'İş koçluğu' sistemi 2011'de geliyor

Ankara Sohbetleri'nin konuğu İŞKUR Genel Müdürü Kemal Biçerli, "iş koçları"nın işsize rehber olacağını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - İŞKUR, yeniden yapılandırma çalışmalarının ardından, mesleki eğitim programları ve kısa çalışma ödemeleriyle kriz döneminde ön plana çıkan İŞKUR, kaynaklarının artırılmasıyla 2011'de eğitim ve iş aracılığı faaliyetlerini geliştirmeye hazırlanıyor. Hazırlık sürecinde, eğitim faaliyetlerinin niteliğinin artırılması yanında disiplin altına alınması yönünde de düzenlemeler ön plana çıktı. İŞKUR Genel Müdürü Doç. Dr. Kemal Biçerli, Ankara Temsilcimiz Barış Ferit Parlak ve arkadaşımız Mehmet Kaya'nın sorularını yanıtladı.

- Mesleki eğitim, kriz döneminin en önemli araçlarından biri olarak gündeme geldi ve uygulandı. Yüzbinlerce kişi, eğitime katıldı. Gelecek dönemin planlarını konuşmadan önce, genel bir çerçeve çizebilir misiniz? Neler yaptık, hangi aşamadayız?

Hakikaten eğitimsizlik, Türkiye'nin önemli bir sorunu. İŞKUR geçen yıl 167 bin kişiye eğitim verdi. Bu yıl da sayının 180-200 bin arasında olmasını bekliyoruz. Türkiye'nin, mesleki eğitimde ciddi açığı var. İşgücünün yüzde 60'a yakın kısmı, lise altı eğitimli. Bunlara genel liseyi de katarsanız herhangi bir vasfı olmayan kişilerin oranı, bir hayli artıyor. Ülkede ciddi bir niteliksizlik var.

Yapısal bir sorun bu. Aynı anda iki şeye şahit olabiliyoruz. Biri 'ne iş olsa yaparım' diyen bir kitle var. Öte yandan işadamları da 'ara eleman bulamıyoruz' diye karşımıza çıkıyor. İşte bu, tam, tipik bir yapısal işsizlik.

Bununla mücadele etmenin tek yolu eğitim seviyesini yükseltmek. Bu ise orta ve uzun vadede Milli Eğitim Bakanlığı'nın tedbirleriyle mümkün. Kısa vadede yapılabilecekler ise yaygın eğitim programlarıdır ki bunu da İŞKUR eliyle yapıyoruz. 2011 için bütçemizin artması daha iyi imkan sağlayacak. İşgücünün nitelik düzeyinin yükseltilmesini bir seferberlik olarak görüyorum.

Bu imkanı iyi değerlendirir birkaç yıl içinde işgücünün büyük bir kısmını beceri kazandırma eğitimleriyle vasıflandırırsak Türkiye'nin rekabet edebilirliğine ciddi katkı sağlarız diye düşünüyorum. Gelecek dönemde UMEM (Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi) çerçevesinde, yılda 200 bin kişiye sanayi eğitimi verilecek. İddialı bir hedef. Ama ulaşabileceğimizi zannediyorum.

- Eğitimde UMEM projesi ağırlıklı bir yer tutmaya başladı gibi görülüyor..

UMEM (Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi) projesinde de MEB ile çalışmak durumundayız. Bunun dışında, hizmetler sektörü için vereceğimiz kurslarda, özel kurslarla ve hatta geçenlerde bu konuda yönetmelik değişikliği yaptık, üniversiteler ile de işbirliği içinde olacağız.

Sanayi kurslarımızı 2011 itibariyle UMEM okullarında yapmaya gayret edeceğiz. Çünkü 106 milyon liralık kaynak aktarıldı. Seçilen 111 okulda donanım iyileştirildi, 6 bin eğitici eğitimden geçirildi. Bu kadar yatırım yapılmışken, sanayi kurslarını başka yerlerde yapmak istemiyoruz. Ama hizmetler sektöründe geçmiş yıllarda olduğu gibi MEB dışında özel eğitim kurumları ve işyerleri ile de kurslar düzenleyeceğiz.

Özel eğitimlerde istihdam garantisi

- Özel eğitim kuruluşlarından hizmet alımında performans sorunu yaşanıyor mu? Eğitime katılan kişilere, beceri kazandırma yanında istihdam edilmeleri de isteniyor mu?

Elbette.. Bu senenin geçen senelerden farkı şu olacak, 2011 yılından itibaren İŞKUR kursları biraz daha fazla istihdam odaklı olacak.

Geçen yıl örneğin, özel eğitim kurumlarıyla verdiğimiz eğitimlerde istihdam garantisi aranmıyordu. İstihdam garantisinin arandığı durumlarda da garanti süresi bir aydı. Bunu değiştirdik. Eğer biz bir eğitimi firmada veriyorsak yüzde 50 istihdam garantisi istiyoruz. Özel eğitim kurumları da yüzde 20 istihdam garantisi vermek zorunda. İstihdam süresi daha önce, 1 aydı ve göstermelik olabiliyordu. Bunu, kurs süresi kadar ve en az üç ay şeklinde karara bağladık. Değişikliği biraz da açıkçası, burada bir pasta var, pastadan pay alalım düşüncesiyle türeyen çantacı veya merdiven altı eğitim kurumlarının önünü kesmek için yaptık, inşallah muvaffak olacağız.

- Kalifiye işçilerin belgelenmesi, eğitim standardı sorunu var... İşgücünün "pazarlık" gücü hala sınırlı...

Mesleki yeterlilik sistemi yeni gelişiyor. Biz İŞKUR kurslarını da MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) ile entegre olarak vermeye çalışacağız. Burada sınav ve akreditasyon merkezinin olmaması bir eksiklik. Bunlar kurulur kurulmaz, bizim İŞKUR sertifikalarımız MYK tasdikli de olacak. Akreditasyon merkezleri konusunda çalışmalar var. Henüz hayata geçirilmiş değil. MYK 294 tane meslek standardını hazırladı, bunun 127 tanesi Resmi Gazete'de yayınlandı. Biz de hazırlanan meslek standartlarında kurslarımızı buna paralel yapacağız. Her türlü sıkıntıya karşılık sadece kurs vermek için çalışmak doğru değil. Sonuçta kamu kaynağı kullanılıyor.

Geçen yıl 306 milyon TL bütçe ayrıldı ve tamamını kullanamadık. Bu yıl da benzeri bir durumla karşı karşıya kalacağız. Bu yıl 509 milyon TL ayrılmıştı, gelecek yıl biraz daha artacak.

İş koçları, işsize rehber olacak

- Eğitim orta-uzun vadede sonuç veriyor. Tabii ki İŞKUR'un aracılık faaliyetleri hemen çözüm bekleyenler açısından, en önemli unsur. Klasik hizmetlerin biraz çeşitlendirilmesi ihtiyacını siz de gözlemiyor musunuz?

Evet bu alanda da yeniliklere ihtiyacımız var. Mesela, iş danışmanlığı hizmetine ihtiyaç var. Biz, önümüzdeki dönemde bu alanda hizmet alımı yapabiliriz. Bu da bir aktif işgücü programı. Üstelik aktif işgücü programlarında en etkili, en ucuz olanı. Mesleki eğitim programları iş danışmanlığına göre 7 kat daha pahalı. Türkiye'de ciddi manada 'iş danışmanlığı' açığımız var. Çok etkin biçimde bu hizmetin verilebildiğini söyleyemem.

İş koçluğu sistemine önümüzdeki yıl ağırlık vereceğiz. Bu sistemde işsizler için bireysel istihdam eylem planı yapacağız. Tek tek işçiler ele alınacak, görüşmeler yapılacak, kişisel beceri ve yetenekler, hangi mesleğe uygun oldukları konusunda testler yapılacak. Yeni bir test mekanizması arayışı içindeyiz, oluşturunca İŞKUR'da devreye alacağız. BAile hekimliğinin iş piyasasına uygulanmış hali denilebilir.

İş koçları sahaya da inecek

İş koçları zamanının bir kısmını ele aldıkları işsizlerle sohbet ederek, kişilik özelliklerini sınayarak geçirecekleri gibi, kalan kısmında sahaya çıkacaklar, bu kişilere uygun iş var mı, yok mu onu arayacaklar. Sosyolog, psikolog, çalışma ekonomisi, endüstri ilişkileri uzmanları istihdam etmeyi düşünüyoruz. Kafamızdaki sayı önümüzdeki yıl bin tane iş koçu istihdam etmek. Bunun hukuksal boyutunu oluşturuyoruz. Bu politikanın işlemesi için ekonominin iyi gidiyor olması lazım. Şu anda uygun konjonktürdeyiz diye düşünüyorum.

- İş koçları nerede hizmet verecek?

İŞKUR ofislerinde mi çalışacaklar, anlaşma yapılan başka yerlerde İŞKUR logosuyla mı çalışacaklar bu konuları netleştirmeye çalışıyoruz.. Bu uygulamayla İŞKUR'un iş danışmanlığı kültürünü kazanmasını istiyorum. Normal modern kamu istihdam kuruluşlarında, çalışanların yüzde 70'i iş danışmanı niteliğinde. İŞKUR'da bu tarz bir yapılanma şu an itibariyle yok. Uzun süredir kuruma uzman alınmıyordu, geçen hafta 50 uzman yardımcısı aldık. Bunu gelecek yıllarda yeni 150 uzman yardımcısı kadrosuyla takviye edeceğiz.

- İŞKUR'un beyaz yaka olarak nitelenen uzmanlaşmış kadrolara, yönetim birimlerine yönelik de aracılık faaliyeti planınız vardı. Klasik hizmetlerinizden uzaklaşmış olmayacak mısınız?

Bu alanda da çalışmamız gerekiyor. İŞKUR'un şimdiki imajı, beden işçilerinin yoğun olarak başvurduğu, o işlerin sağlandığı bir kurum niteliğinde olması. Aslında bu şu an için bir sorun değil. Ama aşağıdan yoğun bir şekilde gençler geliyor.

Okullaşma oranı artıyor, eskiden sadece varlıklı ailelerin çocukları okurken, şimdi herkes imkanlarını zorlayarak çocuklarını okutuyor. Türkiye'de sınıf atlamanın en önemli vasıtalarından biri eğitim. Bundan 10 sene sonraki işgücü piyasası çok farklı olacak.

- Özel istihdam bürolarına ihtiyacı vurguladınız, gelişmelerini desteklemek için ne gibi bir yaklaşımınız var?

Biz özel istihdam bürolarını da biraz daha aktif kullanma peşindeyiz. Belki de büyük ölçüde özel istihdam bürolarından alacağız. Özel istihdam büroları işe eleman yerleştirdikçe onlara bonus verecek düzenlemeleri oluşturmaya çalışıyoruz.. Bir kişiyi işe sokarsanız bonus verilecek, belli bir dönem işte kalırsa bonus artacak. Özel istihdam bürolarımızın sayılarının ve etkinliğinin artması doğrusu beni mutlu eder. Tek derdim var, samimiyim; Türkiye'nin işsizi iş bulsun.

- Kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişliyor, denetimler bir sorun olarak görünüyor?

Kriz döneminde çok başarılı bir şekilde uygulandı ve işe yaradı. Bu uygulama 2009 yılında 192 bin kişinin işini korumasına yardım etti. Burada da suiistimal olabilir ama suiistimaller sistemin özünü sorgulamamızı gerektirecek ölçüde değil. Sektörel ve bölgesel kısa çalışma ödemesi gelmesiyle bir sıkıntı doğacağı kanaatinde değilim.

Sanayide çalışma koşulları ağır

- Kurslara yönelik en önemli endişeniz nedir?

Birçok branşta, kurs almaya istekli işsiz bulmakta, güçlük çekiyoruz. Yani, sanayiye yönelik eğitimlerde sıkıntımız var. İnsanlar biraz daha beyaz yakalı ve ona yakın işlerdeki eğitimleri tercih ediyorlar. Büro yöneticiliği, sekreterlik, masa başı işler. Kapıda bekleyip güvenlik hizmeti vb... Bu işler kabul görüyor, efor, ter, kir içeren işler çok fazla dikkate alınmıyor.

Burada bizim çözemediğimiz bir sıkıntı var. Kelimeleri dikkatle seçerek söylemek durumundayım. Aslında değerlendirmeyi iki yönlü yapmak lazım. Bu kurslara gelmek istemeyen işsizleri eleştirebilirsiniz. Ama sanayide çok uzun saatler çalışmayla karşı karşıyayız. Türkiye OECD ülkeleri içinde uzun saatler çalışma bakımından birinci.. Haftada 52-53 saat çalıştırılabiliyor işçiler. Bu kimi zaman yasaların zorlamasıyla, yoğunlaştırılmış iş haftalarında 60 küsur saatlere kadar çıkabiliyor. Ücret seviyesi de çoğu durumda çok parlak değil. Sonuçta herkes kendi maksimizasyonunu arıyor. İşçi fayda, işveren kar maksimizasyonu için çalışıyor ve böyle bir durum çıkıyor. Bu sıkıntıyı aşarsak Türkiye'de ciddi manada bir eğitim atağı bizi bekliyor.

- Nasıl aşılacak?

Kısa vadede çözüm zor. Bu, bir düzgün iş sorunu. Ekonominin gelişmesiyle, kayıt altına alınmasıyla ilgili bir kavram. Kayıtdışılık birkaç yıl öncesine

kadar yüzde 49 seviyesinden yüzde 44 seviyesine geriledi. Burada kayıtdışı istihdamla ilgili yoğun mücadele devam ediyor. İşgücünün eğitim seviyesi ve verimliliği yükseliyor. İster istemez bunun ücret seviyesine de etkisi olacak. Hemen olmayabilir ama uzun vadede olacak. Dolayısıyla ben düşük ücret sorununun giderilmesinin biraz zaman alacağını, ama orta-uzun vadede mutlaka çözüleceğini düşünüyorum. Bu eğitimlerden umulan şey de bu. Eğitimsiz işçileri çok kötü koşullarda çalıştırabilirsiniz., çünkü, 'ne iş olsa yaparım' demektedir. Oysa, eğitimli ise, benim sertifikam var, bana bu ücreti veremezsiniz diye pazarlık edecektir.

BİÇERLİ'nin dikkat çektikleri

Ferit B.Parlak

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) kriz dönemine kadar kanuni ve fiziksel altyapısıyla yetersiz kalıyordu. Kurumda yeniden yapılandırmaya ihtiyaç duyuluyordu.

Artık klasikleşti ama her alanda olduğu gibi, kriz dönemi, İŞKUR için de fırsat oldu. İstihdam teşvikleri, kısa çalışma ödeneği, mesleki eğitim kursları ve işsizlik sigortası ödemeleri, İŞKUR'u kriz dönemi boyunca gündemde tutunca, Kurum hummalı çalışmalarla değişime soyundu. İŞKUR Genel Müdürü Kemal Biçerli ile "teoriyi pratikle birleştirebilen akademisyen" kimliği ile değişimi ve değişimin Türk ekonomisine getireceklerini konuştuk.

Biçerli'nin "Sanayide ücretler düşük, çalışma saatleri uzun, işsizler bu nedenle bu alandan kaçınıyor" şeklindeki tespiti düşündürücü. Bu tespit, "Her yıl sanayi için 200 bin kişi eğitilecek." hedefine ulaşmak için, "Sanayi de çalışmak isteyen kursiyer bulabilir miyiz? " sorusunun sorulmasını sağlıyor. Kısacası İŞKUR'daki umut verici değişimde 'kusursuz başarı' için, birbirine bağlantılı ekonomi sisteminde topyekün bir değişim gerekiyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir