'Yargıyı etkileme çabasıdır'
Bakan Işık, bazı milletvekilerinin emniyetteki "paralel yapı" operasyonu kapsamında gözaltına alınan zanlılarla fotoğraf çektirmesine ilişkin, "Bu yargıyı etkileme çabasıdır" dedi
KOCAELİ - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yaptığı açıklamada, bazı milletvekillerin soruşturma kapsamında gözaltına alınan zanlılarla adliyede fotoğraf çektirmesine değinerek, milletvekillerinin yargıyı etkilemeye çalışmasını doğru bulmadığını belirtti.
Bunun, "yargıyı etkileme operasyonu" olduğunu dile getiren Işık, "Buna halkın oyuyla seçilen hele hele kendi seçildiği partisinden istifa eden ve partisinin oylarını başka bir kanala kanalize eden bir veya birkaç milletvekilinin böyle bir davranış içerisinde bulunmasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Bu, yanlıştır. Bu, yargıyı etkileme çabasıdır. Bu, kesinlikle bizim kabul edebileceğimiz, onaylayacağımız bir davranış değildir, olamaz" ifadesini kullandı.
Işık, Türkiye'de herkesin böyle bir organize yapının olduğunu bilmesi gerektiğini, bu yapının Türkiye'deki kamu kurumlarına, özellikle stratejik noktalarda ve stratejik bilginin olduğu noktalara sızdığını kaydetti.
"Yeniçeri ocağını lağvetmiş bir milletin evlatlarıyız"
TÜBİTAK, emniyete, yargıya, TİB'e ve Türkiye'nin bütün stratejik kurumlarının tamamına sızmış bir organize yapıyla mücadele edildiğini vurgulayan Işık, şöyle konuştu:
"Bu yapının ortaya çıkarılması bir siyaset meselesi değildir, bir devlet güvenliği meselesidir. Bunun mutlaka en ince detayına kadar çıkarılması ve bu yapının dağıtılması Türkiye'nin güvenliği açısından önemlidir. Yeniçeri ocağını lağvetmiş bir milletin evlatlarıyız. Devlet içinde devlet olmaz. Paralel yapı anlayışına Türkiye 4-5 bin yıllık devlet geleneğinde buna müsaade etmez. Buna cüret edenlerin tamamı, hak ettiği dersi tarihte almıştır. İşte bugün de bu, tasviye edilmesi gereken devletten temizlenmesi gereken bir yapıdır. Bununla ilgili tabi ki bu yapının yargı tarafından ortaya çıkarılması ve temizlenmesi gerekiyor. Yargının yapacağı bu çalışmalara, tabi ki diğer tüm devlet kurumları da elinden gelen desteği vermek durumda. "
Işık, TÜBİTAK'ın kriptolu telefonlarının dinlendiğini tespit ettiğini anlatarak, "Nasıl dinlendiğini de tespit ettik. Şimdi kimin dinlediğini ve nerede dinlediğini, bu dinlemelerin nasıl ses kaydına dönüştürülüp tapeleştirilip ya da yayınlandığını bulmak görevi artık yargınındır. İnanıyorum ki yargı da bu görevi en iyi şekilde yerine getirecektir" dedi.
Işık, bu yapının sadece TÜBİTAK, emniyete veya diğer kurumlara sızmakla kalmadığına işaret ederek, yargıda da sayıları çok olmamakla beraber, bu yapının mutlaka bir ayağının bulunduğunu kaydetti,
Yargının kendisinin bunu ortaya çıkaracağını dile getiren Işık, yargı için önemli önceliğin, içerisindeki bu paralel yapılanmanın bir an önce ortaya çıkarılması olduğunu söyledi.
"Bu adam bir savcı değil"
Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün sosyal medyadaki paylaşımlarına dikkati çeken Işık, şöyle devam etti:
"Bu adam bir savcı değil. Adeta başka bir ülkenin Türkiye'deki bir uç beyi gibi davranıyor. Bu, çok tehlikeli bir şey ve aslında HSYK'nın bu konuya şimdiye kadar el atması gerekirdi. Disiplin soruşturması açması gerekirdi ve gereken cezayı vermesi gerekirdi. Yani siz savcısınız. Devlet adına hareket etmek zorunda olan bir kişisiniz ama siz kendi görev ve yetki sorumluluk alanınızın dışında günlük siyasi gelişmelere ilişkin yorum yapıyorsunuz ve bunu kamuoyuna açıklıyorsunuz. Bu, bir savcı açısından herhalde düşülebilecek en kötü durumdur. Ben HSYK'nın bir an önce gerekeni işlemi yapmasını ve sonuçlandırmasını beklerim."