'Gençlerime sıkmabaş, çapulcu dedirtmem'
Seçim bildirgesini açıklayan İhsanoğlu, ''28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Ben öğrencilerime sıkmabaş diye hakaret ettirmem.Ben talebelerime, gençlerime çapulcu dedirtmem'' ifadelerini kullandı
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kampanya detayları Çırağan Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. İhsanoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Toplantı yaklaşık bir buçuk saat sürdü.
Hiç bir partiye yakın veya uzak olmadığını söyleyen İhsanoğlu, tüm Türkiye'nin cumhurbaşkanı adayı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Erdoğan'la çalışacaklarını belirten İhsanoğlu, kendisiyle mükemmel bir dostluğu olduğunu kaydetti. Eşit şartlarda bir yarış olmadığı eleştirisini yineleyen Köşk adayı, gazetecilerin gündeme ilişkin tüm sorularına da yanıt verdi.
Sloganı 'Ekmek İçin Ekmeleddin'
Bu arada İhsanoğlu'nun seçim kampanyasında kullanacağı logo ve sloganlar da belli oldu. İhsanoğlu, 'Ekmek İçin Ekmeleddin' sloganını kullanacak. Logosu da buğday tarlası şeklindeki Türkiye haritası olacak.
İhsanoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Ben buna karşı dokuz çocuğun yanında durdum, makamım elimden alındı. Ben öğrencilerime sıkmabaş diye hakaret ettirmem. Okuma hakkının elinden almasına izin veremezdim.
Gün geçti yeni bebekler doğdu. Ülkeleri için sokağa çıktılar. Dün nasıl yanındaydım, bugün de yanındayım. Ben talebelerime, gençlerime çapulcu dedirtmem.
"Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi"
Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi. Onun da tüm kaybettiğimiz canların da ruhu şad olsun. Elbette her yerde her zaman bu gibi demokratik gösterileri suiistimal etmeye çalışan gruplar olacaktır. Şurada 1000 kişi toplansa, önce su satan esnaf, sonra polis, sonra o küçük gruplar. Devletin görevi sapla samanı ayırmaktır.
'Güvendiğim tek şey var ...'
Seçim çalışmaları sürüyor ve devlet bu seçimlerde adaylara destek olmuyor. Neredeyse bir ay sonra önemli bir seçim yapılacak ve bizim elimizde finansal kaynaklar yok. Bir rakibimiz başbakanlığın avantajlarıyla yarışacak. Benim güvendiğim tek şey var, o da Türk milletinin eşsiz sağduyusu.Türkiye'de istikrarı sarsacak hiçbir şey yapmayacağım. İstikrar için AK Parti ile el ele vereceğim.
Elimde bir avuç tohum var, bu tohumları vatan dediğimiz, imtihan tarlasına ekmek istiyorum.Ben bu tarlaya sevgi ekmek istiyorum. Sevgi ekeyim ki, sevgi filizlensin. İnsanlarımız kavga etmesin.
Ben kadınlarımızın tüm hak ve hürriyetleriyle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum. Ben çocuklarımızın can vermeyeceği, kimsenin kimsenin canına kast etmeyeceği bir Türkiye hayal ediyorum...
Hayal ettiğimiz Türkiye’ye ulaşmanın yolu da tarlaya hakaret değil, sevgi tohumları ekmektir.
Soru cevap bölümü
'İçeride dışarda siz hedef oluyorsanız bir sıkıntı var'
Atatürk’ün söylediği "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözünün gereğinin yapılması gerektiğini söylediniz. Bugünkü dış politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ey azizler dediniz, Bunlar monşer sözüne atıfla mı söylendi?
Ben size referansımı söyledim. Bugün pilotlarınız, diplomatlarınız rehin alınıyorsa ve içeride dışarda siz hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir sıkıntı vardır. Birkaç ülkede büyükelçiniz yoksa ve eski ticaret yollarınız kapatılmışsa, herhalde burada bir sıkıntı var. Gerçekten bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim dünyadaki yalnızlığımız daha da artacaktır.
'Seçilemezseniz hizmet aşkınız devam edecek mi?'
Eğitime bilime gençlere yönelik vurgular yaptınız. Siyasetçilerden bu kadar çok vurguyu göremiyorduk. Öğretmenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sözlerinin cumhurbaşkanlığı seçimleri için mi geçerli? Hizmet aşkınız devam edecek mi? Kazanamazsanız bu söyledikleriniz rafa mı kalkacak?
Şimdi tabi bilim ve teknoloji konusunda benim görüşlerim bir yerde inançlarımdır. Ben fen fakültesinde yetişmiş, doktora sonrasını hep kimyada yapmış bir insanım. Onun için bilimle ilgili ilgim çok yakındadır ve teknik seviyededir. Ben bizim ülkemizin geleceğini ilmi araştırmalarda, yani biz şimdi ilmi araştırma seviyesinde ikinci ligdeyiz. Bu 20 seneden beri bu şekilde.
Biz 2023’e hedef koyduk. İlk on ekonomi arasına girmek. Hepimizin çalışmamız lazım. Ama aynı şeyi bilim konusunda araştırma geliştirme konusunda aynı şeyi yapmamız lazım. İkinci ligde birinci lige girmemiz lazım. Son gördüğüm rakamlar 16-17 falandı.
'Kürt sorununda nerede duruyorsunuz?'
Herkesin aday olduğunu söylüyorsunuz. Kürt sorununda nerede durduğunuzu öğrenmek istiyorum. Hükümetin yürüttüğü çözüm sürecine nasıl bakıyorsunuz? Prensipte Abdullah Öcalan ile görüşülmesine ne dersiniz?
Kürt meselesi bizim en hassas, mühim meselemizdir. Barış elbette barış. Savaş elbette hayır. Ve barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı sağlamak için bizim çok önemli tecrübelerimiz var. biz bin senedir beraber yaşıyoruz. Sosyal hayatlarımız örf adetlerimiz yemeklerimiz her şeyimiz. Birbirine baktığınız zaman kimin Kürt kimin Türk olduğunu fark etmek mümkün değil. ama dil farkı var. o dile karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopayla halletmeye çalışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. İnsanları susturmak, ana dillerini konuşmamalarını sağlamak kabul edilemez bir şey.
Ben yabancı bir ülkede doğdum. Benim için ana dilim, ana sütü gibi, ana dili insanın temel hakkıdır. Ana dilini konuştuğu yer vatandır. Eğer siz konuşamıyorsanız siz vatanınızda yaşamıyorsunuz. Bu olacak şey değil, çok büyük haksızlık oldu. bunun giderilmesi şarttır. Bunu nasıl yapacağız? Bu bin senelik tarihin, genlerimize işlemiş kodlarıyla, bugün insan hak ve hürriyetlerinin anayasa konması, kanunların geliştirilmesi, hedef aldığımız AB normlarını getirmektir ve bu gibi problemi meselesi olan tek ülke biz değiliz.
Bunları yaparken sonunda siz bunu muhakkak Meclis’e götürmeniz lazım. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir milli mutabakatın olması lazım. Bunu sağlamadığınız takdirde bu barış aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar menfaatlerden daha fazla olur. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hürriyet içerisinde istedikleri yerde yaşamaları lazım. Bunu yaparken, ülkenin toprak bütünlüğünü, hakimiyet milletindir, anayasal sisteminin korunması lazım, bayrağın birliği ve resmi dilin birliği konusunda büyük bir anlayış görüyorum. Biz bu imkanlara sahibiz. Elbette cumhurbaşkanı bunları kolaylaştırıcı rol oynaması lazım.
Halk oylamasıyla seçilecek cumhurbaşkanının bir elinde anayasa bir elinde halktan aldığı güçle hükümete destek verebilir, bu yolları açabilir.
"Başkanlık rejimi için anayasa değişikliği gerekir"
Erdoğan hükümetiyle çalışacaksınız. Hükümetle ilişkiniz nasıl olacak? Şu süreçlere müdahale edilir, şu yasaları veto ederim, rektör atamalarında şunu gözetirim gibisinden, nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Hanımefendi bakınız Türkiye 90 senelik bir devlet. Biz devleti ilk defa idare edecek değiliz. Bu işleri yapan ilk biz değiliz. Bu sistemi biz icat etmedik. Parlamenter sistemi biz cumhuriyetle değil saltanat döneminde kabul ettik.
Bu görevler anayasada ilgili kanunlarımız var. birisi kalkar der ki, bir parti lideri, ben bu sistemi beğenmiyorum. Bunun yerine yenisini, başkanlık rejimi daha iyidir. Gayet tabi bunun tartışılması lazım, ama bunun Meclis’te kabul edilmesi, anayasanın değiştirilmesi lazım.
Siz anayasanın 104’ncü maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıyorsunuz ben beğenmiyorum diyorsunuz, bu olamaz, anayasanın ihlalidir. Amerikan sistemiyle bizim ülkemizin ilgisi yok. Orası ABD. Değişik devletler birleşiyor, her devletin kongresi var, devlet başkanı yetjkilerine sahip valisi var. bürokrasisi yasaması her şeyi var. Kanunları var, A ve B eyaletindeki kanunlar farklı. Federal yapının başına başkan koydular.
"Cumhurbaşkanının icra yetkisi var mı acaba, ben bilmiyorum"
Bizim böyle bir şeyimiz yok ki. Bizim tek devletimiz var. bazı arkadaşların söylediği gibi güçlü bir iktidar… Güçlü iktidar var işte başbakanının elinde, icrada. Cumhurbaşkanının icra yetkisi var mı acaba? Ben bilmiyorum. Ama şu da var. eğer siz seçildikten sonra, ben seçildikten sonra, meclis bu anayasayı değiştirir, yeni hükümler getirir, elbet cumhurbaşkanı onayladıktan sonra, yürürlüğe girmesinden sonra onu uygulamak mecburiyetindedir.
"Başbakanla çok mükemmel bir dostluğum var"
İş dünyasında bir nabız tuttum sizinle ilgili. Şu anda bir kararsızlık var. mesela cumhurbaşkanı tarafsızlığında aynı şeyleri düşünüyorlar. İstikrarla ilgili bakınca bundan biraz ürküyorlar açıkçası. Kendinizi herhalde iş dünyasına tanıtacaksınız. Sorum şu, gerekirse dediniz AK Partiyle birlikte çalışacağım. Ekonomik istikrardan ne anlıyorsunuz acaba? Nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Şüphesiz ki ekonomiyi yürüten hükümettir. Bakanlarının idaresi altında. Cumhurbaşkanının görevi nedir? Görevi yardımcı olmaktır. Milletin talepleri de meclisten gözden kaçmışsa onların dikkatine ve toplumdaki değişik aktörlerin bir araya gelip, daha uyumlu, hem devlet reisidir, hem cumhuriyetin bütünlüğünü temsil eder.
Bu seçim bir Meclis seçimi değildir, biri iktidar seçimi değildir. Vatandaşımız gidip partiye bir oy vermiyor. Üç aday var, vatandaş uygun gördüğünü seçecektir. Cumhurbaşkanı olduğu zaman mevcut hükümetle elbet çalışacaktır. Bunu düşünmek biraz, bizim didişme kültürümüzden doğan bir şeydir.
Benim sayın başbakanla çok mükemmel bir dostluğum vardır belediye reisliğinden itibaren. Böyle bir meselem yoktur. Ben zaten AK Partililerden oy alacağımı biliyorum, kurucuları arasında dediler ki lütfen kabul ediniz, ben buna güveniyorum. Ben AK Partinin aleyhinde değilim ki, böyle bir şey yok. Ben AK Partinin adayının da aleyhinde değilim. Halkın bunu seçmesi lazım. Zaten biz diyoruz ki, oyunuzu istediğinizi veriniz, ama gelecek seçimde siz bildiğiniz partilere veriniz. Siz ekonomiden memnunsanız yine gidin Ak Parti’ye veriniz, bu gayet basit bir şey.
"Haşim Kılıç Bey'in beyanatına imzamı atıyorum"
Geçtiğimiz günlerde Haşim Kılıç’ın bir açıklaması olmuştu. “Bağımsı ve tarafsız bir yargıya ihtiyaç var” açıklaması olmuştu. 17-24 aralık soruşturmalarının demokratik ülkelerde olduğu gibi yürütüldüğüne inanıyor musunuz?
Anayasa Mahkemesi başkanı Haşim Kılıç Bey'in beyanatına imza atıyorum. Sayın Kılıç, insan hak ve hürriyetleri konusunda çok zor imtihanlarda başarılı olmuştur. Bugün de bu biraz önce okuduğunuz ifadelerine saygıyla bakıyorum ve aynen imza, sırf hemşeri olduğum için değil aynı fikirde olduğum için söylüyorum. 17-25 Mart sorunuza cevap vermek isterim. Adli vakaların siyasileştirilmemesi lazım gelir. Bir adli vaka olmuşsa, bu suçlamanın doğru olup olmadığının ispat edileceği yer mahkemedir. Memleketi ikiye bölüp savunanlar ve suçlayanlar, toz duman içinde gerçeklerin gözden kaçmasını sağlamak bence iyi bir şey değildir.
Geçen hafta Sarkozy’le ilgili Fransız adaleti sessiz derin soruşturma yapmış ve bu halka açıklandı ve adalet mecrasına yöneldi. Biz Avrupa normları diyorsak önümüzde güzel bir örnek var. bizim adalet sistemimizin her şeye rağmen doğru karar vereceğine, yeter ki ülkede hakimler olsun.