'Bütçe açığı ve cari açığı artıracak bir hamle yok'
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bugün pek çok çalışanın gerçek maaşından sigortalanmadığını işaret ederek “Herkes maaşı neyse oradan sigortalı görünebilsin” vurgusu yaptı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Bütçe açığı ve mali disiplin bizim olmazsa olmazımız. Kesinlikle bütçe açığını veya cari açığı artıracak bir hamle düşünmüyoruz” dedi.
Geçtiğimiz hafta sonu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile beraberdik. Şimşek ile gazetemizde de yayımlanan sohbetimizde önce seçim çalışmalarını konuşmuş ardından CHP’nin seçim vaatlerine kadar gelmiştik. Şimşek, CHP’nin vaatlerinin minimum maliyetinin 150- 200 milyar TL belirterek “Yarım gebelik olmaz. Bütçe açığını 10’a katlamayı öngörecekseniz, piyasa buna tepki vermeyecek” açıklamasını yapmıştı. Şimşek’in açıklamalarının gazetemizde yayınlandığı gün Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili ve partinin ekonomi programını yazan beyin takımının bir üyesi olan İstanbul milletvekili adayı Akif Hamzaçebi aradı ve ‘hesabı bir de bizden dinleyin’ dedi. Sohbetimiz ağırlıklı ‘hesaplar’ üzerinden gitti ama lafın bir ucu büyümeye diğer ucu Merkez Bankası’na kadar uzandı.
Akif Hamzaçebi, bütçe açığını artıracak bir adım atmayı düşünmediklerini vurgularken “Çünkü bütçe açığındaki artış piyasalara kötü mesaj vermektir. Bütçe açığı artan bir Türkiye örneği mali disiplini bozar, yabancı yatırımcıya güven vermez Türkiye’deki yatırımcıya güven vermez” ifadelerini kullandı. CHP’nin seçim vaatlerinin bir kısmı ilk 100 günde, bir kısmı ilk 1 yılda, bazılarının da 4 yıllık hükümet dönemi için planlandığına işaret eden Akif Hamzaçebi, “Hepsini de bir yılda yapmaya kalksaydık toplam maliyet 57 milyar TL olacaktı” dedi. Hamzaçebi bu rakamın içinde çiftçiye vergisiz mazot, Ramazan ve Kurban bayramlarında emekliye çifte maaş, aile sigortası ve asgari ücretin vergi dışı bırakılması olduğunu söyledi. Bütçe açığının bu sene 21 milyar TL, önümüzdeki yıl içinde 15 milyar TL olması hedefleniyor.
Toplam ikramiye tutarı 24 milyar TL
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP’nin seçim vaatlerinin toplam maliyetinin 149 milyar TL olduğu hesabının yapıldığını belirterek emekliye 2 maaş ikramiye vaadinden yanlış sonuç çıkartıldığını söyledi. Hamzaçebi, “Ramazan ve Kurban bayramlarında emekli maaşı üzerinden verilecek ikramiye tutarı 24 milyar TL. Emekli maaşında alt sınırı 1.500 TL olarak alınıp hesap yapılıyor. Bizim böyle bir maaş hesabımız yok. Mevcut tutar üzerinden 2 maaş ikramiye vereceğiz. Bütçede 1 aylık emekli maaş ödemesi 12 milyar TL. 2 maaş 24 milyar TL’dir. Sanırım orada detaya dikkat edilmemiş. Asgari ücret net 1.500 TL olacak dedik. Emekli maaşında net 1.500 TL ileride düşünebileceğimiz bir şey” dedi ve ekledi: “Asgari ücretten gelir vergisi almayacağız. Almayacağımız gelir vergisinin bütçeye maliyeti 9.8 milyar TL. Bundan tüm ücretliler yararlanacak. Ücret gelirlerinin asgari ücrete kadar olan kısmı gelir vergisinden istisna olacak.”
Asgari ücretin net 1.500 TL’ye çıkartılması konusunda ise CHP’nin işveren kasasından seçim propagandası yapıldığına işaret eden Hamzaçebi şu ifadeleri kullandı: “Bu, işverenin kasasından yapılmış bir vaat değildir. Tam tersine doğru maliyet tespit edebilmek adına uygun bir iklim yaratıyoruz. İşveren, maliyet doğru ortaya konulduğunda daha doğru bir üretim politikası izleyecektir. Biz, ‘artıştan kaynaklanan kısmı’ almayacağız. Asgari ücrette her 6 ayda bir yapılan artıştan kaynaklanan prim alınacak. Biz bunu bütçeye maliyet olarak düşünmüyoruz.”
Türkiye’de 5.6 milyon asgari ücretle çalışan veya çalışıyor gözüken vatandaş olduğunu anlatan Hamzaçebi, “Ekonomide şöyle bir gerçek var; asgari ücretle çalışıyor gözüken vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu gerçekte asgari ücretten daha yüksek bir gelir elde ediyor. İstihdam üzerindeki vergi, prim yüklerinin yüksekliğinden dolayı asgari ücretle çalışıyor gözüküyorlar. İşverenin daha yüksek ücret ödemesine karşın çalışanını asgari ücretten göstermesinin nedeni işçi ve işveren sigorta primlerinin yüksekliğidir” değerlendirmesini yaptı.
Asgari geçimin altında asgari ücret olmaz
Hamzaçebi, bugün yüzde 14 seviyesinde olan sosyal güvenlik prim oranlarını aşağıya çekmek istediklerini anlatırken “Bugün işadamları 1.800-2.000 TL net ücret veriyorum aradaki farkı elden veriyorum diyor. Herkes maaşı neyse oradan sigortalı görünebilsin” vurgusunu yaptı. TÜİK’in, asgari geçimin 1.424 TL olduğunu açıkladığı bir dönemde bunun altında bir asgari ücret belirlenmesinin de yanlış olduğunu aktaran Hamzaçebi, “Şu anda ekonomide kayıt dışı oranı üçte birdir. Kayıt dışını sıfırlayabilen bir ülke de yoktur. Ülkeler bunu aza indirmek için hedef koymuşlardır. Türkiye için öncelikli hedefimiz yüzde 15’e indirmektir. Kayıt dışının nedeni kayıt maliyetinin yüksekliğidir. Bu maliyeti azaltacağız. Bunun da en temel unsuru asgari ücret üzerinden vergi ve prim yükünü azaltmaktır” şeklinde konuştu.
Eyvah büyüyoruz, frene basalım korkusu ile ekonomi yönetilemez
Akif Hamzaçebi, “Türkiye hızlı büyüdüğünde cari açık veriyor cümlesi bir şehir efsanesidir. Türkiye cari açık korkusu ile acayip frene basmış durumda. Duvara çarparız korkusu ile yüzde 2.9’luk büyümeye razı durumdayız. 2015 büyümesi de 2014’ün altında kalacak. Bu bir kader değil. Eyvah büyüyoruz, frene basalım korkusu ile Türkiye yönetilemez” tespitini yaparken de 2000 öncesi dönemde Türkiye’nin hem yüksek büyüme hem de düşük cari açık verdiği dönemler olduğunu da söyledi. Hamzaçebi’ye o dönemin ‘yakınsama’ ihtiyaçları ile bu dönemin tüketim ve yaşam alışkanlıklarının farklı olduğunu hatırlattığımızda ise şöyle dedi: “O dönemde Iphone yoktu ama başka ihtiyaçlar vardı. Her dönemin kendine göre bir lüksü vardır. 1980-90’lar tüketimin olağanüstü arttığı yıllardır. Her dönem kendi teknolojisini, tüketimini ve lüksünü yaratır. Tüketim ve yaşam alışkanlıkları değişti diye bakmamak lazım.”
İç savaş altındaki Afrikalılar bile bizden hızlı büyüdü
“Büyümeyi istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde yüzde 6 bandına oturmak lazım” diyen Akif Hamzaçebi, şöyle devam etti: “2008-2014 yılları arasında Türkiye’deki büyüme hızı ortalama yüzde 3.3’tür. Geçen yılı yüzde 2.9’la kapadık. Aynı dönemde iç savaş ve darbelerin yaşandığı hükümetlerin olmadığı Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yıllık ortalama büyüme yüzde 3.8. Büyümedeki yavaşlama çok çarpıcı ve her şeyi etkiliyor. 2000- 2007 döneminde tahakkuk eden her 100 TL’lik verginin 92 TL’si ödeniyordu ki bu normal bir orandır. 2008 - 2014 döneminde tahakkuk eden her 100 TL’lik verginin 84 TL’si ödenir oldu.”
İşte CHP'nin asgari ücret hesabındaki püf nokta
Türkiye’de şu anda asgari ücret net 949 TL. Asgari ücretin işveren brüt maliyeti 1.411 TL. 2015’in ikinci 6 ayında bu rakam net 1.000 TL olacak. İşverene brüt maliyeti de 1.496 TL olacak. Akif Hamzaçebi, asgari ücrette hesaparını şöyle detaylandırdı: “Şu andaki asgari ücretle işçinin sigorta prim tutarı 168 TL, işveren prim tutarı 186 TL’dir. Temmuz 2015’te bu rakamlar işçi için 10 TL’lik artışla 178 TL, işveren için 11 TL’lik artışla 197 TL olacak. CHP’nin net 1.500 TL asgari ücret önerisinde işçi prim tutarı 247 TL, işveren prim tutarı 273 TL. İşçi priminde 69 TL, işveren priminde 80 TL artış olacak. Biz bu yükselişten kaynaklanan prim artışını almayacağız. 4 yıllık hükümet döneminde prim oranlarını AB ortalamalarına çekeceğiz ki işverende artık ödediği gerçek ücreti kayıtlarına yansıtsın.”
Bir Petkim, Tüpraş yaratılamadı, TCMB vatan hainliği ile suçlandı
Türkiye’nin sanayileşme politikasının yanlış olduğunu, yüksek teknolojili ürünlerin üretiminden vazgeçen bir ülke konumuna geldiğinin altını çizen Akif Hamzaçebi, “Özelleştirme de bir politikadır ama Türkiye yeni bir Petkim, Tüpraş yaratamadı. Bir otomobil markası yaratamadı. Biz yerli otomobili yapacağız ve sektör ne talep ediyorsa destek vereceğiz” dedi. Türkiye’nin yapısal problemleri olduğunu ve bir dönem kabahatin Merkez Bankası’nın faizinde bulunduğunu da hatırlatan Hamzaçebi, “Merkez Bankası Başkanı vatan hainliği ile suçlandı. Şimdi bakıyorum Endonezya, Hindistan ve TCMB’nin politika faizleri aynı; yüzde 7.5’te. Bu ülkelerden Endonezya 2014’te yüzde 5.2, Hindistan yüzde 7 büyüdü. Türkiye yüzde 2.9 büyüdü. Problem faizde değil” ifadelerini kullandı. Hamzaçebi, Türkiye’de imalat sanayinin üretim ve ihracat yapısına bakıldığında teknoloji yoğunluğu yüksek ürünlerin üretimdeki payının 2003’te yüzde 5.7’iken şimdi yüzde 3.4’e, ihracattaki payının ise yüzde 6’lardan yüzde 3.5 düzeyine indiğine işaret etti.