'Baz istasyonlarında radyasyon yok'
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kalkan,"Artık öyle radyasyon falan yok. Çünkü, teknoloji emniyetli bir noktaya geldi. Eğer bir şey çıkarsa hiç endişe edilmesin hemen söyleriz” dedi.
Uluslararası İyonize Olmayan Işımadan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından organize edilen ve ev sahipliğini Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanlığı’nın yaptığı “ İyonize Etmeyen Elektromanyetik Alanların Yarattığı Isıl Hasara Yakından Bakış Sempozyumu“ İstanbul’da yapıldı.40 ülkeden 150’ye yakın bilim insanının katıldığı 3 günlük Sempozyumda, ICNIRP tarafından tavsiye edilen standart değerlerin tartışılmasının yanı sıra, baz istasyonları, cep telefonları, mikrodalga fırınlar ve elektrikle çalışan tüm cihazlardan yayılan elektromanyetik alanlara yönelik etkiler masaya yatırıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere davet ettikleri uzman bilim adamlarının yaptığı çalışmalar ile bu konudaki endişelerin ve doğru bilinen yanlışların azalmasını hedeflediklerini söyledi. Gültekin ayrıca, her şehirde etkin kanser kayıt ve erken teşhis merkezleri kurduklarını da sözlerine ekledi.
Dünya Sağlık Örgütü Elektomanyetik Alanlar Projesi Başkanı Emilie van Deventer, elektromanyetik alanların insan sağlığına olası etkileri konusunda uzun süredir ciddi araştırmalar ve çalışmalar yürütüldüğünün altını çizerek, bu çalışmalar kapsamında elektromanyetik alanların termal ve termal olmayan etkilerini incelediklerini vurguladı. ICNIRP Başkanı Rüdiger Matthes da, yeni kanıtlar ışığında özellikle insanları korumak için elektromanyetik alanların termal etkilerini tartışmak için İstanbul’da olduklarını, toplantı sonuçlarını ise önümüzdeki sene yeni bir rehber ile duyuracaklarını belirtti.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Elektromanyetik Alanlar Komisyon Başkanı Prof. Dr. Tunaya Kalkan ise, elektromanyetik alanların ısıl etkisinin vücut sıcaklığını bir derece artıran değer olarak kabul edildiğini belirterek,” Bu değerin 50’de biri olan 40 volt / metre ICNIRP tarafından güvenli kabul edilmektedir. Türkiye’de ise bu değer tedbir amaçlı 10 volt / metre olarak uygulanıyor! Buradaki sonuçlar insan sağlığı için en uygun çıktılara ışık tutacaktır” şeklinde konuştu.
"Mikrodalga fırınların radyasyon yaydığı şehir efsanesi"
Kalkan, bu günkü teknolojiyle baz istasyonu, cep telefonu ile diğer elektro manyetik alanların sürekli kontrol edilmekte olduğunu söyleyerek, “Bundan yana bir endişe olduğunu sanmıyorum. Cep telefonları çok yeni! Geçmişi çok uzun olmayan bir alan.Cep telefonlarının ve baz istasyonlarının ilk çıktığı zaman teknoloji oldukça geri ve şiddetleri de standartların üstündeydi. Zaman içinde teknoloji ve kullanım imkanları da arttıkça Baz istasyonları sıklaştı, cep telefonlarının manyetik iletişim şiddetleri düştü; Dolayısıyla standartları da bir şekilde geriye geldi. Şu anda halkın o günkü endişeleri, endişe ettiği ya da bizim o kadar olmamalı dediğimiz değerlerin altına geldi. Artık öyle radyasyon falan yok. Radyasyon değil bu. Bu bir ışıma, elektromanyetik dalga. Bu tip alanlar eskide kaldı. Artık teknoloji emniyetli bir noktaya geldi. Eğer bir şey çıkarsa hiç endişe edilmesin hemen söyleriz. İlk söyleyeceklerden biride bilim adamlarıdır” dedi.
Mikrodalga fırınların da radyasyon yaydığı sözünün şehir efsanesinden başka bir şey olmadığının da altını çizen Kalkan, mikrodalga’dan yayılan sızıntının bir cep telefonu sızıntısından çok daha küçük olduğunu, fakat içindeki enerji dönüşümü nedeniyle pişen yemeğin yakından seyredilmemesi gerektiğini, her zaman bir adım geride durmanın en doğru davranış olacağını kaydetti.
“Teşhis ve tedavide kullanacağız”
Elektro manyetik alanların ısıl etkilerini Tıp alanında da nasıl kullanılabilecekleri konusunda çeşitli araştırmalarda yaptıklarından söz eden Prof. Dr. Tunaya Kalkan, “ Yaptığımız bu uluslararası çalıştay da ilk kez elektro manyetik alanları teşhis ve tedavide kullanılacak bir yerlere getirebilir miyiz diye tartıştık. Ve sonunda bizde dahil dünyada bazıları git gide yayılacağını zannettiğimiz bu tip mikro dalgalar, radyo frekans dalgaları gibi kaynakları teşhis ve tedavide kullanmaya yöneldik. Artık birazda enerjimizi gereksiz yere değil de halkın yararına, tıbbın yararına yönlendirmeye çalışıyoruz” Hatta çalışmalarımızı anlatarak mükemmel çalışma ödülü aldık.”
Dünya üzerinde bazı insanların başka konuda da oluğu gibi korkulacak bir şeyi olmayan neslelerden etkilenip korktuklarının da altını çizen Kalkan, “Günümüzde elektromanyetik alanların biyolojik etkileri emniyetli sınırlara çekilmiş olmasına rağmen bunlardan korkanlar kadar, kendilerine korku yaratabilen insanlarda var. Yani elektro manyetik alanlardan kendilerine korku yaratabiliyorlar. Dolayısıyla, bunun adı ‘Elektro fobi’dir. Yani elektro manyetik alanlardan kendilerine korku yaratabiliyorlar. Bunun adı elektro fobidir. Fobilerde tedavi edilmesi gerekli çok ciddi birer hastalıktır” dedi.