'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davası
Suç örgütü ele başı olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu işadamı Bilgin Özkaynak, son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine kendisine de 'komplo' kurulduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu
İZMİR - İzmir'de 49'u muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında, suç örgütü ele başı olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu işadamı Bilgin Özkaynak, son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine kendisine de 'komplo' kurulduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.
Özkaynak, Avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya aracılığıyla İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine tahliye talebini içeren 6 sayfalık dilekçe sundu.
Dilekçede, yargılamanın başından itibaren tüm savunmalarında evinde bulunduğu iddia edilen dijital materyallerin kendisine ait olmadığını belirten Özkaynak, bunun bir komplo olduğunu, aramaya giden emniyet yetkilileri tarafından yerleştirildiğini öne sürdü.
Dava dosyasının temelini teşkil eden 'Pandora' adlı veri tabanının bulunduğu öne sürülen hard diskin üretim tarihinin Ağustos 2011 olmasına karşılık, bilgilerin bu tarihten önceye ait olduğunu savunan Özkaynak, eve konulan harici disklerin çözümünde geçen isimler sebebiyle kişilerin sanık durumuna düşürüldüğünü, birbirine benzemez, birbirini tanımaz kişilerin aynı dosyada bir araya getirildiğini iddia etti.
Dilekçesinde, son günlerde yaşanan operasyonlarda adı geçenlerin büyük bir 'komplo'dan behsettiklerini hatırlatan Özkaynak, bu açıklamalardan örnekler verdi.
'Örgüt değiliz, örgütün maduruyuz'
Özkaynak, davada yargılanan sanıkların örgüt kurmadığını, tam tersine onları sanık durumuna düşürenlerin 'örgüt' olduğunu iddia ederek, geçen hafta bazı emniyet müdürlerinin görev yerlerinden alındığını, İzmir'de görev yeri değiştirilenler arasında kendisine yönelik operasyonu yürüten isimlerin de bulunduğunu, bu durumun 'komplo' iddialarını doğruladığı ve suçsuzluğunu kanıtladığını savundu.
Anayasa Mahkemesi'nin tutukluluk süreleriyle ilgili kararını ve masumiyet karinesini hatırlatan Özkaynak, gelişen koşullarda mahkemenin tutukluluk durumları için ayrıca bir inceleme yapacağını ümit ettiklerini belirtip, koşullu ya da koşulsuz tahliyesini talep etti.
Dava
TMK 10. maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.
İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edilmişti.
Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve dokuzar yıl hapis cezası, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl arası hapis cezası talep edilmişti.
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar tutuklu 20 kişi tahliye edilmişti.