'İhracatta 160 milyar doları geçeceğiz'

Ekonomi Bakanı Zeybekci, 2013 sonu itibari ile 152 milyar dolarlık ihracata gelindiğini anımsatarak, "Bu sene Türkiye 160 milyar doları geçecek. Yani 162 milyar dolar seviyesine gelecek" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SAMSUN - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Samsun temasları kapsamında önce Vali İbrahim Şahin'i makamında ziyaret etti. Daha sonra Samsun Serbest Bölge'de incelemelerde bulunan Zeybekci, ardından Samsun AK Parti İl Başkanlığı tarafından Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde düzenlenen il danışma toplantısına katıldı. 

Zeybekci, 2002 yılında Türkiye'nin 36 milyar dolarlık ihracattan 2013 sonu itibarıyla 152 milyar dolarlık ihracata geldiğini anımsatarak, "Bu sene 2014 yılında Türkiye 160 milyar doları geçecek. Yani 162 milyar dolar seviyesine gelecek. Türkiye büyümede de dünya rekorları kırıyor. Türkiye çok başka bir noktaya geldi. Türkiye bütün bu başarıları, bütün bunları dünyada ham maddesini başkalarının kontrol ettiği, enerji dünyasını başkalarının kontrol ettiği, çocuklarımızın oyuncaklarının ne olacağını, onların hayal kahramanlarının ne olacağını, tişörtlerinin, çantalarının, kalemlerinin üzerine hangi hayal kahramanlarının yer alacağını yani tüketim alışkanlıklarının başkalarının belirlediği ve tüketim ağlarının kontrol edilemediği bir dünyada bu başarıyı sağladı. İşte sancı bu" diye konuştu. 

"Teröristin bile gururu olur"

Konuşmasına Hakkari'de meydana gelen saldırıda şehit olan askerleri anarak başlayan Zeybekci, şöyle konuştu: 

"Bu topraklarda sebebi ne olursa olsun, vesile olan veya sonuçlarına katlanan her kim olursa olsun, ne şekilde olursa olsun, yere düşen her can bizim kanımızdır. Akan kan kardeş kanıdır. Bunu yapanlar da bu milletin birliğine, dirliğine, vatanına, bayrağına, maneviyatına, bağımsızlığına, bütün kutsal değerlerine, insanlarına ve insanlık onuruna kasteden hainlerdir. Bunların insanlıkla alakası olmaz. Teröristin bile gururu olur. Teröristin bile bir onuru olur ama emanet diye bir şey vardır. O coğrafyadaki kardeşlerimize emanet edilerek şehirde sivil olarak savunmasız bir şekilde dolaşan yavrularımıza hain şekilde saldırıp onları şehit edenler terörist olacak kadar onurlu bile değildir." 

Zeybekci, "Bu millet tarihinde asla dizlerinin üzerine çökmedi. Bu millet asla ve asla topyekun esareti kabul etmedi. Bu millet aman demedi. Millete aman dedirtmek isteyenler, bu milleti yıldırtarak ihanetlerinin sonuçlarını sağlamak isteyenler binlerce yıldan beri başaramadıklarını asla ve asla başaramayacaklardır. Bu topraklarda son ocak sönmeden bu emellerini başaramayacaklar" ifadelerini kullandı. 

Çözüm süreci 

Çözüm süreci ile bölgede kalkınmanın başladığını, bölge insanının artık yüzünün güldüğünü ifade eden Zeybekci, "Ben PKK olsaydım, ben eğer bölücü örgüt olsaydım, bu barış sürecine, bu çözüm sürecine, bu kardeşlik, birlik ve beraberlik sürecine razı olmazdım. Çünkü halk kabul etmiş, insanlar kabul etmiş. Büyük bir heyecan olmuş. Herkes diyor ki 'bu sefer olacak bu'. Artık cesaretli bir şekilde konuşulmaya başlanmış. Yatırım iklimi oluşmaya başlamış birçok yerde. İnsanların önce bakışları değişmiş, yüzlerinin ifadesi değişmiş. Ben de PKK'lı olsaydım bu değişime müsaade etmezdim. Çünkü altındaki zemin kayıyor" diye konuştu. 

Zeybekci, askerleri şehit edenlerin niyetlerinin ülkeyi bölmek, kardeşliği bitirmek, vatana, bayrağa, millete, birlik ve beraberliğe ihanet olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: 

"Bu süreci provoke edenler, sabote edenler onlardır. Bu süreçle ilgili her kim ki çıkıp da diyorsa 'her şey iyi ama', 'ama' diyen haindir, onu da söyleyeyim. Onların derdi bu ülkenin bölünmesi. Bizim derdimiz birlik, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz. Onun için bu tuzaklara da düşmeyeceğiz. Bu oyunlara düşmeyeceğiz. Bu oyunlar asla ve asla başarılı olmadı, olmayacak. Ta ki Allah göstermesin, 'Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak'. Bu kadar net söylüyoruz. Herkes de buradan ne alacağı varsa, ne mesaj alacağı varsa bu mesajı alsın. Kurucu Genel Başkanımızın, liderimizin, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi topyekun hep beraber AK kadrolar olarak kefenimizi giydik de çıktık bu yola sonuna kadar. Nereye varırsa varsın, siyasi olarak faturası ne olursa olsun." 

 "Faiz oranı yüzde 4'ler seviyesine geldi"

Türkiye'nin son 13 yılda nereden nereye geldiğini anlatan Zeybekci, "Türkiye'nin 2013 mayıs ayında faiz oranı 45 yılın en düşük seviyesine gerileyerek 6.2'ye kadar düştü. Faiz oranı yüzde 4'ler seviyesine geldi. O Türkiye IMF'ye olan bütün borçlarını 14 Mayıs 2013 günü kapattı. O Türkiye dünyanın en uzun köprüsünü Marmara Denizi'nin üzerine yapmaya başladı" dedi. 

"Bir zamanlar kültür coğrafyası, kardeş coğrafyasına 5 bin, 10 bin dolar bile veremeyen Türkiye bugün dünyanın en büyük bağışçısı olan ülke haline geldi" diyen Zeybekci, "Dünyanın milli gelirine oranla ABD'den bile çok daha fazla açık ara fazla. Rakama döktüğünüz zaman ABD ve İngiltere'den sonra üçüncü ülke haline geldik. O Türkiye'nin Türk Hava Yolları dünyada en çok noktaya uçan birinci hava yolu haline geldi" ifadesinde bulundu. 

Türkiye'nin artık tabi olunan bir ülke konumuna geldiğine vurgu yapan Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye'nin o 5 milyar dolar bile olmayan dış ticaret hacmi bugün 480 milyar dolar. Türkiye bugün dünyanın satın alma gücü paritesine göre 16. büyük ekonomisi, milli gelire göre 17. büyük ekonomisi, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi. Türkiye olarak biz dostlarımıza bunu söylüyoruz. Türkiye ile derin işbirliği ve stratejik ortaklık diyorsak eğer bütün bu ilişkileriniz ekonomik bir ortaklık temeline dayanmıyorsa, onun üzerine oturmuyorsa bunun sürdürülebilirliği yoktur. Her şey olabilirsiniz. Çok iyi dostlar olabiliriz ama ortak olmak başka bir şey. Herkes ortak olamaz. Eğer ortak isek üzerine her şeyi inşa edebilirsiniz. Türkiye artık çok başka bir noktaya geldi. Türkiye destanlar yazdı." 

Zeybekçi, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Türkiye'de 2002'de vergi gelirlerimizin yüzde 85'i faize gidiyordu. Bizim adamların elinden ne aldık biliyor musunuz? Vergi gelirleri misli ile 4-5 kat arttı. Yüzde 85'ten o faizin vergi gelirlerinin içindeki pay yüzde 15'e düştü. Milli gelirimizin bu ülkenin topyekun milli gelirinin yüzde 15'i faize gidiyordu . Bugün yüzde 3'e düştü. Bu ülkenin bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 14 seviyesindeydi. Bakın bütçe açığınızın milli gelire oranı 2013 senesinde yüzde 1,2'ye düştü. 2014 senesinde dünya standartlarından çok daha farklı hale gelecek. Yüzde 1'in altına düşecek. Kavga bu. Artık bu memleketin, bu milletin kaynaklarına, imkanlarına sülükler yapışmıyor. Bu ülkenin değerleri artık birileri tarafından emilmiyor. Emiliyor da eskisi kadar coşkulu, iştahlı değil. Öyle güldür güldür akmıyor onlara bağlanan o hortumlardaki damarlara giden şeyler. Artık sahipleri var. İşin başında sahipleri var. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Aynı şeyi istiyorlar, Türkiye yeniden karışsın." 

"Türkiye fazla oldu" 

"Türkiye açıkçası fazla oldu" diyen Zeybekci, şöyle konuştu: 

"Onun için geçen sene mayıs ayında başlatılan, ağaç bahanesi ile Taksim'in yayalaştırılma projesine gösterilen o gösterileri biliyorsunuz, Gezi olaylarını biliyorsunuz. Gezi olayları sırasında Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız Kuzey Afrika'daydı. Gezi olayları o Taksim Platformu temsilcileriyle o günkü Başbakan Vekilimiz Bülent Arınç, onlarla İstanbul'da bir görüşme yaptı. Görüşmeden çıktıktan sonra basının karşına çıkarak bir açıklama yaptı. Biz de saf saf bekliyoruz, 'Taksim'deki yayalaştırma projesi iptal edilsin, ağaçlar kesilmesin' gibi çevre ile ilgili böyle duyarlılık içeren bir açıklama bekliyoruz. Onlar 3. havaalanı iptal edilsin, 3. köprü inşaatı iptal edilsin, nükleer santraller iptal edilsin, ekonomik ne varsa Türkiye'de ne kadar iptal edilmesini istedikleri proje varsa, o projeyi yapanların tamamını 17 Aralık'tan sonra başlayan süreçte bunların mal varlıkları dondurulsun, durdurulsun diye 17 Aralık ve 25 Aralık'ta, ihalelerin projelerinde mahkemelerden 15 dakikada çıkardıkları kararlarla üçüncü havaalanını, üçüncü köprüyü, tüp geçidi, nükleer santrali, İstanbul-İzmir otoyolu geçitleri ve köprüleri, Türkiye'nin ne kadar gelecek ile ilgili projesi varsa tamamını yapan müteahhitlerin mal varlıklarını ve faaliyetlerini durdurma kararı çıkardılar." 

"Türkiye tabi olunan bir ülke haline gelmiştir" 

Zeybekci, şu ifadeleri kullandı: 

"Türkiye çok oluyordu, Türkiye'yi durdurmak lazım. Bütün bunları ele alırsanız, izlerinden mutlaka bir yerlere varırsınız. Biz gelmedik diyoruz. Böyle gideceğiz, öyle devam edeceğiz. Uyanık olacağız. Uysal dediysek koyun gibi uysal değiliz. Öyle boynumuzu da uzatmayız her yere. Dostun da kim olup olmadığını iyi bileceğiz. Yanılmayacağız, dostlarımıza ve kardeşlerimize sahip çıkacağız. Bu ihanet operasyonunun baş aktörlerini iyi belirleyeceğiz. Bu millete ihanetin hesabını hukuk ve demokrasi içerisinde mutlaka soracağız. Bunu yaparken de kardeşlerimizi inceltmeyeceğiz. Masum bir şekilde hizmet anlamında buna destek veren bütün kardeşlerimizin başımızın üzerinde yeri vardır ama aklını, vicdanını ve ruhunu birilerine emanet ederek kiraya verenlerden bunların hesabını soracağız. Türkiye artık 'şunu yaparsam birileri ne der' diyen bir ülke değil. Türkiye tabi olunan bir ülke haline gelmiştir." 

Türkiye'yi artık hiç kimsenin eskisi gibi suiistimal edemeyeceğinin altını çizen Bakan Zeybekci, "Türkiye'yi hiç kimse eskisi gibi en ufak bir dalga ile provoke edemeyecek. Türkiye'yi hiç kimse ekonomik krize sürükleyemeyecek. Emin olun artık bu millet anladı. Artık bu millet biliyor ve farkında. Bu memlekette asla ve asla siyasi mühendislik yapılarak siyasi krizlere asla ve asla müsaade etmeyecek. Her kim ki bu memlekette siyaset yapacaksa, hukuk ve demokrasi standartları içinde kalmaya gayret edecek ve öğrenmek de zorunda." 

"Muhalefet problemi" 

Bakan Zeybekci, en büyük problemlerinin muhalefet problemi olduğuna değinerek, şunları kaydetti: 

"Muhalefetin iktidar olamama ümidi. Muhalefetin bugün iktidar olabilme ümidi var mı? CHP'li kardeşlerimize, arkadaşlarımıza soruyorum. Allah aşkına söyleyin. Peki CHP'nin iktidara normal yollardan gelebilme ümidinin olmadığı hallerdeki tehlikeyi biliyor musunuz? Yoldan geçen ne kadar anti demokratik, hukuk dışı şeyler varsa hepsinin peşine takılıp gidiyorlar. Artık Türkiye'nin yeni bir anayasa, yeni bir sisteme mutlaka ihtiyacı vardır. Bizim sistemimizde Türkiye güçlü bir iktidar üretiyor ama güçlü bir muhalefet üretemiyor.  

Yeni bir sistemle, anayasa ile güçlü bir muhalefet üreten bir sistemi kurmak zorundayız. O da yeni anayasadır. O da kim ne derse desin başkanlık sistemi, iki parlamentolu sistemdir. Yüzde 51'le seçilenin olduğu yerde yüzde 49'la seçimi kaybeden bir muhalefetin olması durumunda bütün bu sıkıntıların ortadan kalkacağını hep beraber göreceğiz. Önümüzdeki süreç çok daha farklı. 2015 seçimleri... Türkiye bu ortamda, ateş çemberinin olduğu, Türkiye'de siyasetin yeniden yapılandırıldığı ve yeni bir anayasanın bu kadar acil bir ihtiyaç haline geldiği bir ortamda bu kutsal görev AK Parti'nin işi. AK Parti 2015 seçimlerinde anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu sağlamak zorunda. Bu seçimlerde anayasa değiştirecek çoğunluğu sağlayarak ülkeyi rahatlatmak durumundayız." 
 

Bu konularda ilginizi çekebilir