'Hayvan da değil insan da değil'

Niğde'de 3 kişiyi öldüren IŞİD üyelerinin yargılandığı davaya bugün devam edildi. IŞİD üyelerinin avukatları, " Bunlar hayvan da değil insan da değil" diyerek davadan çekildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Niğde'nin Ulukışla İlçesi'nde 1 polis memuru ile 1 astsubayı şehit edip, gasp ettikleri kamyon şoförünü öldüren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü üyesi Alman vatandaşı Benjamin Xu, İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ile Makedonyalı Muhammed Zakiri'nin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davaya bugün devam edildi.

Ankara'da tutuklu bulunan sanıklar yine mahkemeye getirilmeyerek savunmaları Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden alındı.

Öldürülen kamyon şoförünün avukatı Ali Çil, sanıklardan Fuad Mövsümöv'ün görüntüsünün ekranda net olmasına karşın IŞİD üyelerinin görüntülerinin flu olduğunu belirterek, "Canilerin onlar olup olmadığını tespit edemediğimizden mahkemeye getirilmesini istiyoruz" dedi. Baronun görevlendirdiği 3 avukat da davadan çekilince sanıkların avukatı kalmadı. 

Duruşma sabah başladı

Ulukışla İlçesi'nde 20 Mart 2014'te yol kontrolü sırasında Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu ile polis memuru Adem Çoban'ı şehit edip 7 asker ve yolcu otobüsündeki 1 kişiyi de yaraladıktan sonra gasp ettikleri kamyonun şoförü Turan Yaşar'ı da öldürerek kaçan tutuklu Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri'nin yargılandığı dava, Niğde Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.00'da başladı.

Sanıklar hakkında 'Anayasayı ihlal, 6136 sayılı yasaya muhalefet, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak, nitelikli yağma ve kasten yaralama' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.

Cezaevinden bağlandılar

Niğde'de cezaevinde bulunan tutuklu sanıklardan Fuad Mövsümöv'ün silahlı terör örgütüne üye olmak ve resmi belgede sahtecilik; hakkında yakalama kararı çıkartılan ve 52 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı patlamasının da sorumlusu olduğu iddia edilen Heysem Topalca ile İsmayılov Qosqar'ın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, Türk uyruklu M.A, K.Ö, H.Y, K.Y. ve A.Y.'nin de bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmekle suçlanıyor.

Davanın güvenlik gerekçesiyle başka ile nakledilmesi için dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderen Niğde Ağır Ceza Mahkemesi, Bakanlıktan gelen ret cevabı üzerine bugün davanın ikinci duruşmasını yaptı. Tutuklu 4 sanık duruşmaya bulundukları cezaevlerinden SEGBİS bağlantısı ile katıldılar.

Duruşmaya, teröristlerin şehit ettiği Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu'nun babası Duran Kozanoğlu ve kardeşi Tayfun Kozanoğlu, polis memuru Adem Çoban'ın babası Mevlüt Çoban, öldürülen kamyon şoförü Turan Yaşar'ın eşi Satı Yaşar, oğlu Murat, kızları Zeynep Yaşar ve Mediha Çetin ile ağabeyi Mehmet Yaşar katıldı. 

Avukatlar: Bunlar hayvan da değil insan da değil

İlk duruşmada mahkeme başkanının avukat isteyip istemediği sorusuna 'Benim avukatım Allah'tır" diye cevap vererek avukat istemediğini belirten Benjamin Xu ile sessiz kalan Çendrim Ramadani ve Muhammed Zakiri'ye mahkemenin talebi üzerine Niğde Barosu tarafından atanan avukatlar Hürriyet Toker, Nail Gündüz, Murat Turan, davadan çekildiklerini belirterek salonu terk etti. 

Salonu terk eden avukatlardan Nail Gündüz, duruşma sonunda gazetecilerin 'Neden davadan çekildiniz?' sorusuna, "Hayvanlar bile savunulur. Bunlar hayvan da değil insan da değil. Bu yüzden davadan çekildim" diye cevap verdi. 

Savunma yapmadılar

Davada IŞİD üyesi Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri, mahkeme başkanının yönelttiği tüm soruları yanıtsız bıraktı. Savunma yapmayan 3 sanık, duruşma süresince hiç konuşmadı. 

Silahlı terör örgütüne üye olmak ve resmi belgede sahtecilik suçuyla yargılanan Fuad Mövsümöv ise kendisini hiçbir avukatın savunmak istemediğini belirterek, "Bu nedenle savunmamı kendim yapacağım" dedi. İddianamede kendisiyle ilgili suçlamaları hatırlatan Mövsümöv, "Ben Cündüş Şam İslam Örgütü'ne üye değilim. Azarbeycan'da bulunan Azarbeycan Cündüş Şam Örgütü'ne bağlıyım, onunla karıştırılıyor. Cündüş Şam, kimseye bağlı olmayan, aileleriyle, hanımlarıyla yaşayan, İslam'ı anlatan ve savaşlara katılmayan bir örgüttür" diye konuştu. 

Mahkeme başkanının evinde yapılan aramalarda ele geçirilen malzemeler ve dokümanlar ile, diğer sanıkların üzerinden çıkan ve kendisine ait cep telefonu numarasının bulunduğu kağıt parçasını sorması üzerine ise şunları söyledi: 

"O dokümanlardan bir tanesi kitaptır. O kitap ise çarşıda satılmaktadır. Aramalarda 3 tane de bayrak bulundu ve bu bayraklardan bir tanesi Azarbeycan Cündüş Şam Örgütü'ne aittir. Diğer bayraklarının üzerinde de Kelime-i Şahadet ile besmele yazmaktadır. Onlar da çarşıda satılmaktadır. Ben bu telefonu olaydan yaklaşık 1 ay önce kullanmaya başladım. Onların üzerinde neden benim numaram var, onu diğer sanıklara sorun." 

'Sanıklar mahkemeye getirilsin'

Mahkeme başkanı, duruşmaya katılan şehitlerin yakınlarına şikayetçi olup olmadıklarını sordu. Şikayetçi olduklarını belirten yakınlardan Zeynep Yaşar ile Mediha Çetin sanıkların en ağır bir şekilde cezalandırılmasını istedi.

Öte yandan Yaşar ailesinin Avukatı Ali Çil ise, ekranda görüntülerin flu olması nedeniyle sanıkların bir sonraki duruşmada hazır bulundurulmasını talep etti. 

Duruşma sonunda mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, dosya üzerinde yeniden inceleme yapılmasına ve duruşmanın 17 Haziran'a ertelenmesine karar verdi. 

Avukat Ali Çil ise, dava sonunda yaptığı açıklamada, mahkemeye telekonferansla bağlanan 4 tutuklu sanıktan IŞİD üyesi Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri'nin ekrandaki görüntülerinin flu olmasına karşın, Fuad Mövsümöv'ün görüntüsünün net olmasına dikkat çekti. Çil, "Fuad'ı net bir şekilde görürken, diğer 3 cani ise flu bir ekranda görülüyor. Ekranın hem flu olması hem de boyunlarını eğmesinden dolayı canilerin onların olup olmadığını tespit edemediğimizden canilerin mahkemeye getirilmesini istiyoruz" diye konuştu. 

Gazetecilerin IŞİD'in Musul Başkonsolosluğu'nu basarak esir aldığı 49 kişinin Ulukışla saldırısını yapanlarla takas edildiği iddialarının hatırlatılması üzerine ise Çil, "Yüzlerini net bir şekilde görmediğimizden bu iddianın gerçek olup olmadığını öğrenmek için canilerin mahkemeye getirilmelerini istiyoruz" dedi. 

'Nerede bu devlet, nerede bu millet, böyle adalet olur mu?' 

Öldürülen kamyon şoförünün eşi Satı Yaşar ise, duruşma sonunda şunları söyledi: 

"Biz niye geliyoruz, boşuna mı getiriliyoruz. Bir an önce karar versinler, ağır bir şekilde cezalandırılsın. Bunca polisi niye topluyorlar, yazık değil mi bu polislere? Ben kızımın düğününü babası olmadan yaptım. Yazık değil mi bu kızıma? Nerede bu devlet, nerede bu millet, böyle adalet olur mu?" 

Emniyet başka il istemişti

Öte yandan mahkemenin duruşmada nasıl bir güvenlik tedbirinin alınacağını sorması üzerine Niğde İl Emniyet Müdürlüğü, 30 Ocak'ta mahkemeye gönderdiği yazıda duruşmalara Reyhanlı patlamasında ölenlerin yakınları ile çevre illerden de yoğun bir katılım olmasının beklendiğini ve çevre illerden takviye güç istenmesi seçim döneminde her ilde güvenlik tedbirleri alınmış olacağı için, duruşmalarda güvenlik tedbiri alınmasında zorluk yaşanacağını belirtmişti.

Ancak, ilk duruşmada olduğu gibi bu duruşmaya da emniyetin beklentisinin aksine olayda ölenlerin yakınları dışında bir katılım olmadı. Emniyet yine de adliye bahçesi ve içerisinde gerekli güvenlik tedbirlerini aldı.

Bu konularda ilginizi çekebilir