Suriyeli, uluslararası koruma statüsüyle ülkemizdedir. Yani sokakta gördüğünüz her Suriyelinin oy kullanma hakkı yoktur, böyle bir şey mümkün değildir. Oy kullanma hakkı, ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazanmış Suriyeliler için mümkündür. Bunun da toplam sayısı şu an itibarıyla tüm Türkiye'de 79 bin 820 kişidir. Bunların içinden reşit olmayanları çıkardığımızda önümüzdeki seçimde oy kullanabilecek olanların sayısı 53 bin 99'dur. Üstelik bunların arasında 2011 krizi öncesinde vatandaşlık hakkı elde etmiş, eskiden beri Türkiye vatandaşı olan insanlar da var. Yurt içi seçmen sayısının geçen seçimlerde 53.6 milyon kişi olduğu bir ülkede, 53 bin kişi üzerinden seçimin sıhhatini tartışmaya açmak, demokrasiye ve bu milletin aklına hakarettir. Rakamlar ortadadır, devletin resmi kayıtları ortadadır, bunun üzerine fazlaca birşey söylemek, zaman kaybıdır."

"Sandık güvenliğini hiçbir noktada zaafiyete uğratamayız"

Bakan Soylu, "Seçim dönemi, İçişleri Bakanlığı için tam bir teyakkuz halidir. Özellikle seçim günü 547 bin kolluk personelimiz görev başında olacaktır. Yaptığımız risk analizleri ve bundan önce meydana gelen seçim olaylarının tahlili neticesinde terör örgütünün tehdit ve baskı yoluyla vatandaşlarımızın oy kullanma hakkına tesir edebileceği değerlendirilen 11 il ve 12 ilçemize, yine bu il ve ilçelerdeki üs bölgelerinde görevli 6 bin 680 ilave kolluk personeli, seçim günü için görevlendirilmiştir." diye konuştu.

Burada görev yapan güvenlik güçlerinin de en nihayetinde oy kullanma hakkına sahip vatandaşlar olduğunu kaydeden Soylu, görevleri itibarıyla bu haklarından mahrum kalmasının düşünülemeyeceğini vurguladı.

Soylu, "Dolayısıyla bunların da oy kullanmasına ilişkin yasal bir prosedür zaten kanunlarımızda yer almaktadır ve bu yasal çerçeve içinde bu arkadaşlarımız da oylarını görev yaptıkları yerlerde kullanacaklardır. Elbetteki bu adımdan terör örgütü ve onun yandaşı olan yapılar rahatsız olacaktır ve birtakım hezeyanlar ortaya koyacaklardır. Ancak bizim devlet olarak sorumluluğumuz, her vatandaşımızın oyunu özgürce, tehdit ve baskıdan uzak bir şekilde kullanabilmesini temin etmektir. Sandık güvenliğini hiçbir noktada zaafiyete uğratamayız ve bu konuda kararlılığımız tamdır." değerlendirmesini yaptı.

"İl Seçim Güvenlik Planları" hazırlanacak

Bakan Soylu, seçim sürecinde koordinasyon ve etkinliği sağlamak, seçim sürecini, alınan tedbirleri, kampanya süreci, seçim günü ve oy sayımı aşamalarını etkin ve verimli bir şekilde yönetebilmek için bakanlık bünyesinde, bakan yardımcısı başkanlığında "Seçim Koordinasyon Komisyonu"nun oluşturulduğunu belirtti.

İllerde bir vali yardımcısı başkanlığında da aynı şekilde seçim koordinasyon merkezlerinin teşkil edileceğini, bunların merkez komisyonla irtibat halinde olacağını bildiren Soylu, illerin seçim güvenliği risk analizleri yapılarak, sorumlular ve görev alanları belirtilmek suretiyle "İl Seçim Güvenlik Planları"nın hazırlanacağını ifade etti.

Şehirlerdeki kameraların tam olarak çalışması için tedbirlerin alınacağını aktaran Bakan Soylu, oy kullanma yerlerinin, sandıkların ve seçim materyallerinin depolandığı yerlerin aydınlatmalarının da tam olarak sağlanmasının öncelikleri arasında olacağını vurguladı.

"?Her seçimde sıkça tartışılan konulardan biri de sandık taşıma ve birleştirmedir." diyen Soylu, vatandaşların oy kullanmaya gidemeyeceği veya sandık görevlisi göndermenin, sandık güvenliğini tesis etmenin etkin ve verimli görülmediği köy ve mezraların söz konusu olduğunu kaydetti.

Bu noktada Valiliklerin sandık taşıma ve birleştirme ile ilgili kanunla belirtilen sınırlarda sadece talepte bulunma hakkına sahip olduğunu anımsatan Soylu, karar verme yetkisinin seçim kurullarına ait olduğunu belirtti.

Bakan Soylu, seçimlere ilişkin alınan güvenlik tedbirlerinin daha geniş kitlelere iletilmesini sağlamak amacıyla valiliklerin yerel basın mensuplarıyla toplantılar düzenleyeceğini, enerji dağıtım merkezleri, doğal gaz ve petrol boru hatları ile diğer hassas tesislere yönelik koruma tedbirlerinin gözden geçirileceğini, gerektiğinde özel güvenlik personeli sayısının artırılacağını, güvenlik korucusu ve gönüllü güvenlik korucularından destek alınacağını anlattı.

Seçim güvenliği

Türkiye'nin çok büyük bir seçim tecrübesi olduğunu, demokratik olgunlukla bu seçime gittiğini ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

"Seçim kalitesi, seçim hukuku, seçmen iradesinin sandığa yansıması noktasında da dünya ölçeğinde iddialıyız. Katılım oranından tutun, seçim güvenliğine kadar bugüne kadarki karnemiz pekiyidir. Milli mücadele günlerinde dahi seçim pratiği olan aziz milletimiz, karşılaştığı her zorluğu reyinin gücü ile aşmasını bilmiştir. Bu önemli bir toplumsal meziyettir ve her türlü takdiri hak etmektedir. En son 24 Haziran seçimlerinin sonucunda bu seçimlerin sağlıksız olduğunu iddia edenler sokaklara çıkış çağrısı yaptı. Şimdi bizim sorumluluğumuz, bir taraftan seçim güvenliğini sağlamak, bir taraftan tezviratları doğru adımlarla engellemek. Manipülasyonlara fırsat vermemeliyiz. 24 Haziran seçimlerinde bile bu oyunu kullandılar. Yurt dışından gözlemciler geldi, Türkiye'nin hiçbir tarafından en ufak eksiklik söz konusu değil. Sandıklar açıldıktan sonra herkes seçimin sıhhatini, seçimden galip çıkan da mağlup çıkan da en az oyu alan da en fazla oyu alan da netice itibarıyla seçimin sıhhatini, sandık açıldıktan oy sayımı yapıldıktan sonra kabul etti."

Seçimlerin Türkiye'de ilk kez olmadığını, özellikle 2014'ten itibaren yerel seçim, genel seçim, referandumların yapıldığını anlatan Soylu, bir tek tartışma ve şaibenin olmadığı bir dönemi yaşadıklarını vurguladı.

Bakan Soylu, "Güvenlik güçlerimize bu dönemde çok teşekkür ediyoruz. Çünkü Türkiye'nin en ücra köşesinde de herkesin hür ve özgür şekilde Türkiye'nin geleceğine, iradesini yansıtabilme hakkını sağlamışlardır. Allah razı olsun. Bu seçimde de tüm güvenlik görevlileri olarak alnımızın akıyla bu seçim sürecinden de çıkmış olacağız." dedi.

Bakanlık olarak seçim güvenliği ile ilgili yasaların verdiği yetki ve görevler çerçevesinde sorumlulukları yerine getirme noktasında kararlı olduklarına işaret eden Soylu, kapasite, bilgi ve tecrübenin en üst seviyede bulunduğunu kaydetti.

Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kamu huzurunu ve düzenini bozmak için verdikleri rakamlar üzerinden 'İşte ben büyükşehir belediye başkan adayıyım, bugün seçim olsa şu ilçelerde, bu ilçelerde, Suriyeliler istediği şekilde belediye başkanlığını belirleyebilir' diye akıldan, izandan, insaftan, gerçeklikten yoksun bir belediye başkanına yakışmayacak dedikodu mekanizmasına sığınarak yapılacak açıklamalar ayıptır ve ahlaksızlıktır."

Bu ülkenin sopalı seçimler yaşadığını anımsatan Soylu, insanlara, tek parti döneminde ve aynı zamanda çok partili siyasi hayata geçtikleri ilk seçimlerde karakollarda falakalara yatırılıp günlerce işkence ve eziyet ettirildiğini, oyların açık kullanıldığını ifade etti.

"Anayasal bir haktır ve bu hakkı kullanacaktır"

Seçimin sıhhatini, güvenliğini ve kamu düzenini bozabilecek şekilde dedikodu malzemesine alet etmenin ayıp ve ahlaksızlık olduğunu vurgulayan Soylu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Bir polis memuru veya jandarma görevlisi, kolluk kuvvetimizi Doğu ve Güneydoğu'ya seçimin huzuru için gönderdiğimizde ona oy kullanma hakkını vermek bizim elimizde değildir. Anayasal bir haktır ve bu hakkı kullanacaktır. Terörle iltisaklı siyasi parti tarafından, PKK'nın siyasi şubesi tarafından yapılan tehditlere yönelik olarak biz polis memurumuzun veya jandarma kuvvetimizin oy kullanmasını engelleyecek miyiz? Yok ya. Üs bölgesinde 3 bin metrede karda, ay yıldızlı bayrağımızı, milletin namusunu koruyacak sonra gelip şehirde oy kullanma hakkı olmayacak, ne gareziniz var ya. Bir ayıp daha söylemek istiyorum. Afrin'de, Cerablus'ta şu anda danışma kuvveti olarak görev yapan polislerimiz, askerlerimiz, terörü orada ön cephede engelleyecekler, oranın huzurunu ortaya koyacaklar sonra Hatay'da, Hassa'da oy kullanmasınlar. Yok ya. Çok özür diliyorum kamuoyuna da şikayet ediyorum. Bu adamlar canını dişine takmışlar, memleketin namusunu orada koruyacaklar. 300-500 kişinin oy kullanma hakkını tartışma haline getirmek çok ayıptır. Onlara oy kullandırmamak seçimin sıhhatine gölge düşürmektir."

Bu konularda ilginizi çekebilir