28 Şubat sürecinde "imzam yok"

28 Şubat sürecinde yaşananların hafızalarda tazeliğini koruduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, o dönemde Milli Güvenlik Kurulu üyesi olmadığı için kurul kararlarında da imzasının olmadığını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, herkesin 28 Şubat sürecinin canlı şahidi olduğunu belirterek, "O dönem herkesin hafızasında canlıdır ve demokrasiye müdahale edilen bir ara dönem yaşamıştır Türkiye. Tabii ki böyle bir ara dönemin hukuki olarak incelenmesinden tabii bir şey de olamaz" dedi.
 
Cumhurbaşkanı Gül, Hollanda'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Cumhurbaşkanı Gül, 28 Şubat dönemine ilişkin açılan soruşturmaya ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
"Hepimiz o dönemin çok canlı şahitleriyiz, hepimizin çok önemli pozisyonları vardı. O dönem hala herkesin hafızasında canlıdır ve demokrasiye müdahale edilen bir ara dönem yaşamıştır Türkiye. Tabii ki böyle bir ara dönemin hukuki olarak incelenmesinden tabii bir şey olamaz. Yargılama süreci başladığı için daha fazla bir şey söylemek tabii ki doğru da olmaz, ama yargı muhakkak ki görevini yerine getirecek ve titiz bir şekilde bir hukuksuzluk varsa bunları inceleyecektir. Bana gelince; o zamanki Refah-Yol hükümetinde yani düşürülen diyeyim artık Refah-Yol hükümetinde bakandım, ama Milli Güvenlik Kurulu üyesi değildim. Dolayısıyla o günkü Milli Güvenlik Kurulu kararlarında da imzam yok. Daha sonra o konular Bakanlar Kurulu'na getirilip herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı çıkartılmadığı için benim imzam yok. Ama tabii ki o dönemi yaşayan kişilerden birisiyim."
 
12 Eylül darbesine yönelik açılan davaya Cumhurbaşkanlığının müdahil olmadığının iddia edilmesi üzerine Gül, "12 Eylül soruşturması ile ilgili bize bir şey gelmedi, Cumhurbaşkanlığına bununla ilgili. Bazı gazetelerde haberler çıktı, ama her haber doğru olmuyor tabii ki. Dolayısıyla böyle bize herhangi bir yazı, herhangi bir iddianame gelmedi. Onun bilinmesini isterim" dedi.
 
Gül, Suriye'de ateşkes sağlandığına ilişkin çelişkili bilgiler geldiği anımsatılarak, Türkiye'nin bundan sonraki Suriye politikasının nasıl olacağı sorusu üzerine, Kofi Annan'ın başlattığı süreci çok önemli süreç olarak gördüğünü dile getirdi.
Bunu, Suriye için çok önemli bir fırsat ve şans olarak gördüğünü dile getiren Gül, şunları kaydetti:
"Tabii ki Kofi Annan'ın programının tamamen uygulanması gerekiyor. Nedir? Herkesin silahları susturması, ateşkesin sağlanması ve silahsız ama barışcıl bir şekilde görüşlerini ifade etmek isteyenlerin toplantı yapmak isteyenlerin ve bütün bunların da serbest olması. Dolayısıyla böyle bir ortamın olması ve ondan sonra uluslararası gözetim altında gayet adil bir seçimin, halkın iradesinin ortaya çıkması, kan akmadan, kardeş kanı akmadan, Suriye'yi daha çok kendi içerisinde zayıflatmadan çözer, bu problemi çözer. Zaten çevre ülkelerden, diğer ülkelerden olup bitenlerden herkesin ders alması gerekir, en çok Suriye'yi yönetenlerin ders alması gerekir. Suyu dikine akıtmak hiçbir zaman mümkün değil. Hele sosyal olaylarda hiç mümkün değil. Onun için bu bir fırsattır. Son bir şanstır dedim. Ümit ederim ki gayet dikkatli bir şekilde bunun farkında olurlar."
 
Mehmet Ağar'ın cezası
Cumhurbaşkanı Gül, Yargıtay'ın Mehmet Ağar'ın cezasını onamasına ilişkin olarak "Yargıtay en üst hukuki karar alan bir kurum, söyleyeceğim bir şey yok, herkes uyacak" dedi.
 
Hollandalılar üzülmesin
Hollanda'da bir ırkçı milletvekilinin kendisi aleyhine kampanya başlattığının ifade edilmesi üzerine Gül, şunları söyledi:
"Ondan haberim oldu. Doğrusu herhalde onun söyledikleri ve yaptığı kampanyadan Hollandalılar çok utanıyordur, ama utanmalarına gerek yok. Çünkü bu tip olaylar her ülkede olabiliyor, her ülkede bu tip şahıslar çıkabiliyor. Siyasetçiler olabiliyor, çoğulculuğun geçerli olduğu ülkelerde çok farklı çok ekstrem düşünceleri olan siyasetçiler de olabiliyor. Onun için Hollandalıların da bundan üzülmemelerini isterim, eminim ki çoğu üzülüyordur şimdi."
Bu konularda ilginizi çekebilir