'Ölümü şüpheli, mezarı açılmalı'

Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili raporunu tamamladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Devlet Denetleme Kurumu'nun hazırladığı rapora göre 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü şüpheli bulundu. Yine rapora göre Özal'ın mezarının açılıp otopsi yapılması gerektiği belirtiliyor...

Devlet Denetleme Kurulu'nun, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatıyla ilgili hazırladığı raporda, cumhurbaşkanlarına sunulan sağlık hizmetlerinin kapasitesi ve kalitesiyle ilgili ciddi sorunlar bulunduğu belirtilerek, "Merhum Turgut Özal'ın geçmiş sağlık bilgileri ve yoğun program trafiği bilinmesine rağmen derhal müdahaleye uygun ve yeterli sağlık personeli, ekipmanı ve donanımlı bir ambülansın bulundurulmamış olması kabul ve izah edilebilir bir yönetim anlayışı ve uygulaması değildir.

Bu açıdan, merhum Turgut Özal rahatsızlandığı anda kendisine ne gerekli vasıfta ilk müdahale yapılabilmiş ne de uygun bir şekilde ve tam zamanında hastaneye götürülebilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Denetleme Kurulu'nun Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatıyla ilgili raporunda, Özal'ın saç telleri üzerinde bugüne kadar herhangi bir inceleme yapılmadığı belirtilerek, "Dr. Cengiz Aslan tarafından şüphe/hatıra gerekçesiyle alınan saç tellerinin, alınış tarzı ve sebebi, bugüne kadar nasıl ve nerede muhafaza edildiği gibi hususlar yeterince açık olmamakla birlikte günümüzdeki teknolojik imkanlar nazara alındığında, merhum Cumhurbaşkanı'nın alınan saç tellerinin üzerinde inceleme yapılmasının, şüpheli ölüm iddialarının aydınlatılmasına katkı sağlayabileceği değerlendirilmiştir" ifadesi kullanıldı.

Devlet Denetleme Kurulu'nun Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatıyla ilgili hazırladığı raporda, "Görevi başında ve ani şekilde ölen bir Cumhurbaşkanının ölümü her zaman 'şüpheli' bir ölümdür. Bu itibarla ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla herhangi bir otopsi ve/veya Köşk yerleşkesinde delil tespiti benzeri işlemlerin yapılmamış olması tam anlamıyla 'akıl tutulması' ile izah edilebilecek bir durumdur.

Öyle ki mezkur akıl tutulması dönemin ilgili devlet organlarına ve merhumun yakınlarına tam anlamıyla hakim olmuştur. Bunun sonucunda da ölüm nedeninin belirlenmesi konusunda gerek doktorlar ve aile üyeleri tarafından gerekse yargı organları ve diğer devlet ricali tarafından otopsi yapılması konusunda gerekli ihtimam ve tavır gösterilmemiştir" ifadeleri kullanıldı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir