'Malezya uçağını İranlı kaçırdı' iddiası
On ülkenin havadan, denizden, uydu üzerinden ve deniz altından yaptığı bütün aramalara rağmen kayıp uçaktan henüz haber alınamadı
KUALA LUMPUR - Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'dan Çin'e giderken üç gün önce kaybolan yolcu uçağına sahte pasaportla binen yolcunun İranlı bir sığınmacı olduğu belirlendi.
Polis Şefi General Halid Ebubekir, Almanya'ya gitmeye çalışan 19 yaşındaki sığınmacının herhangi bir terör grubu ile bağlantısı olduğunun sanılmadığını açıkladı.
Ebubekir, yetkililerin İranlı gencin Almanya'nın Frankfurt kentinde yaşayan annesi ile temas kurduklarını belirtti.
Uçağa sahte pasaportla binen diğer yolcunun kimliği ise henüz belirlenemedi.
Malezya Havayolları'na ait Boeing 777 uçak, cumartesi günü Kuala Lumpur'dan Pekin'e giderken 227 yolcusu ve 12 mürettebat üyesi ile radardan kaybolmuştu.
On ülkeden uçaklar, gemiler ve ekiplerin katılımı ile havadan, denizden, uydu üzerinden ve deniz altından yapılan arama çalışmalarından henüz sonuç alınamadı.
Yolculardan ikisinin bilet almak için sahte pasaport kullandığının ortaya çıkması, olası bir terör eylemini akla getirmişti. Söz konusu iki yolcunun Pekin üzerinden Amsterdam'a gitmek için Tayland'daki bir seyahat acentesinden bilet aldığı belirlenmişti.
Arama çalışmalarının Malacca Boğazı'na kadar genişletildiği öğrenildi.
Hiçbir şeyin gözden kaçmadığı bir çağda koca uçak nasıl ortadan kaybolur?
Bilgisayar teknolojisi ile hemen her şeyi eşzamanlı takip etmenin olanaklı olduğu, arabalardaki ve akıllı telefonlardaki GPS ile herhangi birinin konumunun anında tespit edilebildiği bir çağda, 239 kişiyi taşıyan bir yolcu uçağının ortadan kaybolması ve üç gündür bulunamaması tüm dünyada tartışma konusu oldu.
Avustralya'daki Queensland Üniversitesi Uzay Mühendisliği Bölümü'nden Michael Smart, "İnsanoğlu, her ne kadar uzaya da çıksa, uydu ve bilgisayar teknoloji ile olan biten her şeyi takip etmeye de çalışsa Dünya, çok büyük bir yer. Okyanusun ortasında kaybolan bir uçağı ya da gemiyi, eğer bir nakliye rotası yakınlarında değilse bulmak çok zor olabilir" dedi.
Malezya Sivil Havacılık Başkanı Azharuddin Abdülrahman, "Eğer Boeing 777, havada patlamış olsaydı şimdiye çoktan bulurduk. Uçak herhangi bir aerodinamik nedenden havada parçalanmış olsaydı basıncın düşmesi nedeniyle deniz üzerinde kanat, gövde, kuyruk gibi büyük parçaların bulunması gerekirdi. Devasa bir yolcu uçağı, havada patlayıp toza dönüşmez" diye konuştu.
Abdülrahman, uçağın bilinen son konumu çevresindeki 185 kilometrelik bir alanda 34 uçak, 40 gemi ve yaklaşık bin kişi ile arama çalışmalarının devam ettiğine dikkati çekti.
Uçağın U dönüşü yaparak rotasından çıkmış olabileceğini, arama yapılan yerden çok farklı bir bölgeye düşmüş olabileceğini belirten uzmanlar ise uçağın son sinyal alınan yerden yüzlerce kilometre uzakta olabileceğine dikkati çekti.
Uçağın önünde sonunda bulunacağını söyleyen uzmanlar, 1958'te başlayan havacılık çağında sadece birkaç uçağın enkazının bulunmadığını anımsattı.
Peru'daki Faucett Havayolları'na ait bir Boeing 727, Eylül 1990'da Atlantik Okyanusu sularına gömülmüş ve bir daha bulunamamıştı. Bir diğer Boeing 727 de Mayıs 2003'te Angola'dan kalktıktan sonra kayıplara karışmıştı.
2007'de 102 yolcusuyla Malezya ile Vietnam yakınlarında bir bölgeye düşen Endonezya uçağının bulunması bir haftadan uzun sürmüştü.
Atlantik Okyanusu'na 2009 yılında düşen ve 228 kişiye mezar olan Fransız Havayolları'na ait uçağın enkazı da ancak iki yıl sonra bulunabilmişti. Kanatları kopan ancak gövdesi zarar görmeyen uçak, hala Atlantik Okyanusu'nun dibinde duruyor.