'Seçimi tamamlamadan Pinokyo'ya dönüşecek'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bingöl PTT Meydan'ında yaklaşık 10 bin kişiye seslendi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sürekli yalan söylediğini ileri sürerek, "Yalan söyleme konusunda utanmazlar, arlanmazlar yüzleri de kızarmıyor. Ama bu gidişle Ahmet Davutoğlu seçimi tamamlamadan Pinokyo'ya dönüşecek. Her gün burnu uzayacak. Yalan konuşa konuşa her gün Pinokyo gibi burnu uzayacak. Her gün bir yalan çirkin iftirayla meydan meydan dolaşıyor" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bingöl PTT Meydan'ında yaklaşık 10 bin kişiye seslendi. Demirtaş, ülkenin Kenan Evren anayasasından kurtulması gerektiğini belirterek, "Şu anki anayasa ne bize yakışıyor ne de tek bir yurttaşa yakışıyor. Bu anayasadan kurtulmadığımız müddetçe maalesef Türkiyede ne barışı, ne kardeşliği geliştirebilir. Yeni bir anayasa yapmamız lazım. Yani her birimiz böşörtülü olan, Alevi olan, Hıristiyan olan, Kürt olan, Türk olan, Çerkez olan herkesin eşit yurttaş kabul edildiği özgürlükçü bir anaylasa yapmamız lazım. Yani her biriniz anayasaya baktığınızda bu benim anayasamdır diyebilmelisiniz. Türkiye'nin hiç bir insanının ayırmayan anayasa yapmak lazım. Bu da ancak HDP mecliste olursa olabilir. Siz HDP'ye oy vermekle sadece bir partiye oy vermiş olmayacaksınız. Kimliğinizle, inancınızla, yaşam tarzınızla eşit ve özgür yurttaşlığa evet diyeceksiniz. HDP'ye mühür bastığınız an ben onurlu yurttaş olarak bu anayasada varım diyeceksiniz. Eğer ki, başarır ve güçlü şekilde parlamentoda olursak bizler artık Türkiye'nin rahat nefes alacağı ülkeye adım atmış olacağız. Bir kez Başkanlık gibi bir tehditten kurtulmuş olacak. Tek adamlık tehdidinden çıkıp tehdidinden kurtarmış olacağız ülkeyi" dedi.
Demirtaş, zorunlu askerlik konusuna değinerek, "Zorunluk askerlik meselesine gelince. Ben askerlik yapmak istemiyorum diyen bütün gençler için vicdani red hakkı. Ben askere gitmek istemiyorum ,örneğin bir sağlık kurumunda çalışmak istiyorum diyorsa o onun hakkıdır. Asker sayısını yarı yarıya azaltmak ve askeri harcamaları yani 60 katrılyon tasarruf sağlıyor. Askeri harcamayı yarıya yarıya sağlasak bile sağlıyor. Bizler bu ülkenin kaderini değiştirecek bir seçim sonucu ortaya çıkarabilirsek artık çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler, esnaflar emekliler her biriniz insan onuruyla nasıl yaşandığını göreceksiniz. İnsana kıymet değer vermek nedir onu hissedeceksiniz ve geçen 90 yıla hayıflanacaksınız" dedi.
"Başbakan Pinokya'ya dönüşecek"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun önceki gün Bingöl'de olduğunu hatırlatan Demirtaş, "Burada Başbakan. Bingöl halkının gözünün içine baka baka bir kez daha yalan söyledi. O değilmiydi Genç Köprüsü'nde 4 kişiyi infaz ettiren. Kendisine buradan tekrar hatırlatmak istiyorum. Ey Başbakan bak iki gün önce benim durduğum yerdeydin, 2 kilometre ötede senin emrinle 4 kişi infaz edildi. Ve, çıktın televizyonlarda dedin ki, hainler cezalarını buldular. Bizatihi talimat verdim, gereği hemen yapıldı dedin. Bak şimdi ortaya çıktı ki, balistik raporlarıyla ortaya çıkti ki, senin infaz ettirdiğin 4 kişinin Bingöl Emniyet Müdürü suikastiyle hiç bir alakası yokmuş. Ve sen utanmadan, sıkılmadan geldin burada Bingöl'de o infazları savundun yahu. Sen Bingöl'e özür borçlusun. Buraya çıkıp ey Bingöl halkı özür diliyorum demen lazımdı. Biz bir hata yaptık ya da bilinçli yaptık, ben bir talimat verdim Bingöl Köprüsü'nde 4 kişiyi infaz ettiler, katlettiler bundan dolayı pişmanım, özür diliyorum demen lazımdı. Ama gelip burada pişkince Bingöl halkının gözlerinin içine baka baka yalanlar söyleyip Bingöl halkına yalanlar söyleyip hakaret edip gerisin geri gittin. Bingöl halkı artık bunu bir görsün, elini vijdanına koysun ve 7 Haziran'da bunlara artık öylesine bir cevap versin ki, bir daha Bingöl meydanına çıkmaya utansınlar. Yalan söyleme konusunda utanmazlar, arlanmazlar yüzleri de kızarmıyor. Ama bu gidişle Ahmet Davutoğlu seçimi tamamlamadan Pinokyo'ya dönüşecek. Her gün burnu uzayacak. Yalan konuşa konuşa her gün Pinokyo gibi burnu uzayacak. Her gün bir yalan çirkin iftirayla meydan meydan dolaşıyor" dedi.
"Madem yüzde 50 oyunuz var işinize bakın"
Demirtaş, "Bir başbakan neden yalan konuşma ihtiyacı duyar" diyerek şöyle konuştu: "Mesela yüzde 50 oyumuz var diyorlar. Biz güçlü bir iktidarız diyorlar. Her gün anket açıklıyorlar oyları yüzde 48-50'ymiş. Madem öyle. Madem yüzde 50 oyunuz var. Niye HDP barajı geçmesin diye bu kadar uğraşıyorsunuz. Niye bizim üzerimizden yalan, çirkin iftiralarla bir seçim kampanyası yürütüyorsunuz. İşinize gücünüze bakın o zaman. Madem HDP barajın altında, madem sizin yüzde 50 oyunuz var. Hoş helal olsun kardeşim, hadi buyrun. Onlarda farkında. Saltanat gidiyor. 7 Haziran'dan sonra Hesap sorucular gelecek. Çaldıklarınız, vurduklarınız, öldürdükleriniz, kırdıklarınız, yaktıklarınızın hesabını soracak olanlar geliyorlar. O yüzden korkuyorlar, paniklemiş durumdalar. Valla kusura bakmasınlar. Her gün korkularını arttıracağız. Tek bir saniye rahat huzur vermeyeceğiz. Senin artık sarayında sana huzur yok kardeşim, kusura bakma. HDP var artık, HDP. Bu halkın adaletini, eşitliğini, kardeşliğini, barışını savunan HDP var artık. Ve biz kusura bakmasınlar her gün korkularını arttıracağız. Tek bir saniye rahat, huzur vermeyeceğiz. Senin o lüks sarayında sana huzur yok kardeşim. Ülkenin barışısını da bizler kuracağız."
Bingöl Dağları'nda kurşun yerine, kuş sesi duyulacak
Çözüm sürecinin bozulmasına izin vermeyeceklerini belirten Demirtaş, "Şüpheniz olmasın çözüm süreci çözüm masası demokratik barış süreci asla bozulmasına izin vermeyeceğiz. Barışın teminatı HDP'dir. İçiniz rahat olsun. Asla bu ülkede savaşın yeniden başlamasına izin vermeyeceğiz . AKP'nin geri adım atmasına, çark etmesine rağmen bu ülkede barışı sağlayacağız. Bingöl dağlarında kurşun sesleri değil, kuş sesleri olacak. Bunun teminatı biziz. Dolmabahçe mutabakatının teminatı sizsiniz. Çözüm süreci HDP'nin başarısıyla daha güçlü şekilde ilerleyecektir. Seçimi kazandığımız akşam sadece Ak Parti'yi yenmiş olmayacağız. Cumhurbaşkanı'nı, Başbakanı, 81 ilin valisin, emirlerindeki bütün kaymakamları, bütün yandaş medyalarını yenmiş olacağız. Sıradan bir güçle mücadele etmiyoruz. Güçlerini küçümsemiyorum ama bizimde Allahımız var, halkımız var çok şükür" dedi.
"Soylu'nun da boyunun ölçüsünü alacağız"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun Van'ın Başkale İlçesi'nde AK Parti İlçe Başkanı ve taraftarlarının HDP'ye geçmesinin bir tehdit sonucu olduğuyla ilgili iddialarına tepki gösteren Demirtaş, şöyle dedi: "Bunların bir tane Süleyman Soylu denen bir genel başkan yardımcıları var. Sabah akşam bize oradan tehditler savuruyor. HDP tehditle, korkutarak oy topluyor diyor. Bir kaç gün önce Van Başkale'de AKP'nin milletvekili adayları seçim çalışması için oraya gidiyorlar. Oradan bir grup esnafta tepki gösteriyor, protesto ediyorlar. Bunun üzerine oranın DBP ilçe eş başkanı da aralarında olmak üzere 5 kişiyi derhal tutukladılar, cezaevindeler şimdi. Senmisin AKP adaylarını protesto eden. Bunun üzerine HDP'nin ve DBP'nin yöneticilerin tutuklanması üzerine AKP Başkale İlçe Başkanı bütün yönetimle birlikte istifa etti ve HDP'ye geçtiler. Yani, 3-4 gün önce AKP ilçe başkanı olan İsmet Mühürcü bu olay üzerine istifa edip partimize geçti. Bu Süleyman Soylu, AKP'nin teşkilat sorumlusu. Dün açıklama yapmış demiş ki, Başkale ilçe başkanımızı tehdit ettiler, mecbur kaldı istifa etti, HDP'ye geçti. Ölümle diyor tehdit ettiler. 5 dakika önce İsmet Mühürcü'yü telefonla aradım. AKP'nin istifa eden Başkale ilçe başkanını telefonla aradım. Bak kardeşim dedim şimdi Bingöl mitinginde Bingöl halkının huzuruna çıkıyorum. Bana de ki, şu kadar küçük bir tehdit sana yapıldıysa Bingöl halkının huzurunda senden ve ailenden özür dileyeceğim dedim. Bana dedi ki, ben Bingöl halkına selamlarımı söylüyorum, ben yürekten HDP'ye geçtim. Severek isteyerek, gönülden HDP ile birlikteyim onu da Bingöl meydanında bizatihi söyle dedi. Az önce yalanları ortaya çıktı. Ey Süleyman Soylu sen buraları kafamıza yıkacak kadar bizi tehdit edeceğine, sen bizi baskıyla, zorla, diz çöktüreceğine inanacağına etrafındaki hırsızlara, etrafındaki yolsuzlukla boğazına kadar batmış olanlara bir çift laf etseydin senin Soylu olacağına inandırdık senin. Daha iki sene öce başka bir partinin genel başkanıydın AKP'ye atıp tutuyordu. Gece gündüz AKP aleyhine çalışıyordu, şimdi bir koltuk vermişler, o koltuğun esiri olmuş, o koltuktan bize sallıyor. Yahu merak etme 30 gün kaldı. Seninde boyunun ölçüsünü alacağız merak etme.
"Rabiayı artık hatırlamıyorlar"
Demirtaş, meydanlarda Rabia işaretleri yapıldığını belirterek, "Hatırlarsanız bunlar meydan meydan dolaşıp Rabia yapıyorlardı. Şimdi Rabia meydanını hatırlıyorlarmı?.Bak Mursi Mısır'da darbe ile düşürülen Mursi 20 yıl hapis cezası aldı. Çıtı çıkıyormu bunların. Ben Cumhurbaşkanına soruyorum meydan meydan dolaşıp Rabia'dan Mursi'den söz ediyordun. Bak 20 yıl adama hapis cezası verdi darbeciler. Ağzını almıyor Mursi'nin ismini artık. Mısır'ı ağızlarından duyamazsınız. Niye? mevcut yönetimle artık anlaşmak zorundalar. Artık darbecilerle, Mısır'daki darbe yönetimiyle mecburen barışma noktasına geldiler. Bu yüzden Mursi ve Rabia'yı anında bir kenara bıraktılar, anında sattılar. Asla konuşmuyorlar dikkat edin. Yahu 24 saat yatıp kalkıp onu anlatmıyormuydunuz vicdansızlar, hani? Satmak bunların geleneğinde var. Her şeyi satma üzerine kurmuşlar. Alma-satma. Onlarda her şey alınır satılır. Alınıp satılmayacak hiç bir şey yok onların nezdinde maalesef öyledir" dedi.
"Davutoğlu her halükarda artık olmayacak"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren Demirtaş, "Bu acemi Başbakan'da öbürünü taklit etmeye çalışıyor. Zannediyor ki, oda çok yalan söyleyince o da çok oy alır. O da, fukara başına geleceklerin farkında değil. Kazansa bir dert, kazanmasa bir dert. Onun durumunda olmak istemezdim vallahi. Seçim kazansa Başbakanlık gidiyor. Çünkü seçim kazansa başkanlık geliyor, Başbakanlık bitiyor. Seçim kaybetse istifa ediyor yine Başbakanlık bitiyor. Her halükarda artık Ahmet Davutoğlu denen bir başbakanımız olmayacak. Bu tuhaf bir şey değilmi? İlginç. Bu seçim sonucunun en ilginç tarafı bu olacak. Bunun farkında değil. Meydan meydan dolaşıyor, kime oy istiyor, kime niye istiyor fukara o da farkında değil. Bazen çok uğraşmayayım, yüklenmeyeyim diyorum ama zaten başında bir bela var. Zaten saraydaki onun burnundan getiriyor, bırakmıyor iki dakika Başbakanlığın tadını çıkarsın, bende uğraşmayayım diyorum ama o da durmuyor ne yapalım. Bakın Ahmet Davutoğlu, sayın Başbakan hiç bir yerde başkanlık yerde başkanlık sistemini savunduğunu gördünüz mü? Dedi ya seçim beyannamesine ben ellerimle başkanlık sistemini yazdım dedi. Peki, 25-30 tane miting yaptın. Televizyon programlarına çıktım. Bir tane de bile başkanlık sistemini niye savunmuyorsun?. Sende karşıysan gel beraber karşı olalım. Sende HDP'ye oy ver başkanlık sistemini birlikte durduralım. Atik ol, şeffaf ol ki, seni de kurtaralım senide. Yoksavallah gidicisin, başbakanlık bitiyor. Her harükalde başbakanlık gidecek ve sen tadını çıkaramadan maalesefkisenin koltuğun elden gidecek. Onu da kim yapacak HDP yapacak. onu da biz başaracağız" dedi.
"Hiç kimseyle ittifak yapmadık"
Hiç kimseyle ittifak yapmadıklarını söyleyen Demirtaş, "Çok şükür kimseyle ittifak yapmadık. Halkımızla gönül ittifakı yaptık. Hiç bir kirli işbirliğine asla girmedik. Kapalı kapılar ardında asla kirli pazarlıklara tenezzül etmedik. Ne söylediysek yaptık. Ne yaptıksa da onu da söyledik. Özü, sözü bir olduğumuz için halkla aramızda mesafe yok. o nedenle hakkımızda aynı sözü, aynı sözü, aynı türküyü söylüyebiliyoruz. O nedenle biz halkız, halk biziz bu nedenle halkla birlikte tek yürek olmuşuz. Eğer kirli ittifaklar yapmış olsaydık bunlar gibi, nasıl iktidara geldiklerini bilmiyormuşuz gibi bu paralel dedikleriyle 12 yıl ittifakı sanki bir yapmışız gibi meydanlara bizi suçluyorlar. Hiç kimse kusura bakmasın. Tek bir oyun kıymeti var. Kim bize oy verecekse baş göz üstüne. Biz oyumuza sahip çıkacağız. Kimse bize oy vermesin demeyiz. Ama kimseyle de oy üzerinden pazarlıklara girmeyiz. Bunu da herkesin bilmesi lazım. Meydanlarda ne söylüyorsak odur bundan emin olur. 7 Haziran akşamı da aynışeyi söyleyeceğiz. 8 Haziran'da da aynısını savunmaya devam edeceğiz. ve Türkiye, 13 yıl aradan sonra ilk defa bu muktedirin, bu kibirlinin, bu kendini bilmezin, kendini halkın üzerinde görenin balkon konuşmasını dinlemeyecek. İnşallah artık kurtulduk artık balkon konuşmalarından" dedi.