2 milyar $'lık kablo sektörü pazar avında
'Kablo Sektörü Ortak Akıl Toplantısı'nda bir araya gelen sektör temsilcileri dünyada yüzde 2'lik pazar payının üstüne çıktıklarını belirtti.
Ece CEYHUN - Şenay ÇOPUR
DENİZLİ - Dünya kablo ticaretinde yüzde 2'lik payın üzerine çıkan Türkiye'de, önemli kablo üretim merkezlerinden Denizli, geleceğini görmek için yeni pazarlara ulaşmayı hedefliyor.
4 milyar dolarlık hacme ulaşan ve 2 milyar dolarlık ihracat yapan kablocuların, en çok mal sattıkları ülkeler ise Irak ve İngiltere. Dünyada yaklaşık 91 milyar dolarlık bir hacmi olan kablo sektörünün pastasından daha fazla pay almak isteyen kablocuların en çok vurguladıkları sorun ise 'kaliteli üretim' olduk.
Denizli Sanayi Odası ve DÜNYA Gazetesi işbirliğinde düzenlenen 'Kablo Sektörü Ortak Akıl Toplantısı'nda kablo sektörünün bugünü ve geleceği masaya yatırıldı.
DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman S. Arolat'ın yönettiği toplantıya DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ da katıldı. Toplantıda, doğal bir kümelenme oluşturan Denizlili kablo üreticileri, dünya ticaretindeki payı yüzde 2'nin üzerine çıkan Türk kablo sektörünün geleceğinin "kaliteli üretimle yeni pazarlara açılmak" olduğu görüşünde birleştiler. Sektör temsilcileri, en önemli sorununun ihraç pazarlarında çeşitlendirmeye gidilmemesi ve kaliteye önem vermeden rekabetin fiyat bazlı yapılması olduğunu dile getirdiler.
Üreticiler bugüne kadar kalite ve standartlardan ödün verilerek yapılan ticaretin sektörü yakın gelecekte şu anki pazarları da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacağını belirttiler. Irak hükümetinin altyapı projelerinde Türk firmalarına davetiye göndermeme yönünde karar almak üzere olduğunu söyleyen Kablo ve İzoleli İletken Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Kavaklıoğlu ise bu tehlikenin ilk sinyallerinin de Irak pazarından alındığına dikkat çekti.
Aracısız ihracat yapmalıyız
Toplantının açılış konuşmasını yapan Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, son 6 yılda sektörün ihracatta genel olarak başarılı bir dönem geçirdiğini belirterek, giderek azalan kar marjları karşısında aracısız ihracatın önem kazandığını söyledi. Keçeci, "Sektör ihracatta gösterdiği başarı ile krizin etkisini en aza indirebildi. Ülke bazında ihracat çeşitliliğinin artırılması en önemli konu olarak gözüküyor. Üreticilerimizin iş felsefelerini bu yönde geliştirmelerinde önemli yararlar ve zorunluluklar var. Bunun sağlanması için üreticilere ve konu ile ilgili sivil toplum örgütlerine görevler düşüyor" diye konuştu. Sanayi Odası olarak kendilerinin bu toplantı sayesinde ilk adımı attıklarını vurgulayan Keçeci, "Sektörde giderek azalan kar marjları karşısında aracısız ihracat yapmalıyız" şeklinde konuştu.
Stratejik sektör olarak anılmasını sağlayalım
Kablo sektörünün kentte geldiği noktanın Denizli'nin öz başarısı olduğunu vurgulayan Denizli Sanayi Odası Danışmanı Prof. Dr. Kenan Mortan ise sektörün siyasi partilerin programlarında stratejik sektör olarak anılmasını sağlamak gerektiğini söyledi. Mortan, "Rahmetli Özal 1 milyar dolarlık ihracatı yakalayan sektörü dikkate almak lazım demişti" şeklinde konuşarak, "Bu sektör 2 milyar doları yakaladığına göre iki kere dikkate almak lazım. Yani 'stratejik önem'i vermek lazım. Önümüzdeki dönemde stratejik sektörler lafını siyasetçilerden sıkça duyacağız. Bu sektörleri ön plana çıkaracağız diyecekler. Farkındalığımızı siyasetçiye yansıtmalıyız" ifadelerini kullandı.
Sektöre finansal ve teknik destek vermek istiyoruz
Denizli'de sektörel dönüşüm açısından kablo ve bakır tel sektörü ile yakından ilgilendiklerini belirten Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Aydıner, sektörle ilgili araştırmalar yaparak, bu sektörde yatırım yapacak olanlara hibe programları çerçevesinde destek vermek istediklerini belirtti. Aydıner, "Denizli için şu an bir dönüşüm gerekiyor. Tekstil bazlı geleceğe şüpheli bakılıyor. Kablo da dönüşüm sektörlerinin başında geliyor. Kalkınma ajansına projeler getirin. Ar-Ge çalışmalarınıza finansal ve teknik destek vermek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Fiyata dayalı rekabet aynı pazarı zorluyor
"Denizli Kablo Sektörü Stratejik Yol Haritası" çalışmasını hazırlayan ABİGEM Proje Uzmanı Tibet Seyhan, sektördeki sıkıntının başında firmaların fiyata dayalı rekabetle aynı pazarda yer almalarının geldiğinin altını çizdi. Seyhan, yapılan çalışmanın sonuçlarını şöyle özetledi: "Firmalar fiyata dayalı rekabetle aynı pazarda. Son dönemde yeni pazarlara girmeye yönelik bir arayış olsa da genel olarak aynı pazarlar içinde fiyata dayalı rekabet var. İç pazarın yaklaşık 3 katı üretim var. Bu nedenle firmalar aşırı rekabete girdi. Kontrolün az olduğu dış pazarlara düşük kaliteli ürünlerin gönderilmesi sonucunda ülke imajı olumsuz etkilendi. Sektörün geleceği için uzun vadede bu imajın iyiye taşınması bir gerek. Denizli bölgesindeki firmaların büyük çoğunluğu alçak ve orta gerilimde uzmanlaşmış. Ürün bazlı uzmanlaşma yok. Herkes her ürünü üretmeye çalışıyor. İnovasyon ve Ar-Ge kapasitesi yetersiz. TÜBİTAK ve üniversitelerle işbirliği yok. Sektörün yüde 25-30'u Denizli de deniyor ancak kablo İletken Sanayicileri Derneği'ne Denizli'den sadece 3 firma üye."
Bu yaşanan sıkıntılara rağmen kablo sektörünün dünya ticaretindeki payını ikiye katladığını belirten Seyhan, tekstil örneğini yaşamamak için sorunların çözümünde geç kalınmaması gerektiğini vurguladı.
Üreticiler ürünlerine ve müşterilerine saygılı olmalı
Alpar Öztoprak / Nexans Türkiye Denizli Fabrika Müdürü
Dünyada faaliyet gösteren hiçbir firma artık bölgesel bazda çalışmıyor. İngiltere'de satış yaptığınız firma Uzakdoğu'da da Afrika'da da karşınıza çıkabiliyor. O nedenle yaptığınız hata başka Türk firmalarını da olumsuz etkiliyor. Pazara girerken önce onun verdiği zararı telafi etmeye çalışıyorsunuz. Kalite anlamında öncelikle üreticilerin kendi içlerinde kablo güvenliğini sağlaması gerek. TSE'ye bazı numunelerin, pazara başka numunelerin gönderildiğini biliyoruz. Ayrıca sektörde, talebi ve müşteri profilini arkadan takip eden bir yapı ile mücadele ediyoruz. Makine parkının üretim süreleri çok uzun. Bugün bir sipariş verdiğinizde, 1.5 yıl sonra alabiliyorsunuz. Bu süre içerisinde bir kriz çıkarsa zora giriyorsunuz.
Talep yaratan sektörleri takip etmek gerek
Mert Okan / Er-Bakır AŞ İstanbul Bölge Müdürü
Kablo sektörünün sorunu pazar. Sektörde bir tane aklı başında kablo pazarı araştırması yok. Geçen yıl üretimin yüzde 52'sinin ihracata konu olduğunu gördük. Bu artarak devam ediyor. Problem yeni pazarlar bulmakta, doğru pazarlar bulmakta, gelişen pazarlar bulmakta. Payımız yüzde 2 ama biz tutturmuşuz İngiltere, Irak diye. İhracatın yüzde 40'ı bu iki ülkeye. Çeşitlendirme şart. Bakır ve kablo bir türev malıdır. Aslında bakır ve kablo diye bir sektör yok. Bir şeylere talep varsa var. Bu noktada neden sorusunu sonuna kadar soralım. Hangi sektörlerden kaynaklanan taleplerle bunların talepleri artıyor azalıyor bunu takip eldim. Talebi azalan sektörlerde bulunmayalım. Dolayısıyla kabloya ve bakıra talep yaratan sektörleri iyi takip ederek vizyonumuzu belirlemeliyiz. Aslında 2009 yılında dünya kablo sektöründeki hareketlere baktığınızda Türkiye kötü durumda değil. Küçülme Avrupa'da yüzde 15 Türkiye'de yüzde 10 düzeyinde. Ancak kalite ile oynamayalım. Bir gün Irak'ta elektrik kontağından çıkacak yangında bir kişiye zarar gelse, Türk firmalarına boykot konsa, 2010 Ocak itibariyle yüzde 18 olan Irak pazarı bir an da sıfırlanırsa ne yaparız.
Yurtdışı projelerde birlikte kazanabiliriz
Mehmet Akif Gül / Elsan AŞ Genel Müdürü
10 sene önce Avrupa'ya gittiğimizde Türk firmalarını imajından dolayı kapıdan almıyorlardı. İşin merkezinde kalite var. Tanıtım önemli, fuarlarla, gezilerle kendimizi anlatmalıyız. Fiyatlar bütün dünyada çok düşük. Karlılıklar yüzde birin altında. Bu karlarla çalışmaya devam etmemizin nedeni zaman kazanmak. Var olmak için kapasiteler artırılıyor. Kısa vadede maliyetlerimizi nasıl düşürürüz buna bakmalıyız. Kurtuluşumuz katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünler. Dolayısıyla Ar-Ge ve know how ve üniversitelerle işbirliği gerek. Biz hamallık yapıyoruz. Avrupalılar işçilik nedeni ile bazı şeyleri terk etmiş. Biz onların yapamadığını yaparak var olmaya çalışıyoruz, kopyacılık yapıyoruz. Üniversite sanayi işbirliği gerek.Yurtdışı projeler de firmalar birlikte hareket edip, birlikte kazanabiliriz.
Sorunların çözümünde birlikte hareket edebiliriz
Hüseyin Yanmaz / Elsan AŞ Genel Müdür Yardımcısı
Sektörün sorunlarını beş ana başlık altında toplamak gerekirse ilk başta karşımıza dağıtım kanallarının yetersizliği çıkıyor. Teslimatta saatlerle yarışıyoruz. Sektör olarak bir lojistik firmasıyla anlaşılıp birlikte hareket edilebilir, yurtdışında ortak bir depodan ürünlerimizi zamanında teslim etme imkanı yaratabiliriz. Birçok sektörde olduğu gibi diğer bir sorun da enerji fiyatları. Enerji fiyatlarının dünya piyasaları seviyesinde olması konusundaki mücadelede güç birliği yapılabilir. Hammaddede fiyatlar tekelci. Avrupa'dan pahalıya temin ediyoruz, özellikle vernikte. Dünyada tekelleşme gibi bir durum var. Dördüncü sorun ise finansman maliyetleri. Bir başka sorunumuz ise Avrupalı üreticilere göre nakliyemizin pahalı oluşu. Sonuçta sektörün sorunlarının çözümüne birlik oluşturularak ulaşılabilir.
Büyüklerle yarışmanın tek yolu fiyat!
Murat Kaçamaz / Seval Kablo İşletme Müdürü
Kablo sektörünün aktörleri olarak öncü kuruluşları taklit ediyoruz. Bu yüzden üretim ve pazarda olduğu gibi Ar-Ge de de onları örnek alıyoruz. Büyük firmalar kalite kontrol ve Ar-Ge konusunda neler yapabiliyor, bu konuda gelişme için bünyelerinde kaç mühendis ve uzman barındırıyorlar? Ne yazık ki büyükler de bu alanda istihdam yaratıp gelişme sağlayamıyor, tonaj artırıyorlar sadece. Katma değerli ürünler tercih etmediler. Bu durumda büyüklerle yarışmak için tek yolumuz fiyat!
Kaliteden ödün verilerek bu noktaya gelindi
M.Ali Özhan / Özgüven Kablo Kalite Güvence Müdürü
Ürün kalitesi ile rekabet edersek ülke imajını zedeleriz. 2009 yılında sektörü ayakta tutan kalitesiz ürünler oldu. Kaliteden ödün verilerek bu noktaya gelindi. Ülke olarak biz standartları oluşturmuyoruz uyguluyoruz. Standart koyucu değiliz. Sektörde yıllardır standart belirleyen Almanya ve İtalya. Biz onlardan gelen belgeleri anlayıp uygulamaya geçirmeye çalışıyoruz. Ancak anlamakta zorluk çekiyoruz. Kendi standartlarımızı oluşturmak uzun vadeli bir süreç. TSE'nin bu konuda destek olması gerek. TSE'de de deneyimli eleman, ekip yok.belgeleri anlamak adına yönelttiğimiz sorulara daha iyi yanıtlar alabilmek istiyoruz. Ayrıca sektörde pazar arayışı, ürün yelpazesi ve kaliteli istihdam diğer sıkıntılar.
Geri entegrasyon sektör için tehdit
İ. Cemal Çubukçuoğlu / Er-Bakır Ticaret Müdürü
Nitelikli ürün ihtisaslaşma ve yeni yatırım gerektirir. Kriz döneminde buna pek imkan yok. Farklı pazarlar şart, bir yere odaklanırsanız konuştuğunuz fiyat oluyor. Yeni bir pazara girerken de çeşitli belgelendirmeler gerekiyor. Bu durumda üreticiler geri entegrasyona düşüyorlar. Standart dışı üretime yöneliyorlar. İlk planda bir adım geri gidersem rakibime şu kadar üstünlük sağlarım deniliyor. Biri geri entegre olursa diğeri de oluyor fiyat düşürüyor. Sonuçta bu zincir devam ediyor ve bir alt seviyede fiyat oluşuyor. Geri entegrasyon sektör için bir tehdit. Sanayicinin bilinçlenmesi, satıcının bilinçlenmesi, tüketicinin bilinçlenmesi önemli. Bu standart dış kullanımı engelleyebilir.
Rekabet etme yöntemlerini bilmiyoruz
Ertan Türkoğlu / Erikoğlu Emaye Genel Müdürü
Sektörel rakamlara bakıldığında iç karartıcı değil. Sektör krizde kendini kollamış. Bunu nasıl sağlamış, krize rağmen bu başarıyı nasıl sağlamış? Maalesef bunu şikayet ettiğimiz unsurlarla yani kalitesiz ürünlerle, fiyatla sağlamış. Şu an kriz öncesi döneme dönme şansımız yok. Biz firma olarak emaye tel üretiyoruz. Emayede kalite unsuru ile oynayarak rekabeti daha doğrusu haksız rekabeti kendi avantajımıza kullanma şansımız yok geriye sadece fiyat kalıyor. Ar-Ge ve inovasyon uzun vadeli ve maliyetli işlerdir. Kamu desteği gerektiren işler. Rekabet etme yöntemlerini bilmiyoruz. Sadece fiyat indirmekle rekabet yapılamaz. Pazarlamanın çeşitli yöntemleri var, bunlar kullanılmalı. Fiyatlar indirildikçe sektör kan kaybediyor. Pazar farklılaştırması çok önemli, fuarlarla kendimizi tanıtabiliriz. Bunda da kamu desteğine ihtiyaç var.
Kuralına göre oynarsak Almanya ve İtalya'nın yerini alabiliriz
Özhan Ertan / Atom Kablo Yönetim Kurulu Üyesi
Günü kurtaracak kararlar sektöre yarar sağlamaz. Fiyat odaklı pazarlama yapılmamalı. Fiyat ticaretin sonucu olmalı, amacı olmamalıdır. Her firmanın kendine göre üstün olduğu bir özellik var. Onu ön plana çıkarmazsa boşa kulaç atılır. Rekabet kesinlikle düşmanlık değil. Günün koşulları içinde rekabet edeceğiz, iletişim içinde olmalıyız. Birbirimiz arasında değil dış ülkelerdeki üreticilerle rekabet etmek için birlikte hareket etmeliyiz. İşletmelerin ana amacı kar elde etmek. Buna odaklanmalıyız. Şu an pastadan yüzde 2,5 pay alıyorsak hep birlikte pastanın geri kalanına odaklanalım. Sektörde de ilerlerken dünya ihtiyaçlarını analiz etmeliyiz. Bu noktada DPT gibi kuruluşların sektörle ilgili hedef belirlemesi önemli bir nokta olabilir. Tavsiye ve yönlendirmeler olabilir. Sektörel analizler yeni yatırımlar için yön gösterici olabilir. İtalya ve Almanya senelerdir sektörün merkezi oldu. Şimdilerde üretim Doğu Avrupa'ya kaydı. Biz o tahtı devralabiliriz ama oyunu kuralarına göre oynamalıyız.
Akredite kalite belgeniz olmalı
Mehmet Akgün / Akgün Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı
Biz firma olarak kablonun üreticisi değil kullanıcısıyız. Kablo sektörü şu an burada bir kümeleşme oluşturdu. Ama bunun amacı nedir, bu belirlenmeli. Bir hedef belirlenmeli ve bu doğrultuda ilerlenmeli. Ortak pazar, ortak fikir oluşturulmalı ve ortak satın almalar gerçekleştirilmeli. En önemlisi kablonun kalitesini belirleyecek akredite bir belge oluşturmalı. Sektör, bir birlik bir dernek altında birleşmeli. Çünkü artık projelerin şartnamelerinde kullanılacak malzemeler için markalar belirtiliyor, kalite belgeleri belirtiliyor. Biz kullanıcılar artık bilelim ki bir firma X belgesine sahipse kalitelidir. Kalite belli bir belgeye bağlı.
Kalitesiz ürünlerle Irak pazarını kaybediyoruz
Mehmet Kavaklıoğlu / Kablo ve İzoleli İletken Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı
Biz sadece ekmek satıyoruz. Ürünü çeşitlendirip pasta, börek satmıyoruz. Ekmeği bakkal rafında satarsınız kimse markanızı sormaz. Ama bir pasta alırken seçicilik ön plana çıkar. Biz ekmek mi satacağız yoksa çeşitlendirecek miyiz? Ekmek üretmeye devam edeceğiz, çünkü bu bizim asıl işimiz. Ancak yulaflı, çavdarlı, üzümlü, zeytinli sade ekmekler de satalım. Kendimizi ve ürünü geliştirmek için bir şey yapmıyoruz. Harcıalem ürünler üretiyoruz. Dünyada artık hangi ürün olursa olsun kalitesiz ürün bitmiştir. Bugün pazarımız Afrika da olsa geri kalmış ülkeler de olsa başka ürün de olsa kalitesiz ürünle uzun vadede yaşama şansımız yok. Bizler bilinçli olup otokontrol mekanizması oluşturmalıyız. Bu bizim işimizse devam ettireceksek kalite yaşam tarzımız olmalı. Şu anda Irak ikinci pazarımız. Irak hükümeti yeni bir karar almak üzere. Altyapı projelerinde Türk firmalara davetiye göndermeyecekler. Nedeni kalite. Bugün Irak'a yapılan satışların yüzde 60-70'i standart dışı ve orada pazar diye tabir ettiğimiz asla büyük projelere gitmeyen ürünler. Türk imajı 5 yıl önce Irakta bir numara idi. Bugün Suriye, Suudi Arabistan ve Mısır kablolarından sonra ikinci sınıf olarak değerlendiriliyor. Oysa bizim üretim teknolojilerimiz, bantlarımız dünya standartlarının Avrupa standartlarının üzerinde. Üretebilirlik ve ekipman anlamında böyle bir tablo varken pazar anlamında Çin'in bir üzerindeyiz. Böyle giderse Irak'ta bir iki yıl içerisinde Çin'in de altına düşeceğiz. Irak pazarını kaybedeceğiz. Orada önümüzdeki dönemde milyar dolarlık projeler çıkacak. Bu pazarı kalitesiz ürünlerle kaybedemeyiz.
Özellikli ürün yapmalıyız
Mustafa Çarkıt/ CMK Kablo Sahibi: 18 yıldır kablo sektöründeyim. Benim düşüncem sıkıntılardan kurtulabilmek için başta işletmenin giderlerini kısabilmek geliyor. İkinci derecede önemli olan hatasız iş yapmak ve işe yoğunlaşma, hedefe böyle ulaşabiliriz
Musa Çetin/Çarkıt Kablo Satış Pazarlama Sorumlusu: Herkes her şeyi aynı yapıyor. Sektörde özellikli ürün yok. Kablo daha kolay satılıyor, teferruat yok.
Adnan Acar/Denizli Kablo: Standart dışı mallarda daha az hammadde kullanıldığı için daha az oranda kazanç elde ediliyor. Bu hem katma değer hem imaj kaybına neden oluyor. Firmanın geliri düşüyor. Biz de bankacılık sektörünün yaptığı gibi yani bireysel müşterilere yönelip onlara özel ürünler ürettikleri gibi yapabiliriz.