2012'de çok şirket el değiştirecek
Alarko Topluluğu Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu, "Bu yıl çok iyi geçti ama 2012 borçluluk oranı yüksek olan şirketler için çok zor olacak, konsolidasyonlar yaşanacak" dedi.
Alarko Topluluğu Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu, 2012'nin "pek çok sektörde konsolidasyon yaşanacak" bir yıl olacağını düşünüyor. Kamu maliyesi açısından bir sorun görmüyor Yavrucu ama bazı şirketler için çok sıkıntılı, zorlu bir dönem olacağının da altını çiziyor: "Ekonomi yönetiminin uyarılarına kulak tıkamamalıyız, makro ölçekte verdikleri input'lara göre işletmemizde neler yaşanabileceğinin hazırlığını yapmalıyız. Ama önümüzdeki yıl bazı konsolidasyonlar, el değiştirmeler olacak. Bünyeniz sağlam değilse, aldığınız antibiyotikler iyileştirmiyorsa ya bünyeyi öldürecek ya da başka bir bünye ile birleştireceksiniz. Başka çaresi yok."
Bazıları varlık alırken bazı şirketler de varlık satacak
2012 yılının her şirketin mali yapısına göre farklı bir yıl olacağını belirtiyor Ayhan Yavrucu. "Bazıları varlık alırken, bazılarının varlık satması gerekecek. Bazı konsolidasyonların da yapılması zorunlu olacak gibi görünüyor" diyor.
Piyasada "vade kısalmasına" dikkat çekiyor Yavrucu. Bu eğilimin krizin uzun dönemli olacağını gösterdiğini belirtiyor. Yavrucu, gerçek dünyanın 80-90 trilyon dolarlık bir hacmi olduğu halde, sanal dünyanın ve "türevlerin" alabildiğine büyüdüğünün altını çiziyor. Yavrucu 1929 krizi sonrası süreç gibi bu dalgalanmaların de kolay kolay son bulmayacağını düşünüyor.
"Dünya enteresan bir yerden geçiyor" diyor Ayhan Yavrucu. Karar mekanizmaları çok ağırlaştırıldı, çözüm zamana yayılıyor ve "ne oluyor tedirginliği" rotasına giriliyor. Yavrucu'ya göre bu rotaya girmek kolay, çıkmak zor: "Bir lekeyi çıkarmak gibi... Bozulan dengeleri tesis etmek çok zor. Veba miknobu gibi hızla yayılıyor."
Geçen yüzyılı kaybettik bu yüzyılı ıskalamayacağız
Yavrucu global ekonomide biriken devasa borçların ve zararların birileri tarafından ödeneceğini, bunun da "refahtan fedakarlık" anlamına geldiğini belirtiyor. İnsanların değişimleri içselleştirmelerinin zaman aldığını belirterek, ülkemizin en önemli sorununa geliyor. "Verimlilik savaşı verip, bir kademe yukarı sıçrama yapmamız gerekiyor" saptamasını yapan Yuvrucu, şöyle devam ediyor:
"Türkiye’de ciddi bir tasarruf açığı var. Büyüme tamamen dış kaynaklara dayanıyor. Kendi kaynaklarımızla büyüme sınırlarına dönebiliriz. İç talebe dayalı büyüme sürüyor. Bu iyi bir faktör ama, geçmişte 80’li ve 90’lı yılları iyi stratejiler geliştirememiz nedeniyle yitik yıllar arasında sayıyoruz. Yeni yüzyıla iyi başlandı. Bu yüzyılı ıskalamayacağımızı düşünüyorum. Ama bir makas değiştirmemiz gerekiyor. Zamanın yeni ruhuna uygun makro gelişmeler kadar sorunları da işletmeler bazında ele almalıyız. Bu noktada eğitim seferberliği çok önemli. Elimizde 1 lira fazla varsa bunu eğitime harcamalıyız. Teknik eğitime odaklanmak bu noktada çok önemli. Teknik eğitime ağırlık verip geliştirmeden teknoloji ve verimlilikte gerekli sıçramayı gerçekleştiremezsiniz. Bunu yapabilirsek Türkiye gelecek yüzyılın parlayan yıldızlarından biri olur."
Zamanın ruhuna uygun biçimde "Türkiye şirketlerinin yeni pazarlar bulma konusunda agresif ve akıllı davranmaları" gerektiğini anlatan Yavrucu, Devlet’in nakti teşviklerden kaçınarak, şirketlerin köprübaşı kurmaları ve gittikleri yerde kalıcı olmaları için gereken şartlarını hazırlaması gerektiğini belirtiyor.
Alarko Grubu Genel Koordinatörü, "Avrupa'da daralma olacak, Türkiye'nin bundan etkilenmemesi mümkün değil" diyor. Ama ona göre büyüme sürdürülebilecek, belki yüzde 4 değil, yüzde 3 ama büyünecek...
2011 yılında Alarko'nun çok iyi bir yıl geçirdiğini, sadece taahhütte beklentilerin gerisinde kaldıklarını söyleyen Yavrucu, açığı 2012'de tamamlanacak projelerle kapatacaklarını söylüyor. Yavrucu gerçekleşmeleri ve hedefleri şöyle anlatıyor:
"2011 tüm Türkiye için olduğu gibi bizim için de çok iyi geçti. Çok istisna bir yıldı. Şirketlerin durumu çok iyi, çok iyi geçirildi bu yıl. Beklentilerimizin ötesinde geçti. Faaliyet gösterdiğimiz alanlarda, turizm olsun, enerji olsun, sanayi, ticaret, balık, hepsi öngörülerimizin ötesinde performans gösterdi. Beklentilerimizin gerisinde kaldığımız tek sektör, genel olarak küçülme gösteren müteahhitlik sektörüydü. İlgilendiğimiz çok büyük işler var. Onlarda önemli ilerlemeler söz konusu ama süreçler maalesef ağır gidiyor. Onun etkileri oldu. 2012'de bu projelerin gerçekleşmesi ile 2011'in açığını da kompanse edeceğini düşünüyorum."
Alarko'nun yatırımları 2012'de hız kesmeyecek
Yavrucu, global anlamda 2012 yılında müteahhitlik sektöründe bir daralma öngörüyor. Alarko'nun ise uzun süredir takip ettiği ve son aşamaya getirdiği projeler sayesinde bu daralmadan etkilenmeyeceğini belirtiyor. Yavrucu Alarko olarak yatırımlarda 2012'de bir kesinti düşünmediklerini vurgulayarak, Adana'nın kuzeyinde Karakuz Hidroelektrik Santralı'nın yapımına başlayacaklarını da açıkladı: "100 milyon dolarlık bir yatırım. Kredisini hallettik, 10 yıl vadeli Türk lirası kredisini aldık. Biz döviz borçlanmıyoruz, özkaynağı da hazır. O projeye de başlıyoruz. 2013 sonunda bitireceğiz. Karabiga Santrali'nde ise önümüzdeki ay sonunda ÇED raporunu alırız, hemen arkasından mühendislik projesine başlayacağız. Tedarikçilerin belirlenmesi ile o projeye de 2012'de başlayacağız. Şirket olarak yatırımlarımıza aynı hızda devam edeceğiz."
Turizmde Alarko olarak niş bir alan yakaladıklarını söyleyen Yavrucu, "En kötü 2008 yılında bile biz turizm işinde büyüdük, geliştik. Dünyada bu alanda bir harcama daralması olacağı bir gerçek. Bu bizi etkileyecek. Daha az Alman gelecek. Biz turizmde diyelim ki 10 büyüdüysek gelecek yıl 6 büyürüz, ama küçülmeyiz. Sanayide biz yatırım malları üretiyoruz. Sanayide yavaşlamanın yatırım mallarına etki edeceği de kesin. Bu yıl oldukça hızlı büyüdük, baz etkisi de var tabii. Bu trendin 2012'de devam edemez. Ama Türkiye yüzde 4 büyüyecekse, o alanın da yüzde 4 büyüyeceğine inanıyorum. Daha aşağı olmaz. Gıda işimiz de çok iyi gidiyor. Yüzde 10'ların üzerinde büyüdü, gelecek yıl da büyüme bekliyorum."
Avrupa refahından feragat edemiyor, agresif olma zamanı
Ayhan Yavrucu global piyasalardaki tüm daralmaya rağmen Türk şirketlerin girişimci yapısı ile çok önemli fırsatlarla da karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika çok bakir ve potansiyel vaad eden coğrafyalar. Arap baharından da endişe etmiyor: "İsyan edenler de yer, içer, birçok ürüne ihtiyaç duyar. Bu pazarlarda girişimcilik cesareti ile fırsat kovalayan Türk yatırımcıların önemli başarılar kazanacağına inanıyorum" diyor. Bu noktada Yavrucu'ya göre özellikle de müteahhitlik sektöründe Türkiye'nin büyük avantajları var: "Avrupa iş yapış anlamında müteahitlikte bizimle rekabet edemez, bunu çok açık söyleyeyim. Sadece teknolojik üstünlükleri var ama refahlarından feragat edip Afrika, Ortadoğu gibi bölgelere gitmiyorlar artık. Zaman, gücü olanlar için bu bölgelerde agresif olma zamanı."
2011'de her yerde kar vardı, gelecek yıl ise zor, işletmelerimizi likit tutmalıyız
Sizin için 2011 yılında bir yönetici olmanın en zor yanı neydi?
Hiçbir zor tarafı yoktu. Sizin bir kuyunuz var, kar dolduracaksınız. Kar da lapa lapa yağıyor. Süpürüp süpürüp koyacaksınız. Son yılların en kolay yıllarından biriydi 2011.
Peki 2012'de yönetici olmak nasıl olacak sizce?
Evet sorun bu yıl, kar bitti çünkü. Biraz o dağın yamacında, biraz bu tepede var. Şimdi ordan buradan toplayacağız. 2012'yi zor görüyorum. Dünya genelinde küçülmeler yaşanacak. Dünya kendine bir çeki düzen vermek zorunda. Siz de o pazarların içerisindesiniz. Türkiye artık kapalı bir ekonomi değil. Senede 300 milyar dolarlık mal alıp satıyorsanız, milli gelirinizin neredeyse yüzde 40'ı dünyayla entegre olmuşsa, global daralmadan etkilenmemeniz mümkün değil. Ben onun için 2012'yi, 2013'ü çok dikkatli, hesaplı gitmemiz gereken yıllar olarak görüyorum. İşletmelerimizi çok likit tutmamız gereken bir döneme giriyoruz.
Sizi heyecanlandıran, geleceğe damga vuracak diye düşündüğünüz bir gelişme, trend var mı?
Ben Türkiye'nin geleceğine çok inanıyorum. Beni en çok heyecanlandıran Türkiye'nin genç, müteşebbis genç nüfusu. Bir uçağa biniyorsunuz, 35-40 yaşında genç işadamları, iş kadınları ellerinde çantaları dünyanın diğer ucunda fırsat arıyor. Bu insanlar risk alıyor, risk almak refahınızdan feragat etmeniz demektir, risk boğuşmak demektir. Zorluklarla, sorunlarla başa çıkma gücünü ve cesaretini gerektirir. Avrupalı almıyor böyle bir riski. Avrupalı birikmiş parası ve teknolojisi ile bir devir yaşamaya çalışıyor. Türkiye'nin en büyük gücü budur. Para değil, para her zaman bulunur. O para bulunduğu yerlerden geri çıkacak. Belki bir süre saklanacak, ürkecek, köşelere çekilip nefes alacak ama sonra çıkacak. Daha büyük gelirler getirecek alanlara doğru açılmak zorunda kalacak. Türkiye de bundan en büyük payı alacak ülke olacak diye düşünüyorum.
Borcu yüksek olanlar bazı varlıklarını satıp çıksınlar
* Bence olay çok yalın. Çok komplike değil. Nasıl kişi olarak bir bütçe yapıyorsanız, kazancınıza göre harcıyorsanız, işletmelerin de sizden bir farkı yok. Nasıl siz aylık maaşınıza göre bir yaşam standardı belirliyorsanız kendinize, işletmecinin de yapacağı bu.
* Siz 10 lira kazanıp 15 lira da borçlanıp 25 lirayla yaşıyorsanız bu sürdürülemez. Ya da bu 25 lirayı ve faizini ödeyecek bir gelir beklentiniz olmalı geleceğe dair ve bu da reel olmalı. Hayali olmaması gerekir. Vizyon falan diyoruz, bunlar güzel laflar ama vizyonun da sağlam verilere oturması gerekir.
* İşletmeler dünya konjonktürünü, Türkiye'nin o konjonktürdeki yerini, gelecek beklentilerini, bulunduğu sektörün konumunu ve gelişmeleri gözönüne alarak daha az borç, daha fazla özkaynakla yürüyebilir hale gelecek. Yani elindeki kaynaklar şu anda daha çok likit olacak. Borcu çok olan işletmelerin kendilerini gözden geçirmesi gerekiyor. Bu şirketler, piyasa çok sıkışmadan bugünden satılabilir varlıkları varsa satıp çıkmalı, yabancı ortak bulabiliyorsa şirketine sermaye enjekte etmeli, halka açılabilirse açılmalı. Aksi halde 2012 onlar için çok zor geçecek. Sektör ayrımı yapmıyorum burda...
"Tatil nedir bilmem"
Ayhan Yavrucu'ya 2012'de kişisel olarak gerçekleştirmek istediği bir planı olup olmadığını soruyoruz. "Kişisel olarak mı, benim kişisel bir planım yok" diyor şakayla karışık ve anlatmaya başlıyor: "Benim babam devlet memuruydu, o zamanlar tatil diye bir mefhum yoktu, sonra Maliye Bakanlığı'na girdim, orada izin yaptınız mı yevmiyeden kesilirdi, yine tatil yapmadık, çalıştık. Sonra buraya geldim, burada da benim şansım iki patronum da tatil kavramını bilmez. Onlar çalışınca ben de çalıştım. Çocuklarımı da çalışan arkadaşlarımı da tatil yapmaları yolunda teşvik ediyorum. Ama kendim için beceremedim" diyor. Yavrucu bugün bir şirket kuracak olsa yine müteahhitlik alanında olacağını söylüyor: "Bu işi iyi biliyorum ve bu iş müthiş bir mücadele, müthiş bir risk alma ve başarıp da bir eseri bitirdiğinde müthiş bir keyif."