'Göç dalgası Türkiye ile daha stratejik işbirliği gerektiriyor'
Türkiye’yi önemli bir ticari partner olarak gördüklerini kaydeden Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Szijjarto, “Göç dalgası Türkiye’ye daha stratejik işbirliği gerektiriyor” dedi.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, son dönemlerde artan göç dalgasının Avrupa ile Türkiye arasında daha stratejik işbirliği gerektirdiğini söyledi. Türkiye’yi önemli bir ticari partner olarak gördüklerini kaydeden Szijjarto, şirketlerini üçüncü ülkelerde işbirliği için teşvik ettiklerini kaydetti. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Peter Szijjarto, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
► İki ülke arasındaki ilişkiler ‘stratejik işbirliği’ seviyesine çıkarıldı. Çalışmaları değerlendirebilir misiniz?
İkili ilişkiler kapsamında bakarsak, ekonomik alan çok güzel gelişiyor. Geçen sene, bu zamana kadarki en yüksek ticaret hacmi rekorunu kırdık. Bu senenin ilk yarısında, ihracatımızı yüzde 2 oranında arttırmayı başardık. Türk ve Macar şirketler arasında işbirliğini ve B2B görüşmelerini arttırmak, kolaylaştırmak amacıyla, İstanbul’da Eximbank’ımızın bir temsilciliğini açtık. Enerji alanındaki stratejik işbirliğimiz de oldukça başarılı ilerliyor. Macaristan’ın en büyük şirketi MOL ve TPAO, Rusya’da stratejik işbirliği gerçekleştirmek üzere anlaşma imzaladı. Kültürel işbirliği açısından bakarsak; Macaristan’daki kültürel yerleri yeniliyoruz. Macaristan üniversitelerinde okuyan neredeyse 1 milyon öğrenciniz bulunuyor. Bu kapsamda baktığımızda, stratejik işbirliği alanında oldukça başarılı bir ilerleme gösteriyoruz. Daha hızlı olabiliriz ancak tatminsiz olamayız.
Çok uluslu işbirliği açısından bakarsak; Ortadoğu’daki durum çok karışık bir hal aldı. IŞİD ve PKK ile savaşmak, Suriye’deki durum, Avrupa’ya vuran toplu göç krizi tamamen yeni bir durum yarattı. Bu, Türkiye ile Macaristan’ın daha sıkı ve daha derin stratejik işbirliğini gerektiriyor. Bu kriz, AB’nin tarihi boyunca yüzleşmek zorunda kaldığı en önemli krizdir. Türkiye, Avrupa üzerindeki baskıyı azaltmak için anahtar role sahip, bu sebeptendir ki, ben Avrupa’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok teşekkür etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, resmi rakamlara göre 2 milyon, resmi olmayan rakamlara göre ise 2,5 milyon Türkiye’de bulunan göçmenle ilgileniyor. Eğer Türkiye, bunu yapmasa, Avrupa’nın üzerindeki baskı dayanılmaz olurdu. Avrupa adına Türkiye’ye çok teşekkür etmemiz gerekiyor. Bu yüzdendir ki, Türkiye ve AB arasındaki stratejik işbirliği derinleşmeli. Bu yüzden AB-Türkiye Eylem Planı’nın mümkün olan en kısa sürede hayata geçirilmesini destekliyoruz. Müzakere sürecinde, 15, 17, 23 ve 24’üncü fasılların açılmasını destekliyoruz. Vize serbestliği uygulamasının hayata geçmesini destekliyoruz. Türkiye, Macaristan’a yönelik olarak vize serbestliği rejimi uyguluyor.Biz de Schengen çerçevesinden yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Bu yüzden, Türkiye ile vize serbestliği uygulamasının hızlanması bizim açımızdan çok avantajlı olur. Üçüncü olarak, Türkiye’deki göçmen kamplarının finansmanı AB tarafından üstlenilmeli. Çünkü, bu yükü sadece Türkiye’nin tek başına yüklenmesini bekleyemeyiz. Bu kabul edilemez.
► Dışişleri Bakanlığı’nın isminin Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanlığı olarak değiştirilmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini nasıl değiştirecek?
Dışişleri ile ilgili yeni bir stratejimiz var. Öncekinden daha cesur bir strateji. Macarca, bakanlığımızın ismi daha cesur, “Dış Ekonomik İlişkiler ve Dış İşleri Bakanlığı”dır. Buradaki diziliş tesadüfi değildir. Dışişleri politikamızın temeline ekonomik çıkarlarımızı koyduk. Macaristan çok açık bir ülkedir. Bu, yabancı direkt yatırımların ve ihracatın başarısının milli ekonomik başarıyı belirlediği anlamına geliyor. Macaristan’da doğrudan yabancı yatırım stoku 20 milyar euro civarında. Tabii bu Türkiye’nin rakamlarıyla karşılaştırınca büyük değil ama yine de Macaristan’ın ölçüsünü dikkate aldığınızda büyük bir rakam. Bu yüzden dış işlerini ülkemizin ekonomik çıkarlarını doğrulayacak araçlar listesinin dışında tutamayız.
Doğuya açılma noktasında güçlü bir dış politikamız var. Ne yazık ki, küresel temasta olduklarımız ise şu anda çok olumsuz. Avrupa’nın Rusya’ya yaptırımları ve Rusya’nın AB’ye yönelik sıkı önlemleri bize çok zarar veriyor. Eski Sovyetler Birliği’nin cumhuriyetlerinin ekonomileri de Rusya ekonomisindeki düşüşten ötürü düşüyor. Çin, ithalatta çok başarılı bir yer doldurma politikası uyguluyor. Bizim göçmen krizindeki pozisyonumuza yönelik bazı yanlış anlaşılmalar var. Bazen, yurtdışındaki bazı açıklamalar ile ilgilenmek zorunda kalıyoruz ki bu da yardımcı olmuyor. Şimdi, Türkiye’den Macaristan’a direkt yatırımlar da gelmeye başladı.
► Ekonominin hangi alanlarında ortak hareket edebiliriz?
Hatırlıyorum, şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan başbakan iken Macaristan’ı ziyaret etmişti. Bu ziyaretinde, karşılıklı ticaret hacmini kısa vadede 5 milyar dolara çıkarma hedefi koymuştu. Buraya yaklaşıyoruz ama daha ulaşamadık. Bu yüzden Eximbank’ın İstanbul’da ofis açması için talimat verdim, B2B görüşmeleri için daha çok fırsatı yaratılsın diye. Bu yüzden Yatırım Destek Ajansı’nın Macaristan’a yatırım yapacak ve istihdam yaratacak daha fazla olası Türk yatırımcılarla görüşmesini istedim. Macar şirketlerini, Türk şirketlerle birlikte üçüncü ülkelerde ihalelere katılmasını teşvik ediyoruz. Bu açıdan bakınca, MOL ve TPAO arasındaki işbirliği sancak gemisidir. Çünkü , şu anda Rusya petrol arama pazarında çok kuvvetli bir varlıkları var. Biz bunu teşvik etmeye çalışıyoruz. Türkiye’yi en önemli ekonomik ve ticaret partnerlerimizden birisi olarak görüyoruz. Türkiye’nin, Cumhuriyet'in 100’üncü yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olma hedefine çok saygı duyuyoruz ve bundan olabildiğince fayda sağlamak istiyoruz. Eğer sizin ekonominiz büyürse, bizim ekonomik ve ticari partnerliğimiz de gelişir. Buna odaklanıyoruz .
► MOL ve TPAO’nun işbirliği gibi enerji sektöründe işbirliği sizce nasıl daha geliştirilebilir?
Türk Akımı projesiyle ilgili bazı şeyler halen belirsiz. Projenin Merkez Avrupa’ya ne çeşit fırsatlar sunacağına ve Türkiye’nin enerji dağıtımında bölgesel rol oynamak istemesine bakılmalı. Çünkü Merkez Avrupa’nın ve bölgenin gaz tedariki kısa zamanda söz konusu olacak. Rusya, 2019 yılına kadar Ukrayna üzerinden transit dağıtımı kesmek istediğini açıkça ifade etti. Bu yüzden, 2019’a kadar tedarik konusuyla ilgilenmeliyiz. Ne yazık ki, AB ve ABD bizim üzerimize Güney Akım Projesi’ni iptal etmek üzerine çok büyük baskı koydu ancak Rusya üzerinden Almanya ve Avrupa’nın batısına doğalgaz ulaştıracak Kuzey Akım projesi için bir şey yapmıyorlar. Bu aynı felsefeye dayanıyor. Ukrayna’nın yanından geçiyor. Ancak ilginçtir ki, bu projeye yönelik hiç eleştiri yok. Bu yüzdendir ki, buna ben çifte standart diyorum.
► İki ülkenin dış ticaretine konu olan “makine, demir-çelik, elektrikli cihazlar, tekstil, gıda, elektronik cihazlar, makine, otomotiv yan sanayi ve kimyasal ürünlere yenileri eklenebilir mi?
Bizim yapmaya çalıştığımız şey, tarım ve gıda sektörüne daha fazla önem vermek. Özellikle besi hayvanı ihracatı konusunda. Macaristan ve Türk partnerleri arasında, Macaristan’dan Türkiye’ye besi hayvanı getirme konusunda bazı umut verici görüşmeler oluyor. Bu kapsamda, iki ülkenin karşılıklı ticaret hacmini arttırmaya yönelik yaptıklarının yeterli olmadığını burada kayıtlara geçirmek istiyorum. İş adamları da ellerinden gelenleri yapmalı. İşadamlarının iki ülke hükümetinin hızına yetişmelerini umuyorum.
Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Macaristan bu konuda ne gibi çalışmalar yapmaktadır?
Biz Türkiye’nin AB’ye girişinden yanayız. Vize serbestliği hızlandırmalı. Bu sene yeni fasıllar açmalıyız. Göçmenler konusunda derin işbirliğimiz olmalı çünkü Türkiye’nin anahtar rolü var. Bu sene, neredeyse 400 bin göçmen Macaristan sınırlarından girdi. Biz kendimizi güçlü sınır kontrolüyle koruduk. Bu insanların Avrupa’ya doğru yola çıkmaması için AB kuvvetlerini Türkiye ile işbirliğine zorluyoruz , aynı zamanda, Yunanistan sınırlarını koruma noktasında Yunanistan ile işbirliğine de. Ancak ne yazık ki, Avrupa halen böyle stratejik bir adım için çevik değil.
Macaristan'da yatırım yapmak istyen Türk girişimciler ne gibi önerilerde bulunabiliriz?
Macaristan’da yabancı direkt yatırımcılara sunulabilecek çok geniş teşvik ve sübvansiyonlar vardır. AB regülasyonlarına göre, Macaristan’da, nakit teşvikler ve farklı sübvansiyonlar bütün yatırım tutarı hacminin yüzde 50’sine ulaşabiliyor. Çok olumlu bir vergi rejimi sunabiliriz. Kişisel gelir vergisi oranı ki bu sabit vergidir, yüzde 16’dır. Önümüzdeki yıl bu oran yüzde 15’e inecek. Önümüzdeki yıldan itibaren sanayi üzerindeki enerji fi yatlarını kesme yolunda oldukça hırslı bir programı başlatıyoruz. Küçük işletmeler için kurumlar vergisini yüzde 10’a, büyük şirketler için yüzde 19’a indiriyoruz. Eğitim sistemimizi, yatırımcılara eğitimli, yetenekli eleman sunabilmek amacıyla yeniden yapılandırdık. Lojistik açıdan da çok iyi bir konumdayız. Macaristan’da farklı şirketlerin bölgesel merkezlerini işletmek çok mantıklıdır.
'Favori futbolcum Bursaspor'da'
Türkiye’ye 5 defa geldim. Kişisel bağlılığım var çünkü benim favori futbol oyuncum burada Bursaspor ile anlaşma imzaladı. Her hafta sonu Türk spor ligini takip ederim, milli oyuncumuzu takip ederim. Spor kulübünün yöneticilerinin kendisinden tatmin olmaması beni üzüyor, bunun değişmesini umuyorum.
Macaristan, 5 milyar dolar için kararlı…
Ferit PARLAK
Tarihin derinliklerinde iz bırakan ortak değerlere ve kahramanlara sahip iki ülke, bu gönül birlikteliğine rağmen ticaret hacminde istenilen seviyeyi yakalayamadı. Son yıllarda artan karşılıklı yatırımlar dahi, hacimde yükselişi sağlayamadı. İki ülke cumhurbaşkanları ise 2 milyar dolar civarında dolaşan ticaret hacmini, 5 milyar dolara çıkarma hedefini 2012 yılında koydu. Ankara Sohbetleri’nin konuğu Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto’nun, “Türkiye’ye yönelik vizelerin kaldırılması işlemi hızlanmalı”, “Göç dalgası Türkiye daha stratejik işbirliği gerektiriyor”, “Türkiye’yi önemli ticari partner olarak görüyoruz”, “Şirketlerimizi üçüncü ülkelerde Türklerle işbirliği için teşvik ediyoruz” şeklindeki cümleleri Macaristan’ın 2012 yılında konulan hedefe ulaşma isteğini gösteriyor.