'KCK için de geçerli olabilir'
İşler, "Birtakım haklarında karar verilmeyen insanlar da diğer davalardan 5 yıl içeride yattığı için serbest kaldı. KCK konusunda da aynı durum söz konusuysa, onlar için de olabilir" dedi
ANKARA - Partisinin Mamak ilçe başkanlığı seçim koordinasyon toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, fezlekelerin mecliste okunmasını ve milletvekillerine de açılmasını istedi. Bu açıklamalara ne dersiniz" sorusuna İşler, fezleke konusunda Meclis'in 19 Mart günü olağanüstü toplanacağını söyledi.
CHP ve diğer muhalefet partilerinin siyasi şov yapmak için meclisi olağanüstü toplantıya çağırdığını söyleyen İşler, "Biz zaten meclisten kaçan bir parti değiliz. Bizler de o gün mecliste olacağız" ifadesini kullandı.
Bu işin kuralı gereği fezlekelerin sadece genel kurulun bilgisine sunulacağını daha sonra da genel kurulun kapanacağını belirten İşler, şöyle konuştu:
"Dosyaların içeriğinin gönderilmesi aslında usulsüz bir uygulama. Dolayısıyla orada savcı bunu yaptı ve yine yanlış bir icraata imza attılar. Aslında fezlekelerin meclise gönderilip daha sonra komisyon kurulduktan sonra komisyon, o dosyaları isteyebilirdi ama dosyaların da meclise gönderilmiş olduğunu öğrendik. Dolayısıyla orada da bir yanlış uygulama var. 19 Mart günü meclis açılacak, fezlekeler genel kurulda okunacak ve ondan sonra meclisin kapanması gerekmekte. Dosyaların içeriği konusunu zaten internette de yayınladıklarını duyduk. Dolayısıyla değişecek bir şey yok. Bunun tamamen ben bir siyasi şov olduğunu düşünüyorum."
"Yargı içerisindeki çeteleşme bunu yapmadı"
"Ergenekon davasıyla ilgili bazı tahliyeler gerçekleşti ve buna paralel olarak da Sayın Arınç'ın bir değerlendirmesi oldu. 'KCK tutukluları da serbest bırakılmalıdır' gibi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz" sorusuna İşler, "Ergenekon davasında mahkeme kararını verdi. Normalde mahkemenin gerekçeli kararını 15 gün içerisinde yazması gerekir. Ama bu yargı içerisindeki çeteleşme maalesef bunu yapmadı ve 7 ay geçmesine rağmen gerekçeli karar yazılmadı" şeklinde cevap verdi.
İşler, bunun üzerine İlker Başbuğ'un kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle başvurduğu Anayasa Mahkemesinin tahliye kararı verdiğini belirtti. İşler, şunları kaydetti:
"Ergenekondaki serbest kalmalar, tahliyeler 'Bunlar, beraat etti anlamına gelmemekte'. Çünkü davalar sürüyor. Burada esas itibarıyla yargının vazifesini yerine getirmemesi söz konusu. Bundan dolayı bu tahliyeler yaşandı. Anayasa Mahkemesinin kararı emsal teşkil etti ve diğer tutuklular da serbest kaldı. Bir de uzun tutukluluk meselesi var. Uzun tutukluluk 10 yıldı. Bu çok uzundu, insan haklarına aykırıydı. Bundan dolayı Anayasa Mahkememizin daha önce almış olduğu karar gereği bunun düşürülmesi gerektiği kararını ortaya koydular. Biz de hükümet olarak son yaptığımız düzenlemelerle onu 5 yıla indirdik. Birtakım haklarında karar verilmeyen insanlar da diğer davalardan 5 yıl içeride yattığı için onlar da serbest kaldı. KCK konusunda da aynı şey, durum söz konusuysa, geçerliyse onlar için de olabilir ama bilmiyorum onlar da tutukluluk süresi 5 yılı aşan var mı? Onlar müracaat edecekler, yargı mahkemeler kararını verecek elbet."
"Savcı getiriyor hakimin önüne, hakim imzalıyor"
Kendilerine yargı darbesi yapıldığını belirten İşler, bu darbeyi yapanların devletin içine sinsi sinsi yerleşip, organize hale geldiklerini kaydetti.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) bir açıklama yaptığını anımsatan İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar sadece 2002-2013 yıllarında 509 bin insanımızı dinlemişler. Bunların içinde siyasetçiler, devlet adamları, bürokratlar, yargıçlar, savcılar var. Ne kadar kalburüstü insan varsa, Türkiye'ye emeği geçen insan varsa herkesi dinlemişler. Başka 217 bin tane mahkeme kararı çıkarmışlar. Yani hakimin, savcının işi yok oturmuş otomatiğe bağlamış, savcı getiriyor hakimin önüne, hakim imzalıyor. Bu çeteleşme değil de nedir? İşte bizim mücadele ettiğimiz, 'paralel yapı' dediğimiz yapı, bu yapı. Bununla mücadelemizi başlattık.