'Tarım modası geçmiş bir sektör değil'
Tarımdaki en büyük problemin ölçek meselesi olduğunu belirten Yılmaz, çok küçük ölçekli işletmelerin verimsizlik getirdiğini ve maliyetleri artırdığını kaydetti
ANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 62'inci Hükümetin Programının AK Parti'nin 12 yıllık iktidarının çok özet yansımış hali olduğunu belirterek, "Geleceğe dönük olarak da hükümetin neleri, hangi perspektifte ve araçlarla yapacağını ortaya koyan son derece önemli bir dokuman" dedi.
Yılmaz, AK Parti'nin uzun bir süre istikrarlı bir şekilde iktidarda kalması dolayısıyla yoğun bir birikim üzerine yeni programlarını inşa ettiğini belirtti. "62. Hükümet Programı böyle bir program" diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
"Çok kapsamlı bir doküman. Bu kapsamlı dokuman bile aslında AK Parti'nin 12 yıllık iktidarının çok özet bir yansımış hali. Geleceğe dönük olarak da 62. Hükümetin neleri, hangi perspektifte ve hangi araçlarla yapacağını ortaya koyan son derece önemli bir dokuman. Toplumumuzun hükümete vereceği güvenin temelini aslında bu program oluşturuyor."
Türkiye'nin son 12 yılda büyük bir sıçrama yaptığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bu programda da aslında bunu özetliyoruz, son 12 yılda yaptığımız başarıyı özetliyoruz, 230 milyar dolardan 820 milyar dolara geldik, ihracatta 36 milyar dolardan 152 milyar dolara geldik, kişi başına gelirimiz arttı, enflasyonu tek haneli rakamlara indirdik, faizleri aynı şekilde. Devletin borçlanma maliyetlerini düşürdük artık borç batağında bir devletimiz yok. Hizmetlerimizi yükselttik, ulaşımdan, eğitimden, sağlıktan birçok alana kadar, kırsal alana kadar fakat bu yetmez diyoruz. Türkiye'nin ikinci bir atılım dönemine ihtiyacı var, bunun da yolu ekonomik politikalarımızı dünyanın geldiği bu şartlarda daha üst bir seviyeye çıkarmaktan geçiyor. Katma değeri daha yüksek bir üretim yapısı, teknolojiyi, bilimi daha fazla ticarileştiren, buradan katma değer üreten bir ekonomik yapı, bilgi tabanlı, teknoloji tabanlı bir yapı. İşte burada üniversite, sanayi işbirliğinden tutun, araştırma alt yapılarına yaptığımız yatırıma, eğitime, yine insan niteliğine yaptığımız yatırıma kadar birçok unsuruyla güçlü bir ekonomik yapı inşa etmek istiyoruz."
Yılmaz, kamu-özel ortaklığıyla eğitimden sağlığa birçok alanda yatırım gerçekleştirdiklerini söyledi. Sağlığın en önemli sektörlerden biri olduğunu, geçmişte belli yaşın üstündekilerin hastanelerde sıkıntı çektiğini, insanların rehin tutulduğunu, ilaç problemi yaşandığını anlatan Yılmaz, Türkiye'de bu anlamda adeta devrim yaşandığını belirtti.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Suyumuzdan, güneşimizden tüm kaynaklarımızdan yararlanacağız. Nükleer enerji konusunda ülke olarak geç kaldık. Bu hükümet döneminde çalışmalar başladı, meyvelerini önümüzdeki yıllarda alacağız inşallah. Daha kısa sürede sonuç alacağımız alan ise enerji verimliliği. Her alanda sanayiden ulaşıma, konutlara her alanda izolasyon sistemleri ile kadar enerji verimliliğini arttırmak durumundayız. Bu yeşil bir büyüme anlamına da geliyor aynı zamanda. Yani daha az karbon salınımıyla daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmak için enerjiyi verimli kullanmak durumundayız, bu da bizim temel hedeflerimizden bir tanesi."
"Ulaştırma, bütün sektörlerin alt yapısını oluşturuyor"
Ulaştırma sektörüne de değinen Yılmaz, ulaşım olmadan ticaretin, turizmin ve hizmetler sektörünün gelişemeyeceğini söyledi.
Ulaştırmanın bütün sektörlerin alt yapısını oluşturduğunu bildiren Yılmaz, "Türkiye'de bu kadar ekonomik büyüme sağladıysak, bu kadar iyi bir ortam oluşturduysak, burada ulaştırmadaki çok önemli atılımlarımızın büyük etkisi var. Bugün Şırnak'ta da havalimanı var, Bingöl'de de havalimanı var. Havalimanı lüks görülmemeli, oraya yatırımcı gitmeye başlıyor havalimanı olunca, turist gitmeye başlıyor, doktor, mühendis gitmeye başlıyor. Oradaki insanlar, dünya ve Türkiye ile çok daha fazla entegre hale geliyorlar. Dolayısıyla bu projeler sadece fiziki projeler olarak algılanmamalı. O yörenin bir anlamda sınıf atlamasını sağlayan, genel psikolojisini değiştiren projeler. Çok şükür bunlar bize nasip oldu, bunları yapmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.
"Tarım modası geçmiş bir sektör değil"
Tarımdaki en büyük problemin ölçek meselesi olduğunu belirten Yılmaz, çok küçük ölçekli işletmelerin verimsizlik getirdiğini ve maliyetleri artırdığını kaydetti. Yılmaz, "Tarım modası geçmiş bir sektör değil, aksine dünyanın geldiği bu noktada, dünya nüfusuna, kuraklığa, küresel ısınmaya baktığınızda gıda güvenliği anlamında da çok önemli olan tarım, dünya ticareti anlamında da çok önemli. Dolayısıyla, tarımı da yine bu programda geniş bir şekilde ele alıyoruz" dedi.
Birçok ülkede siyasi karışıklıklar olurken Türkiye'nin iyi bir performans sergilediğini belirten Yılmaz, "Ben inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda coğrafyamıza barış ve huzur geldiği zaman hem Türkiye çok daha hızlı bir gelişme seyrine girecek hem de bu coğrafyayla kurduğu ilişkiler çok daha güçlü hale gelecek" dedi.
"Muhalefet yapıcı eleştiri getirsin"
Hükümet programı üzerindeki görüşmelerin TBMM'de 4 Eylül'de yapılacağını ifade eden Yılmaz, "Muhalefet eleştirilerini o gün Meclis'te dile getirecek ve hükümet de buna karşı fikirlerini ifade etmiş olacak. 6 Eylül'de de güven oylaması yapılmış olacak. Temenni ederim ki muhalefet sloganik siyaset yapmasın, gerçekten yapıcı eleştiriler getirsin, biz, buna her zaman açığız. Bak şurayı unutmuşsunuz desin, şurayı geliştirebilirsiniz desin, yeni öneriler, yeni politikalar getirsin. Ama maalesef geçtiğimiz yıllarda pek bunu görmedik, daha çok sloganik siyaset, ideolojik birtakım söylemler üzerinden muhalefet yapıldı. Yeni Türkiye'nin yeni bir muhalefete ve muhalefet diline ihtiyacı var diye düşünüyorum" diye konuştu.