'İsrail'e gereken cevabın verilmesi için çalışacağız'
Başbakan Davutoğlu, İsrail'in Mescid-i Aksa baskınını kınayarak "Uluslararası toplumun en aktif cevabı vermesi için gerekli çalışmalarda bulunacağız" dedi
ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, barış kenti olması gereken Kudüs'ün İsrail'in tutumu sebebiyle çatışmaların, zulümlerin, barbarlığın sergilendiği bir şehir haline dönüştüğünü belirterek "Mescid-i Aksa'ya bütün dünyanın, Müslümanların. Bütün insanlığa Mescidi Aksa ve Kudüs'e sahip çıkma çağrısında bulunuyorum. Kudüs tek bir dinin hakimiyet alanı haline dönüşüp, diğer kutsal mekanlar böylesine barbarca bir tutumla ayaklar altına alınırsa Ortadoğu'da barışı temin etmek, tesis etmek mümkün olmaz" dedi.
Davutoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığında aldığı brifingin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye'nin siyasal ve ekonomik olarak yükselen bir güç olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu durumda Türkiye'nin istihbarat anlayışının da zihniyet ve hedef olarak farklı olması gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yani mukabil aktörlerin devlet olduğu durumlarda söz konusuyken bugünkü riskler devlet yapılanmasının zayıflaması sonrası ortaya çıkan terör, aşırı gruplar ve istikrarsızlıktan beslenen etnik ve mezhebi radikal unsurlar dahil olmak üzere çok daha farklı bir alana yayıldı. İstihbaratın tehdit analizleri ve bu tehditlere karşı alacağı tedbirlerin de istihbari yapılanmanın da değişmesi gerekiyor.
"Yepyeni bir döneme giriyoruz"
Teknolojik istihbarat, siber güvenlik bağlamındaki istihbarat ve diğer alanlardaki istihbarat yapılanmaları da dahil olmak üzere yükselen bir güç olarak Türkiye'nin ihtiyaçlarına tekabül eden yapısal, işlevsel bütün reformlarına destek veren istihbarat, 21. yüzyılda en değerli araçtır. Ne kadar çok bilgiye sahipseniz, ne kadar bu bilgi çeşitlenmiş ve farklı alanlara sirayet etmişse karar alıcılar o kadar doğru kararlar alırlar, o kadar resmi doğru görürler. İstihbarat eksikliğinin olduğu ortamlarda alınan kararlar siyasi riskleri beraberinde getirir, askeri güvenlik riskleri beraberinde getirir. O zaman bizim yeni konjonktüre hitap edecek şekilde bir yapı değişikliğe gitmek ihtiyacımız vardır. Son dönemde bu değişim büyük ölçüde yaşandı. Gerek terör tehdidi karşısında iç ve dış istihbaratın koordine edilmesi gerekse dış istihbarat bağlamında Türkiye'ye dönük risklerin minimize edilmesi yanında Türkiye'nin birçok önemli inisiyatiflerinde ciddi kaynak teşkil eden bilgi ihtiyacının karşılanması anlamında yepyeni bir döneme giriyoruz."
"Türkiye Filistinli kardeşlerimizin yanında oldu"
Başbakan Davutoğlu, İsrail askerlerinin Mescidi Aksa'ya yaptıkları baskına ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu ayrıca bir değerlendirmeye ihtiyaç bile hissetmeden tam bir barbarlıktır. Dünyanın her yerinde kutsal mekanlar, hele hele Mescid-i Aksa gibi bütün Müslümanların ilk kıblesi olma niteliği yanında bütün dinler açısından da kutsal olan ve insanlığın en kutsi mekanlarından birine yapılan bu saldırı, küstahlık en şiddetli şekilde mukabele görmesi gereken bir tutumdur. Türkiye her zaman Filistin davasında Filistinli kardeşlerimizin yanında oldu. Her zaman Kudüs davasının ve Mescid-i Aksa davasının Türkiye'nin Ortadoğu politikasındaki en temel prensiplerinden, ilkelerinden biri olduğunu vurguladık.
"Kutsal mekanlar böylesine barbarca bir tutumla ayaklar altına alınırsa"
Kudüs bir barış kenti olması gerekirken İsrail'in bu tutumu sebebiyle çatışmaların, zulümlerin, barbarlığın sergilendiği bir şehir haline dönüşmüştür. Mescid-i Aksa'ya bütün dünyanın, Müslümanların, bütün insanlığa Mescid-i Aksa ve Kudüs'e sahip çıkma çağrısında bulunuyorum. Kudüs tek bir dinin hakimiyet alanı haline dönüşüp, diğer kutsal mekanlar böylesine barbarca bir tutumla ayaklar altına alınırsa Ortadoğu'da barışı temin etmek, tesis etmek mümkün olmaz."
Başbakan Davutoğlu, İsrail'in bölgedeki gelişmelerden fırsat bulup böyle bir olayı gerçekleştirdiğini belirterek "Burada ciddi bir fırsatçılık var. Dikkatlerin Suriye'ye, Suriye'de de Halep'deki olaylara değil, sadece Kobani'ye çevrildiği bir dönemde ve herkesin böylesine yönlendirildiği bir dönemde İsrail'in yaptığı dikkatlerin dağılması sebebiyle Kudüs'te sürdüregeldiği asimilasyon ve Kudüs'ün kimliğini değiştirme politikasında yeni bir adımdır" dedi.
İsrail'i kınadı
Davutoğlu, İsrail'in tutumunu şiddetle kınadıklarını, uluslararası alanda gereken her türlü inisiyatifi alarak İsrail'in bu tutumu karşısında uluslararası toplumun en aktif cevabı vermesi için de gerekli çalışmalarda bulunacaklarını bildirdi.
Çözüm Süreci
"İmralı ile görüşmelerde aksama olup olmadığı ve HDP'nin bu görüşmelerle ilgili yaptığı başvuruya" ilişkin bir soru üzerine, HDP'nin son dönemlerde dikkatleri dağıtan açıklamalarda bulunduğunu, Türkiye'nin Çözüm Süreci'yle başka hiçbir ülkenin cesaret edemeyeceği ölçekte bir adım attığını ifade eden Davutoğlu, bunun Ortadoğu'da yaşanan çatışma ortamında tek başarı hikayesi olduğunu, katkıda bulunabilecek herkese bunun için ellerinden geleni yapmaları için çağrıda bulunduklarını söyledi.
Davutoğlu, hükümeti kurar kurmaz bunu Çözüm Süreci'yle mekanizmasıyla bir yapıya kavuşturduklarını, çerçeveye oturttuklarını anımsatarak, daha sonra İmralı'ya gidiş gelişler ve yol haritası konusunda paylaşımlar olduğuna dikkati çekti.
"HDP sürekli hükümete ev ödevi çıkarmaya kalkmamalı"
Aldıkları cevabın, 6-7 Ekim olaylarında şiddete yapılan çağrı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, kendisinin yaptığı görüşmede bunları çok açık ifade ettiğini, ne yapılması gerektiğini dile getirdiğini anımsattı.
Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"HDP sürekli hükümete ev ödevi çıkarmaya kalkmamalı kendi ev ödevini dürüstçe yapmalı. Nedir o ev ödevi? Daha geçen sene 2013 Mayıs'ında silahlarını terk ederek Türkiye'den çıkması beklenen silahlı grupların, unsurların ve daha sonra da silahsızlanmanın, silahı bırakma anlamında bir aşamaya gelmesi lazım. Neredeyse 1,5 yıl geçti. Bunun yerine eğer o silahlı unsurlar şehirlerimizin üzerinde bir baskı unsuru haline dönüşecekse o zaman bir niyet tazelenmesine ihtiyaç vardır. Çok açık söylüyorum: Çözüm Süreci için atılması gereken her adımı atmaya, her kararlı tutumu de sergilemeye hazırız. Ama sürekli oyalamalarla, yurt dışındaki olayları bahane ederek Türkiye içinde bu süreci zamana oynama tarzında, ziyaretler, gidiş gelişlerle bir taraftan onları yapacaksınız, diğer taraftan alanda Çözüm Süreci'nin doğasına aykırı eylemlerde bulunacaksınız, bunun ikisinin bir arada sündürülmesi çok güç bunu ifade ettik."