'Ne için imza atmadığımız bellidir'

Başbakan Davutoğlu, Suudi Arabistan'da Türkiye'nin imzalamadığı bildiriye ilişkin, ''Amerika'nın ne istediği ne kadar belliyse bizim niçin imza atmadığımız da o kadar bellidir'' dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

''ABD Başkanı'nın açıkladığı yeni bir takvim var, buna ilişkin Türkiye'den beklentiler var, IŞİD meselesinde gelinen nokta nedir, Türkiye, bu koalisyonun neresinde olacak'' sorusu üzerine Davutoğlu, hareketli günler yaşandığını, tarihin çok hareketli aktığını, zamanın hareketli bir devinim içinde olduğunu söyledi.

Obama'nın IŞİD stratejisini yeterli buldu mu?

Davutoğlu, Obama'nın açıkladığı IŞİD stratejisini yeterli bulup bulmadığına ilişkin bir soru üzerine, bunun, stratejinin ne kadar kuşatıcı ve sadece güvenlik parametreleri değil, siyasal parametreleriyle desteklenip desteklenmediğine bağlı olduğunu vurguladı. 

Sahipsiz kitlelere sahip olabilecek ve onların sözcüsü olabilecek insanlara meşru yollar açılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Meşru yoldan kasıt, Suriye rejimi eğer devlet olarak devam edecekse yüzde 12'lik bir kesimin elinde olarak; bu yüzde 12 Sünni de olabilirdi, diğerleri Şii olurdu hiç önemli değil, o zaman da Sünniler idare edemezdi Suriye'yi. Siz, hala 'Bu yüzde 12'lik yapı bütün istihbaratı, bütün orduyu, bütün devleti kontrol edecek, diğerleri de parya gibi yaşayacak' derseniz, bu sürmez artık" diye konuştu. 

Davutoğlu, şöyle konuştu:

''Bu bölgede yapılar çok kırılgan, bir kere sarsılmaya başlarsa deprem fay hatlarıyla diğer yerlere de süratle yayılır. Eğer bunu kontrol altına tutmak icap ediyorsa ki icap ediyor, Suriye krizinin bir an önce çözülmesi lazım. Çünkü Suriye, Suriye belki doğal kaynaklar bakımından değil ama stratejik bakımdan bölgenin en önemli bölgesi. Neden? Bir yönüyle Irak'a bir taraftan komşu, bir taraftan Lübnan'a komşu, bir taraftan Filistin ve İsrail'e komşu. Diğer taraftan Türkiye ve Ürdün var. Bu üç komşunun, üçü de birisi etnik ve mezhebi bakımdan çok yapılı Irak gibi, Lübnan gibi. Filistin'de de zaten bir işgal ve süregiden bir uluslararası bir problem."

"Suriye krizi kontrol altına alınmazsa ciddi depremler yaşanır"

"Suriye krizi kontrol altına alınmazsa buraların hepsinde çok ciddi depremler yaşanır" diye anlatmaya çalıştıklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Başta önce Esad'e anlatmaya çalıştık 8-9 ay, dinlemedi anlamadı. Zannetti ki dünya hala, bölge hala 80'li 90'li yıllarda babasının demir yumrukla ezdiği, Hama, Humus dönemlerinde yaşıyor, yani 1982 yılında Soğuk Savaş şartlarında. Neredeyse yalvardık, ' bu gidişat kötü, ülkenizle ilgili çok ciddi sıkıntılar var, hepimiz etkileniriz, şu reformları yapın'. 6-6.5 saat hep bunları konuştuk. Dinlemedi bizi çok ciddi zulümler ortaya çıktı.''

''ABD'nin Irak'ta bıraktığı silahlar IŞİD'in eline geçti''

Irak'ta Maliki için çok eleştirildiklerini hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:''

''O zaman Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın uyarıları, dünya önünde uyarılar yaptı. İçeride ne kadar eleştirildik. Kılıçdaroğlu, kalktı gitti Bağdat'a, Maliki'nin elini sıktı. Türkiye sırf bizi rahatsız etmek için. Ne oldu? Sonunda  Maliki'nin o politikaları, Irak ordusunun Musul'dan her şeyi bırakarak kaçmasına yol açtı. Her şeyi bırakmanın önemi şu: bıraktığı şeyler IŞİD'in eline geçti. Bütün dost ülkelere muhalefeti destekleyelim derken, 'ya muhalefete giden silahlar başka ellere geçerse' diye haklı bir kaygı var. Ama şimdi Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca en sofistike silahlar, IŞİD'in eline geçti. Burada, altını küremediğiniz zaman, problemi zamanında çözmediğiniz zaman bir sonraki döneme alacağınız tedbirin çıtası yükseliyor. Maalesef bugün böyle bir durumla karşı karşıyayız''

"Rejim durmazsa radikalleşme artacak uyarısında bulunduk"

Diğer ülkelere ''eğer bu rejim durmazsa radikalleşme artacak" uyarısında bulunduklarını bildiren Davutoğlu, bunu, hem İran ve Rusya gibi  Suriye'nin dostu ülkelere anlattıklarını hem de eskiden beri Suriye'yi eleştiregelen ve kendilerinin Suriye ile geliştirdikleri iyi ilişkileri eleştiren başta ABD olmak üzere Batı ülkelerine anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. 

''Biz sınırımızda radikalleşme istemeyiz''

Radikalleşmenin büyük tehdit olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Biz sınırımızda herhangi bir terör yapılanması,  radikalleşme istemeyiz. Ama bunun sebeplerine inmedikçe ve bunun sebepleri ortadan kaldırılmadıkça, bir grubu tasfiye edersin, başka bir grup çıkar'' dedi.

"Onları Sayın Kerry ile de konuştuk"

Davutoğlu, terör tehdidiyle sadece Irak'ta mücadele edilir, Suriye'de de ihmal edilirse daha büyük bir krize yol açılacağına işaret etti.

İstense de istenmese de Irak, Suriye ve Lübnan'ın ortak bir gerilim hattına, fay hattına dönüştüğünü belirten Başbakan Davutoğlu, "Birini onarayım diye sınırlı bir şey yaparsanız, öbür tarafta daha büyük bir depreme sebebiyet verirsiniz. Bunun bir bütün olarak ele alınması ılımlı, mezhepçi, etnik milliyetçi olmayan yani Arap, Kürt, Türkmen milliyetçisi olmayan unsurların bir araya getirilmesi lazım. Bu unsurlar bir araya gelecek ve yeni bir siyasi inisiyatif gelişecek. Bir siyasi inisiyatif de askeri olarak desteklenecek, olması gereken bu" değerlendirmesini yaptı. 

Davutoğlu, Irak'ta bir hükümet kurulduğunu ve kendilerinin de tebrik ettiğini anımsatarak "Destek vereceğimizi ifade ettik, göreceğiz. O hükümet eğer kucaklayıcı, içselleştirici bir tutum takınırsa ve Anbar, Musul, Selahattin Diyala Hattındaki Sünni nüfusu sistemin içine tekrar çekmeyi başarırsa Irak'ın birliği, bütünlüğü korunur. Kürt yönetimine dönük olarak uyguladığı ambargoyu kaldırıp, maaşları ödemeye başlarsa tekrar merkezi hükümet... Ama bir hükümet düşünün ki kendi toprağı olduğu iddia ettiği bir bölge yani Kürt bölgesine maaş ödemiyor, 8-9 aydır maaş ödemiyor. Bu devleti nasıl bir arada tutmak mümkün? Onları bugün Sayın Kerry ile de konuştuk" ifadesini kullandı.

"Kendi tutumumuzda bir yanlışlık görmüyorum"

"Amerika'nın şu anda ortaya koyduğu perspektif, sorunun çözümü için sizce yeterli görünmüyor mu?" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bir şekilde güvenlik tedbirleri gerekli ama düzen kurmak için yeterli değil. Düzen kurmaktan kastım, siyasal istikrarı temin etmek için. Hele hele bazı yerlerde, şu gibi bir kanaat var ki bu başka bir felaketin önünü açmak. NATO Zirvesi'nde bunun dile getirildiğini duyduk, bunu muhataplarla da paylaştık; 'IŞİD'i yok etmek için Esad ile işbirliği yapalım.' Bu ne demek biliyor musunuz? Bütün o şu anda muhalefeti, IŞİD'e kaymamış ılımlı muhalefeti bile IŞİD'e itmek demek. Esad ile işbirliği yapıldığını bildiği anda Özgür Suriye Ordusu bünyesindeki ve IŞİD'den de hoşlanmayan, hatta nefret eden kesimleri dahi oraya doğru itmek anlamına gelir. Ortadoğu halkları, artık iki kötüden birini tercih etmek gibi bir kaderle karşı karşıya bırakılmamalı. Niye iyi bir alternatif olarak ortaya koyamıyoruz?" 

Bu konularda ilginizi çekebilir