'İki Limon Satsam Daha İyi' uzmanlığa, saygıya davet ediyor
İki Limon Satsam Daha İyi kitabının yazarı Tekeoğlu, Yıllardır Dünya, Bugün, Finansal Forum, Akşam, Platin, Retail Türkiye'de yazılar yazmaktayım. Gençlere kendi kariyerimi ve özel hayatımdan kesitleri sunarak yol gösterici olmayı arzuladım” diyor
İki Limon Satsam Daha İyi kitabının yazarı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, “25 sene özel sektörde, 5 senedir de film yapımcılığı, akademisyenlik ve danışmanlık alanında uğraş vermekteyim. Yıllardır Dünya, Bugün, Finansal Forum, Akşam, Platin, Retail Türkiye'de yazılar yazmaktayım. Sanırım yeterince birikim oluştu. Gençlere kendi kariyerimi ve özel hayatımdan kesitleri sunarak yol gösterici olmayı arzuladım” diyor.
Nurdan Tümbek Tekeoğlu. İş kadını, girişimci, akademisyen, sivil toplumcu, film yapımcısı ve şimdi de yazar.
“25 sene özel sektörde, 5 senedir de film yapımcılığı, akademisyenlik ve danışmanlık alanında uğraş vermekteyim. Yıllardır Dünya, Bugün, Finansal Forum, Akşam, Platin, Retail Türkiye'de yazılar yazmaktayım. Sanırım yeterince birikim oluştu. Gençlere kendi kariyerimi ve özel hayatımdan kesitleri sunarak yol gösterici olmayı arzuladım” diyen Nurdan Tümbek Tekeoğlu, “Aslında gençler bizden daha ileride. Öyle çok bilmiş hocalar ya da profesyoneller gibi parmağını kaldırıp, bu böyledir, şu şöyledir demek istemedim. Benim kariyer öykümden belki kendilerine bir çıkarımda bulunurlar diye ümit ettim” diye ekliyor. “İki Limon Satsam Daha İyi” isimli kitabını editörü Fulya Öztürk ile toparladığını söyleyen Tümbek Tekeoğlu, “Sanırım samimi bir kitap oldu. Hiçbir iddiam yok. Kitap ikinci baskıyı yaptı ve çok sevindim” yorumunu yapıyor. Sözü Nurdan Tümbek Tekeoğlu’na bırakalım ve bir bakıma kitabını oluşturan uzun ve başarılı kariyer yolculuğunu kendinden dinleyelim:
İş yapış biçimleri değişti
“İnternetin yaygınlaşması ile birlikte iş yapış biçimlerimiz değişti. Bilgiye ulaşmak artık kolay, fakat önemli olan bilgiyi işleyebilmek, işimize yarayan çıkarımlarda bulunabilmek. Uzmanlaşma arttı. Beslenme psikolojisi ile uğraşanlar, wellness koçları, oyun yazılımları uzmanları, moda blog yazarı gibi konusunda uzmanlaşmış insanlar ortaya çıkmaya başladı. Artık öyle bir döneme giriyoruz ki insanlar iş aramayacak, işveren konusunda uzman, işinin ehli profesyonelleri arayacak. Peter Drucker'in de yıllar önce yazdığı gibi ömürler uzadı, şirketlerin ömrü kısaldı ve insanlar artık ikinci kariyerlerini oluşturma peşinde. Yeniden üniversiteye gidip, master, doktora yapıyorlar. Öte yandan geleneksel bazı çalışma metotları da unutuldu. Yüz yüze iletişim gibi. İnternet bir ürün ya da hizmeti satmanıza hizmet etmez. Alıcıyı ziyaret ederek, yüz yüze iletişim metotları ile ikna etmeniz lazım. Arkadaşım Taner Özdeş'in satış kitapları bu konuda çok yol gösterici. Gençlerin hoşuna gitmeyecek, ama ne yazık ki dünyada en etkili iletişim halen yüz yüze iletişim, zira onlar internet üzerinden iletişime bayılıyorlar.”
Biz uzmanların boşuna mı saçı ağardı?
“Kitap fikri şöyle ortaya çıktı. Bir gün Burgazada'dan İstanbul'a deniz otobüsü ile giderken, iletişimci Berna Sağlam ile sohbet ederken, kendisi herkesin iletişim ve pazarlama işinden anladığını sandığını ve müşterilere işinin inceliklerini anlatırken ikna etmek için zorlandığını ve pazarda iki limon satsaydı böyle bir ikna sürecini yaşamak zorunda kalmayacağını söyledi. Ben de “İKİ LİMON SATSAM DAHA İYİ” isimli bir köşe yazısı yazdım. Bu başlığı kitabımın da başlığı olarak seçtim. Herkes her işi biliyor sanki. İnternet var ya. Peki biz uzmanların boşuna mı saçı ağardı? Buna bir son vermeli. Farklı meslek dalları hakkında bir fikriniz olabilir, ama o dalı meslek olarak icra etmediyseniz, fazla da ahkam kesmemeli değil mi? Herkesin uzmanlığına saygı duymalı ve iyi bir dinleyici olmalı. Ben 50 yaşında halen dinliyor, öğreniyor, kendimi geliştiriyorum. Sağ olsun Destek Yayınlarının sahibi Yelda Cumalıoğlu ile aynı yayın evinde yönetici Vahit Uysal beni yüreklendirdi ve bu kitap ortaya çıktı.”
Geleceği parlak yönetici adaylarına fazla yatırım yapılmaz
“Başarılı bir yönetici olmak için sabırlı olmak ve takım arkadaşlarınızın eksiklerini iyi anlayıp, eğitim ve yönlendirme ile hedefl erinizi gerçekleştirecek düzeye getirmelisiniz. Genellikle yöneticiler koltuklarını kaybetmekten korktuklarından geleceği parlak görünen yönetici adaylarına fazla yatırım yapmazlar. Tabii çok çalışmak, okumak ve kendini geliştirmek, seyahat etmek, çok gezmek ve görmek de ayrıca önemli. İyi ve istikrarlı bir aile hayatı çok önemli. Spor, hobiler kendinizi rahatlatmaya yarayan diğer uğraşılar.”
Muhafazakar bakış açısı kadını girişimci olmaktan alıkoyuyor
“Türkiye'de en modern ailelerde bile erkek, eşinin iş hayatına atılmasını desteklemiyor. Böyle çok arkadaşım var. Yıllar yıllar sonra iş kadını olabildiler. Yazık değil mi geçen yıllara? Gelenekler, kültür ve muhafazakar bakış açısı kadını girişimci olmaktan alıkoyuyor. KAGİDER bu konuda çok güzel çalışmalara imza atıyor. Türkiye'de girişimci kadın oranı yüzde 8. Bu oran Avrupa'da yüzde 50'nin üstünde. Eğitim ve kültür seviyesinin düşük olması, gelenek ve görenekler, muhafazakar bakış açısı, kreş gibi altyapı yatırımlarının yetersiz olması, kadının genellikle kayıt dışı, aileye destek olmak için çalışması, kadınlara teknoloji ve internet konusunda eğitimlerin verilmemesi, halen okur yazar olmayan kadınların olması, kız çocuklarının okula gönderilmemesi, başörtülü kızlarımızın yıllarca üniversitelere adım atamamış olmaması ve toplumda kariyer anlamında geri kalması ve daha birçok faktör düşük istihdamın nedenleri arasında.”
Kadınların yönettiği bir dünya süper olurdu
“Ben ayrımcılıktan yana değilim. Keşke kadın ve erkek eşit şartlarda, eşit ücretle çalışabilse ve birlikte üretse. Daha fazla kadın istihdamı ve daha fazla kadın girişimci ülkelerin milli gelirini arttırırdı. Bu rakamlarla ispatlanmış zaten.”
Girişimci olmak, kendi işini kurmak isteyen gençlere tavsiyeler
“Artık bilgi serbest, herkes ulaşabiliyor. Melek yatırımcılar, KOSG parlak fi kirlere ve girişimcilere yatırım yapmaya gönüllü yüzlerc adamı ve iş kadını, kitlesel fonlama platformları var. Önemli olan h edebilmek ve sonra gerçekleştirebilmektir. Ben de fi lm yapımcısı olmayı hayal ettim ve başardım. Dünyanın en zor işi, fakat zevkle işimi devam ettiriyorum. 5 yıl içinde 3 belgesel ve bir de uzun metrajlı fi lm yaptım. Tabii ki eski gazeteci, şimdiki yönetmen olan eşim Orhan Tekeoğlu'nun da desteği inanılmazdı. Kendisi ile birlikte kurduğum Medya Ton isimli yapımcılık fi rmamızla projeleri hep birlikte gerçekleştirdik. Öyle Sevdim ki Seni, Düşlerinin Adası, Sıra Dışı İnsanlar hep hayal edildi ve sonra da gerçekleştirildi. Hayal ederken, ayakların da yere basması ve fi krin fi nans planının mantıklı bir şekilde yapılması gerekli. Sürekli öğrenmelisiniz.”
Genç profesyonellere tavsiyeler
“Meslek örgütlerine, sivil toplum örgütlerine ve sosyal ortamlara girip, olabildiğince çevre geliştirsinler, fakat bu tanışıklıklarını devam ettirsinler. Önemli bir işadamı ya da iş kadını ile tanışıp, kartvizitini alıp, dosyalarına kaldırmasınlar. Bayramlarda, yılbaşında bir mail, bir mesaj veya bir mektup ile kendilerini hatırlatsınlar. İlişkilerini ilerletsinler. Erkek dünyasında yılmasınlar, mücadele etsinler. Sürekli trend yazarlarını okusunlar, eksik kaldıkları yönlerde kendilerini eğitimlere katılarak geliştirsinler. Çok seyahat etsinler ve bilgi ve görgülerini arttırsınlar. Fakat asla hırslı olmasınlar, azimli olsunlar. Hırs zarar verir. Keskin sirke küpüne zarar verir.”