'Çok açık uyarıyorum, AKP Hükümeti...'
Son günlerde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, "Çok açık uyarıyorum, AKP Hükümeti Türkiye’nin milli ve stratejik hedeflerine duyarsız kalmayı sürdürürse çözülme kaçınılmaz olur" dedi
ANKARA - IŞİD'in Kobani'ye saldırmasının ardından ülke genelinde başlayan şiddet eylemleriyle ilgili bir açıklama da MHP Lideri Devlet Bahçeli'den geldi. Hükümete sert bir şekilde yüklenen Bahçeli, "Çok açık uyarıyorum, AKP Hükümeti Türkiye’nin milli ve stratejik hedeflerine duyarsız kalmayı sürdürürse, çoktan bitmiş ve gömülmüş olan süreç ihanetine oksijen vermeye devam ederse çözülme kaçınılmaz olacaktır" ifadelerini kullandı.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:
"Bir süredir devam eden şiddet ve asayişsizlik vakaları Türkiye’nin milli birliğini, milli bekasını ve toplumsal ahengini en üst düzeyde tehdit etmektedir. Yıkım ve bölünme taşeronları, nefret ve şiddet kuryeleri sokakları savaş alanına çevirmektedir. Bölücü terör ve müzahir grupları gözü dönmüşçesine her değerimize saldırmakta, önlerine ne gelirse yakıp yıkmaktadır.
İlaveten vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği kaygı verici düzeylere doğru hızla gerilemektedir. Türkiye’yi Lübnan’a, Irak’a, Suriye’ye, Afganistan’a dönüştürme emel ve hedefi güden iç ve dış mihraklar tahrik kampanyalarını tehlikeli boyutlara taşımaktadır. Özellikle son birkaç gündür artan toplumsal tansiyon, yaygınlaşan kargaşa ve karışıklık ülkemizin her köşesine dalga dalga yayılmaktadır. İstanbul yanarken 63’lüklerden eser yoktur.
Doğu ve Güneydoğu karışırken barış ve özgürlük ahkamı kesen yapay kalpliler ve zehirli diller ortalıktan anında kaybolmuştur. Sokaklar karmakarışık, şehirler kapkaranlıktır. Fakat teröristlerin ekmeğine yağ sürme konusunda malum, meşhur ve köhnemiş demokrasi bilirkişileri adeta yarış halindedir. Hükümet silik ve sessiz bir gölge gibi vahim gidişatı izlemekte, sonuçsuz güvenlik toplantılarıyla, eften püften açıklamalarla, suya sabuna dokunmayan pansuman önlemlerle vakit kaybetmektedir.
Barbarlar, Türkiye düşmanları, vatan, bayrak ve millet muhalifleri sözde çözüm ve barış sürecinin sağladığı gevşek ve müsait zeminden azami derecede istifa etmektedir. AKP Hükümeti’nin PKK’ya verdiği tavizler, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve ödüllendirmesi emniyet ve asayişimizi bozmakla kalmamış, kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini de yaralamıştır. Biteceği söylenen bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir.
Dağdan şehirlere inen/indirilen eşkıyalar, ellerinde silah, taş ve molotof kokteylilerle büyükşehirlerde eylem yapacak cürete, insanımızın günlük hayatını felç edecek noktaya gelmiştir. Maalesef Türkiye, AKP’nin PKK’yla kurduğu kanunsuz ve ahlaksız müzakere çarkının diyetini, süreç hıyanetinin bedelini ödemektedir. Milli vicdanın sesine kulak tıkayan, milli tarihin ihtar ve mirasına kapalı duran, milli devletin ilke ve esaslarına uzak kalan Hükümet, şu an ki alacakaranlık manzaradan birinci derecede sorumludur.
Türkiye öyle bir noktaya gelmiş ve getirilmiştir ki, 7 Ekim günü İzmir-Konak Kadifekale Şehitliği’nde bulunan şanlı bayrağımız dahi çekildiği gönderden indirilerek namussuzca yakılmıştır. Bağımsızlığımızın sembolü, şehitlerimizin emaneti al yıldızlı al bayrağımız her gün yakılıyor, parçalanıyor ve saldırıya uğruyorsa hafife alınamayacak bir sorunla karşı karşıyız demektir. Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk’ün büst ve heykelleri sistematik olarak hedef alınıyorsa önümüzde azımsanamayacak, görmezden gelinemeyecek vahim bir durum olduğu tartışmasızdır.
Ülke genelinde sahnelenen provokasyonlar sonucunda, şimdiye kadar 23 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin de yaralandığı yapılan açıklamalarla sabittir. Çıkan olaylarda; okullar, farklı kamu binaları, bankalar, özel mülkler, işyerleri, belediye otobüsleri, sivil ve resmi araçlar yüzü ve vicdanı maskeli teröristler tarafından saldırıya uğramıştır. Türkiye her yönden alarm vermekte, her açıdan kan kaybetmekte, her anlamda köşeye sıkışmaktadır.
Şurası iyi bilinmelidir ki, Ortadoğu’nun kanlı ve kabus verici hadiselerini vatan topraklarına bulaştırmaya, Türkiye’nin iç huzur ve kardeşlik ortamını Ayn el-Arap’taki (Kobani) gelişmelere kurban vermeye çalışanlar tarihi ihanetin taraflarıdır. Türkmen katliamına suskun kalanların, Türkmeneli’ne yönelik kıyımlara kör bakanların Ayn el-Arap üzerinden felaket tellallığı yapması iki yüzlülüktür."